Ankara
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye'nin 2050'ye kadar 20 bin megavatlık nükleer enerji kapasitesini devreye almayı hedeflediğini belirterek, "Üzerinde çalıştığımız yeni kanun teklifiyle küçük modüler reaktörlere (SMR) yeni teşvikler verip, onları ülkemizde yerli ve yabancı yatırımcıların da üretilebileceği şekilde teşvik etmek istiyoruz." dedi.
AAtölye'de Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'na konuk olan Bayraktar, gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu.
Bayraktar, Akkuyu Nükleer Güç Santrali (NGS) projesinin Cumhuriyet tarihinin en büyük dış yatırımı ve en büyük projelerinden biri olduğunu belirterek, "Büyüklük olarak baktığınızda 25-30 milyar doları bulan çok büyük bir yatırım. 4 reaktörle Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 10'u buradan karşılanmış olacak ki elektrik talebi Türkiye'de muazzam bir şekilde artmaya devam ediyor." dedi.
Ülkede yaşanan sıcak havanın ve klima kullanımının artmasının tüketime de yansıdığını ifade eden Bayraktar, bu ihtiyacın karşılanması gerektiğini söyledi.
Bayraktar, yenilenebilir enerji alanında büyük yatırımlar yapıldığını fakat farklı baz yükü alabilecek santrallere de ihtiyaç duyulduğunu vurgulayarak, "Bu anlamda nükleer önemli. Nükleer santralin ilk reaktöründe yüzde 95 tamamlanmış durumda. Son 5 yılda pandemiyle başladığımız süreç ve Rusya-Ukrayna savaşının getirdiği hem finansal hem de birtakım yaptırımların getirdiği zorluklarla mücadele içindeyiz. Bunun projeye menfi etkileri oldu." diye konuştu.
Geçen yıl AA Editör Masası'na konuk olduğunda Akkuyu NGS'de bazı ekipmanların Avrupalı üreticiler tarafından teslim edilmemesinin sonuçlarını konuştuklarını anımsatan Bayraktar, bu durumun yaklaşık 1,5 yıl gecikmeye sebep olduğunu ifade etti.
Bayraktar, 2010'da Rusya ile imzalanan anlaşmada proje süresinin 7 yıl olarak belirlendiğini ve 2018'de ilk inşaat lisansının Rosatom’a verildiğinde projenin tamamlanma süresinin 2025 Nisan'a denk geldiğini aktararak, "Dolayısıyla bu yıl içerisinde aslında hedefimiz bu projeyi tamamlayabilmekti ama tahmin ediyorum bu süreç 2026'yı bulacak. 2026 içerisinde ilk reaktörü devreye almakla ilgili çok yoğun çalışıyoruz. İşin ciddi anlamda finansal katkı gerektiren boyutu var. Kamuoyunda 'Ruslar projeyi satıyorlar, ortak arıyorlar' gibi ifadeler çıkıyor. Bu aslında yeni bir durum değil. Zaten hükümetler arası anlaşmada projenin yüzde 49'una kadar Türk tarafının onayıyla herhangi bir yatırımcı olabilir. Bu Türk yatırımcı olabilir, kamu olabilir, özel sektör olabilir, yabancı yatırımcı olabilir. Bu arayışın olması tabiidir ve dolayısıyla bu süreçlerde zaman içerisinde olabilir diye düşünüyorum." bilgisini paylaştı.
İlk reaktörün devreye girmesinin Türkiye'nin enerji ihtiyacına katkı sağlayacağını anlatan Bayraktar, "1200 megavatlık nükleer santral neredeyse 7 bin megavatlık bir güneş santraline tekabül ediyor. Yani 7 bin megavatlık güneş santralinin üreteceği enerjiyi biz 1200 megavatlık bir nükleer santralden alabiliyoruz. Dolayısıyla çok önemli bir katkı sağlayacak. Türkiye'nin elektrik ihtiyacının yüzde 2-2,5'ini tek başına bu reaktörden karşılamış olacağız." dedi.
Bayraktar, günün her saatinde nükleer santralden elektrik üretilebileceğini vurgulayarak, son günlerde elektrik talebinin artması ve rüzgar santrallerinden üretilen elektriğin düşmesi göz önüne alındığında, Türkiye'nin baz yük santrallerine, doğal gaz, kömür santrallerine ihtiyaç duyduğunu ve nükleer enerjinin kesintisiz, uzun dönemli enerji verebilecek bir kaynak olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin son dönemde yaşanan sıcak hava koşulları nedeniyle elektrik tüketiminde artış olduğuna dikkati çeken Bayraktar, vatandaşa elektriğin sağlıklı şekilde verilmeye devam edileceğini vurguladı.
- Sinop ve Trakya'ya yapılacak santrallerde muhatap ülkelerle görüşmeler sürüyor
Bayraktar, Türkiye'nin 2050'ye kadar 20 bin megavatlık nükleer kapasiteye sahip olmayı hedeflediğini belirterek, 4 bin 800 megavat kapasiteye sahip Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nin dışında Sinop ve Trakya'ya 4’er reaktörden 8 reaktörlük santraller için ilgili ülkelerle görüşmelerin sürdüğünü kaydetti.
Bayraktar, Sinop ve Trakya'da yapılması planlanan santrallere ilişkin, "Şu anda henüz sonuçlandırdığımız, adını koyduğumuz, herhangi bir hukuki sürecini bitirdiğimiz anlaşmamız yok." dedi.
Rusya'nın özellikle Sinop'taki projeye ilgisinin olduğunu Akkuyu'yla Türkiye'de bu anlamda ciddi tecrübeleri olduğuna kaydeden Bayraktar, öte yandan Çin, Kanada ve Güney Koreli şirketlerle görüşmeler yaptıklarını belirtti.
Bayraktar, bu konuda yürüyen süreçlere ilişkin "İnşallah en kısa sürede bunlarla ilgili kararı oluşturup yürüyeceğiz. Burada modellerde farklılığa gidebiliriz. Akkuyu'daki model gibi bir modeli illa ki uygulamayabiliriz. Dolayısıyla belki kamu şirketimiz olan EÜAŞ'ı daha ağırlıklı bir konumlandırma yapabiliriz. Dolayısıyla konvansiyonel ve büyük ölçekli santrallerdeki durumumuz bu." ifadelerini kullandı.
- SMR'ye yönelik kanun yakında Meclis'e sunulacak
Türkiye'nin uzun vadede nükleer hedefleri içerisinde yer alan küçük modüler reaktörlere (SMR) de değinen Bayraktar, "Bizim nükleerde yakın gelecekte göreceğimiz önemli alanlardan bir tanesi. Bu alanda da farklı ülkelerle ve farklı şirketlerle görüşmelerimiz var. İnşallah, yeni yasama döneminde Meclis'e küçük modüler reaktörlerle ilgili bir kanun teklifi de sunmayı hedefliyoruz." dedi.
SMR'nin konvansiyonele güç santrallerine göre çok daha küçük kapasitede inşa edilebildiğini belirten Bayraktar, bir fabrikanın veya bir bölgenin elektrik ihtiyacının SMR ile karşılanabileceğini ifade etti.
Türkiye'de SMR'de 5 bin megavatlık potansiyelin öngörüldüğünü vurgulayan Bayraktar, SMR'nin üretiminin bir kısmının Türkiye'de olması, yerlileşmesi, bir sanayi etrafında oluşması, istihdama katkıda bulunmasını ve Türkiye'nin rekabetçi üretimiyle ihracata yansımasını öngördüklerini aktardı.
Bayraktar, kanun teklifinin kapsamına ilişkin "Bu teklifte şunu hedefliyoruz. Nükleer alan hükümetler arası yürüyen bir alan. Burada Rosatom veya Rusya Federasyonu'yla yaptığımız gibi bir iş modeli yürüyebilir. Üzerinde çalıştığımız yeni kanun teklifiyle SMR'ye yeni teşvikler verip, onları ülkemizde yerli ve yabancı yatırımcıların üretilebileceği şekilde teşvik etmek istiyoruz. Bakın bugün rüzgarda 14 bin megavatlık kurulu gücümüz var. Güneş'te 26 bin megavatlara geldik. Bunları hep özel sektör eliyle yaptık. YEKA'lar yaptık. Orada yerli yabancı yatırımcılar var. Benzer şekilde SMR'yi de özel sektörün özellikle yapabileceği bir format ve kurgu, teşvik modeli üzerinde çalışacağız. Kanun esas itibarıyla bunu hedefleyecek." bilgisini paylaştı.
- "Türkiye'de ortalama tüketimi olan vatandaşlarımızı desteklemeye devam edeceğiz"
Bayraktar, bu yıl doğal gaz ve elektrik faturalarına sağlanan desteklerin yaklaşık 293 milyar lira civarında olduğunu söyledi.
Bu yıl itibarıyla desteğe ihtiyacı olmayan elektrik tüketicilerinin destek programlarından çıkarılacağını ifade eden Bayraktar, "1,2 milyon aboneyi biz elektrikle bu destek grubundan çıkardık. Çünkü Türkiye'de ortalama 200 kilovatsaat aylık tüketim var. Siz 417 kilovatsaat tüketmişsiniz. Dolayısıyla ya tüketim alışkanlıklarınızda bir problem var ya da eviniz çok büyük, ihtiyacınız çok büyük. Dolayısıyla biz gelirden hareket etmiyoruz ama tüketimden hareketle belli bir tüketimin üzerindeki grubu bu destek kapsamından çıkardık." dedi.
Bayraktar, doğal gazda da yüksek tüketim grubunun destek programlarına dahil edilmeyeceğine değinerek, "Ancak Türkiye'de ortalama tüketimi olan vatandaşlarımızı desteklemeye devam edeceğiz." bilgisini paylaştı.
Orta ve kısa vadede ise düşük gelir grubundaki vatandaşlara sağlanan yardımların kontrol altına alınmasıyla ilgili de çalışmaların yürütüldüğünü dile getiren Bayraktar, "Biz diyoruz ki bu bedelleri ödeyebilecek olan, yani sosyal adalet gereği de aslında bu bedelleri ödeyebilecek vatandaşlarımız bunları ödesin. Ama ihtiyacı olanları biz AK Parti'nin 2002'den beri uygulamaya devam ettiği bu sosyal devlet anlayışı gereği destekleyeme devam edeceğiz." diye konuştu.
- "Son iki yıldaki toplam desteğimiz 900 milyar lirayı buldu"
Bayraktar, Türkiye'de vatandaşlara gerekli kesintisiz enerji hizmetinin sağlanması için var güçleriyle çalıştıklarını vurgulayarak, "Türkiye'de 1,5 milyon kilometre elektrik dağıtım hattı var. Bu hattın aslında her metresi, her santimi kontrol altında olması gereken bir şebeke. Yaklaşık 18 milyon direkle her yere elektrik hizmeti, doğal gaz hizmeti götürüyoruz. Dolayısıyla büyük bir gayretimiz var." ifadelerini kullandı.
Aynı zamanda sağlanan enerji hizmetlerinin vatandaşın bütçesini zorlamayacak şekilde sunulmasına özen gösterildiğinin altını çizen Bayraktar, "Son iki yıldaki toplam desteğimiz 900 milyar liraları buldu. Bu sene buna devam ediyoruz." dedi.
Bayraktar, bunun yanı sıra enerjinin verimli kullanılması gerektiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Hayat standardımızdan, konforumuzdan elbette ki taviz vermeyelim. Ama bunu, emin olun, klimanızı 16 derecede değil 23-24 derecede çalıştırarak da yapabilirsiniz. Klimanız çalışırken camlarınızı açmayarak yapabilirsiniz. Dolayısıyla bu büyük gayretlerin vatandaşımızda da karşılık bulduğunu düşünüyorum. Dağıtım şirketleriyle alakalı, diğer konularla alakalı çok yoğun bir takip içerisindeyiz. Ama 86 milyonun bu kamusal hizmete, evrensel hizmete de sağlıklı bir şekilde, ucuz bir şekilde erişimi için gece gündüz çalışmaya devam ediyoruz."
(Sürecek)