ABD, UAD'nin UNRWA'nın yasaklanmasına ilişkin danışma görüşü duruşmalarında İsrail'in tezlerini yineledi

Melike Pala, Lejla Biogradlija, Selman Aksünger
30.04.2025
Ankara

"İsrail, UNRWA'nın tarafsızlığını sorgulamak için yeterli gerekçeye sahip. Tüm bu endişeler göz önüne alındığında İsrail'in, insani yardım sağlanması noktasında UNRWA'ya izin verme zorunluluğu yoktur"

Uluslararası Adalet Divanının (UAD), İsrail'in Birleşmiş Milletler (BM) kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarının hukuki sonuçlarını değerlendiren danışma görüşü duruşmalarının üçüncü gününde ABD adına sunum yapan Dışişleri Bakanlığı Hukuk Müşavirliği Kıdemli Büro Yetkilisi Josh Simmons, İsrail'in BM Yakın Doğu'daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) tarafsızlığını sorgulamak için yeterli gerekçelere sahip olduğunu ve faaliyetlerine izin verme zorunluluğu bulunmadığını savundu.

İsrail'in UNRWA'yı yasaklamasına ilişkin duruşmalar, Hollanda'nın idari başkenti Lahey'deki Barış Sarayı'nda 5 günde tamamlanacak.

Duruşmaların üçüncü gününün ilk oturumu, ABD ve Rusya'nın sunumlarıyla başladı.

Lahey'de devam eden duruşmalarda Türkiye dahil 39 devlet ve 4 uluslararası kuruluş, İsrail'in BM kuruluşlarına yönelik kısıtlamalarına ilişkin kanaatlerini sunacak.

ABD adına söz alan Josh Simmons, Gazze'de süren çatışmanın uluslararası toplum açısından "kritik" bir durum olduğunu belirterek, mahkemede 3 gündür İsrail'in güvenliğine ilişkin çok az söylemde bulunulduğunu savundu.

İsrail'in kamu düzeni ve güvenliğini sağlama ile sivil halkı koruma yükümlülükleri bulunduğunu ancak savunma anlamında da çıkarları olduğunu belirten Simmons, "Bu, işgalci gücün sivil halka yardım sağlamasını gerektirmesi durumunda, kendi güvenliğini de sağlama hakkını kaybetmediği anlamına gelir." dedi.

Simmons, işgalci gücün, hangi yardım planlarına izin verileceği konusunda karar yetkisine sahip olduğunu öne sürdü.

UNRWA'nın tarafsızlığı noktasında endişelerin olduğunu iddia eden Simmons, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İsrail, UNRWA'nın tarafsızlığını sorgulamak için yeterli gerekçeye sahip. Tüm bu endişeler göz önüne alındığında İsrail'in, insani yardım sağlanması noktasında UNRWA'ya izin verme zorunluluğu yoktur. UNRWA, Gazze'de insani yardım sağlamak için tek seçenek değil. Özetle işgalci gücün, işgal altındaki topraklarda kendi güvenlik çıkarını tehlikeye atacak üçüncü devlet veya uluslararası örgüte izin vermesi yönünde yasal bir gereklilik yoktur."

Bazı ülkelerin Mahkemeden, İsrail'e UNRWA'ya yönelik özel yeni yasal yükümlülükler getirmesini istediğini öne süren Simmons, yeni yükümlülüklerin tanımlanmasının BM Şartı dahil uluslararası hukuka aykırı olacağını savundu.

Simmons, "Açık olmak gerekirse ABD, Gazze'ye insani yardım akışını ve bu yardımların terörist gruplar tarafından yağmalanmamasını ya da kötüye kullanılmamasını sağlayacak tedbirlerin alınmasını desteklemektedir." ifadelerini kullandı.

"Milyonlarca Filistinli, varoluşsal bir umutsuzlukla karşı karşıya"

Rusya adına sunum yapan Dışişleri Bakanlığı Hukuk Departmanı Direktörü Maksim Musikhin ise İsrail'in UNRWA'ya yönelik yasaklama kararı ve kısıtlamalarının hem uluslararası hukuku hem de işgal altında bulunan Filistin topraklarındaki insani sistemi tehdit ettiği uyarısı yaptı.

Musikhin, İsrail'in UNRWA'yı sistematik olarak baltaladığını ve uluslararası hukuk çerçevesinde işgalci bir güç olarak yasal yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek, "Gazze kıtlığın eşiğinde duruyor. Hastaneler harabeye dönmüş durumda. Gazze Şeridi'nde ve Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria'da yaşayan milyonlarca Filistinli, varoluşsal bir umutsuzlukla karşı karşıya." diye konuştu.

UNRWA'nın "bir insani yardım ajansından daha fazlası olduğunu, uluslararası toplumun Filistin halkına ve onların kendi kaderlerini tayin etme ve dönüş haklarına karşı kolektif sorumluluğunu temsil ettiğini" dile getiren Musikhin, İsrail'in BM tarihinde ilk kez Ajansın faaliyetlerini yasaklamasının Gazze'nin insani yardım altyapısını çökertebileceğini söyledi.

Musikhin, İsrail ve onu destekleyen ülkelerin "diğer yardım ajanslarının UNRWA'nın yerini alabileceği" iddialarını reddederek, "İsrail'in yasaları sadece hukuka aykırı değil, müsamaha gösterildiği takdirde BM'nin temel ilkelerine yönelik bir saldırıdır. UNRWA'nın çöküşü sadece milyonlarca Filistinliyi mağdur etmekle kalmayacak, BM sisteminin güvenilirliğini de sarsacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail'in BM kuruluşlarına yönelik kısıtlamaları UAD'de

İsrail Meclisinin 28 Ekim 2024'te UNRWA'nın faaliyetlerini kısıtlayan yasaları kabul etmesi ve 31 Ocak 2025'te Doğu Kudüs'teki UNRWA operasyonlarını sonlandırmasına ilişkin UAD danışma görüşü duruşmalarında, 39 ülkenin yanı sıra Arap Ligi, İslam İşbirliği Teşkilatı, Afrika Birliği ve BM sunum yapacak.

Türkiye görüşünü 30 Nisan'da sunacak, duruşmaların tamamı ise 2 Mayıs'ta sona erecek. Danışma görüşüne ilişkin yazılı beyanda bulunan İsrail, sözlü duruşmalarda yer almayacak.

Süreç, sözlü sunumların ardından Divan yargıçlarının danışma görüşünü hazırlamak için müzakereye başlamasıyla devam edecek.

UAD, danışma görüşlerini genellikle 4 veya 6 aylık sürede açıklıyor.