İstanbul Kadıköy'de 19 Kasım 1936'da dünyaya gelen Turan, ilk ve orta öğrenimini Kadıköy'de, lise eğitimini ise Haydarpaşa Lisesi'nde tamamladı. Küçük yaşlarda sanata ilgi duyan usta oyuncu, resim atölyelerine katılarak çizim çalışmalarına başladı.
Turan, liseyi bitirdikten sonra İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi Bölümü'ne girdi fakat mezun olmadan üçüncü sınıfta okulu bıraktı.
Liseden sonra yedek subay olarak askere giden Turan, gönüllü olarak Kore Savaşı'nda görev yaptı.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
"Asla dürüstlükten şaşmadım"
Turan, Kore Savaşı'nda görevli Türk birliği içindeyken tiyatroya ilgi duydu. NATO askerleri arasında düzenlenen bir tiyatro yarışmasına asker arkadaşlarıyla katılan sanatçı, yarışmadan birincilikle döndü.
Sahne sanatlarına ilgisi giderek artan oyuncu, Tokyo'da bir gece kulübünde gerçekleşen film çekimine şahit olarak, Brezilya-Japonya ortak yapımı bu filmde figüranlık yaptı.
Askerden sonra Uzak Doğu ve Amerika'da bir süre daha yaşam sürdüren sanatçı, yaptığı bir açıklamada, şunları söylemişti:
"Bizim grupla birlikte dönmedim. Bu da benim Japonya, Amerika, Almanya ve Azor Adaları'nda çok uzun bir süre daha dolaşmamı sağladı. Sonra geldim. Bir iki defa da 'Parasız nasıl gidilir?' denedim. Onu da yaptım sonra. İlkinde param vardı. İkincisinde bir gofret alınca bitecek kadar param vardı ama oldu, gittim, geldim. Asla dürüstlükten şaşmadım. Ufacık ufacık esprilerle, şirinliklerle götürdüm, keyifliydi. Her şeyi parayla halletmekten daha keyifliydi. Bunların hepsi 1963'ten önceydi. Sonra döndüm. İnsanın içinde hep farklı şeyler yapmaya zorlayan bir potansiyeli var. Bu potansiyelin, ait olduğu yere kanalize edilmesi gerekiyor. Onun arayışı içinde oldum. Bu, sanat olur diye düşünüyordum, kreatif bir şey yani. Bir şeyler üretmek gerekiyor. Sonra resim çalışmalarımı profesyonel hale getirdim. Ondan sonra 1962'de de tiyatro serüveni başladı."
Usta sanatçı, tiyatro oyuncusu Saim Alpago'nun kurduğu Selim Naşit, Altan Karındaş, Erdoğan Sıcak, Gürdal Onur, Üner İlsever ve Tülin Oral'ın yer aldığı özel tiyatroya sık sık gitti ve ardından ilk kez bir tiyatro oyununda İstanbul'da sahneye çıktı.
"Koçum Benim"de Ayhan Işık'la oynadı
Tiyatroda bütün rolleri ezberleyen Turan, bir açıklamasında, "Ben Gürdal'ın iyi arkadaşıyım. Gidiyorum, geliyorum kulise. Meraklıyım da. Bir oyun oynuyorlar. Ben onu seyrederken ezberledim falan. Bir gün Selim Naşit gelmedi. Saim Bey beni yakaladı ve sahneye atıverdi. İnanılır gibi değildi. Korkunç bir şey. Ondan sonra tiyatro başladı." değerlendirmesinde bulunmuştu.
Başarılı oyuncu, 1963'te "Ses" dergisinin açtığı yarışmayı kazanarak sinemaya adım attı. Aynı yıl yarışmada Ajda Pekkan ile Ediz Hun birinci seçildi.
Süleyman Turan'ın sinema kariyeri, Osman Seden'in yönettiği, başrollerinde Türkan Şoray, Tamer Yiğit, Öztürk Serengil ve Hulusi Kentmen'in olduğu "Sayın Bayan" adlı filmle başladı. Küçük bir rolü olan Turan, sonraki filmi "Koçum Benim"de ise Ayhan Işık'la oynadı.
Genellikle "esas oğlanın sadık dostu" karakterlerini canlandıran Turan, sevecen ve samimi tiplemeleriyle Türk izleyicisinin beğenisini kazandı.
Kariyeri boyunca yaklaşık 200 filmde rol alan sanatçı, "Dikkat Kan Aranıyor" (1970), "Yarın Son Gündür" (1971) ve "Güllü" (1972) adlı yapımlardaki performansıyla hafızalarda yer edindi.
"Bir ayrıcalık gibi geliyor bana Kadıköylü olmak"
Bir dönem dergi ressamı olarak çalışan Turan, filmlerin dışında uzun zaman karikatür ve resim yaptı. Çizimleri "Akbaba" dergisinde yayımlandı.
Turan, Akşam gazetesinde çizgi roman çizmeye başladı. Senaryoları da yazan Turan, bu arada afişler ve kitap kapakları yaptı, Sabah gazetesinde 15 yıldan uzun süre çizgi roman çizdi.
Usta oyuncu, 1971'de Yılmaz Güney ile oynadığı "Yarın Son Gündür" adlı filmdeki rolüyle 9. Antalya Film Şenliği, "Güllü"deki rolüyle 1972'de gerçekleşen Antalya Film Festivali'nde "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu" ödülüne layık görüldü.
Birkaç sene sinemadan uzak kalan Turan, bu dönemde çizgi roman ve senaryo yazarlığı yaptı.
TRT'den gelen bir teklifi değerlendirerek sesli çekilen ilk dizi filmlerden "Sarıpınar 1914"te oynayan Turan, "Dönme Dolap" (1983), "Baş Belası" (1982) ve "Sevgili Dayım" (1977) filmlerinin de senaryolarını kaleme aldı.
Süleyman Turan, her fırsatta Kadıköylü olmakla övünürken, bir açıklamasında Kadıköy sevgisini şu sözlerle aktarmıştı:
"Bir ayrıcalık gibi geliyor bana Kadıköylü olmak. İstanbul'da böyle semtler vardır. Gariptir, oralar hep sanatçı yetiştiren muhitler gibidir. Kadıköy kocaman bir dünyaydı. İstanbul tarafını pek bilmezdik. Ben üniversiteye başlayana kadar gerçekten bilmiyordum."
Canlandırdığı rollerle Türk izleyicisinin beğenisini kazanan sanatçı Süleyman Turan, 10 Eylül 2019'da İstanbul'da vefat etti.
Yönetmen Tunç Başaran, 1966'da film çekimleri sırasında arkadaş olduğu Turan için İKSV tarafından Onur Ödülü aldığı sırada, şunları söylemişti:
"Hiç ayrılmadık. Benim en çok çalıştığım aktör Süleyman, Süleyman'ın en çok çalıştığı yönetmen de bendim. Çok iyi aktördür. Her türlü rolün altından kalkar, mükemmeli arar, oynadığı sahneleri beğenmez, tekrar çekimini ister. Büyük foto direktörümüz Kriton İlyadis onun için bir sette 'Tunç, bilirsin bu adam çok sinematografiktir.' demişti. Oyuncudur o ama ressamdır aynı zamanda. Çizgi romanlarıyla da ünlüdür. Bir de sabahları uyanamamasıyla... O benim vazgeçemediğim oyuncudur. İhtiyarlamayan delikanlısıdır Türk sinemasının. Türk sinemasının büyük kazancıdır. Turanların turanı, baş turan. Sinemamız Süleyman Turan gibi bir aktöre sahip olduğu için gurur duymalıdır. Ben onunla gurur duyuyorum."