Dolar
32.33
Euro
34.88
Altın
2,220.59
ETH/USDT
3,568.90
BTC/USDT
70,802.00
BIST 100
9,079.97
Dünya, Portre

Türkiye ve Azerbaycan'da iz bırakan aydın Ahmet Ağaoğlu

Hem ana vatanı Azerbaycan'da hem de hayatının bir bölümünü geçirdiği Türkiye'de gazeteci, siyasetçi ve eğitimci sıfatlarıyla derin iz bırakan Ahmet Ağaoğlu'nun vefatının üzerinden 81 yıl geçti.

Ruslan Rehimov  | 19.05.2020 - Güncelleme : 19.05.2020
Türkiye ve Azerbaycan'da iz bırakan aydın Ahmet Ağaoğlu Grafik: Ahmet Burak Özkan/AA

Bakü

Türk düşünce tarihinin önemli şahsiyetlerden, siyaset adamı, hukukçu, yazar ve gazeteci Ahmet Ağaoğlu, vefatının 81. yılında anılıyor.

Azerbaycan'ın Karabağ bölgesinin Şuşa kentinde 1869'da doğan Ağaoğlu, gazeteci, siyasetçi ve eğitimci sıfatlarıyla hem doğduğu Azerbaycan'da hem de yaşamının bir bölümünü geçirdiği Türkiye'de derin izler bıraktı.

Hayatının sonuna kadar Türk milletinin aydınlanması ve gelişmesi için çalışan Ağaoğlu, zorlu bir hayat yaşadı.

Ağaoğlu, üniversite hayatından vefatına kadar yazdığı yüzlerce makalede Doğu'nun ve İslam dünyasının uyanışı, çağdaşlaşma ve demokrasi anlayışlarını anlattı, neredeyse tüm ömrünü bu yola adadı.

Ana vatanı Azerbaycan'da Ermeni saldırılarına karşı kurulan ilk milli partinin başında yer alan, Türkiye'de ise İttihat ve Terakki döneminde etkin görev alan Ağaoğlu, gazeteci kimliği ile de Türk basınının öncüleri arasında sayılıyor.

Düşünce ve eylem adamı Ağaoğlu, Azerbaycan Cumhuriyeti'nin kurulduğu 1918'de parlamentoda ve Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundaki katkılarıyla hep ön saflarda bulundu.

Avrupa'da eğitim alan ilk Azerbaycanlı

Ağaoğlu 1889'da Paris'e gitti, Sorbonne Üniversitesi Hukuk Fakültesine girerek Azerbaycan'dan Avrupa'ya eğitim almaya giden ilk kişi oldu.

Ülkesine döndükten sonra Neşr-i Maarif isimli cemiyet kurdu, Azerbaycanlılar arasındaki mezhep farkının oluşturduğu olumsuz havayı dağıtmak için mücadele etti, din adamlarındaki yozlaşma ve kadın haklarıyla ilgili kitaplar yazdı.

Ağaoğlu, Kafkasya'da 1905'te Ermeni-Türk çatışması patlak verince Türk ahalinin silahlı düşmandan savunmasını üstlenen Difai Partisini kurdu.

Çar Rusya'sı Türk aydınlarına baskı ve takipleri artırınca Bakü'den ayrılarak 1909'da İstanbul'a gitti. İstanbul'da önce maarif müfettişliği görevine getirildi, daha sonra Süleymaniye Kütüphanesi Müdürlüğüne atandı.

Ağaoğlu, aynı zamanda İstanbul Darülfünununda Rusça ve Türk-Moğol tarihi dersleri verdi, 1911'de Türk Yurdu ve 1912'de Türk Ocağı cemiyetlerinin kurucuları arasında yer aldı.

Siyaset yapmayı sürdürmek için memuriyetten istifa etti ve İttihat ve Terakki'nin 12 kişilik yönetim kurulunda görev aldı, 1914'te Afyonkarahisar'dan milletvekili seçildi.

Azerbaycan 1918'de bağımsızlığını ilan edince Bakü'yü Ermeni ve Bolşevik çetelerden kurtarmak için Anadolu'dan yola çıkan Kafkas İslam Ordusu komutanı Nuri Paşa'nın siyasi müşaviri olarak ülkesine döndü, Azerbaycan Cumhuriyeti Meclisine seçildi.

1918 sonbaharında İstanbul'a döndüğünde İngilizler tarafından tutuklandı ve ittihatçılarla Malta'ya sürüldü.

Anadolu Ajansı ilk yönetim kurulu başkanı Ağaoğlu

1921'de serbest bırakılınca Anadolu'ya geçen Ağaoğlu, Milli Mücadele'ye katıldı ve Atatürk'ün başkanlığındaki Ankara hükümeti tarafından Matbuat ve İstihbarat Umum Müdürlüğüne atandı.

Hakimiyet-i Milliye gazetesinde başyazar olarak yazılar yazan Ağaoğlu, Kars'tan ikinci ve üçüncü dönem milletvekili olarak TBMM'ye seçildi. Siyasetin yanı sıra eğitimciliği de sürdürdü, Ankara Hukuk Mektebinde anayasa dersleri verdi.

Ağaoğlu, Anadolu Ajansının (AA) anonim şirket haline getirilmesinin ardından 21 Mayıs 1925'te yapılan ilk yönetim kurulu toplantısında ajansın Yönetim Kurulu Başkanı seçildi. Böylece AA'nın ilk yönetim kurulu başkanı sıfatına sahip oldu.

1930'da Atatürk'ün isteği üzerine Serbest Cumhuriyet Fırkasının kuruluşuna katıldı, daha sonra bu parti kapatılınca aktif politikadan uzaklaştı ve İstanbul'a taşınarak Darülfünun'da hukuk tarihi profesörü oldu.

Emekli olduktan sonra farklı gazetelerde yazılar yazan Ağaoğlu, 19 Mayıs 1939'da İstanbul'da vefat etti.

Ölmeden önce çocuklarına vasiyet niteliğinde söylediği, "Boynunuz bükülmesin. İnsan boynu yaş ağaç gibidir. Bir kez bükülürse bir daha kalkmaz. Yalnız maddi zevkler için boyun eğerek yaşayıp ölmek sefil bir hakikattır. Fakat haksızlığa boyun eğmeden, birine yaranmadan yaşayıp ölmek maddi zevk vermese de ihtişamlıdır." şeklindeki ifadeleri Ağaoğlu'nun karakterine ilişkin önemli ipuçları taşıyor.

Babalarının yolundan giden evlatlar

Ağaoğlu'nun çocukları da babaları gibi isimlerini Türkiye'nin siyasi ve toplumsal tarihine yazdırdı.

Oğlu Samet Ağaoğlu, Demokrat Parti döneminde çalışma, ticaret bakanlıkları ve başbakan yardımcılığı görevlerinde bulundu.

Kızı Süreyya Ağaoğlu, 1928'de serbest avukatlık ruhsatı alarak, "Türkiye'nin ilk kadın avukatı" unvanı alırken, diğer kızı Tezer Ağaoğlu (Taşkıran) bir erkek okuluna atanan ilk kadın öğretmen oldu.

Babası ve ağabeyi gibi siyasetle de ilgilenen Tezer Ağaoğlu, TBMM'de yedinci dönemde Kastamonu, sekizinci ve dokuzuncu dönemlerde Kars milletvekilliği yaptı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın