Türkiye'de yapay zeka araştırması: Yanlış bilgiye endişesine rağmen güven yüksek

Çağdaş Çetindemir / 22.12.2025
İstanbul

Türkiye'de yapay zekanın araştırıldığı "Toplumda Yapay Zeka Algısı" çalışması, çarpıcı sonuçlar ortaya çıkardı. Türkiye'de yapay zekayı duyanların oranı yüzde 80,5 olarak ölçüldü. Günlük yapay zeka kullanım oranının yüzde 57,6 ile dünya ortalamasının (yüzde 16) üzerinde olduğu belirlendi.  Yapay zeka çıktılarını genelde doğru bulanların oranı yüzde 84,2. Yapay zekayla birkaç kez ya da sık sık yanlış bilgiyle karşılaşma oranı yüzde 65,5. Araştırmaya göre yapay zekanın medya sektörüne olumsuz etkisi olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 27,9. Buna neden olarak da dezenformasyon, manipülasyon ve yapay zekanın sahte haberler ve yanlış bilgiler yaymak amacıyla kullanımı öne çıktı.


Bilginin Doğrusu Cebinizde:

Yanıltıcı içerikler her yerde! Sosyal medyada önünüze düşen dezenformatif haberlerin doğruları her gün telefonunuza gelsin isterseniz, bağlantıya tıklayın: Teyit Hattı’nın WhatsApp kanalına katılın.

Yapay Zeka Politikaları Derneği (AIPA) ve Kuantum Araştırma işbirliğiyle gerçekleştirilen araştırma, Türkiye'nin yapay zeka ile kurduğu ilişkiyi çok boyutlu bir biçimde göstermeyi amaçladı. Raporda toplumdaki yapay zeka adaptasyon hızının, yapay zeka okuryazarlık ve farkındalık seviyesiyle aynı ölçüde ilerlemediğine, bu durumun bireysel ve toplumsal olarak risk yarattığına işaret edildi. Araştırmada bulunan 'dezenformasyon kaygısı' ve 'yanlış yönlendirilme ihtimali' de yapay zekaya dair yönetişim ihtiyacını ortaya koydu.

Araştırma kapsamında geçen ağustos ve eylül aylarında yapay zeka araştırması için bin 252, medya ve yapay zeka araştırması için de 945 kişiyle görüşüldü. Görüşülenlerin yüzde 37'si İstanbul'dandı, yüzde 51'i kadındı ve yaş ortalaması 37'ydi. Yüzde 45,8'inin üniversite mezunu olduğu katılımcıların yüzde 54,8'i evliydi. Ortalama hane aylık geliri ise 85 bin 415 TL'ydi.

Analiz ve raporlama bu ay yapıldı ve rapor geçen gün kamuoyuyla paylaşıldı. Araştırmada elde edilen bulgular şöyle:

-       Yapay zeka araçlarını duyma oranı: Yüzde 80,5

Üretken yapay zeka araçlarını duyma oranı: Yüzde 59,7

Agentic AI (Kendi başına karar verebilen, çevresiyle etkileşim kurabilen … ) yapay zeka araçlarını duyma oranı: Yüzde 30,7


Görüşülen kişilere göre en çok duyulan/bilinen yapay zeka aracı yüzde 88 ile ChatGPT çıktı. Bunu yüzde 35,4 ile Gemini, yüzde 15,6 ile DeepSeek, yüzde 13,1 ile Grok, yüzde 8,1 ile Siri, yüzde 5,7 ile Microsoft Copilot, yüzde 5,1 ile Google Asistan, yüzde 4,4 ile Canva ve Claude AI ve yüzde 4,1 ile Midjourney takip etti. Yapay zeka teknolojilerini "İyi derecede biliyorum" diyenlerin oranı yüzde 11,1 ölçüldü.

Katılımcıların yüzde 57,6'sının günlük hayatlarında yapay zeka araçlarını kullandığı tespit edildi. Dünya genelinde günlük kullanım oranı yüzde 16. Türkiye'deki yapay zeka kullanım düzeyi, dünya ortalamasının üzerinde çıktı. Türkiye’de en çok kullanılan yapay zeka aracı ise yüzde 82,8 ile ChatGPT oldu. Yapay zeka araçlarını kullanma amaçları ise kişisel amaç yüzde 41,3 işi amacı yüzde 39,4 ve eğitim amacı yüzde 27,5 olarak ölçüldü.

Günlük hayatlarında yapay zeka kullananların yüzde 8,8'i kullandıkları yapay zeka araçlarına ödeme yaptı. Ücret ödenen yapay zeka araçlarında ChatGPT yüzde 86,3'le açık ara önde çıktı. Önümüzdeki 6 ay içinde yapay zeka araçlarına ücret ödemeyi düşünenlerin oranı ise yüzde 22,2 tespit edildi. Büyük çoğunluk, ya hayır diyor ya da kararsız.


Araştırmada yapay zeka araçlarının doğruluğuna duyulan güven ölçüldü. Yapay zeka teknolojilerini kullanan kişilerin yüzde 84,2’sinin yapay zeka teknolojilerinin genelde doğru sonuçlar verdiğini düşündüğü belirlendi. Tamamen güvenenler yüzde 9,3 nadiren doğru bulanlar yüzde 6,2 kararsız olanlar ise yüzde 0,3 çıktı. 

Yapay zeka teknolojilerini kullanan kişilerin yüzde 55,2'si yapay zeka teknolojilerinin verdiği bilgilerin yanlış veya yanıltıcı olması durumunu birkaç kez yaşadığını belirtti.

-       Evet, sık sık yaşıyorum: Yüzde 10,3

-       Hayır, hiç fark etmedim: Yüzde 29,4

-       Emin değilim: Yüzde 5

Yapay zeka teknolojilerini kullanan kişilerin yüzde 43,7'si için yönlendirme ve manipülasyon konularında yapay zeka kullanımı çok olası çıktı.

-       Evet, ama doğru şekilde denetlenirse sorun olmaz: Yüzde 39,1

-       Hayır, ihtimali düşük: Yüzde 13,4

-       Bilmiyorum, fikrim yok: Yüzde 3,8

Yapay zeka teknolojilerinin sunduğu bilgilerin genelde doğru olduğunu belirten kişilerin yüzde 59,1'i, daha önce yapay zekanın verdiği bilgilerin yanlış veya yanıltıcı olması durumuyla birkaç kez karşılaştığını belirtti. Genelde doğru bulanlar bazında yanlış bilgiyle karşılanma durumu şöyle:

-       Evet, birkaç kez yaşadım: Yüzde 59,1

-       Hayır, hiç fark etmedim: Yüzde 24,3

-       Evet, sık sık yaşıyorum: Yüzde 11,1

-       Emin değilim: Yüzde 5,5

Araştırmada genel katılımcıya "Yapay zekanın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?" diye soruldu. Yüzde 45 temkinli olduğunu, yüzde 23,6 heyecanlı olduğunu, yüzde 21,7 korktuğunu ve yüzde 19,4 ise hiç ilgilenmediğini söyledi. Aynı soruda yapay zeka kullanıcılarının yaklaşımında ise oranlar değişti. Yüzde 53,7 temkinli olduğunu, yüzde 31,7 heyecanlı olduğunu, yüzde 23,2 korktuğunu ve yüzde 5,9 ise hiç ilgilenmediğini belirtti. Yapay zekayla ilgili kontrolden çıkma, ele geçirme, tehlikeli yönlendirme yapabilmesi, insana ihtiyacın azalması, işle ilgili etkiler, çocuklar, belirsizlikler, manipülasyon, kötü niyetli kullanım, yanlış bilgilerin doğru kabul edilmesi gibi konular, korkutan konular olarak öne çıktı.

 "Yapay zekanın geleceği hakkında ne düşünüyorsunuz?" sorusunu yanıtlayan yapay zekayı kullanmayanlar grubunda korku oranı yükseldi. Yüzde 40,7 temkinli olduğunu, yüzde 23,6 korktuğunu, yüzde 22,2 heyecanlı olduğunu ve yüzde 18,7 ise hiç ilgilenmediğini söyledi. Korkutan konulardan biri olarak yanlış bilgilerin doğru kabul edilmesi başlığı yüzde 7,9 ölçüldü.

Araştırmada katılımcılarda en fazla etik kaygıların öne çıktığı tespit edildi. Katılımcıların yüzde 66'sı yapay zekanın etik dışı kullanımı konusunda endişeli ve veri güvenliğini tehdit altında gördü. Bu kişilerin yüzde 62,7’si kişisel verilerin kötüye kullanılabileceği düşüncesine sahip. Yüzde 45,6 ise yapay zekanın kontrolden çıkması noktasında kaygılı. Araştırma, katılımcıların yüzde 44,2'sinin mesleki anlamda yapay zeka kullanımıyla ilgili tedirginlik duymadığını ortaya koydu.


Araştırmada yapay zekanın sosyal medya ve geleneksel medyayla ilişkisi de değerlendirildi. Elde edilen bulgular şöyle:

-       Gündem ve haberler, yüzde 60 ile dijital kanallardan (sosyal medya, web ) yüzde 36,8 ile TV’den, yüzde 2,9 ile basılı gazeteden ve yüzde 0,3 ile radyodan takip ediliyor.

-       Gündem ve haberlerin takip edildiği sosyal medya platformları; Instagram (Yüzde 80,3) LinkedIn ve X (Yüzde 60,5) YouTube (Yüzde 49,5) WhatsApp (Yüzde 44,4) Facebook (Yüzde 43,2) Telegram (Yüzde 22,2) TikTok (Yüzde 11,1)

-       Sosyal medya mecraları, gündem ve haberlerin takibinde yüksek orana sahip ancak güven duyulma konusunda yaklaşık yüzde 50'lik oranla üçüncü sırada yer aldı. Güven parametresinde TV ile sosyal medya arasındaki fark yaklaşık 10 puan çıktı. (Sıralama:  TV, internet (web siteleri), sosyal medya, gazete)

-       LinkedIn'in haberlere duyulan güven düzeyi pozitif ve anlamlı bir şekilde diğer mecralardan ayrıştı. Tiktok, Facebook ve Instagram’a duyulan güven düzeyi düşük. Bunun üç temel nedeni var: Haber kaynağının belirsizliği, haber manipülasyonu (Deepfake-sahte haberler) ve influencerlara olan güvenin azalması.

-       Toplumun yüzde 47'si yapay zeka teknolojilerinin gelişmesinin medya sektörüne olumlu etkisi olduğunu belirtti. Bunda kişiselleştirilmiş içerik uygulamaları ve dil bariyerinin ortadan kalkarak global bilgilere daha kolay ulaşılabilmesi etkili oldu.

Toplumun yüzde 27,9'u yapay zeka teknolojilerinin gelişmesinin medya sektörüne olumsuz etkisi olduğunu belirtti. Neden, dezenformasyon, manipülasyon ve yapay zekanın sahte haberler ve yanlış bilgiler yaymak amacıyla kullanımı vb ...

Olumsuz katılımcıya  "Çözüm ne?" diye sorulunca; çoğunluk fikri olmadığını ve ne yapılacağını bilmediğini söyledi. Gerekli regülasyonlarla devletin bu durumu kontrol altına alması gerektiği ise en yüksek çözüm önerisi olarak belirtildi.