Gündem

'Türkiye kendi silah sistemlerini üretir hale gelmiştir'

TASAM Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Fahri Erenel, "Türkiye kara, deniz ve havacılık sistemlerinde, özellikle 3 gün önce denize indirilen Türkiye'nin milli gemi projesi MİLGEM dediğimiz sistemle kendi silah sistemlerini üretir hale gelmiştir." dedi.

Zeynep Rakipoğlu  | 09.11.2018 - Güncelleme : 09.11.2018
'Türkiye kendi silah sistemlerini üretir hale gelmiştir'

İSTANBUL

Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM) Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Fahri Erenel, Türkiye'nin savunma sanayisindeki son projelerinin gelişmesiyle Dünya Savunma Ligi'nde 3. lige atladığını belirterek, "Platformları yerli ve milli geliştirdiğimiz zaman birinci lige geçme ihtimali son derece yüksek olacaktır. Türkiye kara, deniz ve havacılık sistemlerinde, özellikle 3 gün önce denize indirilen Türkiye'nin milli gemi projesi MİLGEM dediğimiz sistemle kendi silah sistemlerini üretir hale gelmiştir." dedi.

TASAM Milli Savunma ve Güvenlik Enstitüsü tarafından "Geleceğin Güvenliği" ana temasıyla bu yıl dördüncüsü düzenlenen İstanbul Güvenlik Konferansı'nda konuşan Erenel, geleceğin güvenliğini sağlamada güç unsurlarının dinamik ve akışkan olmasının son derece önem taşıdığını söyledi.

Bunun sağlanmasında ülkelerin ekonomik ve teknolojik gücünün etkili olacağının altını çizen Erenel, "Her gelişen sistem kendisiyle birlikte hukuk ve silahlı kuvvetlerin eğitimini ve diğer sistemlerini de değiştiriyor. Ülkelerin ulusal güvenlik stratejilerine de son derece önemli etki yapıyor. Lazer silahları, yapay zeka veya siber silahlarla ilgili hukuki anlamda da düzenlemeler yapılıyor." diye konuştu.

Otonom sistemlerde artık insana ihtiyaç duyulmaması yönünde çalışmalar yapıldığını ancak ABD'nin 2012'de açıkladığı otonomiye yönelik kullanılan sistemlerin çoğunun insanlar tarafından yönetildiğini aktaran Erenel, insanın kullandığı, insan tarafından yetki verilmiş, yarı otonom ve tam otonom olmak üzere 4 farklı silah sisteminin olduğunu, bunların gelecekte savunma endüstrisinin gelişimine ışık tutacağını belirtti.

Erenel, tam otonom sistemler sivil ölümlerine neden olduğu takdirde bunun suçlusunun kim olacağının hukukta henüz karşılığının bulunmadığına işaret ederek, "Ülkeler, Soğuk Savaş'ta ortaya çıkan 'güvenlik ikilemi' kavramına düşmeden kendi refah ve bekasına yetecek şekilde mutlaka silahlanmalıdır." dedi.

"Ülkelerin hava savunma sistemleri ön plana çıkıyor"

Birinci Dünya Savaşı'ndan günümüze silah sistemlerinin gelişimi hakkında bilgi veren Erenel, şöyle devam etti:

"Ülkeler her zaman savaşın gidişatını değiştirecek özellikte stratejik bir silaha ihtiyaç duyarlar. Bu stratejik silah yerinde ve zamanında kullanılarak, sayısal nitelik ve nicelik olarak üstün bir orduyu durdurmuştur. Türkiye, 'Türk siper' adı verilen alçak irtifalı hava savunma sisteminin projesine başladı. Bunu da Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen konuşmasında ifade etmişlerdi. Ülkelerin hava savunma sistemleri ön plana çıkmaya başlıyor."

Türkiye'deki savunma endüstrisinin gelişimine de değinen Erenel, "Türkiye savunma sanayisinde son projelerin gelişmesiyle Dünya Savunma Ligi'nde 3. lige atlamış görünüyor. Platformları yerli ve milli geliştirdiğimiz zaman birinci lige geçme ihtimali son derece yüksek olacaktır. Türkiye kara, deniz ve havacılık sistemlerinde, özellikle 3 gün önce denize indirilen Türkiye'nin milli gemi projesi MİLGEM dediğimiz sistemle kendi silah sistemlerini üretir hale gelmiştir. Roket, füze ve mühimmatta oldukça ileri bir seviyeye geldik. Kendi milli piyade tüfeğimizi ürettik. Afrin'de, Zeytindalı'nda, Güneydoğu'da, her yerde kendi tüfeğimizi kullanıyoruz. Savunma sanayisinde birçok ülkeye de buradan ürün satıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye ile Katar arasındaki güvenlik anlaşması iki ülkenin çıkarına"

Katar Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lolwah-Rashed Al-Khate de Katar'ın Türkiye'ye 15 milyar dolarlık yatırım yapmasının iki ülke ilişkileri açısından önemini vurguladı.

İki ülke arasındaki güvenlik anlaşmasının, Körfez ülkelerinin de güvenliğini sağlayacak hususta kabul edildiğini dile getiren Al-Khate, şöyle konuştu:

"Bu düşüncelerden hareketle koalisyon ve iş birliği meclislerinin oluşması şunu gerektirir, ülkeler arasındaki ilişkiler sağlam bir düzeye ulaşmıştır ve birinin güvenliği diğerinin güvenliği haline gelmiştir. Burada yapay güvenlik anlaşmalarından bahsetmiyoruz. Sahaya aktarılmış, iş birliği güvenliklerinden bahsediyoruz ki o halihazırda devam etmektedir. Katar ve Türkiye arasındaki güvenlik anlaşmaları her iki ülkenin de çıkarına katkıda bulunacak esaslar ve ilkeler doğrultusunda yapılmaktadır. Burada Körfez İşbirliği Konseyi'ne üye ülkelerin güvenliği dışlanmış değil, Körfez ülkelerinin güvenliğini de tek kefede irdeliyoruz."

Konferans, diğer katılımcıların konuşmalarıyla sürüyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.