Elektrikte tarife limiti düşüyor, milyonlarca abone tedarikçi seçimine hazırlanıyor

- Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun meskenlerde yıllık tüketim limitini 4 bin kilovatsaate indirmesiyle yaklaşık 2,5 milyon abonenin daha uygun fiyat arayışıyla alternatif tedarikçilere yönelmesi bekleniyor

Ankara

Son Kaynak Tedarik Tarifesi (SKTT) kapsamında yer alan yüksek tüketimli abonelerin, piyasadaki alternatif tedarikçilerle ikili sözleşme yaparak maliyet avantajı elde edebileceği değerlendiriliyor.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) 31 Ekim'de aldığı kararla meskenlerde yıllık elektrik tüketim limitinin 2026 itibarıyla 4 bin kilovatsaat olarak belirlenmesinin ardından, gelecek yıl yaklaşık 2,5 milyon abonenin SKTT kapsamına girmesi bekleniyor. Bu rakam, Türkiye'deki 43 milyon mesken abonesinin yaklaşık yüzde 6'sına karşılık geliyor.

Elektrik piyasasında serbest tüketici statüsü, abonelere tedarikçisini seçme ve ikili anlaşma yapma hakkı tanıyor. Bu kapsamda tüketici, elektrik enerjisini piyasadaki herhangi bir tedarikçiden belirlenen koşullarla temin edebiliyor. Ancak serbest tüketici olmasına rağmen ikili anlaşma yapmayan abonelerin elektriği, bulundukları bölgede görevli tedarik şirketi tarafından SKTT kapsamında sağlanıyor.

SKTT, tüketim düzeyine göre iki farklı yapıda uygulanıyor. Yıllık tüketimi son kaynak limitinin altında kalan aboneler ulusal tarifeden yararlanmaya devam ederken, limit üzerindeki abonelere maliyetleri yansıtan dinamik bir tarife modeli uygulanıyor.

- Serbest tüketici mekanizması güçleniyor

Elektrik tedarik şirketleri, ikili anlaşma yaptıkları serbest tüketicilere farklı fiyat koşulları sunabiliyor.

Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği kapsamında hazırlanan fiyat karşılaştırma tabloları, abonelerin SKTT birim bedelleri ve perakende tarifeleri ile tedarikçilerin tekliflerini karşılaştırarak indirim oranlarını şeffaf biçimde görmesini sağlıyor.

Öte yandan Enerji Piyasaları İşletme AŞ'nin (EPİAŞ) devreye aldığı dijital teklif-anlaşma platformunun ise piyasada şeffaflığı, rekabeti ve karşılaştırılabilirliği artırarak serbest tüketici mekanizmasını güçlendirmesi hedefleniyor.

Bu çerçevede, yüksek tüketimli ve SKTT'ye tabi abonelerin, EPDK'nin yayımladığı tedarikçi listesinde yer alan şirketlerle yeni sözleşmeler yaparak potansiyel indirimlerden faydalanabileceği değerlendiriliyor.

- "Tedarikçi seçme imkanı maliyet ve risk yönetiminde net avantaj"

AA muhabirine konuya ilişkin değerlendirmede bulunan Minas Enerji ve Teknoloji Çözümleri AŞ Genel Müdürü ve Kurucu Ortağı Ümit Kılıç, SKTT kapsamındaki abonelerin tedarikçi seçme imkanının çeşitli avantajlar sunduğunu belirterek, "Tedarikçi seçebilmek, özellikle orta ve büyük ölçekli işletmeler için maliyet ve risk yönetimi açısından çok net bir avantaj yaratıyor." dedi.

Kılıç, yıllık tüketimi düşük işletmelerde ise SKTT ile ikili anlaşmalar arasındaki farkın sınırlı kaldığını ancak yüksek tüketimli sanayi ve ticarethanelerde doğru tasarlanmış bir sözleşmeyle SKTT'ye kıyasla çok daha anlamlı tasarruf elde edilebildiğini vurgulayarak, "Buradaki asıl sorun bu avantajdan yararlanabilecek birçok işletmenin farkında olmadan imzaladığı sözleşmelerle bağlı kalması veya 'dağıtım size bakmaz' söylemiyle serbest seçim yapmaktan çekinmesi." değerlendirmesinde bulundu.

- Tedarikçi değiştirme eğilimi hızlanıyor

EPİAŞ verilerine göre serbest tüketici hakkını kullanan abone sayısının yıl içinde hızlı artış gösterdiğine işaret eden Kılıç, "Ocak ayında serbest tüketici hakkını kullanan 224 bin 650 abone varken, kasımda bu sayı 801 bin 270'e yükseldi. Aynı dönemde hakkı kullanmayanların sayısı 3,94 milyondan 3,55 milyona geriledi." bilgisini paylaştı.

Kılıç, şirket olarak kendi portföylerinde de özellikle organize sanayi bölgeleri, yüksek tüketimli ticarethaneler ve zincir mağazalarda SKTT bilgilendirmeleri sonrası teklif taleplerinde belirgin artış yaşandığını vurgulayarak, "İstatistikler ve sahadaki talep tedarikçi değiştirme eğiliminin arttığını açıkça gösteriyor." ifadesini kullandı.

Serbest tüketici hakkını kullananların artmasının rekabeti güçlendirdiğini anlatan Kılıç, "Serbest tüketici mekanizması yavaş yavaş uyanıyor. Bu eğilim sürerse marjlar aşağı yönlü baskılanacak. Tedarikçiler sadece fiyatla değil, şeffaf sözleşme ve hizmet kalitesiyle de rekabet etmek zorunda kalacak. Bilinçli müşteri arttıkça 'gizli sözleşme' ve 'dağıtım tehdidi' gibi uygulamalara alan kalmayacak."

- Tedarikçi tercihinde sözleşme detayları en az fiyat kadar kritik

Kılıç, elektrik tedarikçisi tercihinde fiyat kadar sözleşme maddelerinin de belirleyici olduğunu belirterek, işletmelerin özellikle tüketim taahhüdü ve tolerans bandı, erken fesih hükümleri, otomatik uzama maddeleri, fiyat uyarlama formülleri, teminat şartları ve ödeme vadeleri üzerinde durması gerektiğini söyledi.

Tüketim taahhüdü ve tolerans bandındaki küçük bir ifade farkının yıl sonunda ciddi ek maliyet yaratabileceğinin altını çizen Kılıç, "İşletme taahhüdün altında ya da üstünde kaldığında cezanın nasıl hesaplandığı çok net tanımlı olmalı." dedi.

Kılıç, erken fesih şartlarının da risk oluşturduğuna dikkati çekerek, gizli veya aşırı ağır cezaların serbest tüketici mekanizmasını fiilen kilitleyebildiğini ifade etti.

Bunun yanı sıra, sözleşme bitiminde otomatik uzama olup olmadığı ve uzama öncesinde yazılı bildirim zorunluluğunun tanımlanmasının kritik olduğuna işaret eden Kılıç, bunun piyasada suiistimale en açık başlıklardan biri olduğunu söyledi.

Kılıç, fiyat uyarlama mekanizmasına ilişkin de uyarıda bulunarak, Piyasa Takas Fiyatı (PTF), Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM) veya döviz kuru gibi endekslerin sözleşmede açıkça belirtilmesi gerektiğini anlattı.

Kılıç, sadece "PTF'ye endeksli" yazıp detay vermeyen sözleşmelerin ciddi yorum farklarına yol açtığını da belirtti.

Öte yandan, teminat yapısının işletmelerin nakit akışı üzerinde doğrudan etkili olduğunu aktaran Kılıç, teminat türü ve artırma–azaltma koşullarının şeffaf tanımlanmaması halinde işletmelerin gereksiz finansal yük altında kalabildiğini kaydetti.

Kılıç, ödeme vadeleri ile gecikme ve temerrüt hükümlerinin de işletmeler için belirleyici olduğuna değinerek, "Vade yapısı işletmenin döngüsüyle uyumlu değilse ya da temerrüt süreci belirsiz bırakılmışsa, tedarikçi aleyhine çok geniş bir hareket alanı doğuyor." değerlendirmesinde bulundu.

Fiyat değişiklikleri ve mevzuat güncellemeleri konusunda müşteriyi önceden uyaran, tüketim ve maliyetleri düzenli olarak raporlayan dijital sistemlerin işletmeler için standart beklenti haline geldiğini belirten Kılıç, tedarikçilerin yalnızca fatura kesen bir yapıdan çıkıp karar alma süreçlerini kolaylaştıran veri sağlayıcısına dönüşmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

- Yeni model 1 Ocak 2026'da yürürlüğe giriyor

Son kaynak limitleri 2018'den bu yana her yıl abone grupları bazında ayrı ayrı belirleniyor.

Mesken abone grubu, 2018-2024 yıllarını içeren dönemde belirlenen yüksek limitler sonucunda düşük tüketimli son kaynak tüketicileri sayılmış ve ulusal tarifeden yararlanmaya devam etmişti.

Bu yıl, meskenlerde yıllık 5 bin kilovatsaat limit uygulanırken, bu sınırın aşılması durumunda aboneler yüksek tüketimli son kaynak grubuna dahil edildi.

Gelecek yıl için ise limit yıllık 4 bin kilovatsaat olarak belirlendi. Yeni modelin 1 Ocak 2026'da yürürlüğe girmesi planlanıyor.