Depolama sistemleri şebekenin asli unsuru olma yolunda ilerliyor

- Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Demircan: - "Artık hızlı tepki verebilen sistemler, enerji arz güvenliğinin sağlanmasında kapasite kadar önem arz etmektedir"

Ankara

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Zafer Demircan, depolama sistemlerinin şebekenin esnekliği ve istikrarı için önemli rol oynayacağını belirterek, "Artık geldiğimiz noktada depolama faaliyetleri şebeke için tamamlayıcı unsur olmaktan ziyade asli unsur olmaya doğru evrilmek zorunda." dedi.

Demircan, Enerji Depolama Endüstrileri Derneği (EDEDER) tarafından Ankara'da "Bölgenin Batarya Üssü Türkiye" temasıyla ikincisi düzenlenen "Enerjinin Geleceği ve Depolama Kongresi"nde konuştu.

Türkiye'nin depolama kapasitesi konusunda önemli hedefleri bulunduğunu, şebekenin esnekliği, dayanıklılığı ve istikrarı için depolama sistemlerinin önemli rol oynayacağını dile getiren Demircan, "Depolama artık şebekenin sigortası değil refleksi olmalıdır. Artık geldiğimiz noktada depolama faaliyetleri şebeke için tamamlayıcı unsur olmaktan ziyade asli unsur olmaya doğru evrilmek zorunda. Artık hızlı tepki verebilen sistemler, enerji arz güvenliğinin sağlanmasında kapasite kadar önem arz etmektedir." dedi.

Demircan, Türkiye'nin geçen yıl enerji ithalatının 60-65 milyar dolar seviyesinde gerçekleştiğini belirterek, "Enerjide yerli ve yenilenebilir anlamda yapılabilecek tüm hamleler bu faturaların azalması açısından önemli olacak. Enerji dönüşümü sürecinde yerli üretimin istihdamın artırılmasında, enerji ithalatının azaltılmasında bu depolama faaliyetlerinin önemli fonksiyonları yerine getireceğine inancımız tamdır." ifadesini kullandı.

- Enerji birçok alanda belirleyici güç

Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan da bugünün dünyasında enerjinin yalnızca ekonomik kalkınmanın değil, toplumsal refahın ve teknolojik ilerlemenin de belirleyicisi olarak ön plana çıktığını ifade ederek, "Dijital dönüşümden ulaşıma, sağlıktan iletişime, yaşamın her alanının güvenilir, sürdürülebilir ve erişilebilir enerji kaynaklarına dayandığı artık yadsınamaz bir gerçektir. Küresel ölçekte artan nüfus ve hızla gelişen sanayi, enerjiye olan talebi her geçen gün büyütürken, bu talebi çevresel sorumlulukla karşılayabilmek artık stratejik zorunluluk haline gelmiştir." dedi.

Türkiye'de gelişen ve değişen dijital ortamla birlikte elektrikli araç satışının arttığına ve 2025 itibarıyla satış oranının yüzde 20'ye ulaştığına dikkati çeken Gürcan, bu şartlar altında enerjinin artık sadece ihtiyaç değil, ulusal güvenlikten, ekonomik rekabete kadar pek çok alanda belirleyici güç olduğunu söyledi.

Gürcan, enerji depolama sektörünün yalnızca enerji arz güvenliğini güçlendiren bir alan değil, aynı zamanda yüksek katma değerli ihracatın kapılarını aralayan kritik bir sektör olduğunu belirterek, "Batarya teknolojisinden güç elektroniğine, yazılımdan geri dönüşüme kadar geniş bir değer zincirini içinde barındıran bu alan, ülkemizin küresel rekabet gücünü artırma hedefi için büyük fırsatlar sunmaktadır." diye konuştu.

- 2026'da 1500 megavatsaatlik depolama yatırımı yapılması bekleniyor

EDEDER Başkanı Doğa Can Bayram da depolamanın birkaç yıl önce konuşulmaya başlanan bir konu olmasına rağmen bugün enerji sektörünü yeniden şekillendiren stratejik bir alana dönüştüğüne işaret etti.

Küresel yenilenebilir enerji kapasitesi arttıkça, şebeke esnekliğine ve bu doğrultuda depolama yatırımlarına ihtiyacın arttığını dile getiren Bayram, Türkiye'nin de 2021'de yatırımcıların önünü açan bir ekosistem oluşturduğunu söyledi.

Bayram, Türkiye'nin enerji depolama santrallerine yönelik ortaya koyduğu kapasite tahsislerinin, depolamayı enerjinin stratejik bir unsuru haline getirdiğini belirterek, "Türkiye'de önümüzdeki yıl toplam 1500 megavatsaatlik depolama yatırımının hayata geçmesini bekliyorum. Türkiye'nin arz güvenliğinde tam bağımsız ülke olarak davranabilmesi için 5 ila 15 bin megavatsaatlik depolama yatırımına ihtiyaç olduğu hesaplanıyor. Bizler depolama sektörü olarak bunu gerçekleştirebilmek için çalışıyoruz, çalışacağız." diye konuştu.