Gazze'deki Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, açlıktan hayatını kaybedenlere ilişkin bilgi verdi.
- İsrail'in kıtlığı dayattığı Gazze Şeridi'nde son 24 saatte 6 kişi daha açlıktan hayatını kaybetti
- Gazze'de yetersiz beslenmeden ölen çocuklar insani krizin en acı yüzü oldu
Son 24 saatte 5 Filistinlinin daha açlıktan hayatını kaybettiği belirtilen açıklamada, Gazze'de açlıktan ölenlerin sayısının 93'ü çocuk 180'e yükseldiği kaydedildi.
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.
🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı
Can kaybı son 24 saatte 94 artarak 60 bin 933'e çıktı
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, İsrail'in devam eden saldırılarında yaşanan can kayıpları ve yaralanmalara ilişkin son bilgiler paylaşıldı.
Son 24 saatte Gazze Şeridi'ndeki hastanelere 94 ölü ve 439 yaralının getirildiği kaydedildi.
İsrail ordusunun Gazze'de 19 Ocak'ta varılan ateşkesi bozarak 18 Mart'tan bu yana düzenlediği saldırılarda 9 bin 440 Filistinlinin yaşamını yitirdiği, 37 bin 986 kişinin yaralandığı ifade edildi.
Gazze'de 27 Mayıs'tan bu yana İsrail-ABD güdümlü "Gazze İnsani Yardım Vakfı" tarafından kurulan sözde yardım dağıtım noktalarında Filistinlilerin hedef alındığı sistematik saldırılarda 1516 kişi öldürüldü, 10 bin 67 kişi yaralandı.
İsrail güçleri, yardım bekleyen Filistinlilere ateş açtı
İsrail ordusunun, Gazze Şeridi'nin çeşitli bölgelerine sabah saatlerinden bu yana düzenlediği saldırılarda 35'i insani yardım alabilmek için bekleyenler olmak üzere 63 Filistinli yaşamını yitirdi, çok sayıda kişi yaralandı.
Gazze'ye ablukasını sıkılaştırıp yardım girişini kısıtlayarak insani felakete yol açan İsrail'in hedefinde yine yardım almak isteyen siviller vardı.
Sağlık alanından kaynaklar ve görgü tanıklarının aktardığına göre, Gazze'nin kuzeyinde İsrail ordusunun insani yardım bekleyen Filistinlileri hedef alan saldırısında 7 kişi hayatını kaybetti, 90 kişi de yaralandı.
İsrail ordusunun Gazze'nin kuzeyindeki Beyt Lahiya'da sivilleri hedef alan saldırısında 3 Filistinli yaşamını yitirdi.
Gazze kentinin kuzeyinde yer alan et-Tevvam bölgesinde İsrail ordusunun düzenlediği saldırıda 8 yardım görevlisi yaşamını yitirdi.
Gazze kentinin Şucaiyye Mahallesi'nde İsrail ordusunun Filistinli sivillerin toplandığı iki bölgeyi hedef alması sonucu 14 Filistinli yaşamını yitirdi.
İsrail askerleri, Gazze Şeridi'nin orta kesimindeki Netzarim Koridoru yakınlarında yardım bekleyen Filistinlilere ateş açtı. Saldırıda 8 kişi hayatını kaybetti, en az 50 kişi yaralandı.
Gazze Şeridi'nin orta kesimlerindeki Deyr Belah kentinin güneyinde bulunan Hakr bölgesine saldırı düzenleyen İsrail ordusu, aynı aileden anne, baba ve kız çocuğu olmak üzere 3 Filistinliyi öldürdü.
Gazze Şeridi'nin güneyindeki Refah kentinde de yardım dağıtım merkezi yakınlarındaki Filistinlilere açılan ateşte biri kadın 20 Filistinli hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.
İsrail, temmuzda Batı Şeria'da Filistinlilere yönelik 1821 saldırı gerçekleştirdi
Filistin Kurtuluş Örgütüne (FKÖ) bağlı Ayrım Duvarı (Utanç Duvarı) ve Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyinden yapılan açıklamada konuya ilişkin son veriler paylaşıldı.
Açıklamada, temmuz ayında işgal altındaki Batı Şeria ile Doğu Kudüs’te Filistinlilere yönelik 1821 saldırı gerçekleştirildiği, söz konusu saldırıların 1355'inin İsrail askerleri, 466'sının ise Filistin topraklarını gasbeden İsrailliler tarafından yapıldığı kaydedildi.
Silahlı baskın, doğrudan infaz, toprak gasbı, yol kesme ve zorunlu göç şeklinde gerçekleştirilen bu saldırılarda 4 Filistinlinin öldürüldüğü belirtildi.
İsrail makamlarının temmuzda 31 dönüm araziye el koyduğu, 3 yerleşim birimi çevresinde "güvenlik bölgesi" kurma iddiasıyla 5 askeri emir çıkardığı ifade edildi.
Aynı dönemde 75 yıkım gerçekleştirildiği, 60'ı dolu, 11'i boş olmak üzere toplamda 71 ev ile 22 tarımsal yapı ve 26 ticari işletmenin yıkıldığı kaydedildi.
Ayrıca 7 Ekim 2023'ten bu yana 33 bedevi topluluğun zorla yerinden edildiği aktarıldı.
Öte yandan Yahudi Yerleşim Birimleriyle Mücadele Konseyi Başkanı Mueyyid Şaban, saldırılar nedeniyle Eriha ve Beytüllahim'deki iki bedevi topluluğun göç etmek zorunda kaldığını, bu durumdan 267 kişilik 50 ailenin etkilendiğini belirtti.
Gazze'de İsrail saldırısında hayatını kaybedenlerin en az yüzde 30'u çocuk
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, Gazze'de 31 Temmuz 2025 itibarıyla İsrail saldırılarında hayatını kaybeden Filistinlilerin isimlerine yer verildi.
İsrail'in 7 Ekim 2023'ten bu yana sürdürdüğü soykırımda 31 Temmuz itibarıyla yaşamını yitiren 60 bin 199 Filistinliden 18 bin 430'unun çocuk olduğu, bunun da hayatını kaybedenlerin yüzde 30,8'ini oluşturduğu kaydedildi.
Gazze'de İsrail saldırılarında 9 bin 735 kadının hayatını kaybettiği, bunun da toplam can kaybının yüzde 16,1'ini teşkil ettiği aktarıldı.
Ayrıca İsrail saldırılarında yaşamını yitirenlerden 4 bin 429'unun yaşlı olduğu ve Gazze'de öldürülen Filistinlilerin yüzde 7,3'ünü oluşturduğu belirtildi.
Gazze'deki hükümet: Gazze'de günlük en az 600 tır yardıma ihtiyaç varken son 8 günde sadece 674 tır giriş yapabildi
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden yapılan yazılı açıklamada, 27 Temmuz-3 Ağustos tarihleri arasında günlük ortalama 84 tırın Gazze’ye ulaşabildiği belirtilirken, bölgenin sağlık, hizmet ve gıda alanlarındaki temel ihtiyaçlarını karşılamak için günlük en az 600 yardım ve yakıt tırına ihtiyacı olduğu vurgulandı.
İsrail’in sistematik abluka ve engellemeleriyle altyapının çöktüğü ve insani krizin derinleştiği ifade edilen açıklamada, yardımların yetersiz kalmasının siviller üzerindeki etkisinin ağır olduğu hatırlatıldı.
Açıklamada, sınır kapılarının sürekli ve güvenli şekilde açılması, bebek maması ve ilaç başta olmak üzere yeterli insani yardımın sağlanması için uluslararası toplum ve insan hakları örgütlerine acil müdahale edilmesi çağrısı yapıldı.
UNICEF: Gazze'de her gün ortalama bir sınıf dolusu çocuk öldürülüyor
Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu (UNICEF), Gazze'de 22 ayda 18 binden fazla çocuğun öldürüldüğünü belirterek, "Gazze'de her gün ortalama bir sınıf dolusu çocuk öldürülüyor." ifadesini kullandı.
UNICEF, Gazze'deki gelişmelere ilişkin X resmi sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
Açıklamada, çocukların bombardıman, açlık ve kıtlık ile temel hizmetlere ulaşım eksikliğinden öldüğüne dikkat çekildi.
"Gazze'de her gün ortalama bir sınıf dolusu çocuk öldürülüyor." ifadesi kullanılan açıklamada, her gün yaklaşık 28 çocuğun, 22 ayda ise 18 binden fazla çocuğun öldürüldüğü vurgulandı.
Açıklamada, Gazze'de çocukların acilen gıda, su, ilaç ve korumaya ihtiyaç duyduğu belirtilerek, "Şu an her şeyden çok ateşkese ihtiyaç var. Hemen şimdi!" değerlendirmesinde bulunuldu.
Gazze "açlıktan" ölüyor
İsrail'in saldırıları ve insani yardım girişini kısıtlayan sıkı kuşatması altındaki Gazze Şeridi, açlığın yayıldığı, su, ilaç, tıbbi gereçler ve hijyen malzemesinin bulunamadığı insani felaketi yaşıyor.
Başta çocuklar olmak üzere, Gazze Şeridi'nde açlık nedeniyle ölümler artıyor.
Yerel ve uluslararası çevreler İsrail'in "açlığı ve susuzluğu silah olarak" kullandığını belirtiyor.
Sivil altyapıyı da tahrip ederek Gazze'nin yüzde 88'ini yıkan İsrail ordusu, sürgün emirleriyle yerinden ettiği Filistinlileri sık sık barındıkları bölgelerde hedef alıyor.
İsrail'in kıtlığı dayattığı Gazze Şeridi'nde son 24 saatte 5 Filistinli açlıktan hayatını kaybetti
— Anadolu Ajansı (@anadoluajansi) August 4, 2025
🟥 Açlık nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 93’ü çocuk olmak üzere 180’e çıktıhttps://t.co/JRAa3uB7Uv pic.twitter.com/xC1IvliJKc
Nüfusu yaklaşık 2,3 milyon olan Gazze'de İsrail saldırıları ve sürgün emirleriyle yerinden edilenlerin sayısının 2 milyona ulaştığı, çok sayıda kişinin defalarca yerinden edildiği belirtiliyor.
Temel malzemelerden yoksun bir şekilde yerinden edilen Filistinliler, derme çatma çadırlarda veya aşırı kalabalıklar içinde hijyen malzemelerinin eksikliğinde lavaboların bile yetersiz olduğu, bulaşıcı hastalıkların yayıldığı okullarda hayatta kalmaya çalışıyor.
İsrail ordusu ise günlük düzenlediği saldırılarla yerinden edilenlerin çadırlarını ve barındığı sivil noktaları bombalıyor.
İsrail Yüksek Mahkemesi, hükümetin Başsavcıyı görevden alma kararını "dondurdu"
The Times of Israel gazetesinin haberine göre, Yüksek Mahkeme, Başsavcı Miara’nın görevden alınmasına karşı yapılan itirazlar hakkındaki hükmünü verene kadar, kararın yürürlüğe girmeyeceğini teyit etti.
Yüksek Mahkeme, Başsavcının hükümetin uygulamalarına ilişkin verdiği talimatların hala yasal olarak bağlayıcı nitelikte olduğunu hatırlattı.
İsrail hükümeti, uzun süredir görüş ayrılığı yaşadığı yargının en üst düzey isimlerinden biri olan Başsavcı Miara'yı görevden almaya çalışıyor. İsrail'de Başsavcı aynı zamanda hükümetin hukuk denetçisi niteliğinde görev yapıyor ve yürütmenin aldığı kararların kanunlara uygunluğunu denetliyor.
İsrail hükümeti, yaptığı yasal düzenlemelerle Başsavcı'yı atamaktan sorumlu yargı mensuplarından oluşan komiteyi, bakanlardan oluşan bir komiteyle değiştirmiş ve Başsavcı'nın görevden alınması için düğmeye basmıştı. Başsavcı Miara ise hükümetin aldığı kararların hukuksuz olduğunu savunuyor.
Başsavcı, görevine devam edeceğini duyurdu
İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara ise kabinenin kendisini görevden alma kararını “yasa dışı” olarak nitelendirerek görevini sürdürmeye devam edeceğini duyurdu.
Üst düzey yargı mensuplarına yazdığı mektupta, hükümetin görevini sonlandırma kararının yasaya aykırı olduğunu vurgulayan Başsavcı Miara, “Hükümetin politikalarını yasalara uygun şekilde ilerletmesine, yasaları eşit şekilde uygulamasına ve hukukun üstünlüğünü korumasına yardımcı olmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.
Adalet Bakanı Levin: "Hükümet, sizinle çalışmak istemiyor"
İsrail Başsavcısı Gali Baharav-Miara’nın görevden alınmasına ilişkin öneriyi kabineye sunan Adalet Bakanı Yariv Levin ise hükümetin Miara’yla çalışmak istemediğini belirtti.
Levin, Miara'ya gönderdiği mektupta, “Size güvenmeyen ve sizinle etkili bir şekilde iş birliği yapamayan bir hükümete zorla girmeye çalışmaktan kaçınmanız yerinde olur.” ifadesine yer verdi.
Aşırı sağcı İletişim Bakanı Shlomo Karhi ise X hesabından yaptığı paylaşımda, Yüksek Mahkeme’nin Başsavcının görevden alınmasını donduran kararını tanımadığını duyurdu.
Başsavcı Miara’nın bundan sonra bakanlığında istenmeyen kişi ilan edildiğini belirten Karhi, hükümetin de aynı tutumu takınması gerektiğini savundu.
Bakan Karhi, “Derhal yerine bir başkası atanmalı! Yasalara uyuyoruz. Yüksek Mahkeme'ye 'hayır' diyoruz.” ifadelerini kullandı.
Kanada, Gazze'ye havadan insani yardım ulaştırdığını duyurdu
Kanada Dışişleri Bakanı Anita Anand ve Savunma Bakanı David McGuinty, konuya ilişkin yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, yardımın Kanada Silahlı Kuvvetlerine ait "CC-130J Hercules" tipi askeri nakliye uçağıyla Gazze Şeridi'ne bırakıldığı belirtildi.
Yaklaşık 10 bin kilogram yardım malzemesinin bölgeye ulaştırıldığı aktarılan açıklamada, İsrail hükümetinin sürdürdüğü kısıtlamalar nedeniyle kara yoluyla gıda ve tıbbi malzeme ulaştırmakta zorluk yaşayan insani yardım kuruluşlarının büyük engellerle karşılaştığına dikkat çekildi.
Açıklamada, "Yardım engellemesi uluslararası insancıl hukukun ihlalidir ve derhal sona ermelidir." vurgusu yapıldı.
İsrail basını: Başbakan Netanyahu'nun itirazı, ateşkesi ve esirlerin dönüşünü engelledi
İsrail'in Kanal 13 televizyonu, İsrailli güvenlik yetkililerinin, söz konusu toplantıda esirlerin serbest bırakılması ve Gazze'de çatışmaların durdurulmasını öngören kapsamlı anlaşmayı desteklediğini ancak Başbakan Netanyahu'nun bunu reddettiğini ortaya koyan belgeleri yayımladı.
Kanalın ulaştığı tutanaklar, güvenlik ve istihbarat kurumlarının başındaki isimlerin o dönemde kapsamlı bir anlaşmaya varılabileceğine ve gerekirse savaşa yeniden başlanabileceğine inandığını ancak Netanyahu'nun bunu reddettiğini açıkça ortaya koyuyor.
Tutanaklara göre, İsrail liderliğinin tamamı, insani meselelerde baskı uygulamanın Hamas'ı teslim olmaya zorlayacağını öngörerek hata yaptı.
Beş ayın ardından, İsrail'in Gazze'ye yardım girişleri konusundaki tutumu, Hamas üzerinde hiçbir etki yapmazken Tel Aviv'in uluslararası arenadaki konumuna büyük zarar verdi.
Haberde, İsrailli güvenlik yetkililerinin çoğunun, esirlerin serbest bırakılması ve Gazze'deki çatışmaların durdurulmasını içeren kapsamlı bir anlaşmayı desteklediği belirtildi.
Ancak bunun gerçekleşmesi için Hamas ile anlaşmanın ikinci aşamasına geçilmesi yani çatışmaların sona erdirilme koşullarının müzakere edilmesi gerektiği ifade edildi. Buna rağmen, Netanyahu liderliğindeki siyasi yönetimin bu öneriyi reddettiği vurgulandı.
"Kamuoyu aldatıldı"
İsrailli Esir Aileleri Heyeti, Kanal 13'ün yayımladığı gizli belgelere ilişkin haberin, kapsamlı bir esir takası anlaşmasının mümkün olduğunu kanıtladığını belirtti.
Aileler, Netanyahu hükümetinin bu tür anlaşmaları bilinçli şekilde engellediğini ve kamuoyunu yanılttığını vurguladı.
Güvenlik yetkililerinin sunduğu uygulanabilir önerilerin hükümetçe reddedildiği, bu süreçte bazı esirlerin hayattayken Gazze'de öldüğü ifade edildi.
Aileler, önceki anlaşmanın sona ermesinden bu yana 50 askerin öldüğünü, ne askeri başarı ne de esirlerin geri getirildiğini belirtti. Hamas ise tüm İsrailli esirleri toplu halde bırakmaya hazır olduğunu, ancak bunun için "savaşın" sona ermesi ve İsrail'in Gazze'den çekilmesi gerektiğini açıklamıştı.
Muhalefet ve esir aileleri, Netanyahu'nun, savaşı sona erdirmesi halinde hükümetinin, savaşı bitirmeye karşı çıkan aşırı sağcı ortakların çekilmesiyle dağılmasından endişe ettiğini ve iktidarda kalmak için savaşı uzatacak çözümleri tercih ettiğini savunuyor.
Hamas: Netanyahu hükümeti, inatçılığı nedeniyle Gazze'deki esirlerin hayatlarından sorumlu
Hamas Hareketi Siyasi Büro Üyesi Usame el-Hamdan, yayımladığı video kaydında, "Netanyahu hükümeti, tüm esirlerin hayatından tamamen sorumludur. Bu, onun inatçılığı, kibri, ateşkese yanaşmaması ve halkımıza karşı yürüttüğü soykırım ve aç bırakma politikasından kaynaklanıyor." ifadelerini kullandı.
Hamdan ayrıca, Netanyahu'nun, esir asker Evyatar David'in durumundan da sorumlu olduğunu belirtti. Hamdan, bu durumun, Gazze'ye uygulanan kuşatma, gıda, su ve ilaç girişinin engellenmesiyle doğrudan bağlantılı olduğunu söyledi.
7 Ekim 2023'ten bu yana esir olan İsrailli askerlerin Hamas tarafından insani koşullarda tutulduğunu ve bu durumun serbest bırakılan İsrailli esirlerin kendi ifadeleriyle de doğrulandığı bilgisini veren Hamdan, "Onlar halkımız ne yiyorsa onu yiyor, ne içiyorsa onu içiyor." dedi.
Hamdan, Hamas'ın esirlere yönelik muamelesinin İslam'ın ilkelerine uygun olduğunu, tüm insani ihtiyaçların Gazze halkının imkanları ölçüsünde karşılandığını da sözlerine ekledi.
İsrail hapishanelerinde tutulan Filistinli esirlere ise "vahşi işkence, aşağılayıcı muamele ve yavaş ölüme varan uygulamaların" yapıldığını belirten Hamdan, bu durumun Gazze'deki İsrailli esirlerle büyük bir tezat oluşturduğunu vurguladı.
Son olarak Hamdan, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne çağrıda bulunarak, "soykırım savaşının durdurulması, İsrail'in Gazze'den çekilmesi, sınır kapılarının yardımlara açılması ve esirlere yönelik ihlallerin sona erdirilmesi yönünde bağlayıcı kararlar alınmasını" talep etti.