Yunan General Napoleon Zervas komutasındaki kuvvetler tarafından İkinci Dünya Savaşı sırasında Çamerya Arnavutlarına yönelik gerçekleştirilen katliamda, anne ve babası dahil 7 aile bireyi katledilen 88 yaşındaki Bollati, o dönem yaşadığı acı dolu anları AA muhabirine anlattı.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Bollati, Paramiti'de (Aydonat) doğduğunu ve Haziran 1944'te başlayan katliamda 7 yaşında olduğunu belirterek, katliamlara bizzat şahit olmasının yanı sıra Çamerya katliamından kurtulan diğer akrabalarının anlattıklarıyla büyüdüğünü kaydetti.
Katliamdan kurtulan kız kardeşiyle Arnavutluk'a göç ettiklerini belirten Bollati, oradaki komünist rejim döneminde Çekoslovakya'da kimya mühendisi olarak yüksek öğrenimini tamamladığını dile getirdi.
"2 yaşındaki kız kardeşim Makbule açlık ve hastalıktan Aydonat Hapishanesi'nde öldü"
Bollati, "27 Haziran 1944'te başlayan soykırım sırasında önce 82 yaşındaki imam dedem Muharrem Bollati öldürüldü, ardından da 72 yaşındaki babaannem Ruhiye Paramithi Hapishanesi'nde öldü. Aydonat Camisi'nde 36 yaşındaki annem Betulla'yı öldürdüler. 52 yaşındaki babamı (İbrahim) bizden kaçırarak ertesi gün beraberindeki yaklaşık 30 erkekle okulda öldürdüler. Evimize dönerken 13 yaşındaki abimi öldürdüler ve o hiçbir yere defnedilmedi. 2 yaşındaki kız kardeşim Makbule açlık ve hastalıktan Aydonat Hapishanesi'nde öldü." diye konuştu.
Anılarını anlatırken gözyaşlarına hakim olamayan Bollati, Çamerya'dan Arnavutluk'a göç ederken 5 yaşındaki kardeşi Faruk'un da öldüğünü, sadece kendisinin ve Kerime adındaki kız kardeşinin sağ kaldığını aktardı.
Bollati, Çamerya'daki Arnavut aileler için katliamın korkunç olduğunu ve kimsenin o an yaşananları unutamadığını söyledi.
"Geceleri Çamerya'yı düşünerek uyuyorum, uyandığımda da aklım orada"
Çamerya katliamına her yerde ve göç ettikleri esnada şahit olduğunu söyleyen Bollati, "7 yaşındayken dehşet şeylere şahit oldum. Yaşadıklarımı ve gördüklerimi aklımdan çıkaramıyorum. Geceleri orayı (Çamerya) düşünerek uyuyorum, uyandığımda da aklım orada." dedi.
Bu katliam hakkında kitaplar ve makaleler de yazan Bollati, Çamerya'dan geriye kalan tek hatırasının, annesi, kız kardeşleri, erkek kardeşleri ve diğer akrabalarıyla birlikte olduğu fotoğraf olduğunu sözlerine ekledi.
Çamerya bölgesinde neler yaşandı?
Arnavutluk'un güneyinden başlayan Çamerya bölgesi, Yunanistan toprakları içinde kalan Yanya'dan Preveze'ye kadarki bölgeyi kapsıyor.
Yanya vilayetine bağlı bu bölgede yaşayan Arnavutlar, 1913'e kadar Osmanlı vatandaşıydı.
Çamerya bölgesi, Balkan Savaşı sonunda 1913'te yapılan Londra Konferansı'nda etnik ve azınlık bölge olarak Yunanistan'a teslim edildi. 1910'da yapılan nüfus sayımına göre bölgede 83 bin Arnavut yaşıyordu.
Yunan General Napoleon Zervas komutasında, Haziran 1944'ten Mart 1945'e kadar süren etnik temizlik harekatı sırasında 2 bin 900 erkek, 214 kadın ve 96 çocuk öldürüldü, 745 kadına tecavüz edildi, 68 köyde 5 bin 800 ev yakıldı. 2 binin üzerinde kişi de kötü yaşam şartları ve göçlerden ötürü hayatını kaybetti.
Bazı tarihçiler katliam öncesi ve sonrası da dahil olmak üzere öldürülen Çameryalı Arnavutların sayısının yaklaşık 5 binlere kadar çıktığını ifade ediyor.
Yunan generalin başlattığı etnik temizlik nedeniyle 35 bin civarında Arnavut, Çamerya bölgesinden Arnavutluk'a kaçmak zorunda kaldı.
Çameryalı Arnavutlar, 1944'te yaşananların "soykırım" olarak tanınmasını, Yunanistan sınırında kalan vatan topraklarını ziyaret etme ve mülkiyet haklarının teslimini istiyor.
Farklı ülkelerde anma etkinlikleri düzenleniyor
Arnavutluk Meclisi, 1994'te 27 Haziran tarihinin "Yunan Şovenistler Tarafından Çamerya Arnavutlarına Karşı Soykırım Günü" olarak anılmasını öngören tasarıyı onayladı.
"Çamerya Haftası" olarak adlandırılan hafta boyunca başta Arnavutluk olmak üzere Türkiye, Kuzey Makedonya ve Kosova'da da yürüyüşler, sergiler ve anma etkinlikleri düzenleniyor.
Etkinlikler kapsamında Çameryalı Arnavutların çektiği acılar konusunda farkındalık oluşturulması ve kültürlerinin gelecek nesillere aktarılması hedefleniyor.
Çameryalı Arnavutlara yönelik katliam, tanıklar tarafından bugün bile hatırlanırken araştırmacılarca da belgeleniyor.