Çanakkale'de destanlaşan 57. Alay, muharebelerin 109'uncu yılında Conkbayırı'nda anıldı

Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda, Gençlik ve Spor Bakanlığının öncülüğünde "57. Alay Vefa Yürüyüşü" yapıldı.

Tarihi Gelibolu Yarımadası Kocadere Köyü Kamp Alanı'nda, şafak vakti şehitlere saygı için top atışı yapıldı. Daha sonra çorba ikramının ardından sabah namazı kılındı.

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, yürüyüş öncesinde gazetecilere yaptığı açıklamada, ülkenin dört bir tarafından programa katılım olduğunu söyledi.

Geceden alana geldiklerini anlatan Bak, "Amacımız bu ülke gençlerine Çanakkale destanını, Malazgirt zaferini, Dumlupınar, 30 Ağustos'taki, Sakarya'daki, 15 Temmuz'daki destanları unutturmamak, hatırlatmak. Bu toprakların ne kadar kıymetli olduğunu, bu vatan için binlerce şehidin verildiğini anlatmak ve bunları yaşamalarını sağlamak." dedi.

Gençlerin burada şartları gördüğünü çadırlarda konakladığını aktaran Bak, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Gençlerimiz o atmosferi görüyor, o zamanki o mücadelenin zorluklarını yaşananları hissediyor. Amaç bu toprakların gücünü, nasıl bir mücadele verildiğini anlatmak. Bakanlık olarak bunu sürekli gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda ülkenin dört bir yanından gençlerimizi Çanakkale gezileriyle buraya taşıyoruz. Rehberler, tarihçiler buradaki destansı mücadeleyi anlatıyorlar. Bu topraklar kanla yoğrulmuş, destansı mücadele var, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları o zaman mücadelede yer aldılar. Tüm dünya ve Batı medeniyetine, emperyalizme karşı büyük mücadele ortaya kondu, dünyanın en güçlü donanmaları, ordularını burada yendiler. Herkese, tüm dünyaya 'Çanakkale geçilmez' efsanesini anlattılar, gösterdiler. Geçmişimizle tarihimizle gurur duyuyoruz."

"Bu vatan kanla yoğrulmuştur gerçekliğini burada gençlerimize yaşatıyoruz"

Türkiye'nin bu coğrafyada güçlü olması için gençlerin vatan bilincini, ülkenin, toprağın kıymetini, bu topraklar için neler feda edildiğini, binlerce şehit verildiğini bilinmesi gerektiğini ifade eden Bak, "Filistin, Suriye, Irak, Azerbaycan'dan da askerler geldi burada şehit oldu. Bu coğrafyada güçlü kalabilmek için, güçlü bir orduya, savunma sanayisine güçlü bir yapıya sahip olunması gerektiğini biliyoruz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da gençlerin Çanakkale'ye gelmesini kendilerinden istediğini dile getiren Bak, "Yaşanan tarihi, destansı mücadeleyi öğrenmeleri, yaşamaları için projeler yapmamızı tavsiye ediyor. Alan başkanlığımızla beraber yeni projelerimiz de bulunuyor. Daha fazla gencimizi buraya nasıl getiririz, konaklarız, bu tarihi destansı mücadeleyi nasıl anlatırız bunula ilgili de çalışmalarımız var. Bu vatan kanla yoğrulmuştur gerçekliğini burada gençlerimize yaşatıyoruz. Devam edeceğiz. Bunlar da önemli etkinlikler."ifadesini kullandı.

Saçlarına kına yakılıp asker çorbası içen izciler, 57. Alay'ın 109 yıl önceki yolunda

Tarihi Gelibolu Yarımadası'nda bulunan Eceabat ilçesi sınırlarındaki Kocadere Kamp Alanı'na 22 Nisan'da gelen izciler burada, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Kızılay ve Kuveyt Türk destekleriyle kurdukları çadırlarda kaldı.

Gençlere kampta Çanakkale Savaşları ve 57. Alay'ın kahramanlıklarıyla ilgili tarihi bilgiler verildi.

Türkiye'nin 60 ilinden gelen 2 bin 500 izci ve izci lideri, 57. Alay'ın karargah olarak kullandığı alanda sabah ezanıyla birlikte uyanıp yürüyüş hazırlıklarına başladı.

Asker çorbası ve hamur kızartmalarını alıp kahvaltı yapan gençlerin saçlarına burada kına yakıldı.

Mehter eşliğinde Türk bayraklarıyla yola çıkan izciler ardından Conkbayırı'na ulaşıp yürüyüşü tamamlayacak.

Rota kapsamında 57. Alayın 109 yıl önce ilerlediği yollarda savaşın yaşandığı cephelerde ziyaret edilecek.

"Dedeciğim ben geldim" diyerek yola çıkıyoruz"

Türkiye İzcilik Federasyonu Başkanı Hasan Dinçer Subaşı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kampın bu yıl 21. kez düzenlendiğin söyledi.

Yürüyüşe 2 bin 500 izcinin katıldığını anlatan Subaşı, "57. Alay'ın ihtiyat birliği olarak karargah kurduğu noktada ve aynı bu şekilde 109 yıl önce yürüyüşe başladığı noktadayız. Sabah namazı saati silah sesleri ve ezan sesleri içinde izcilerimiz çadırlarından kalkıyorlar. Asker çorbası içip hamur kızartması yiyerek dedelerinin yürüdüğü yolda aynı şekilde Conkbayırı'na yürüyorlar. Büyük bir gururla 57. Alay topraklarında 57. Alay'ın izinde ‘dedeciğim ben geldim’ diyerek yola çıkıyoruz." ifadesini kullandı.

Subaşı, 57. Alay Milli Bilinç Kampı'na 60 ilden katılım sağlandığını aktararak "Yola çıkmadan önce sadece asker çorbası ve hamur kızartması yeme faaliyeti yapmıyoruz. Tüm izcilerimizin saçları aynı Kınalı Hasan gibi yola çıkmadan önce kınalanıyor, ellerinde Türk bayraklarıyla mehter eşliğinde yürüyüşümüzü gerçekleştiriyoruz." diye konuştu.

Yürüyüşe İstanbul'dan katılan Ahsen Bera Ünal da kampta yer aldığı için çok mutlu olduğunu söyledi.

Manisa'dan gelen Sinem Tüm ise önemli bir atmosferi teneffüs ettiklerini dile getirdi.

Yağmur Kayatepe de kahraman 57. Alay'da görevli askerlerin yürüdüğü yoldan yürüyebilme fırsatı bulduğu için gururlu olduğunu kaydetti.

Yürüyüş boyunca ses ve sis fişekleri atıldı

Yürüyüş boyunca, gençlerin Çanakkale Savaşları sırasında dedelerinin yaşadıklarını daha iyi hissedebilmeleri, o duyguyu yaşayabilmeleri için ses ve sis fişekleri atıldı. Bazı gençler de savaşı canlandırdılar.

Yaklaşık 5 kilometrelik yürüyüş Conkbayırı'nda sona erdi.

Bakan Bak, yürüyüşün son kısımlarını kendisine eşlik eden Çanakkale Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ile koşarak geçti.

"İstiklal şairimizin 'Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz.' dediği 57. Alay'dır" 

"57. Alay Vefa Yürüyüşü"nün tamamlandığı Conkbayırı Anıtı'nda tören düzenlendi.

Anıta çelenk bırakılmasından sonra saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu. Program saygı atışı ve Kur'an-ı Kerim tilavetiyle devam etti.

Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, törende, süngüsüyle yol açanların izini takip etmek, bu ruhu yaşamak, hissetmek için Türkiye'nin dört bir yanından bir çok kişinin yürüyüşe katıldığını söyledi.

Türkiye'nin gençlerinin her yıl burada toplanmasının derin ve önemli bir anlamı olduğunu belirten Bak, "57. Alay, kanlarının son damlasına kadar mücadele etmiş ve Arıburnu mevkiinde şehit düşmüş bir alayın, fedakarlık, dirayet ve cesaret öyküsüdür. İstiklal şairimizin 'Cihan yıkılsa emin ol bu cephe sarsılmaz.' dediği 57. Alay'dır." diye konuştu.

57. Alay'ın canları pahasına Türk milletinin haysiyetini, birliğini müdafaa etmekten geri durmadığını vurgulayan Bak, şunları kaydetti:

"Vatanına, toprağına, hürriyetine ezelden ebede her daim sadakatle bağlı olan bu milletin evlatları, binlerce yıldan beri şehit düşer, bedel öder, lakin toprak vermez. Çünkü toprak dediğimiz, kara parçasından ibaret değildir. Toprak, mazidir, hatıradır, köktür, bugündür ve yarındır. İşte 57. Alay, canını siper ederek, topraklarını korurken yalnız o gün için değil, bugün burada huzurlu yaşayabilelim diye o onurlu mücadeleyi vermiştir."

Bak, Türk milletinin tarih sahnesinde çıktığından beri cesaretli duruşuyla dünyaya meydan okuyan kahramanlarına çok şey borçlu olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Bu borcun edasını çalışarak, kıymet bilerek, kıymet vererek gerçekleştirebiliriz. Sorumluluklarımızın farkındayız. Bizim dünyanın herhangi bir yerinde başka bir motivasyon aramaya, cesaret veren yeni öyküler keşfetmeye ihtiyacımız yok. Aradığımız ilham, öğreneceğimiz ders, işte burada, buradaki ruhta saklıdır. Türkiye'nin ikinci yüzyılını tıpkı ilk yüzyıldaki gibi bu ruhla ilmik ilmek örmeye devam edeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın öncülüğünde, Türkiye'yi ikinci yüzyılında her alanda lider ülke idealine ulaştıracağız. Bu memleket, emekle, kanla, alın teriyle kuruldu. Biz de emekle, alın teriyle, gençlerin heyecanıyla onu yaşatacağız. 'Vatanını en çok seven, işini en iyi yapandır.' sözüne kulak vererek, ne yapıyorsak en iyisini, en güzelini ortaya koymak için gayret edeceğiz. Saflarımızı sıkı tutacağız, birliğimize, dirliğimize halel getirmek isteyenlere fırsat vermeyeceğiz."

"Vefa, bizim boynumuzun borcudur"

Şehitlerin fedakar ruhunu asla unutmayacaklarını aktaran Bak, şehitlerin hatıralarını her daim baş üstünde taşıyacaklarını, şehitlerin emaneti Türkiye'ye sadakat ve vefa duygusuyla sahip çıkacaklarını belirtti.

Bak, vefanın önemine dikkati çekerek, şöyle konuştu:

"Bugün Filistin halkının verdiği mücadeleye, hepimiz şahitlik ediyoruz. Yıllardır süregelen bir zulmü bugün halen konuşuyor olmamız, acı verici olsa da İsrail'in zulmünü hatırlatmak, sadece bir hafıza tazeleme değil aynı zamanda insanlık adına daha iyi bir gelecek için bir çağrıdır. Sayın Cumhurbaşkanı'mızın yürüttükleri güçlü diplomasi, inanıyoruz ki mazlumların gözyaşının dinmesine, coğrafyamızın sulh ve selametine vesile olacaktır. Bu savaşlarda Filistin'den Suriye'ye, Anadolu'nun bütün coğrafyasından şehitler var. Başına bomba yağan çocukların, kan ağlayan mazlumların umuduysak vefa, bizim boynumuzun borcudur. Afrika'nın susuz çocukları, senin avuçlarından içecekleri bir damla rahmeti bekliyor. Bir kez bile huzurla oyun oynayamamış Filistinli çocuklar, onların başını okşamak da vefadandır."

Bugün göğüs göğüse çarpışma değil, akıl akıla çarpışma olduğunu, bu çarpışmada gençlere çok büyük sorumluluklar düştüğünü anlatan Bak, "Artık başka milletlerin yaptıklarını konuşmak değil, yaptıklarımızla, ürettiklerimizle yarınlarımıza eserler bırakma vaktidir. Bakanlığımız, bütün imkanlarıyla, gençliğin emrindedir. Tarih öğrenirken de tarih yazarken de yanınızda olacağız. Bayrağı yükseltecek olan sizlersiniz. Emanet, artık sizedir." dedi.

"Onlar, dönmeyi asla düşünmediler"

TSK adına konuşan Yarbay Mustafa Fatih Karabulut da 109 yıl önce Çanakkale'de yaşananları anımsattı.

Yaş ortalaması sadece 24 olan 57. Alay'ın kahramanlarının bir karış vatan toprağını düşmana çiğnetmemek uğruna kendilerini kurban ettiğini vurgulayan Karabulut, "Okullarını, nişanlılarını, eşlerini, çocuklarını, ana ve babalarını bırakarak, cepheye koşan bu gençler, bir daha geri dönmediler. Çünkü onlar, dönmeyi asla düşünmediler." ifadesini kullandı.

Karabulut, "Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki dünyanın en temiz kalpli, en cesur, en iyi askeri olan Mehmetçik, dün olduğu gibi bugün de emanet edilen mukaddes vatan topraklarını aynı ruhla sonsuza kadar muhafaza ve müdafaa etmek için canını seve seve vermeye hazır olacaktır." diye konuştu.

Konuşmaların ardından 57. Alay'ın temsili sancağının devir teslim töreni yapıldı. Sancak, Ege Üniversitesinden Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesine teslim edildi.

Törene, Çanakkale Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir, Vali Vekili Hakkı Uzun, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Erenoğlu, Çanakkale Boğaz ve Garnizon Komutanı Mustafa Biçen, 2. Kolordu Komutanı Tümgeneral Rasim Yaldız, protokol üyeleri, askeri temsilciler, öğrenciler ve gençler katıldı.

"Bizim medeniyetimiz, vefa medeniyetidir"

Daha sonra 57. Alay Vefa Yürüyüşü'nün kapanış töreni, Gelibolu Yarımadası'ndaki Şehitler Abidesi'nde Bakan Bak'ın anıta çelenk bırakmasıyla başladı.

Bak, saygı duruşunda bulunulması, İstiklal Marşı'nın okunması ve Kur'an-ı Kerim tilavetinin ardından yaptığı konuşmada, 57. Alay askerlerinin canlarını siper ederek topraklarını korurken yalnız o günler için değil, bugünlerin huzuru için onurlu bir mücadele verdiğini söyledi.

Anadolu'nun dört bir yanında kahramanlıkların sergilendiğini dile getiren Bak, şöyle devam etti:

"Sarıkamış'ın kahramanlarında yine biz varız. Bugün biz, hür ve başı dik bir hayat sürelim diye Allahuekber Dağları'ndan geri dönmemişlerdir. Orada da gençlerimizle beraberiz. Yine istiklal mücadelesinin kahramanları günü kurtarmak için değil, istikbali korumak için cepheden cepheye koşmuşlardır. 15 Temmuz'da hainlere geçit vermeyen yiğitler, sınırlarımızda ve sınır ötesinde nöbet bekleyen kahramanlar da yalnız bugünün değil, bir yandan istikbalin de derdindedir. Türk milleti tarih sahnesinde çıktığından beri dünden bugüne cesaretli duruşuyla dünyaya meydan okuyan, cümle kahramanlara çok şey borçluyuz."

Vefanın önemine dikkati çeken Bak, "Bizi bugün bu yola düşüren, bir vefa meselesidir. Ocak ayında Sarıkamış'ta buluşturan, ağustosta Malazgirt'te, Dumlupınar'da, 15 Temmuz'da meydanlarda buluşturan işte bu vefadır." ifadesini kullandı.

"Gönül coğrafyası"

Bak, Türk bayrağının renginin, vefa ve minnet duygusuyla şühedanın kanından alındığını vurguladı.

Marşlarda, "Vefalı Türk geldi yine." diye bahsedildiğini anlatan Bak, "Çünkü bizim medeniyetimiz, vefa medeniyetidir. Bu yüzden coğrafyamızın bütün yaralı kalpleri bizden yardım bekler. Başka kimseden değil, en çok bizden umarlardı vefayı. Bu yüzden bizim lügatımızda 'gönül coğrafyası' diye bir ifade vardır. Çünkü bizim vefa dairemizin sınırları Anadolu'nun hudutlarını aşar." değerlendirmesinde bulundu.

Vefanın bir borç olduğunu kaydeden Bak, şöyle konuştu:

"Yıllar, yollar, sınırlar araya girse bile bizi sadakatle bekleyenlere selam olsun. 'Vefalı Türk geldi yine. Selam, Türk'ün bayrağına' dedirtenlere selam olsun. Toprağımızı yurt yapanlara, o yurdu ebedi kılmak için canını feda edenlere, hangi bölgeden olursa olsun söz konusu memleket olduğunda bir ve beraber olanlara bir ve beraber ölenlere selam olsun. Rahmet olsun. Allah onlardan ebediyen razı olsun."

Törene, Çanakkale Vali Vekili Hakkı Uzun, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cüneyt Erenoğlu, İl Jandarma Komutanı Kıdemli Albay Sadi Akman, Sahil Güvenlik Batı Marmara Grup Komutanı Yarbay Ercan Oran ile davetliler ve öğrenciler katıldı.

Program, temsili şehit mezarlarına karanfil bırakılması ve hatıra fotoğrafı çektirilmesiyle sona erdi.