

Türkiye, uzayda var olan ülkelerden biri olma yolunda bugün tarihi bir adım atıyor. İlk uzay yolcusu astronot Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) doğru uzay yolculuğuna çıkıyor.
Sosyal medyada ise güneşle ilgili tartışmalar var. Güneş, son dönemde sosyal medyada dezenformasyon, şehir efsanesi, komplo teorisi ya da bilim kurgu örneği sayılabilecek birçok iddiaya konu ediliyor. İddiaların temelinde de bu yıl gerçekleşmesi beklenen Güneş patlaması bulunuyor. Paylaşılan içeriklerin genel kapsamı şöyle:
- Dünya yakın gelecekte enerjisiz kalacak. İnternet çökecek. Sular kesilecek. Uçaklar düşecek. Gemiler okyanusta kalacak.
- Dünyanın zenginleri, niye kendilerine yeraltı evleri / sığınaklar yaptırıyor?
- İngiltere Başbakan Yardımcısı Oliver Dowden, felaket sonucu internet ve güç sistemlerinin çökmesi durumunda halkı analog çağa geri dönüşe hazırlanmaya çağırdı.
- Gökyüzünde sürekli UFO-UAP görüntüleri kaydediliyor. Anlam verilemeyen ışımalara rastlanıyor. Paralel evren, başka boyuta açılan kapı gibi konular gündemde.
- Simpsonlar, çizgi filmde mum ışığında oturdu. Enerji kesintisi nedeniyle hayatın alt üst olduğu Dünyayı Ardında Bırak ve güneş ışınlarının tüm canlıları öldürdüğü Yakamoz S-245 vb... filmlerle insanlar yakın geleceğin gerçeklerine hazırlanıyor.
- Ülkeler neden Ay’da yaşam üssü kurmaya çalışıyor? Dünya'nın sonu mu geliyor?
EN ŞİDDETLİ KAYIT 1859'DA
Güneş, Dünya'nın etrafında dönen, ısı ve ışık yayan 4.7 milyar yaşında bir yıldız. 11 yılda bir solar döngüden geçen Güneş’te patlamalar meydana geliyor. Bu da jeomanyetik fırtına yaratabiliyor. Dünya tarihinde kayda geçen en şiddetli jeomanyetik fırtına, 1859'da gök bilimci Richard Carrington tarafından kaydedildi. Trafoların alev aldığı, telgraf sisteminin bozulduğu rivayet edilir. 2012'deki koronal kütle atımı gerçekleştiğinde ise "Dünya 9 günle kurtuldu" başlıkları atılmıştı.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fizik Bölümü Yüksek Enerji ve Plazma Fiziği Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Selçuk Topal, tüm merak edilenleri Anadolu Ajansı Teyit Hattı'na değerlendirdi. İşte Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri mezunu olan ve doktorasını Oxford Üniversitesi'nde yapan Selçuk Topal’ın anlattıkları:
GÜNEŞ PATLAMASI: Güneş patlaması dediğimiz şey, Güneş'in yüzeyinden ani radyasyon çıkışları veya kütle atımları oluyor. Kütle atımları dediğimiz şey yüklü parçacıklar ve genelde şiddetli radyo çıkışları ile insana zarar verecek düzeydeki morötesi emisyon ve X ışınında gerçekleşiyor. Eğer bu bir radyasyonsa haliyle 8 dakika sonra Dünya'ya ulaşacak demektir. Tabii ki eğer o ani radyasyon çıkışı, Dünya'yı hedef almışsa.
ERKEN UYARI: Ancak bu kütle atımıysa Dünya'ya birkaç saat ile birkaç gün arasında ulaşabilir ve bu noktada sürekli olarak Güneş'i gözleyen uzay teleskopları, erken uyarı verebilir. Eğer erken uyarı verilmezse Dünya'da ne gibi şeyler olmasını bekliyoruz?
YAPAY UYDULAR, RADYOLAR, ASTRONOTLAR… Eğer Dünya'yı hedef alıyorsa X ışını bölgede o gündüz vakti haliyle o gündüzü yaşayan Dünya'nın gündüzü yaşadığı kısımda etkili olacaktır. Ancak yüklü parçacıklar kutuplardan girecek ve Dünya'nın değişik yerlerinde, özellikle kutuplara yakın bölgelerde radyo kesintilerine neden olabilir. Dünya etrafında dolanan birçok yapay uydu var, onları etkileyebilir. Uzay istasyonundaki astronotları etkileyebilir.
GÜNEŞ PATLAMASI NE ZAMAN YAŞANABİLİR?
2024 YILI ORTALARI: Ancak bugüne kadar tabii ki 11 yıllık bir çevrimle gerçekleşiyor bu Güneş patlamaları dediğimiz veya Güneş etkinliğinin maksimuma ulaştığı dönem. Ve biz 2024 yılı içinde 2024 ortalarında bunun maksimuma ulaşmasını bekliyoruz. Bu da ne demek oluyor? Güneş'in yüzeyinde, onun yüzeyine kıyasla daha soğuk bölgeler olan lekeler var. Bu lekelerin sayısı da manyetik alan etkinliğinin yüksek olduğu zamanlarda artış gösteriyor ve buna bağlı olarak Güneş'in yüzeyinden kütle atımları ve radyasyon çıkışları daha fazla oluyor.
KARANLIK SENARYO: 2024'ün ortalarında bunun daha fazla olmasını bekliyoruz ancak birkaç yüzyıldır elde ettiğimiz verilerin aksine bir durum olmasını da beklemiyoruz. O nedenle 2024 için medyada son zamanlarda gördüğümüz bir karanlık senaryo çizmek doğru değil. Çünkü bilimsel veriler bize 3 gün sonra ne olabileceğini söylüyor, bundan 6 ay sonra ne olabileceğini söylemiyor.
FACİA BEKLEMİYORUZ: Geçmiş verilere bakarak bir facia olmasını beklemiyoruz açıkçası. Elbette bunun Türkiye'yi etkileyip etkilemeyeceği, ne derecede etkileyeceği o kütle atımının ne kadar şiddetli olduğuna veya hazırlıksız yakalanıp yakalanmadığınıza bağlı olarak değişecektir.
GÜNEŞ NE KADAR BİLİNİYOR?
Selçuk Topal, "Bilim insanları, Güneş'i ne kadar tanıyor? Güneş'in hangi tarihte ne yapacağını kestirebiliyor mu?” sorusuna şu yanıtı verdi:
TAM BİLGİ YOK: Şöyle bir sorun var. Güneş bizim yıldızımız ve yaklaşık 4.7 milyar yaşında. Biz bu 4.7 milyar yaşındaki yıldızın sadece birkaç yüzyıllık direkt verilerine sahibiz ve diğer başka ölçümlerle birkaç bin yıl öncesine kadar Güneş'te nasıl bir etkinliğin olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Yani Güneş'in yarın nasıl davranacağı veya bundan 6 ay sonra nasıl davranacağını tam olarak bilemeyiz. Bu depremleri tahmin etmeye benziyor. Depremlerin de ne zaman gerçekleşeceğini bilmek, şu an için, günümüz bilim ve teknolojisine göre imkansız.
GÜNEŞ SÜRPRİZ YAPABİLİR: O nedenle biz eğer böyle ciddi bir kütle atımına maruz kalırsak öncesinden haberimiz olacak, birkaç saat veya birkaç gün öncesinden, ona göre önlemler alacaksınız. Yani yapabileceğimiz tek şey bu görünüyor. Ancak birkaç yüzyıllık gözlemlerle, direkt gözlemlerle siz bir şey söyleyebildiğiniz için elbette Güneş’in her zaman bir sürpriz yapma olasılığı var.
2012'DEKİ KORONAL KÜTLE ATIMI: O koronal kütle atımının olduğunu zaten teleskoplar gördü. O koronal kütle atımından, onunla birlikte gerçekleşen X ışını veya morötesi emisyonun zararlı kısmındaki o ışın, bizim atmosferimiz tarafından engelleniyor. O nedenle yüzeydeki bizler için bir risk oluşturmuyor.
DÜNYA 9 GÜNLE KURTULDU: Ancak eğer o Dünya'yı hedef alacak olsaydı Dünya etrafındaki uydular uyku moduna alınabilirdi, istasyondaki astronotlar için bir risk söz konusuysa onlar için nasıl güvenlik prosedürleri uygulanıyorsa böyle bir durumda onlar uyarılabilirdi. Yer yüzeyindeki yüksek gerilim hatları, enerji nakil transfer hatları, bunlar çevrimdışı hale getirilebilirdi. Kapatılabilirdi. Değişik önlemler alınabilirdi.
HENÜZ DENEYİMLEMEDİK: Bundan birkaç yüzyıl önce gerçekleşen Carrington olayındaki gibi anında bize gelen ve bizim haberimiz olmayan bir şey olmazdı. O nedenle sanırım hazırlıklı olurduk ancak şöyle bir sorun var. Biz bu teknoloji çağında böyle bir şeyi henüz deneyimlemedik. Yani şunu diyemeyiz: 2012'de bir olay yaşasaydık şu an şunu konuşuyor olabilirdik; "2012'de şu nedenle hazırlıksızdık ve şöyle sorunlar ortaya çıktı. Şimdi şunu yapmalıyız galiba" diye bir fikir üretebilirdik ancak henüz böyle bir deneyimimiz yok. Umarım ilk deneyimimiz çok büyük bir faciaya neden olmaz ve bizim teoride önlem olarak düşündüğümüz şeyler gerçekten işe yarar.
BİLGİYİ SÜZGEÇTEN GEÇİREBİLMEK İÇİN NE GEREKİR?
"Felaket senaryolarının bilimsel değeri var mı?" sorusunu yanıtlayan Selçuk Topal, yalan haberlere dikkat çekerek felaket senaryolarına değil resmi açıklamalara inanılmasını istedi. İşte söyledikleri:
YALAN HABERE DİKKAT: İletişim çağında olmamızın çok güzel bir yanı var bir de çok kötü bir yanı var. Bilginin çok hızlı yayılması güzel bir şeymiş gibi görünüyor ancak eğer o bilgiyi bir çeşit süzgeçten geçirecek kadar bir bilim okuryazarı değilseniz sorun ciddi anlamda büyüyor çünkü geçenlerde yayımlanan bir çalışmaya göre de aynı sonuca ulaşıldı; yalan haberler yanlış haberler doğru haberlerden daha hızlı yayılıyor. Çünkü infiale neden olabilecek cümleler kullanıldığında bir haberde insanlar haliyle merak içerisinde o haber linkine tıklıyor.
FELAKET SENARYOLARININ BİLİMSEL TEMELİ YOK: Şimdi bizim Güneş etkinliğiyle ilgili medyada duyduğumuz felaket senaryolarının bilimsel bir temeli yok. Çünkü bahsettiğim gibi bilimsel olarak Güneş patlamaları şu kadar olacak Dünya'nın şurasını şu kadar etkileyecek diye bir öngörüde bulunamayız. Bunu birkaç gün öncesinden ancak yapabiliriz.
RESMİ KURUMLARDAN ÖĞREN: O nedenle bu felaket senaryolarına inanmaması lazım vatandaşların. Ne yapması gerekiyor? Resmi kuruluşlardan, bu uzay teleskoplarının verilerini yayınladığı web sayfaları var, telefon uygulamaları var, onlardan takip edebilirler ancak oradaki parametreleri ve bilgileri anlayabilmek için iyi bir bilim okuryazarı olmak da gerekiyor.
Sosyal medyada dolaşan çok sayıda iddiayı değerlendiren Selçuk Topal, şöyle konuştu:
ZENGİNLERİN SIĞINAKLARI: Herhangi bir dünya zengininin herhangi bir yerde herhangi bir mimari konseptte ev yapması bana garip gelmiyor. Bunu yeraltına yapmak istemesi, belki yer yüzeyinde olabilecek doğal afetlerden korunmak istemesi olabilir ki bu gayet anlaşılabilir bir durum hatta Güneş etkinliği belki kötüye gidebilir o nedenle yeraltına yapayım diyebilir ki gerçekten toprak iyi bir radyasyon önleyicidir. Yani yapabilir ancak bu şu anlama gelmez; o kişinin özel bazı bilgilere ulaştığı ve mesela 2024 yılında gerçekten bir felaket olacağı için hazırlandığı anlamına gelmez, bu gerçekten ciddi bir şehir efsanesi. Çünkü dediğim gibi bilimsel olarak böyle bir şeyi yapamazsınız, yani 6 ay sonra şöyle bir felaket olacak diye tahminde bulunamazsınız.
OLIVER DOWDEN'İN AÇIKLAMASI: İngiltere Başbakan Yardımcısının söylediği siber saldırıyla alakalı bir durum ancak Güneş etkinliğine hazırlıksız yakalandığınızda da aynı sonuçlar ortaya çıkar. Çünkü birinde insan etkisi olmayan bir olaydır Güneş nedeniyle kaynaklanır diğeri de insan etkisi nedeniyle olabilir. Evet önümüzdeki yıllarda siber saldırı bekliyor muyuz makul bir beklenti bu, olabilir. O zaman devletler hükümetler enstitüler de buna göre savunma mekanizmaları geliştirecektir. Yani iki olayda da siz, evet elektriğe ulaşmada, suya ulaşmada bile sorun yaşayabilirsiniz. Çünkü büyükşehirlerin su dağıtımını yapan, elektronik cihazlardır. Eğer bir elektronik sistemde sorun yaşayacaksanız evet oralarda da sorun yaşayabilirsiniz. Ancak dediğim gibi Güneş için böyle bir senaryo beklemiyoruz. Yani bilimsel olarak zaten bunu söyleyemiyoruz.
KOLİ KOLİ MUM ALMAK MANTIKSIZ: Güneş'e hazırlıksız yakalanmanın dünya üzerindeki etkisi, gerçekten düşündüğünüzde, hazırlıksız yakalandığınızda trilyonlarca dolar zarar olabilir. Şöyle düşünebilirsiniz bir jeomanyatik fırtına olayını: Enerji nakil-yüksek gerilim hatlarının aşırı yüklenmesiyle yanması ve artık kullanılamaz hale gelmesi. Bunların yerine yenisini koymak, dünya geneli bir şeyden bahsediyorum, aylar alacaktır. Ve aylar boyunca elektriğe internete erişiminiz olmadığını düşünün, bu ekonominin çökmesi demektir. Bu gıda sektörünün çökmesi demektir çünkü ürünleri taze tutmak için elektrik enerjisine ihtiyacınız var mesela. O nedenle evet bunları düşünmek önemlidir bunlara hazırlıklı olmak önemlidir ve bir felaket senaryosunda ne yaparım diye düşünmek önemlidir ancak sosyal medyada duyduğumuz haberlerle bir refleks geliştirip en yakın bakkaldan koli koli mum almanın bir mantığı yok. O nedenle bilim ve teknoloji takip etmek lazım, resmi kanallarla yapılan açıklamaları dinlemek lazım.
UFO… GÖKYÜZÜNDEKİ IŞIMALAR… NASA… UFO konusuna gelirsek, o çok ayrı bir olay. Biliyorsunuz NASA geçenlerde bir uzman ekip oluşturdu. Dedi ki artık bu olayı biz bu ekiple birlikte inceleyelim. Nedir bu olaylar? Sizler gökyüzünde ışık görüyorsunuz ancak fizik kurallarına, eğer fizik kurallarını biliyorsanız, aykırı hareket ettiğini düşünüyorsunuz. Kısa zamanda ani manevralar yapıyor, itki sistemini gösteren bir çıkışı yok arkasında, yani değişik şekillere sahip bir şey görüyorsunuz ve bunu anlamaya çalışıyorsunuz ve bunu bir şekilde ihbar ediyorsunuz ve inceleniyor.
PENTAGON İNCELEDİ… YÜZDE 99'U AÇIKLANABİLİR… Bunlar incelendi, Pentagon bunları inceledi sonra NASA’nın oluşturduğu ekip de bunları inceledi ve geçen sene sonunda bununla ilgili bir rapor yayımladı. O rapora göre şunu söylüyor: Biz bu olayların yüzde 99’unun ne olduğunu açıklayabiliyoruz. Tamamen dünya kaynaklı tamamen aletsel kaynaklı teknoloji kaynaklı şeyler. Ancak diğerlerine açıklayacak ölçüm cihazlarına sahip değiliz. Yani bir askeri üssün kamerası böyle fizik kurallarına aykırı hareket eden cisimleri belirlemek için oraya konmuyor, tamamen insan kaynaklı olayları belirlemek için oraya konuyor ve sonuç şu: Bizler böyle olayları değerlendirecek yeni teknolojiler yeni yöntemler hatta makine öğrenmesini de kullanabileceğimiz yeni yöntemler geliştirmeliyiz ki bu olayları daha hızlı bir şekilde analiz edelim.
EVRENDE YALNIZ DEĞİLİZ: Önceden UFO "tanımlanamayan uçan cisim" denen şeyin adı şimdi "tanımlanamayan hava olayları" oldu: UAP. Bilimsel olarak bir astrofizikçi olarak bana sorarsanız, evrende yalnız değiliz ancak gelen giden de yok çünkü en yakın yıldız sisteminden bile buraya gelmek bizim şu anki sahip olduğumuz teknolojiyle binlerce yıl sürer ki galaksimizde 400 milyar başka yıldız olabilir evrende 2 trilyon başka galaksi olabilir. Yani oralarda bir yerlerde yaşam olduğuna neredeyse eminim, olduğunu düşünüyorum ancak buraya gelip sosyal medyada veya UFO taraftarı insanların belirttiği gibi buraya gelip sonra kaybolup işte bir şekilde “utangaç canlılar” galiba gittiklerine inanmıyorum. Bilimsel olarak böyle bir veri yok ancak bu yüzyıl bitmeden Güneş sisteminde, bakın çok uzakta değil, Güneş sisteminde Dünya dışı yaşamın izlerini bulabiliriz.
ÇOK YAKLAŞTIK… İŞARETLER VAR… BU YÜZYIL BİTMEDEN… Buna çok yaklaştık çünkü çok ilginç işaretler var yaşama dair. En azından şunu öğreneceğiz; biz 8 gezegen ve bir yıldızın olduğu bu sistemde acaba gerçekten yalnız mıyız? O sorunun yanıtını bu yüzyıl içinde vereceğiz. Bundan eminim.
AY'A YOLCULUK: Bugünlerde ay daha fazla medyada görülüyor, bunun nedeni gerçekten birçok ülkenin Ay’a gitmek istemesi. Biliyorsunuz en son Hindistan Ay'a yumuşak iniş yapabilen 4. ülke oldu ve Ay'ın güney kutbuna inebilen ilk ülke. 2019’da ise Çin üçüncü ülke oldu yumuşak iniş yapabilen ve Ay'ın arka yüzüne Dünya'dan baktığınızda göremediğiniz o arka yüzüne inebilen ilk ülke oldu.
MARS'A GİTMEK İÇİN… Neden Ay'a gitmek istiyor insanlar, Mars’a gitmek için, daha uzaklara gitmek için kullanacağız yegane yer Ay olacak. Ay’da siz üsler kuracaksınız, yaşanabilir alanlar kuracaksınız, orada kazandığınız deneyimden sonra siz Mars’a gideceksiniz.
DÜNYANIN BAŞINA KÖTÜ BİR ŞEY Mİ GELECEK? Ancak insanlar şunu düşünmemeli: Neden bunlar Ay'a gitmeye çalışıyor? Acaba dünyanın başına kötü bir şey mi gelecek? Hayır. Ay'a gitmeye çalışırken hatta uzayda herhangi bir gök cismine gitmeye çalışırken veya bir uzay aracı göndermeye çalışırken elde ettiğiniz teknolojileri siz dünyada kullanıyorsunuz.
UZAY YARIŞININ FAYDALARI: Şu an etrafımızı saran birçok teknoloji aslında uzay teknolojileri sayesinde hayatımızda. Tıpta kullanılan görüntüleme teknolojilerinden daha verimli enerji üreten güneş panellerine kadar birçok şey o uzay yarışı sayesinde ortaya çıktı. Yani dünyanın kötü günlerine hazırlanıyoruz aslında biz Ay'a veya Mars'a gitmeye çalışırken. Bu açıdan baktığımızda aslında insanoğlunun bu gezegendeki yaşam süresini uzatıyor uzay çalışmaları.
İNSANLI UZAY MİSYONU: 21’inci yüzyılla birlikte özel şirketler özellikle uzaya yön vermeye başladı. Biz de 2018 yılında uzay ajansını kurduk ve sadece 5 yılın sonunda bir vatandaşımız Uluslararası Uzay İstasyonu'na gidecek, eğer bir aksilik olmazsa. Bu tabii ki insanlı bir görev, yani bir uzay ajansınız varsa yapmak istediğiniz şeylerden biri uzay yarışında uzay istasyonuna veya genel olarak uzaya bir insanınızı göndermektir. Bu başarılmış olacak.
TÜRKİYE'NİN UZAY ÇALIŞMALARI: İletişim uydularında çok yol kat ettik. Mesela bu sene haziran ayında sanırım Türksat 6A gidecek. Sonra yüzde 100 yerli iletişim uydumuzu göndermeyi planlıyoruz. Onun dışında Ay’a sert iniş projesi var biliyorsunuz AYAP isimli. O da birkaç yıl içerisinde gerçekleştirilecek. Hala roket geliştirilmeye devam ediliyor. Kendimizin geliştirdiği bir roket, yani kendi ülkemizdeki bir şirketin geliştirdiği bir roket bu. Bundan sonra da yumuşak iniş denenecek uzay aracıyla. Yani bunlar hep adım adım basamak basamak ilerleyen süreçler.
ERZURUM'DA DEV TELESKOP: Erzurum'da faaliyete geçmek üzere olan ilk ışığı almak üzere olan 4 metre çapında dev bir teleskop var. Bu teleskop bizim optik bölgede gözlem yapıyoruz, biz 70 yıldır astronomi yapıyoruz faal olarak memlekette ancak kızıl öte bölgeye de biraz ulaşabilecek ve artık ülkemizin en büyük optik teleskobu olacak ve aynı zamanda ilk kızıl öte teleskobu olacak. Güzel şeyler var. Yavaş yavaş oluyor ve bunlar zaten uzun vadeli projelerdir. Yani bugün yapıp ertesi gün veya sonraki ay ürün alabileceğiniz şeyler değil. Yavaş yavaş gelişme devam edecek. Biz de uzayda lider ülkeler ligine eğer liyakatle ve yatırımlara devam ederek bu şekilde ilerlersek o lige girebileceğiz diye düşünüyorum.
GÜNEŞ İLE DEPREM ARASINDA BİR BAĞLANTI VAR MI?
Sosyal medyada güneşle deprem bağlantısı üzerine yapılan yorumlar da çok yoğun. 17 Ağustos ve 6 Şubat depremlerinde sosyal medyada yayılan "Yıldızlar yere indi, gökyüzü aydınlandı vb" iddialarını hatırlattığımız Selçuk Topal, "Güneş etkinliklerinin depremle bağlantısı var mı?" sorusuna şöyle yanıt verdi:
GÜNEŞ-DEPREM BAĞLANTISI: Güneş etkinliklerinin depremle bağlantısı olduğu yönünde, yani direkt olarak ilişkili olduğu yönünde çalışmalar yok. Elbette bu araştırılıyor onun dışında Ay ve Güneş’in Dünya üzerinde yaptığı gelgit etkisinin plakaları hareket ettirip ettiremeyeceği yönünde çalışmalar var.
İSTATİSTİKSEL ÇALIŞMALAR… Ay'ın gelgit etkisi depreme neden olmaz ancak zaten deprem olacaktır, 6 ve üzeri şiddette bir deprem olacaktır, belki onun etkisini arttırabilir yönünde istatistiksel çalışmalar var.
YÜZDE 100 … Ancak burada şöyle bir sorun var. Dünyada veri tabanlarına bakarsanız bir yılda irili ufaklı milyonlarca deprem olur. Bunlardan birkaç tanesi her zaman 7 ve üzerindedir. Ancak Ay'ın evresinin veya Ay'ın Dünya etrafındaki yörüngesinin -27 gün 29 gün- belirli bir periyodu var. Ve tutulmalar da 1 yıl içerisinde ya 4 tane ya da 7 tane olur, Güneş veya Ay tutulması. Bunlardan bazılarının o depremlere denk gelmesi istatistiksel olarak mümkün. Yüzde 100 denk gelecek, kaçınılmaz.
GELGİT ETKİSİ: O nedenle bir tutulma gördüğünüzde onun bir hafta öncesinde veya sonrasında 7 veya üzeri bir deprem olması istatistiksel olarak beklenen bir şey zaten. Buna denk geldiğinizde "İlişkisi var" demeniz çok doğru değil. Bunlar araştırılıyor evet, özellikle Ay'ın Dünya üzerinde etkisi büyük, gelgit etkisi Güneş'e kıyasla daha fazla ve tüm Güneş sistemini yöneten bir yıldızımız var. Elbette bunların etkileri vardır, araştırılıyor ancak ne yazık ki yani böyle bir depremi tahmin edebileceğiniz düzeyde gerçekten bir ilişki olduğunu söyleyen herhangi bir çalışma henüz yok.