Dolar
32.56
Euro
34.84
Altın
2,324.90
ETH/USDT
3,175.10
BTC/USDT
64,727.00
BIST 100
9,722.09
Gündem

'Milli Mücadele'yi anlamazsak, 15 Temmuz'u anlayamayız'

Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Satan, "Milli Mücadele'yi anlamazsak, 15 Temmuz'u anlayamayız. Milli Mücadele'yi bilmediğimiz için 15 Temmuz'da milletin sokağa çıkmasını anlamıyoruz." dedi.

Ekrem Kaftan, Ayşe Büşra Erkeç  | 21.02.2019 - Güncelleme : 21.02.2019
'Milli Mücadele'yi anlamazsak, 15 Temmuz'u anlayamayız'

Istanbul

Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Satan, "Milli Mücadele'yi anlamazsak, 15 Temmuz'u anlayamayız. Milli Mücadele'yi bilmediğimiz için 15 Temmuz'da milletin sokağa çıkmasını anlamıyoruz. Bu Türk milletinin en önemli vasfıdır. Bizim için devlet en müstesna kavramdır. Devlet olmadan ne vatan ne din ne namus kalır." dedi.

AA muhabirinin sorularını cevaplayan Satan, Milli Mücadele'nin bugün de devam ettiğini belirterek, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz hain darbe girişiminde halkın, vatanının birliğini ve bütünlüğünü korumak için canı pahasına sokaklara döküldüğünü ve ülkesini savunduğunu söyledi.

Satan, eski alışkanlıkların bugün de devam ettiğini dile getirerek, "Alışkanlıkları değiştirmek çok zordur. Mesela bu sene Milli Mücadele'nin 100. yılı kutlanıyor ve kutlamalar, 19 Mayıs'ta başlayacak. Halbuki Milli Mücadele çok daha önce başlamıştır. Mondros Mütarekesi'nden sadece 5 gün sonra 5 Kasım'da Kars İslam Şurası toplandı. Ardından Ardahan, Trabzon, İzmir, Balıkesir, Edirne diye devam ediyor. Anadolu ve Trakya'da 1919-1920 yıllarında 30 kongre toplanmıştır." diye konuştu.

Gerçekleşen bu kongrelerde milletin, hürriyet ve istiklal iradesini ortaya koyduğunu anlatan Satan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ancak bunun görsel hafızamızda yeri yok. Çünkü 30 kongreyi gösteren bir harita üretmemişiz. Yine Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri olmadan Milli Mücadele olabilir mi? Bu cemiyetleri ve faaliyetlerini de ağırlıkları ve önemleri kadar bilmiyor ve anmıyoruz. Bütün bu çalışmaların özü, devletin zor zamanlarında milletin devletine sahip çıkmasıdır. Milli Mücadele'yi anlamazsak, 15 Temmuz'u anlayamayız. Milli Mücadele'yi bilmediğimiz için 15 Temmuz'da milletin sokağa çıkmasını anlamıyoruz. Bu Türk milletinin en önemli vasfıdır. Bizim için devlet en müstesna kavramdır. Devlet olmadan ne vatan ne din ne namus kalır. Binlerce yılın genetik kodu, Milli Mücadele ve 15 Temmuz'da milleti harekete geçirmiştir."

"Öldük, bittik edebiyatıyla ne tarih ne mücadele anlatılabilir"

Ali Satan, Milli Mücadele'nin çok boyutlu ve çok katmanlı bir toplumsal hareket olduğunu ifade ederek, "Kolay anlatabilme veya ideolojik yaklaşımlarla iş çok basitleştiriliyor. En önemlisi ise uzun zamandır etkin yazarlarımız, Milli Mücadele'nin arkasındaki halkı ya görmezden geliyor ya da önemsizleştiriyor." değerlendirmesinde bulundu.

Halk olmadan hiçbir savaşın zaferle sonuçlanmayacağını vurgulayan ve Milli Mücadele'nin devlet ve milletin ortak sorunu olduğunu ifade ettiği "100 Soruda Milli Mücadele" isimli bir kitap yazan Doç, Dr. Satan, kitabını farklı bir usul ile kaleme aldığını belirterek, şöyle devam etti:

"Uzun savaş yılları dolayısıyla halk yorgundu fakat mücadele ruhunu kaybetmemişti, bitmemişti, Cihan Harbi kaybedilmişti ama ölmemiştik. Öldük, bittik edebiyatıyla ne tarih ne mücadele anlatılabilir. Ben de bu tarz söylemlerden uzak durarak sonradan inşa edilen metinleri değil, Milli Mücadele yıllarında üretilen belgeleri kullandım. Ayrıca kitapta, o günlerin gerçek havasını ve ruhunu yansıtmaya çalıştım. Soru-cevap tarzıyla geniş kitlelere ulaşmak istedim çünkü soru-cevap usulüyle yazılan kitapların daha kolay okunduğunu düşünüyorum. 100. yılında 100 soruda Milli Mücadele'yi anlatmak için yola çıktık. Milli Mücadele tüm milletin el ve gönül birliğiyle yapılmış ve kazanılmış olmasına rağmen, bugün toplumda ayrışma konusu haline getiriliyor. Büyükbaba ve büyükannelerimizin verdiği bu büyük mücadeleyi taraftar zihniyetiyle ele almamız ne hakkımız ne haddimizdir. Bu kitap, varoluş kavgasını doğru ve tarafsız olarak öğrenmek ve tarihimizdeki hak ettiği müstesna yerine koymak düşüncesiyle kaleme alındı."

Satan, yakın zamanda çıkan kitabın okuyucudan çok güzel tepkiler aldığını dile getirerek, "Kitap yeni çıktı ama birçok okuyucu özellikle yolculuk esnasında, metroda, uçakta okuduğunu söyledi. Pek çok okulun da okuma listesine girdiğini duydum. Mesela Trabzon Sosyal Bilimler Lisesi'nin, ayın okunacak kitapları arasına aldığını bizzat gördüm. Bütün bunlar çok sevindirici, mutlu oluyorum." şeklinde konuştu.

"Atatürk, Sultan Vahdeddin ile değil Damat Ferit ile sıkıntı yaşamıştır"

Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının, Milli Mücadele günlerinde canla-başla çalışarak vatanı kurtarmayı başardıklarını anlatan Satan, "Anadolu'da milletin başlattığı arayış ve mücadele çabaları, İstanbul'un siyasi ve diplomatik müzakerelerle barışa ulaşılamayacağını anlamasıyla beraber büyük bir ivme kazanmıştır. Mustafa Kemal Paşa ve askeri heyeti, Osmanlı Genelkurmayı tarafından resmi görevle Anadolu'ya gönderilmiştir." dedi.

Türkiye Cumhuriyeti tarihi üzerine, Türk ve İngiliz arşivlerinde çalışan Doç. Dr. Ali Satan, şunları kaydetti:

"Mustafa Kemal Paşa, Anadolu ve Trakya'nın her yanında yanmakta olan o zamanın tabiri ile 'çoban ateşleri'ni bir araya getirmiş, aynı çatı altında birleştirmiş ve aynı hedefe yöneltmiştir. Liderlik budur zaten. Hedef konusunda herkesin mutabık olduğu husus, vatanın düşman işgalinden kurtarılmasıydı. Canla başla çalışarak bu başarılmıştır. Anadolu'da Mustafa Kemal Atatürk, Sultan Vahdeddin ile değil Damat Ferit ile sıkıntı yaşamıştır. Damat Ferit dışında kurulan İstanbul hükümetleri ile Ankara arasında düşmana karşı ortak hareket etme düşüncesi, çabası ve gayreti vardı. Bu iş birliklerini görmezden gelip, her zaman çatışma varmış gibi göstermek doğru değil."

Kitapta, TBMM'yi III. Meşrutiyet olarak gördüğünü ifade eden Satan, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Ankara'da açılan Meclis, Sultan Vahdeddin'i padişah olarak tanıyordu. 1876 Anayasası'na büyük ölçüde bağlıydı. İstanbul'daki son Meclis-i Mebusan'ın devamı olarak açıldı. Yani İstanbul kapandı, Ankara açıldı. İç tüzüğü de aynıydı. Gündem de İstanbul'da kaldığı yerden başlayacaktır. Şimdi bu tarihi devamlılıkları görmek zorundayız. Tarihçiler arasında neden bu kadar çok tartışma var? Çünkü tarih her kesim için meşrulaştırma aracı olarak görülmektedir. Nasıl Batı'da herkesin psikoloğu var ve gidip rahatlıyorsa, bizde de herkesin bir tarihçisi var, gidip onu dinliyor ve kafasını rahatlatıyor. Ancak ne tarih dersi terapidir ne de tarihçi psikolog. Bu noktada akademisyenlere daha çok iş düşüyor diye düşünüyorum."

"100 Soruda Milli Mücadele"

Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Satan'ın yeni kitabı "100 Soruda Milli Mücadele", "Bir dünya harbini bitirmek" başlığını verdiği bölümle başlayıp, "Milli Mücadele'yi bitirmek, Mudanya Mütarekesi" adını taşıyan 11. bölümle sona eriyor.

Soru ve cevaplarla oluşturulan kitapta, "Dünya Savaşı neden bitti?", "Müdafaa-i hukuk cemiyetlerini kimler kurdu?", "İstanbul'un resmen işgali nasıl oldu?", "Milli Mücadele'de masonların faaliyetleriyle alakalı bilgi var mı?", "Harp sırasında stratejik öneme sahip olan demir yolları için nasıl bir mücadele yaşandı? ve "İngiltere ile neden savaşmadık ya da Mudanya Mütarekesi nasıl imzalandı?" gibi 100 soru cevaplanıyor.

"100 Soruda Milli Mücadele" kitabı, resim ve belgelerle de destekleniyor.


Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.