HESİAD Başkanı Güven, Türkiye'nin pompaj depolamalı HES'lerde büyük potansiyeli olduğunu bildirdi

HESİAD Başkanı Elvan Tuğsuz Güven, Türkiye'nin pompaj depolamalı hidroelektrik santraller alanında dünya ölçeğinde güçlü bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, bu sistemlerin enerji depolama ve su yönetimi açısından da önem taşıdığını ifade etti.

Hidroelektrik Santralları Sanayi İş İnsanları Derneği (HESİAD) Başkanı Güven, AA muhabirine, pompaj depolamalı HES santrallerine yönelik değerlendirmelerde bulundu.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Güven, fosil yakıtlardan uzaklaşan dünyada rüzgar ve güneş gibi değişken kaynakların enerji üretimindeki payının arttığına işaret ederek, bu durumun enerji arzında süreklilik ve istikrarı sağlamak için depolama çözümlerini zorunlu hale getirdiğini vurguladı.

PDHES sistemlerinin biri alt kotta, diğeri üst kotta bulunan iki rezervuar aracılığıyla çalışan enerji depolama tesisleri olduğunu belirten Güven, tesisin çalışma şekline ilişkin şunları kaydetti:

"Elektrik üretiminin talebi aştığı saatlerde, bu fazla enerji kullanılarak su alt rezervuardan üst rezervuara pompalanır. Talebin yüksek, üretimin düşük olduğu zamanlarda ise bu su türbinlerden geçirilerek yeniden alt rezervuara yönlendirilir ve böylece elektrik üretilir. Bu üretim döngüsü, yalnızca enerji depolamakla kalmaz, aynı zamanda şebeke frekans ve voltaj regülasyonu gibi yenilenebilir kaynakların gittikçe payının arttığı şebekelerde sistem ve frekans kararlılığını da sağlar. Ayrıca rüzgarın estiği ve güneşin parladığı saatlerde fazla üretilen enerji boşa gitmeden gelecekte kullanılmak üzere saklanır."

"Türkiye'de büyük potansiyel var, ancak proje yok"

Güven, Türkiye'nin mevcut hidroelektrik santrallerinde ciddi depolama kapasitesine rağmen henüz faaliyette olan PDHES projesi bulunmadığına dikkati çekerek, "Bu tür projelerin planlama ve inşaat süreci 6 ila 10 yıl sürebildiği için bir an önce harekete geçmek zorunluluktur." ifadelerini kullandı.

Toroslar, Doğu Karadeniz ve Güneydoğu Anadolu'nun mevcut baraj altyapılarıyla bu yatırımlar için ideal bölgeler olduğunu söyleyen Güven, bu potansiyelin değerlendirilmesinin Türkiye’yi sadece enerji arzı açısından değil, yeşil enerji ihracatı anlamında da güçlendireceğini dile getirdi.

PDHES sistemlerinin 6 ila 24 saat arasında veya daha uzun süreli enerji depolayabildiğini, yüksek ilk yatırım maliyetlerinin uzun vadede geri dönüş sağladığını anlatan Güven, şöyle devam etti:

"1000 megavat ve üzeri kapasitelere ulaşabilen santraller, büyük ölçekli enerji sistemleri için uygundur. Depolanan her birim enerji başına sağlanan çıktı PDHES sistemlerinde en yüksektir. PDHES sistemlerinde ortalama 80 yıla kadar hizmet süresi, düşük işletme maliyeti ve bataryalara göre daha düşük birim maliyet ile yatırımın geri dönüşü oldukça güçlüdür."

Ayrıca PDHES'te suyu üst kota pompalama işleminin tesisin çevresine kurulacak güneş ve rüzgar santralleriyle desteklenebileceğini belirten Güven, bunun da sistemi daha da sürdürülebilir kılacağını aktardı.

PDHES sistemlerinin kurak dönemlerde de avantaj sağladığını vurgulayan Güven, tarımsal sulama gibi alanlarda rezervuar yönetiminin optimize edilerek suyun ikili faydayla kullanılabileceğini söyledi.

"Türkiye bu fırsatı değerlendirmeli"

Güven, Türkiye'nin bu alandaki potansiyelini değerlendirebilmesi için stratejik adımlar atılması ve PDHES sistemlerinin ulusal enerji stratejilerine entegre edilmesi gerektiğini kaydetti.

Kamu, özel sektör ve akademiyi bir araya getirecek çalışma gruplarının kurulmasının önemine değinen Güven, yatırımları teşvik edecek finansal mekanizmaların da devreye alınması gerektiğini ifade etti.

Yerli türbin ve pompa üretimiyle teknoloji bağımsızlığının sağlanabileceğini dile getiren Güven, kuraklığa karşı uyarlanabilir su yönetimi politikalarının hayata geçirilmesinin yanı sıra, tüm projelerin çevresel sürdürülebilirlik ilkeleri doğrultusunda ve toplumla işbirliği içinde planlanmasının şart olduğunu söyledi.

HESİAD Başkanı Güven, enerji sistemlerinin gelecekte sadece üretim değil, aynı zamanda depolama odaklı olacağını vurgulayarak, "Türkiye, bu fırsatı değerlendirerek hem enerji güvenliğini sağlamlaştırabilir hem de iklim değişikliği ile mücadelede örnek ülkelerden biri haline gelebilir." değerlendirmesinde bulundu.