

Suriye'nin kuzeybatısında, Hatay'ın karşısındaki Suriye topraklarında yer alan Afrin'in terör örgütü YPG/PKK'nın işgalinden kurtarılması için 20 Ocak 2018'de başlatılan Zeytin Dalı Harekatı, 18 Mart 2020'de başarıyla tamamlandı.
Savaş, doğal afet veya olağanüstü durumlarda artış gösteren dezenformasyon operasyonları Zeytin Dalı harekatı esnasında da yoğunlaştı. Dönemin terör destekçisi sosyal medya hesapları, yanıltıcı içeriklerle operasyonu baltalama ve kamuoyunu huzursuz etme çabasına girdi. Bölgeyle alakalı olmayan görüntülerin dolaşıma girmesiyle algı yönetimi ve manipüle çalışmaları yürütüldü.
Afrin’de Türk taburunun esir düştüğü iddiası gündeme geldi. İddianın gerçeği yansıtmadığı kısa süre içerisinde tespit edildi. Fotoğrafının aslında Suriye’de faaliyet gösteren Hizbullah militanlarına ait olduğu belirlendi.
Yine bağlamından koparılarak alınmış bir fotoğraf, Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait saldırıya uğraşmış bir tank olduğu iddiası ile paylaşıldı. Yapılan araştırmada fotoğrafın 10 Aralık 2017 tarihli "ABD, Rusya ve Çin'le olası bir savaşta gücünü kaybedebilir" başlıklı bir haberde kullanıldığı belirlendi.
Yine TSK'ya ait olduğu iddia edilen bir başka tank görüntüsünün de bölgeyle alakasının olmadığı belirlendi. Fotoğrafın aslında ABD'nin Irak'ı işgali esnasında çekildiği ve bazı gazete manşetlerinde kullanıldığı ve Yemen'de kaydedildiği ortaya kondu.
"Esir Türk askeri" açıklamasıyla Afrin'de çekildiği iddia edilen fotoğraf ise aslında terör örgütü DEAŞ'ın eline düşen Irak askerlerini gösteriyordu. İddiada kullanılan fotoğrafın orijinalinin ise Anadolu Ajansına ait olduğu ortaya çıktı. Anadolu Ajansı kayıtlarında, fotoğrafın orjinalinin Irak’ta DAEŞ’ın Mart 2014’te Felluce’de 20 Iraklı askeri infaz ettiği haberinin görüntüsü olarak yayımlandığı tespit edildi.
Bu ve benzeri birçok görüntü, kamuoyunu yanlış yönlendirme ve demoralize etme amacıyla servis edildi. Aynı şekilde, bölgedeki askerleri karalamak için de birçok farklı iddia dolaşıma girdi.
Afrin'deki sivil halkın operasyon nedeni ile zora düştüğü imaları ile yapılan paylaşımlar kısa sürede gündem oldu. Yapılan araştırmada, iddiaya konu fotoğrafın 2013 yılında Suriye'deki iç savaş esnasında çekildiği belirlendi.
Yine Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bölgedeki sivillere zarar verdiği iddia edilmiş, daha sonrasında ise iddia fotoğrafının güncel olmadığı ve 2017 yılında Suriye'nin kuzeyinde çekildiği belirlenmişti.
Yanıltıcı içeriklerin hız kesmediği bu dönemde her paylaşım kendince bir amaca hizmet ediyordu. Kamuoyunda güvensizlik oluşturmak ve operasyonu itibar kaybına uğratmak da bu amaçlar arasında yerini aldı.
Örneğin, "Afrin'de TSK'ya ait bir uçak düşürüldü" iddiası gündemi bir hayli meşgul etti. Yapılan araştırmada, fotoğrafın güncel olmadığı tespit edildi. Fotoğrafın, 16 Mart 2012’de Afganistan’da gerçekleşen bir helikopter kazasına ait olduğu ortaya kondu.
Örneklere ek olarak dolaşıma giren sayısız dezenformatif mesaj, operasyon döneminde toplumun direncini kırmak için dolaşıma sokuldu. Dünyada da örneklerine sıklıkla rastlanılan bu manipülasyon çalışmalarına karşı temkinli olmak dijital medya okur-yazarlığın ilk adımını oluşturuyor.
Kriz anlarında sosyal mecralarda çığ gibi büyüyen bilgi yığınlarına karşılık, resmi ve güvenilir haber kaynaklarını takip etmek habere ve doğru bilgiye ulaşmanın en güvenilir yolu olarak kabul ediliyor.