Mimar Sinan’ın eserlerinin yanısıra Osmanlı ve Selçukulu döneminde inşa birçok farklı yapıda yer alan ve halk arasında 'deprem terazisi' olarak bilinen döner sütunların işlevi hakkında merak edilenler, Anadolu Ajansı Teyit Hattı tarafından mercek altına alındı.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aras Neftçi, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Neftçi, döner sütunların sanıldığı gibi birer 'deprem göstergesi' olmadığını, bu yöndeki bilgilerin hakikati yansıtmadığını belirtti.
Neftçi'ye göre, özellikle Mimar Sinan’a ait cami ve yapılarda sıkça görülen döner sütunların, yapının hasar görüp görmediğini tespit etmek amacıyla konulduğu, dönmemeleri halinde yapıda hasar oluştuğu yönündeki iddialar ise gerçeği yansıtmıyor.
Doç. Dr. Neftçi, Mimar Sinan’ın eserlerinden biri olan Kılıç Ali Paşa Camisi’nde yaptığı açıklamalarda, bu tür sütunların yapısal değil, daha çok estetik ve mimari detay olarak değerlendirildiğini belirtti.
Mimar Sinan’ın eserlerinde deprem terazisi bulunur mu?
Eserlerde bulunan döner sütunlara 'terazi' denmesinin doğru olmadığını ifade eden Neftçi, bu sistemlerin aslında 'orta eksenli döner sütun' olarak adlandırılması gerektiğini belirtti. Mimar Sinan’ın bazı eserlerinde görülen bu sütunların, Sinan öncesi eserlerde de bulunduğuna işaret eden Neftçi, “Döner sütunlar sadece Sinan’a ait değil, Artuklu ve ondan önceki beylikler döneminde yapılan eserlerde de mevcut.” ifadelerini kullandı.
Deprem terazisi olduğu iddia edilen sistem aslında ne?
Döner sütunların deprem terazisi olduğu fikrinin yaygın bilinen yanlışlar arasında yer aldığının altını çizen Neftçi, 'bu sistemlerin aslında bir mimari güç belirtisi olduğu' yorumunda bulundu. Döner sütun taşlarının çevresindeki taşlardan farklı olduğunu ve bu nedenle göze çarpan bir eleman olarak öne çıktığını ifade eden Neftçi, 'bu yapıların ziyaretçilerin ilgi odağı olduğunu ve bu nedenle aslında tasarım gücünü ortaya koyma görevini üstlendiğini' dile getirdi.
Bu sistemle eserlerin zarar görüp görmediğini anlamak mümkün mü?
Yalnızca döner sütunlarla bir yapının zarar görüp görmediğini anlamanın mümkün olmadığını belirten Neftçi, “Bu kadar büyük depremler yaşadık. Bazı eserler tamamen zarar görmesine rağmen sütunlar dönüyor. Bazı eserlerde ise sütun çok fazla döndürüldüğü için ekseninden kaymış, ancak yapıda bir hasar yok.” dedi.
Bu sisteme Mimar Sinan öncesi eserlerde rastlamak mümkün mü?
Döner sütunların Mimar Sinan öncesi dönemlerde de sık sık kullanıldığının altını çizen Neftçi, genellikle Orta ve Güneydoğu Anadolu Selçuklu dönemi ve ona ait beyliklerde yer alan eserlerde bu sistemin görüldüğünü belirtti.
Mimar Sinan eserlerinin depreme dayanıklı kalması için nasıl bir yol izledi?
Mimar Sinan’ın iyi bir gözlemci olduğunu belirten Neftçi, “Her şeyden önce Sinan, daha önceki eserlerden gözlem yapmış ve bu eserlerdeki aksaklıkları görmüş.” ifadelerini kullandı. Sinan’ın devrin geniş imkanlarından yararlandığının altını çizen Neftçi, eserlerindeki taş duvarları depreme dayanıklı kalması için özel tekniklerle geliştirdiğini ifade etti.
Sinan’ın eserlerine payandalar ekleyerek ağır duvarların hafifletilmesine yardımcı olduğunu dile getiren Neftçi, Kılıç Ali Paşa Camisi’ndeki payandaların kubbenin açılmasını önlediğini belirtti. Kılıç Ali Paşa Camisi’nin Ayasofya’ya benzer özellikler gösterdiği yorumunda bulunan Neftçi, Mimar Sinan’ın bu eserinde Ayasofya’daki aksaklıkları giderdiğini dile getirdi.
Kılıç Ali Paşa Camisi restore edilmeden önce, mihrap tarafında çöken kemerler olmasına rağmen eserde yer alan sütunların dönmeye devam ettiğinin altını çizen Neftçi, eserlerde görülen bu sütunların hasar tespiti için yeterli olmadığını vurguladı.