Kültür, insana dair

Hasta odasını sanat galerisine dönüştürdü

İzmir'de kısa aralıklarla hem lösemi hem de meme kanseri teşhisi konulan 47 yaşındaki öğretmen, hasta odasında yaptığı resimlerle bir yandan yaşama tutunurken diğer yandan da başka hastalara moral oluyor.

20.09.2018 - Güncelleme : 21.09.2018
Hasta odasını sanat galerisine dönüştürdü Fotoğraf: AA/Tezcan Ekizler

İZMİR - Tezcan Ekizler

İzmir'de, hem kan hem de meme kanseri tedavisi gören 47 yaşındaki anaokulu öğretmeni Fatma Özaydın, hasta odasında yaptığı resimlerle bir yandan yaşama tutunurken diğer yandan da başka hastalara moral oluyor.

Özaydın'ın tedavi süreci boyunca yaptığı resimlerle donattığı hasta odası sanat galerisini andırıyor.

İzmir'de dünyaya gelen 47 yaşındaki bir çocuk annesi anaokulu öğretmeni Özaydın, 1993 yılında teğmen Murat Özaydın ile evlendi.

F-16 pilotu eşinin 2000 yılında Merzifon'da eğitim uçuşunda iki uçağın çarpışması sonucu şehit olmasının ardından 5 yaşındaki kızı Ege ile yaşamaya başlayan Özaydın'ın 2017 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde yaptırdığı kontroller sırasında sol göğsünde kanserli kitle tespit edildi.

Radyoterapi tedavisinin bitiminde kan değerlerinin düşük olduğu belirlenen Özaydın'a kan kanseri teşhisi de konuldu.

Tedavisine Medicalpark İzmir Hastanesi Kemik İliği Transplantasyon Merkezi'nde devam eden Özaydın, 5 ay boyunca hasta odasında kuru, pastel ve suyu boyaları kullanarak resimler yapmaya başladı.

Yaptığı rengarenk resimleri ilk önce hastane odasında sergileyen Özaydın'ın eserleri hem doktorların hem de hastane yönetiminin dikkatini çekti.

Kök hücre tedavisinin ardından kızının adını verdiği "Ege'den Gelen Umut" isimli resim sergisini hastanede açan Özaydın, kendisi gibi tedavi gören hastalara da moral oldu.

"Kemoterapi ilaçsa renkler de ilaç"

Fatma Özaydın, AA muhabirine yaptığı açıklamada, anaokulu öğretmeni olmasına rağmen amatör resimler yaptığını, zorlu geçen tedavi sürecinde resim yapmanın kendisine moral verdiğini söyledi.

Resim yapmak istediğini söylediği yakınlarının çok şaşırdığını belirten Özaydın, "Odam sanat atölyesine döndü. Renkler beni motive etti. Her sabah renklerle uyanmaya başladım. Kemoterapi ilaçsa renkler de ilaç. Mesela sarıyı çalışırken ben mutlu olduğumu hissediyorum. Renkler bana hayat veriyor." dedi.

Kök hücre nakli olmaya hazırlandığı süreçte hasta yönetiminden gelen "sergi açalım" teklifinin kendisini çok mutlu ettiğini anlatan Özaydın, kalabalık içine girip enfeksiyon kapmaması gerektiği için sergisinin açılışına katılamamasına rağmen ortaya bir eser koyması nedeniyle çok mutlu olduğunu dile getirdi.

"Resimlerimde duygularımı anlatıyorum"

Özaydın, 2 kanserle savaşmasına rağmen tedavi süreçleri boyunca umudunu hiç yitirmediğini vurgulayarak şöyle konuştu:

"Hayata tutunmak zorundaydım, bir çocuğum var en önemli şey kızım Ege. Resim yapmak benim tedavi sürecimi olumlu etkiledi. Resimlerimde duygularımı anlatıyorum. Benim hissettiklerim umut. Hayaller kurmaya başladım, onlara daldıkça ileriye yönelik düşünceye dalmaya başladım. Hasta arkadaşlarım da böyle çalışmalar yapmalı. Eskiye dalmamalarını hep ileriye bakmalarını öneriyorum. Hayat çok değerli, kıymetini bilmek lazım. İyileştikten sonra özellikle de hastane ortamında yeniden büyük bir sergi açmak istiyorum."

"Annemin eserleri diğer hastalara örnek oldu"

Annesine kanser teşhisi konulduğunda çok üzüldüğünü ifade eden 22 yaşındaki Ege Özaydın ise "Annemin hastalık sürecinde resim ile ilgilenmesi ona moral oldu. Doktoru anneme bir gün, 'Sizin Ege ile önünüzde zaman geçireceğiniz uzun yıllar var' demiş. Annem de serginin ismini onun için "Ege'den Gelen Umut" koymuş. Sergide anı defteri açıldı. İki kardeş geldi, onların da babaları hastaymış, onlar benimle iletişime geçtiler. Siz bize umut oldunuz.' dediler." ifadelerini kullandı.

"Hastamızın sağlığı iyi şekilde seyrediyor"

Özaydın'ın doktoru Prof. Dr. Seçkin Çağırgan da kanserde hastalara uygulanan tıbbi tedavilerin yanında hastaların moralinin de çok önemli olduğunu bildirdi.

Çağırgan, hastasının kemoterapi ve kök hücre nakli sürecinde resimle ilgilenmesinin tedavisine olumlu yansıdığını dile getirerek, "Hastamızın uyumlu doneri yoktu. Biz de hastalığını tekrar değerlendirdik, kendi kök hücrelerini toplayıp kök hücre nakli yaptık. Her şey çok iyi bir şekilde seyrediyor. Hastalığı kontrol altında. Normal bir şekilde yaşamına devam ediyor. Tedavisi tamamlandı sayılır, belirli aralarla takip ediyoruz." bilgilerini aktardı.

Medicalpark İzmir Hastanesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Müdürü Veysi Kubba da Özaydın'ın hayat dolu bir insan olduğunu, tüm hastalara onu örnek gösterdiklerini kaydetti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın