Yankı odası etkisi nedir?

Meltem Sarsılmaz / 07.09.2022

Sosyal medya mecralarında; benzer görüş ve inanç sahiplerinin fikir paylaştığı, bu görüş ve inançların sürekli tekrarlandığı ve karşıt görüşlerin yer almadığı tek taraflı iletişim biçimine ‘yankı odası etkisi’ denir.

Web 1.0’dan web 2.0’ya geçerken bizleri en çok heyecanlandıran durum artık okuyucu olmaktan çıkıp internet dünyasında kullanıcı olmaya başlamamızdı. Herhangi bir konu hakkında görüşlerimizi yazabilir veya yazılanlara yorum yapabilir hale geldik. Artık bizler de etkileşimin bir parçası olduk. Bu durumun, özellikle toplumların demokratikleşmesi için çok güçlü bir adım olduğunu düşünüyorduk ve hala bu genel kanının geçerliliğini koruduğunu söyleyebiliriz. Fakat internette geçirdiğimiz onca zaman ve birçok tecrübe bize gösterdi ki, özellikle sosyal etkileşimin yoğun olduğu web siteleri kimi zaman bizi yanlış bilgiye yönlendiren bir role de bürünebiliyor.

Evet internette herkes kendi görüşlerini paylaşabiliyor. Fakat bu görüşleri okumamayı ve hatta hiç görmemeyi tercih etmek için bir tık yeterli. Sosyal medya uygulamalarında bulunan filtreleme özelliğiyle uzak durmak istediğimiz her türlü düşüncenin önümüze düşmesini engelleyebiliriz. Kendi inançlarımıza veya önyargılarımıza ters düşen paylaşımların olduğu mecraları tercih etmemeye daha meyilli olabiliriz. 

Bu noktada şunu göz ardı etmemeliyiz ki teknoloji şirketleri aynı zamanda ticari kuruluşlardır ve para kazanma kaygıları vardır. Tercih edilmemek, bu şirketlerin reklam gelirlerini azaltacağı için kullanıcıların görmek istediği izole alanlara da platformlarının bir köşesinde yer verirler. 

Filtreleme özelliği sayesinde kullanıcılar, çatışma yaşamayacakları ve görüş birliği içinde oldukları diğer kullanıcılarla bir araya gelebilmekte, kendi sanal adalarında dilediklerince vakit geçirebilmekteler.

Araştırmalar gösteriyor ki doğruluğundan emin olmadığımız bilgiler, tanıdığımız birinden geliyorsa o bilgiyi doğru kabul etmemiz daha yüksek ihtimal. Bu sebepten sanal dünyada kendi belirlediğimiz çevrenin içindeyken doğruyla yanlışı ayırt edebilme kabiliyetimiz önemli ölçüde azalıyor. Karşıt görüşlere tamamen kapalı olan bu çevrede bize karşı çıkabilecek birileri de yok. İşte, ‘internet toplumları demokratikleştiriyor’ iddiasının çürütülmeye başladığı nokta tam da burası. İlgimizi çekebilecek, fikirlerimizi değiştirebilecek görüşlerin varlığından dahi haberdar olmadan kendi yankı odamızda vakit geçirebiliyoruz.

Yankı odasının etkileriyle ilgili tartışmaları en çok Donald Trump’ın ABD başkanı seçildiği 2016 yılında gördük. Hatta Independent gazetesinde yer alan bir makalede yankı odalarının “Trump’a seçimi hediye ettiği” ifadelerine yer verildi. Bu konuyla ilgili akademik çalışmalar da devam ediyor. Yankı odalarının seçimlere ve gündelik yaşantımıza ne kadar etkisinin olduğunu her geçen güncellenen bu çalışmalarla görebiliriz.

Yankı odaları; kullanıcıları sınırlayan algoritmaları ile düşüncelerimizi destekleyen, kanaat ve inançlarımızı tekrar ederek kuvvetlendiren bir dijital ortam oluşturuyor. İnternet kullanımını sadece bu kapalı ortamlarda sürdürenler ise sağlıklı ve çok yönlü tartışmalardan mahrum olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor.