Dolar
34.70
Euro
36.73
Altın
2,650.59
ETH/USDT
3,702.00
BTC/USDT
97,132.00
BIST 100
9,652.00
Kültür

Ali Osman Emirosmanoğlu'nun sinemaya bakışı, "Milli Sinema Günleri"nde ele alındı

Kültür ve Turizm Bakanlığı himayesinde, Uluslararası Sinema Derneği tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen "Milli Sinema Günleri" kapsamında yapımcı Ali Osman Emirosmanoğlu'nun sinemaya bakışı ele alındı.

Ömer Mirza Şeker  | 29.11.2024 - Güncelleme : 29.11.2024
Ali Osman Emirosmanoğlu'nun sinemaya bakışı, "Milli Sinema Günleri"nde ele alındı

İstanbul

"Yolumuzun İşaret Taşları" program serisi kapsamında Sevda Dursun'un başkanlığında gerçekleşen programda, yapımcı Orhan Bal, yapımcı Ahmet Edebali, gazeteci Gülcan Tezcan ve görüntü yönetmeni Çetin Tunca konuştu.

Çetin Tunca, Yücel Çakmaklı'nın, 'Türk sinemasında yeni bir şey yapabilir miyim?' heyecanı içindeyken Ali Osman Emirosmanoğlu ile karşılaştığını aktararak, "Yücel Çakmaklı ile yeni bir yol oluşturup onun üzerine gitmek isterken aynı fikirde, düşüncede, heyecanda birbirlerini buluyorlar. Bu ilginç karşılaşmanın birliğinden hem güzel hem de yol açıcı filmler çıkıyor. İlk filmleri Şule Yüksel Şenler'in 'Huzur Sokağı' romanından uyarlanan 'Birleşen Yollar'. Bu film o devirde Türk sineması içinde ayrı bir yerde durarak yeni bir kapı açtı." dedi.

"Birleşen Yollar" filminin sinemada çok önemli bir yeri olduğunu vurgulayan Gülcan Tezcan, "Yeşilçam'da dindar kadın prototipi çok yoktu. Müslüman kadın karakterler genelde mahalledeki teyze, köydeki kadın oluyordu. Şehirli modern dindar kadın görüntüsü sinemada yoktu. Kadınların köyden şehre geldiyse başörtüsünü çıkarması, modern giyinmesi, görünmesi ve o yaşam tarzına adapte olması gerekiyordu. Şule Yüksel Şenler zaten Müslüman kadın inşasında önemli rol oynamıştı. Burada Ali Osman hoca bunu sinemaya taşıyıp etkisini artırarak, çarpan etkisi meydana getirdi. O dönem için de bu dönem için de çok cesurca bir şeydi. Bugün bile baş karakteri başörtülü olan bir film görmüyoruz." açıklamasını yaptı.

"Emirosmanoğlu'nun vizyoner bakışı hayranlık uyandırıcıydı"

Orhan Bal, Emirosmanoğlu ile tesadüfen bir stüdyoda tanıştıklarını dile getirerek, şunları kaydetti:

"Yaptıkları işi görünce kelimenin tam anlamıyla ağzım açık kaldı. Henüz Türkiye'de dijital anlamda bir şey başlamamışken bilgisayar kullanılarak animasyon üretiliyordu. Benim için bir yol ayrımı oldu ve çizgi roman ressamlığından çizgi film ressamlığına geçtim. Küçük bir ekiple bu kadar büyük bir işin yapılabiliyor olması beni çok etkilemişti. Televizyonda gördüklerimizden daha güzel, canlı, tatlı ve en güzel tarafı bize özgü, bizim hikayemiz ve karakterlerimiz işleniyordu."

Animasyon için Türkiye'de çok erken sayılabilecek bir tarihte Emirosmanoğlu'nun vizyoner bakışı ve stüdyo kurmasının hayranlık uyandırıcı olduğunu söyleyen Bal, "Bugün bir yapımcı olarak bunun iğneyle kuyu kazmak gibi bir iş olduğunu görebiliyorum." diye konuştu.

Ahmet Edebali ise 1990'lı yılların başında, 'Bilgisayarla çizgi film yapılabilir' diye hayal ettiklerini belirterek, "Bu hayalleri kurarken 'Hay' filmini izledik. 5 yıl önce de bunu sinema filmi haline getirdik, farklı dil seçenekleriyle sunduk. Dünyanın her tarafından binlerce yorum ve geri dönüş aldık. Bu dönüşler hep 'Allah razı olsun' ile başlıyordu. O zaman fark ettim ki Ali Osman Emirosmanoğlu'nun yaptığı hiçbir işte para öne çıkmamış. Emirosmanoğlu, sinemada bir mücahitlik örneği sergiledi. Bu anlamda da nasıl yapımcı olunması gerektiğini kendisinden öğrendim." ifadelerini kullandı.

Etkinlik kapsamında bugün ve yarın Rami Kütüphanesi ile Zeytinburnu Kültür ve Sanat Merkezi'nde açık oturumlar, söyleşiler ve ücretsiz film gösterimleri sinemaseverlerle buluşacak.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.