İlk yardımla ilgili doğru bilinen yanlışlar

Ayşenur Cevahiroğlu / 21.05.2024

İlk yardım, ev, ofis ya da okullarda meydana gelebilecek kazalarda ya da herhangi bir afet, trafik kazası gibi ciddi durumlarda kişilerin hayatının kurtarılması, tıbbi yardım sağlanana dek durumun daha da kötüleşmemesi adına yapılabilecek olan müdahaleleri kapsar. Peki, ilk yardımla ilgili kulaktan kulağa aktarılanlar ne kadar doğru ve gerçekten tıbbi dayanağa sahip mi? İlk yardımla ilgili doğru sanılan yanlışlar neler?

Anadolu Ajansı Teyit Hattı, "İlk yardımla ilgili doğru bilinen yanlışlar" konusunu Kızılay Acil Sağlık Yardımları Müdürlüğü'nden İlk Yardım Birimi Yöneticisi Elif Taşkın Aytekin'e sordu. 

Kaza ya da afet anından değerlendirmenin ve doğru müdahelenin önemine dikkat çeken Elif Taşkın Aytekin, "Herhangi bir kaza ya da yaşamı tehlikeye düşüren bir durumda sağlık görevlilerinin yardımı sağlanıncaya kadar hayatın kurtarılması ya da durumun daha kötüye gitmesini önleyebilmek amacıyla olay yerinde, tıbbi araç gereç aranmaksızın mevcut araç ve gereçlerle yapılan ilaçsız uygulamalara ilk yardım denir. İlk yardım eğitimi almış bir kişinin doğru bilgi ve beceriyle uygulama yapması kişinin hayatının kurtarılması, sakatlıkların önlenmesi ve iyileşmenin kolaylaşması açısından çok büyük öneme sahiptir." dedi. 

Kitle iletişim araçları ve sosyal medyada ilk yardımla alakalı bir dizi bilgilendirme yapılmasının önemli olduğunu ifade eden Taşkın Aytekin, ilk yardım tekniklerinin ve uzman kişilerin uygulamalı olarak hazırladığı 10 dakikalık içeriklerin bile hayat kurtarıcı bilgileri aktarabileceğini belirtti. 

- İLK YARDIM KONUSU ÜLKEMİZİN GÜNDEMİNE 99 DEPREMİNDEN SONRA GİRDİ

Taşkın Aytekin, "İlk yardım konusu ülkemizin gündemine 99 depreminden sonra geldi. 99 depreminden önceki ilk yardım bilgileri ise televizyonlardaki dizilerden, köylerdeki ebe ve hemşirelerden ya da okullarda kısmen öğretilen bilgilerden yerleşmiş. Biz bütün eğitimlerimizde "işte ben dizide öğrenmiştim, ben dizide görmüştüm" gibi ifadelerini çok duyuyoruz. Mesela Türk filmlerinde hayvan ısırdığı zaman, yılan soktuğu zaman işte kesiyordu, emiyordu, tükürüyordu gibi. Ama 80'li 90'lı yıllardan sonra biraz daha bilişim ya da kitle iletişim araçları arttıkça, bunlarla yaygılaşan bilinçlenme çalışmalarıyla insanlar öğrenmeye başladı." şeklinde konuştu.

- BAYILAN KİŞİ TOKATLANMALI MI YA DA KOLONYA VB. ŞEYLER KOKLATILMALI MIDIR?

"Asla, hasta ya da yaralıya tokat atılmamalı ve kolonya vb. şeyler koklatılmamalıdır. Tokat zaten sarsıcı bir hareket. Bilinç değerlendirmesi yapacaksak da omuz bölgesine hafifçe dokunarak iyi misin sormalıyız. Sarsıcı hareketler, kafa travması ya da omurga yaralanmasının riskini arttırıyor. O yüzden tokat atmak gibi sarsıcı hareketlerde bulunmamalıyız.

Kolonyanın bir serinletici etkisi var. Ama kolonyanın beyne giden kan akışını arttırıcı bir etkisi yok. Kişiler, bazen sara nöbeti geçirdiği için bayılabiliyor. Sara hastasına asla koku içeren bir şey koklatmamak gerekiyor. Çünkü nörolojik olarak kişi kokuyu alıyor ve ikinci bir sara nöbeti tetiklenebiliyor. Koklatıcı, uyarcı hiçbir şeyi hiçbir hasta ve yaralıya kullanmıyoruz.

Bayılan bir kişinin önce bilinç kontrolü yapılmalı, solunum yolu açılmalı ve solunum kontrolü yapılarak eğer solunumu varsa şok pozisyonu verilmelidir. Ayakları da kalp seviyesinin üzerine kaldırmalı."

- BÖCEK-YILAN SOKMASI DURUMUNDA KAN/ZEHİR EMİLMELİ MİDİR? 

"Tüm hayvan ısırıklarında ve böcek sokmalarında yara kesilmez ve emilme girişiminde bulunulmaz. Bu gibi durumlarda bölgede bir açık yer oluşur. Orada zehirli madde salınımı devam eder ve zehir yarada sabitlenmiş bir şekilde durur. Kişinin ağzında çürük diş, açık yara varsa zehirli madde emen kişiye geçer ve zehirlenmesine neden olur. Ağız içi vücudumuzda en hızlı, kolay emilen ve kana karışan bölgemiz. O yüzden tansiyon ilaçları ve şeker hemen dil altına konulur.

Kara canlıları ısırması veya sokmasında soğuk uygulama; deniz canlıları ısırması veya sokmasında ise sıcak uygulama yapılır."

- HEM GÜNEŞ VE HEM DE DİĞER YANIK VAKALARINDA YOĞURT, SALÇA, DİŞ MACUNU VE ŞEKER GİBİ ÜRÜNLER SÜRÜLMELİ MİDİR?

"Isı ile oluşan yanıklarda su dışında herhangi bir malzeme sürülmez ve uygulanmaz. İçi su dolu kabarcıklar patlatılmaz. Yanık kongrelerindeki hocalar, yanan bölgeye su dışında hiçbir şey sürülmemesi noktasında uyarıda bulunuyorlar. Çünkü yanık merkezlerinde ya da acil servislerde bölgeye uygulanan maddelerin, cımbızla tek tek temizlenmesi gerekiyor, bu da hastaya o kadar acı veriyor ki.

Halbuki sadece yanık bölgeyi akan suyun altında 20 dakika tutsalar hem deri toparlanır, hem kızarıklık hem de acı ve ağrı azalır. Ayrıca, orada bir kimyasal bir şey oluşturmamış da oluruz. Yanıklar enfeksiyona açıktır ve açık yara olduğundan temiz müdahale etmek gerekir. Yanığa müdahale ederken elinizi yıkayın, eldiven giyin çünkü sizin de elinizde bir mikrop varsa, müdahale ederken yaraya bulaştırabilirsiniz."

- DONMA VAKALARINDA, BÖLGE KAR YA DA BUZ İLE OVULMALI MIDIR? 

"Donma durumunda donmakta olan bölge karla ovulmaz. Soğuğa maruz kalma devam ettikçe kan sıvı halden katı hale dönüşür. Dolayısıyla burada kanın sıvı akışı olmadığı zaman oksijenlenmede olmamaya başlar. Pıhtı pulcukları ovma ya da masaj yapılırsa dolaşıma katılarak beyin, kalp, akciğer gibi organlarda tıkanıklık oluşturabilir. O yüzden masaj yapmayalım.

Kurtarma işlemi gerçekleştikten sonra, kişinin ıslak kıyafetlerini kuru olanlarla değiştirelim, üst üste kıyafetler, battaniyeler, bandaj uygulaması kullanarak ısıtmaya çalışalım. Ayrıca, kişinin bilinci açıksa sıcak bitki çayları, çorbalar ve şerbetler de verilebilir."

- TRAFİK KAZALARINDA ARAÇTA SIKIŞAN KİŞİ ÇIKARILMALI MIDIR?

"Trafik kazalarında araçta sıkışan kişi çıkarılmamalıdır. İnsanlar, trafik kazalarında kapıları açmaya çalışıyorlar. Ama şunu unutuyorlar; her trafik kazasında, kafatası ve omurga yaralanması riski çok yüksek ve her sarsıcı hareket maalesef içerideki bütün yaralılara zarar veriyor. Yaralıların baş, boyun ve omurga bölgelerini çok iyi koruyarak ve sabitleyerek çıkartmak gerekiyor. Bu çıkartma olayı nedeniyle kaç kişinin sakat kaldığını inanın bilimsel olarak bilmiyoruz. İlk yardım eğitimi alanlar zaten bu bilincine sahip olmuş oluyorlar. Yaralıları illaki çıkartmak zorunda değilsiniz. Değerlendirirsiniz kişinin bilinci açıksa, soluk alıp verebiliyorsa, patlama ve yangın riskin yoksa, dokunmayın diyoruz.

Patlama, yangın riski varsa veya kişinin solunumu durmuş ise yaralı Rentek manevrası ile çıkarılmalı. Özel bir kurtarma işlemi gerektiren durum varsa itfaiye beklenmedir."

Fotoğraf haber yapmak amacıyla Kızılay'dan alınmıştır.

ZEHİRLENEN KİŞİ KUSMAYA ZORLANMALI MIDIR?

"Zehirlenme durumunda kişinin kusma refleksi varsa engel olunmaz, ancak kişi kusturulmaz. Zehirlenme sindirim, solunum ve cilt yoluyla gerçekleşir. Özellikle yakıcı kimyasal bir madde içilmiş ise asla kusturulmamalı. İç organlarda yanık etkisi oluşturur ve kalıcı hasar verir."

- BURUN KANAMASI DURUMUNDA KİŞİYİ SIRTÜSTÜ MÜ YATIRMALIYIZ?

Burun kanaması olan bir kişiye sırt üstü veya kafası geriye doğru çevrilir pozisyon verilmez. Arkaya doğru pozisyon verirsek, kanama durmaz. Kan akışı tam tersi yutağa doğru devam eder ve kişi bunu yutmak zorunda kalır. Hem midesi bulanır ve hem de kanama durmaz.

Burada vereceğimiz pozisyon kesinlikle öne doğru eğilerek olması gerekiyor. Buradaki amaç burunda oksijenlenmeyi sağlayan açıklığın en kısa sürede kapatılması. Yani iki göz arası değil, burun kanatlarının kapatılması. Kişi oturtulur, başı öne eğilir, burun kanatları 5 dakika süre ile sıkılır. Böylece kanama kısa süre içerisinde kendi kendine durur."

NEFES BORUSUNDA KISMİ TIKANMA OLAN BİRİNİN SIRTINA VURULMALI MIDIR?

"Aslında halk arasında en çok yaşadığımız şeyden biri. Kişi konuşabiliyorsa, öksürebiliyorsa bu durum kısmi tıkanmadır. Soluk borumuza hava dışında bir şey gitmemesi gerekiyor. İşte yemek parçacıkları gibi şeyler kaçtığı zaman akciğer öksürme refleksiyle onları dışarı atmaya çalışıyor.

Kısmı tıkanma yaşayan kişi bırakacağız, öksürteceğiz. Asla dokunmayacağız, sırtına vurmayacağız. Çünkü, bu durum tam tıkanmaya dönüşebilir."

- SUDA BOĞULMA BELİRTİSİ GÖSTEREN BİRİNİN KARNINA BASTIRILMALI MIDIR?

"Suda boğulmuş bir kişinin karnına bastırılmamalıdır. Bu durumda meydana gelen durum oksijensizlik olup, solunum durması meydana gelir. Kişinin öncelikle sudan çıkarılması, bilinç ve ağız kontrolünün yapılması gerekir. Baş geri, çene yukarı pozisyon verilerek solunumu değerlendirilmelidir.

Eğer bilinç kapalı ama solunumu varsa koma pozisyonu verilmelidir. Eğer kişinin bilinci kapalı ama solunumu yoksa temel yaşam desteğine başlanmalıdır."

- SARA/EPİLEPSİ KRİZİ GEÇİREN KİŞİNİN, ÇENESİ VEYA ELLERİ AÇILMAYA ÇALIŞILMALI MIDIR?

"Sara kronik bir hastalık yani her yaşta geçirilebilir. Krizler bazen 30 saniye bazen 3 dakika sürebiliyor. Sara nöbeti krizi anında eller, kollar ve bacaklar kasılıyor. Bizim yapacağımız herhangi bir hareket ya da bir uygulama kişinin kırık yaşamasına, kolunun ya da bacağının çıkmasına sebep olabilir.

O yüzden epilepsi geçiren bir kişinin krizini güvenli bir şekilde geçirmesi sağlanmalı. Sara krizi geçiren kişiye dokunulmaz, çenesi veya elleri açılmaya çalışılmamalı. Başı sert bir yere çarpıyorsa hemen başının altına eşarp ya da kıyafet vs. konulmalı. Kasılmalar sırasında hastaya zarar verecek malzemeler ve eşyalar varsa, etrafından uzaklaştırılmalı."

- KALP MASAJI GÖĞÜS KAFESİNİN SOL TARAFINA YAPILIR VE ANİDEN YIĞILAN KİŞİYE UYGULANIR MI?

"Kalp masajı, kalbin yeri halk arasında sol tarafta bilinmesi sebebiyle genellikle sol tarafa yapılır. Fakat, kalp göğüs kafesinin ortasında ve merkezinde yer alır. Dolayısıyla kalp masajı sol tarafa değil, iman tahtasının tam ortasına yapılmalı. Bilinci kapalı ve solunumu olmayan kişilere temel yaşam desteği uygulanır. Temel yaşam desteği, yetişkin, çocuk ve bebeklerde farklı uygulanır." 

-KIRIK, ÇIKIK VE BURKULMALARDA MASAJ YAPILMALI MIDIR? NASIL MÜDAHALE EDİLİR?

"Kırık, çıkık ve burkulmalarda asla masaj yapılmaz. Etkilenen uzvu hareketsiz hale getirmek için atel uygulanır. Tahta, gazete, dergi ve mukavva gibi malzemeler ya da vücudun sağlam tarafı da atel olarak kullanılabilir."

- UZUV KOPMASINDA KOPAN UZUV BUZUN İÇİNE KONULMALI MIDIR? KOPAN UZVUN SEVKİ NASIL SAĞLANMALIDIR?

"Kopan uzuv asla buzun içerisine konulmaz. Bir kere kopan uzvun kime ait olduğu belirlenebilirse belirlenmeli kayıt altına alınmalı. Öncelikle kopan uzuv temiz bir poşete konulmalı ve ağzı bağlanmalı. İkinci bir poşete yeniden konulur ve bunun içerisine buz, soğuk su ne varsa ilave edilerek poşetin ağzı bağlanmalı. Uzvu bulduğumuz saat ve yer bilgisini yazılmalı ve hastayla birlikte 112 ile sevk edilmeli."