Yaşam

New York metrosuna müzikleriyle renk katıyorlar

New York'ta her gün milyonlarca insanın kullandığı metro istasyonlarında performans sergileyen müzisyenler, yolculara eğlenceli dakikalar yaşatıyor.

Dildar Baykan  | 11.08.2018 - Güncelleme : 12.08.2018
New York metrosuna müzikleriyle renk katıyorlar

New York

NEW YORK - Dildar Baykan

New York'taki metroların işletmecisi Metropolitan Transportation Authority'nin (MTA) verilerine göre, 350 müzisyen ve müzik topluluğu "Music Under New York (New York'un Altında Müzik)" programı kapsamında yaklaşık 30 lokasyonda yılda 7 bin 500'den fazla performans sergiliyor. 

MTA, Sanat ve Tasarım bölümünün görsel ve performans sanatları programlarından biri olan Music Under New York programın amacı, yolcular için ulaştırma deneyimini zenginleştirmek.

1985'de pilot program olarak başlayan program, 1987'de resmiyet kazandı.

Her yılın ocak ayında başında seçmeler için başvurular başlıyor ve bu programın bir parçası olmak isteyen müzisyenler seçmelere katılmaya hak kazanıyor. Grand Central terminalinde halka açık bir şekilde tek günde yapılıyor.

Müzisyenler, kısa bir eğitimden geçtikten sonra New York'taki metro istasyonlarında performanslarını sergileyebiliyorlar.

Programa dahil olan müzisyenler aralarında Grand Central ya da Penn gibi New York'un önemli mekanlarının da yer aldığı 30 lokasyonda belirlenen gün ve saatlerde Jazz'dan Blues'a, klasikten yerel müziğe kadar birçok türde performans sergiliyor.

Müzisyenler, özellikle kenti ziyarete gelen turistlerin de ilgisini toplarken, zaman zaman Blues Festivali, Yer Altı Divalar, Jazz Festivali gibi temalarla da özel etkinlikler düzenleniyor.

New York metrosunun Türkçe konuşan müzisyeni

New York metrosunda dikkati çeken müzisyenlerden birisi de hem klasik hem de popüler eserlere elinde kemanıyla hayat veren Susan Keser.

ABD'li Keser kendisi gibi bir müzisyen olan bir Türk ile evli ve az da olsa Türkçe konuşabiliyor.

İstanbul Devlet Opera Balesi'nde de bir dönem performans sergileyen Keser, New York metrosunun yanı sıra Central Park gibi kentin önemli yerlerinde de performans sergiliyor.

Keser, Vivaldi'den Mozart'a dünyaca ünlü birçok bestecinin parçalarını çalarken, metroyu kullananlar da zaman zaman duraklayarak bu müzik ziyafetine ortak olup, görüntüler alıyor.

Keser, AA muhabirine yaptığı açıklamada, müzisyen bir aileden geldiğini, babasının çellist, annesinin piyanist ablasının da opera sanatçısı olduğunu, bu nedenle de 9 yaşında keman çalmaya karar verdiğini anlattı.

Indiana Üniversitesi müzik bölümünden mezun olduktan sonra Almanya'ya gittiğini söyleyen Keser, daha sonra İstanbul'a taşındığını ve burada Türk eşiyle tanıştığını anlattı.

Bir süre İstanbul'da yaşadıktan sonra New York'a dönmeye karar verdiğini belirten Keser, "Buraya geldikten sonra "Music Under New York" seçmelerine katıldım. 2013'teki üçüncü denememde başarılı oldum. O zamandan bu yana metro istasyonlarında kemanımı çalıyorum" diye konuştu.

"Müzik benim hayatım"

Düğünler, kutlamalar ve özel etkinliklerde de sahne aldığını belirten Keser, "Ama halka açık alanlardaki performansların etki alanı çok daha geniş. Etrafınızda çocuklar, yetişkinler herkes oluyor. Binlerce insan sizi dinliyor." ifadelerini kullandı.

Keser, birçok insanın neden buralarda kendisinin müzik yaptığını anlamadığına işaret ederek, "İnsanların yüzde 99'u ben müzik yaparken yanımdan öylece geçip gidiyor, ama yüzde 1'lik bir kısım var ve benim yaptığım müzikten hoşlanıyorlar. Bu hoşuma gidiyor, çünkü canlı müzik yavaş yavaş yok oluyor." diye konuştu.

Müziğin kendisi için ne anlama geldiği sorusuna ise Keser, "Müzik benim hayatım. Beni sakinleştiriyor." yanıtını verdi.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın