Medya kuruluşları, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 19. maddesine hizmet ederek dünya genelinde kişilerin haber alma ve bilgi edinme hakkını kullanmasına katkı sağlar.
Medya türleri çeşitlenmeye devam ederken, günümüzde insanların en temel bilgilendirilme araçlarından biri konumundaki yerini koruyan medya, iletişim araçlarıyla kişilerin gündem, siyaset, spor, ekonomi vb. konularda meydana gelen gelişmelerden haberdar olmasını sağlıyor.
Peki 8 milyar insanı bilgilendirme amacı taşıyan medyanın, kişileri etkileme, manipüle etme, yönlendirmek veya dezenformasyonlara sebebiyet verme amacı taşıması mümkün mü?
YANILTICI BAŞLIKLAR
Günümüzde en çok internet haberciliğinde karşımıza çıkan "yanıltıcı başlık" kavramı ile yukarıdaki soru tam olarak örtüşüyor.
Yanıltıcı başlık, anlam olarak kapsadığı içeriği eksik biçimde yansıtan, yanlış yönlendirme amacıyla kullanılan başlıklara denir. Yanıltıcı başlıklar, tık tuzağı oluşturmak için de sıklıkla kullanılırken, habercilik etiğinde, gelişen medyanın en sıklıkla takıldığı, sınıfta kaldığı konulardan biridir.
Yanlış veya yanıltıcı başlık, günümüzde dijital yayıncılıkta "Clickbait" olarak da bilinen sosyal medya terimine karşılık geliyor. Yanıltıcı başlıklarla, olumlu bir haberin olumsuz tarafından görülmesini sağlamak, sanki olumlu bir durum ortada yokmuş gibi gerçeğin çarpıtılarak verilmesi amacıyla kullanılabilir.

Yukarıda görseli görünen haber yanıltıcı başlık kavramına verilebilecek örnekler arasında yer alıyor. Haberde, Türkiye'nin yerli üretim otomobili TOGG'a gösterilen ilgi nedeniyle yaşanan yoğunluk anlatılıyor. Her yıl 20 bin araç üreteceği açıklanan TOGG'un 24 saatte ön sipariş almasına değinilirken, olumlu bir durum olarak görülebilecek bu duruma "Üretim tarihi bir yıl uzadı" başlığı atılmış. Tweet kısa süre içerisinde yüz binlerce görüntülenme ve binlerce etkileşim alırken, bazı sosyal medya kullanıcıları haberi başlıkta okudukları halde yanlış bilgiyle paylaştı, bazıları ise hakaret içeren yorumlar yazdı.



Günümüzde hemen her medya unsurunun isteyerek veya istemeyerek attığı yanıltıcı başlıklar, haberin yalnızca başlığını kadar okuyan, içeriğini incelemeyen kişilerin yanlış bilgilenmesine, yanlış yönlendirilmesine veya haberlerin sanal ortamda yalnızca manşetleriyle, başlıklarıyla paylaşan uygulamaların yanlış bilgileri yaymasına neden olabiliyor. Bu da dezenformasyonu beraberinde getiriyor.
YANILTICI BAŞLIKLAR HAKKINDA AKADEMİK ÇALIŞMALAR
Medyanın değişimi ve gelişimi ile birlikte, yanıltıcı başlıklar üzerine yapılan çalışmalar da çoğalmaya başladı. Batı Avustralya Üniversitesi'nden psikolog Ullrich K. H. Ecker’in 2014 yılında yürüttüğü çalışmada, yanıltıcı bir başlığın, ortada içeriği doğru anlama niyeti olsa dahi, zarar yaratabileceğini öne sürdü.
Ecker ve meslektaşları yanıltıcı manşetlerin en büyük sorununun, tamamen yanlış olmaları değil, yanıltıcı olmaları olduğuna inanırken, yanlışı düzeltmenin büyük bir zihinsel çaba gerektirdiğini, fakat yanıltıcı başlıklar söz konusu olduğunda, düzeltme ihtiyacının her zaman doğmadığını ve hatta kullanıldığını tespit etti. Ecker, çalışmasında belirgin olmayan yanıltıcı başlıkların, okuyucularda farkındalık oluşturmadığını bu nedenle de doğrulama refleksini çalıştırmadıklarını belirtti.

YANLIŞ BAŞLIKTAN KORUNMAK İÇİN NE YAPMAK GEREKİR?