Dolar
32.37
Euro
34.92
Altın
2,233.04
ETH/USDT
3,543.50
BTC/USDT
70,625.00
BIST 100
9,079.97
Yaşam

'Çıplak elle hayat kurtarmak, hayatımdaki dönüm noktalarından'

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde yaralanan Ersoy Diler ve Ümit Uluocaklı'nın hayatını kurtaran Dr. Sezai Çelik, o gün yaşadıklarının hayatını nasıl değiştirdiğini anlattı.

İsmail Özdemir  | 14.07.2018 - Güncelleme : 15.07.2018
'Çıplak elle hayat kurtarmak, hayatımdaki dönüm noktalarından'

Istanbul

İSTANBUL - İSMAİL ÖZDEMİR

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde yaralanan Ersoy Diler ve Ümit Uluocak, köprüde hayatlarını kurtaran Doktor Sezai Çelik ile olayın yaşandığı yerde bir araya geldi.

FETÖ'nün 15 Temmuz'da Türkiye'yi kana buladığı gece, birçok insanı ailelerinden, çocuklarından, annelerinden, babalarından, eşlerinden koparırken, daha önce tanışmayan birçok insanı da omuz omuza verdikleri mücadelelerle dost ve kardeş yaptı.

Ersoy Diler ve Ümit Uluocaklı, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "sokaklara çıkın" talimatıyla, o gece ikamet ettikleri Maltepe'den Altunizade'ye kadar araçlarıyla geldi. Burada araçlarını bırakan Diler ve Uluocaklı, yürüyerek 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne gitti.

Çocukluk arkadaşı olan Diler ve Uluocaklı, FETÖ'cülerin tank atışı yaptığı sırada bacaklarına isabet eden şarapnel parçalarıyla ağır yaralandı. Gönüllü olarak geldiği köprüde birçok insanın hayatını kurtaran doktor Sezai Çelik, Diler ve Uluocaklı'nın yaralarına ilk müdahaleyi gerçekleştirip, elleriyle kanamalarına tampon yapıp hastaneye kadar birlikte gitti. 2 yıllık tedavi süreçlerinde irtibatlarını koparmayan Diler, Uluocaklı ve Doktor Çelik darbenin 2. yılında olayın yaşandığı yerde bir araya geldi.

AA muhabirine konuşan Doktor Çelik, 15 Temmuz'un hayatında birçok şeyi değiştirdiğini, artık hayata farklı bir şekilde baktığını söyledi.

Çelik, doktorluğun ilk şartını "merhamet sahibi olmak" şeklinde açıklayarak, "O gece çıplak elle hayat kurtarmak, çıplak elle cana dokunmak ve onların bir kısmının yaşama tutunmasına vesile olmak, benim hayatımdaki dönüm noktalarından birisidir. Çünkü normal ameliyathane şartlarında zaten hayat kurtaracağımız umulur ve çoğunlukla da böyle olur ama savaş ortamında bunu yapmak nasip oldu bana. Daha sonraki yaşamımda o merhamet duygusunun zirveye çıktığını fark ettim. Öncesinde Doktor Sezai Çelik idim, sonrasında da merhamet doktoru Sezai Çelik oldum ve yaşamıma böyle devam ediyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Sezai Çelik, Türkiye genelinde çok sayıda konferans verdiğini ve 15 Temmuz'u insanlara anlattığını ifade ederek, şöyle konuştu:

"O gece milletimizin kalbi durdu, ana damarlardan biri yüzde yüz tıkandığı zaman kalp durur. Türkiye o gece ciddi bir krize girdi. Millet koştu, o damarları ve yolları açtı. O tıkanan yollar açıldıktan sonra Türkiye yeniden sağlığına kavuştu. FETÖ'nün ve elebaşı Fetullah Gülen'in bir terörist olduğunu iyi anlatmamız lazım. Hala bu konuda eksiklikler olduğunu görüyorum, hala ders kitaplarımızda bu tarifi mümkün olmayan ihanet şebekesinin gençlerimize doğru düzgün anlatıldığını düşünmüyorum. Eğitim sistemimizde bu konuya ciddi ağırlık verilmeli."

"Bizi köprüye getiren şey, vatan, millet, bayrak, din sevgisidir"

Gazi Ümit Uluocaklı ise 15 Temmuz'dan beri sağlık problemleri yaşadığını, ancak bunu bu dünyada kendilerine verilmiş bir şeref olarak gördüklerini söyledi.

Uluocaklı, 15 Temmuz'da vatan için yaşamanın bedelinin olduğunu anladıklarını ifade ederek, şunları aktardı:

"Bizden sonraki nesillerin bedel ödememesi, milletimiz, devletimiz için çocuklarımızı daha iyi, bilinçli bir şekilde yetiştirmemiz gerekiyor. 15 Temmuz'da bizi köprüye getiren şey, vatan, millet, bayrak, din sevgisidir. Biz buraya inancımızdan dolayı geldik, o gece bizi sokağa davet eden sıradan bir insan değildi, bu ülkenin Cumhurbaşkanı'ydı, biz Allah rızası için çıktık. Çünkü bizi dışarı çağıran Cumhurbaşkanımız zor bir durum olmasa halkına başvurur muydu? Demek ki zordaydı, bize ihtiyaç duydu, biz de vatanımız, milletimiz, dinimiz için çıktık dışarı."

Köprü davalarını yakından takip ettiğini belirten Uluocaklı, şunları kaydetti:

"Onlar duruşmalarda çok rahat gözüküyorlar, öyle güzel savunmalar yapıyorlar ki sanki onlar suçlu değil, buraya vatanı, milleti, bayrağı, dini için gelen insanları terör yandaşıymış gibi gösteriyorlar. İnsanları, askerleri linç etmek için sabaha kadar beklemiş gibi gösteriyorlar, insanların aklıyla dalga geçiyorlar resmen. Ben çocuklarıma her daim uyanık olmalarını söylüyorum. Elimizden geldiği kadar vatan, millet, din sevgisini evlatlarımıza öğretmeye çalışıyorum. Çünkü biz birlik olursak, beraber olursak, renk, dil, din ayrımı yapmazsak bu topraklarda sıkıntısız bir şekilde yaşayacağımızı düşünüyorum."

"Bizi savunmakla görevli askerlerin bizi öldürdüklerini gördük"

Gazi Ersoy Diler ise 15 Temmuz gecesi vatan ve Allah sevgisiyle köprüye geldiklerini aktararak, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Bizi savunmakla görevli olan askerlerin bizi öldürdüklerini gördük. Davalara da katılıyoruz, 'Hedef gözetmedik.' diyorlar ama biz şahidiz, bizzat insanları vurduklarını gördük. Osmanlı zamanında Abdülhamit Han'ı yalnız bıraktıkları için ülkemiz geri gitti diye düşünüyorum. Bu sefer Cumhurbaşkanımız o hissiyatı milletine verebilmiş, şu anda baktığım zaman insanların vatanı için bir şeyler yapmak istediğini de görüyorum. Bizi vatan kahramanı gören kadar, şu anda da dahil olmak üzere farklı gözle de bakanlar var, 'Niye gittiniz, niye oradaydınız?' gibi gözlerle de bakanlar var."

Diler, 15 Temmuz gecesi kimsede korku ve endişe olmadığını, bunun da Allah tarafından kendilerine o gece verilen bir nimet olduğunu ifade etti.

O gece askerin kendilerine ateş edeceğini hiç beklemediklerini kaydeden Diler, "Davalara katılıyoruz, yakından takip ediyoruz. Bu işi o kadar iyi planlamışlar ki başarılı olsalar ne yapacaklar, başarısız olsalar ne yapacaklar hepsini hesaplamışlar. Bizi dahi orada şuna sevk ediyorlar, 'Acaba biz yanlış mı yaptık, doğru olanlar onlar mı?' diye, bu kadar planlı ve programlı bir şekilde hareket ediyorlar. Mahkemede söz aldığımda şöyle bir söyledim, 'Ola ki buraya asker ya da rütbeli olarak geldiniz, emir kulu olarak geldiniz, zorunlu olarak geldiniz, bu şekildeyse hakkımı size helal ediyorum, lakin böyle değilse suçlu olanların kim olduğunu söyleyin' ama yok herkes aynı zihniyette, her şeyi hesaplamışlar, herkes aynı kelimeleri konuşuyor." şeklinde konuştu.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.