"Benim vergilerimle maaş alıyorsun" ifadesinin hakaret içerip içermediği sorusu Teyit İhbar Hattı'na gelen mesajlar arasındaydı.
Bu söylemin onur, şeref ve saygınlığı rencide edici boyutta olmadığı durumlarda ağır eleştiri kapsamında değerlendirdiği davalar mevcut. Ancak geçtiğimiz yıllarda yaşanan bazı olaylarda bu sözün hukuken hakaret suçu sayıldığı durumlar da yaşandı.
2020 yılında Yargıtay'dan bu konuya ilişkin emsal niteliğinde bir karar çıktı. İzmir'de yaşayan N.K., rahatsızlanan kızını Ege Üniversitesi Hastanesi Acil Servisi'ne götürdü. Öncelikli acil hastalara bakılırken beklenilmesi istenen N.K., görevli doktor K.H.'ya "Önce benim kızıma bakacaksın. Sen kim oluyorsun da karar veriyorsun? Benim vergilerimle maaş alıyorsun." dedi. Bu sözler mahkeme tarafından hakaret sayıldı. Yargıtay'ın geçmişte bu tarz konularda verdiği beraat kararları fazla olduğu için alınan bu karar emsal niteliğindeydi.
Doktor K.H.'nın avukatı Alperen Cihan Çetinkaya, bu cümlenin ağır eleştiri kapsamında değerlendirildiği için "Ben hakaret etmedim" denilerek işin içinden çıkılabildiğini ifade etti. Ancak bu tarz konuların daha fazla mahkemeye taşındıkça emsal kararların da artmasıyla, belli bir süre sonra bu sözün bu kadar rahatlıkla sarf edilemeyeceğine dikkatleri çekti.
Bir diğer emsal kararın alınması ise mayıs 2018'de gerçekleşti. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 2016 yılında meydana gelen olayda, rahatsızlanan eşini acil servise getiren Y.K, tartıştığı nöbetçi doktor K.A.'ya : "Sen kimsin? Seni çok pis yaparım, benim param ile maaş alıyorsun. Benim paramla burada çalışıyorsun kardeşim. Aloo sen kendine gel be." şeklinde sözler sarf etti. Duruşmada sanık Y.K: "Ben sadece doktora 'Bizim verdiğimiz vergilerle bize hizmet etmek zorundasınız' diyerek serzenişte bulundum." diye savunma yaptı. Ancak bu sözlerin mahkeme tarafından hakaret sayılmasından dolayı Y.K.'nın hapis cezasına çarptırılmasına ve sonrasında adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildi.
Doktor K.A.'nın avukatı Gonca Karakaptan söz konusu davaya ilişkin Teyit Hattı'na konuştu. Karakaptan, "Benim vergilerimle maaş alıyorsun" gibi sözlerin geçmiş yıllarda Yargıtay'a göre "hakaret" olarak görülmeyerek beraat kararının verildiği örneklerin varlığından söz etti. Bu sözün hakaret olarak kabul edilmediği geçmişteki örneklerine rağmen, hakaret sayıldığı emsal kararın alınmasının da hukuken bir kapı açtığından bahsetti.
Ancak bu tarz emsal kararların alınmasının, "Benim vergilerimle maaş alıyorsun" sözüne ilişkin tüm davaların kazanılacağı anlamına gelmediğini de aktardı. Karakaptan: "Her hakimin önündeki olayda bağımsız şekilde kendi kanaatini oluşturduğu ve başka bir hakim kararının diğerine zorunlu bir yol çizmeyip ancak ışık tutabileceği için bundan sonra bu söze ilişkin açılan her dava kazanılacak diye bir durum söz konusu değil." diye konuştu.
Karakaptan tartışma konusu haline gelen ifade hakkında şu açıklamalarda bulundu: "'Benim vergilerimle maaş alıyorsun' sözü eleştiri sınırındaymış gibi gri bir bölgede yer alıyor. Toplumda kullanımı normalleştirildiği için ağır eleştiri olarak görülebiliyor. Baktığımızda beraat kararları da çıktı ancak bu davada olduğu gibi ceza kararları da çıktığı oldu. Ama söyleniş amacından dolayı hakaret olarak görülmesinin daha uygun olduğu görüşündeyim. Çünkü bu söz "Ben vergilerimi veriyorum. Hizmet almak benim hakkım." anlamında kullanılmıyor. Söylenirken bir aşağılama amacı güdüyor. Bu kararlar yaygınlaşmalı."
Kısacası bu sözün hakaret sayılması veya sayılmaması zamana, yere, duruma ve hakimin takdir yetkisine göre değişebiliyor. Söz konusu ifadenin söyleniş şekli ve hangi şartlar altında söylendiği gibi etkenler değişkenlik gösterebiliyor. Yargıtay kararlarından anladığımız üzere bu etkenler hakaret suçunun oluşup oluşmadığınının değerlendirilmesinde etkili olabiliyor. Bu nedenle konu hakkında kesin bir yargıya varmak doğru olmuyor.