Toplumsal krizler ve olağanüstü hallerle beslenen dezenformasyon, kritik dönemlerde toplumu manipüle etmek için etkili bir silah olarak kullanılıyor. Türkiye 15 Temmuz 2016’da FETÖ tarafından düzenlenen darbe girişimi esnasında, tarihin en kritik dezenformasyon mücadelelerinden birini sergiledi.
Darbe girişimi esnasında gündeme gelen yanlış bilgiler halkın iradesini hedef aldı. Darbeciler ve yurtdışı kaynaklı sosyal medya hesapları halka umutsuzluk aşılamak için asılsız iddialara başvurdu.
Anadolu Ajansı Teyit Hattı, hain darbe girişiminin sekizinci yılında 15 Temmuz’da ve sonrasında gündeme gelen yalan haberleri derledi.
Darbe girişiminin ilk saatlerinde, Erdoğan’ın, ülkeyi terk ettiğine dair dedikodular gündeme gelmeye başladı. Cumhurbaşkanlığı uçağının Almanya’ya yöneldiği daha sonrasında ise iltica talebi ile İngiltere’ye uçacağı iddia edildi.
Halkı panik havasına sokmak ve girişimi başarılı kılmak için ortaya atılan bu iddialar kısa süre içerisinde yalanladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan halkın direncinin kırılmasını önlemek adına, canlı yayına bağlanarak vatandaşlara demokrasiye sahip çıkma çağrısında bulundu.
Darbe girişimin ardından, Türkiye NBC News'ten resmi kanalla özür dilenmesi istedi. Türkiye'nin Washington Büyükelçiliği'nce kanala bir mektup gönderilerek, "NBC News'in Türkiye'deki darbe girişimi esnasında sergilediği bu asla kabul edilemeyecek gazeteciliği düzeltmesini istiyoruz. Sayın (Kyle) Griffin'in 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Almanya’dan sığınma talep ettiğine ilişkin haberi tamamen yanlıştı, kabul edilemez ve destekleyecek güvenilir delili yoktu." denildi.
15 Temmuz gecesi halkın iradesini kırmaya yönelik gündeme gelen iddialardan biri de "İstanbul polis teşkilatına 'Darbeye karşı koymayın' mesajı gitti iddiasıydı.
Ancak daha sonra darbe gecesi İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan'ın, telsiz aracılığıyla polis memurlarına seslendiği kayıtlar da vatandaşlarla paylaşıldı.
Çalışkan'ın "Merkez bütün istasyonlara hitap ediyorum. Bütün arkadaşlarıma hitap ediyorum. Bulundukları yerden kıpırdamayacaklar. Görev yerlerini terk etmeyecekler. Benim emrim haricinde hareket etmeyecekler. Hiç kimse silahını vermeyecek. Benim talimatlarımla kanunlar çerçevesinde hareket edecek herkes." ifadelerini meslektaşlarıyla paylaştığı belirlendi.
O dönem başkan adayı olan ve sonradan ABD'nin 45’inci Başkanı seçilen Donald Trump’ın "Türkiye'de askerin ülkesini geri aldığını ve başkan seçilirse ABD'de de aynısının olacağını" belirttiği bir paylaşım yaptığı iddia edildi.
Ancak Söz konusu hesap, Trump’ın gerçek Twitter hesabı değildi. Gerçek hesabında ise böyle bir mesaj yer almıyordu. Hesap Trump adına harf değiştirilerek açılan sahte bir hesap olduğu belirlendi. Sahte hesabın askıya alındığı anlaşıldı.
Başarısız darbe girişiminin ardından terör örgütü mensuplarının Türkiye’ye ait uçakları da beraberinde götürdüğü iddia edildi.