İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'da yeni duvar planı Filistinlileri endişelendiriyor

Ürdün Vadisi'nin kuzeydoğusunda yeni bir Ayrım (Utanç) Duvarı inşa edilmesinin planlandığına ilişkin haberler Filistinliler arasındaki endişeyi derinleştiriyor.

İsrail basınına göre Tel Aviv yönetimi, Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde yeni bir duvar projesini gündemine aldı.

📲 Artık haberler size gelsin
AA'nın WhatsApp kanallarına katılın, önemli gelişmeler cebinize düşsün.

🔹 Gündemdeki gelişmeler, özel haber, analiz, fotoğraf ve videolar için Anadolu Ajansı
🔹 Anlık gelişmeler için AA Canlı

Filistinliler, İsrail'in "ulusal güvenlik" bahanesiyle gündemine aldığı bu plan nedeniyle, tarım arazilerinden ve otlak alanlarından daha keskin şekilde koparılacakları görüşünde.

Tel Aviv yönetiminin, Batı Şeria'yı İsrail'den ayırmak amacıyla inşa ettiği mevcut Ayrım Duvarı'nın yapımına 2002 yılında başlandı.

Uluslararası Adalet Divanı (UAD), 2004'te yayımladığı danışma görüşünde, duvarın uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirterek İsrail'i, işgal altında bulunan Filistin topraklarından duvarı kaldırmaya ve zarar görenlere tazminat ödemeye çağırdı.

UAD ayrıca, diğer devletlerden de duvarla oluşturulan yasa dışı durumu tanımamalarını istedi.

İsrail, Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde yeni "Ayrım (Irkçı Apartheid) Duvarı" planlıyor

İsrail'in sol eğilimli gazetesi Haaretz'in haberine göre, İsrail ordusu, Batı Şeria'daki mevcut Ayrım (Irkçı Apartheid) Duvarı'na benzer şekilde, "Kızıl Hat" olarak adlandırılan yeni bir duvarı Ürdün Vadisi'nin kuzeyinde inşa etmeyi planlıyor.

Yaklaşık 22 kilometre uzunluğunda ve 50 metre yüksekliğinde olması öngörülen duvarın, Filistinli toplulukları tarım arazilerinden ve meralarından izole etmeyi amaçladığı belirtiliyor.

Planın; güzergâh boyunca evlerin, ağılların, seraların, depolama tesislerinin yanı sıra su şebekeleri, kuyular ve tarım arazilerinin yıkımını da kapsadığı ifade ediliyor.

Haaretz'in haberinde, planın, Ürdün Vadisi boyunca Filistin nüfusunu izole etmeyi hedefleyen daha geniş kapsamlı bir projenin parçası olduğu ancak nihai güzergâhın henüz açıklanmadığı kaydedildi.

Ağustos ayında yayımlanan bir İsrail askeri belgesine göre, duvarın her iki yanında 20'şer metre genişliğinde "güvenlik bölgesi", askeri yol, toprak yığınları ve menfezler yer alacak. Belgede, çevredeki Filistin yapılarına da "zayıf noktalar" denilerek yıkım öngörülüyor. Söz konusu belge, İsrail ordusunun Merkez Komutanlığı Komutanı Avi Blot tarafından yayımlandı ve İbrani basınında yer buldu.

"Bu bir güvenlik projesi değil, genişleme planıdır"

Ürdün Vadisi'nin kuzeyindeki Atuf köyünde yaşayan Filistinli çiftçi Hayrullah Beni Avde, AA muhabirine yaşadığı endişeyi anlattı.

Bastonuna yaslanarak önünde uzanan topraklarına bakan Hayrullah Beni Avde, derin bir kaygı taşıdığını dile getirdi.

2017'den bu yana bu bölgede yaşadığını ve yaklaşık 80 dönüm araziye sahip olduğunu söyleyen Hayrullah Beni Avde, "Bu yol sıradan bir cadde olmayacak, bizi topraklarımızdan ayıracak bir duvarın başlangıcı olacak."dedi.

Ailesinin 27 kişiden oluştuğunu belirten Hayrullah Beni Avde, "Hepimiz bu toprağın bereketiyle geçiniyoruz. Duvar inşa edilirse ovanın yarısı kapanacak ve ben duvarın dışında kalacağım. Nereye gideceğim?" diye konuştu.

Hayrullah Beni Avde, toprağı "bir hazine" şeklinde tanımlayarak, "Dedelerimizden kalan bu topraklardan koparılmak, açık bir ilhak anlamına gelir." dedi.

İsrail'in, "halkından arındırılmış bir toprak" istediğine dikkati çeken Hayrullah Beni Avde, "Ailelerimize, tarlalarımıza nasıl ulaşacağız? Bu bir güvenlik projesi değil, genişleme planıdır." ifadelerini kullandı.

"Sessiz bir ilhak süreci"

Birkaç yüz metre ötede aynı ovayı izleyen Filistinli çiftçi Cemal Beni Avde de yaşananların sadece askeri bir yol projesi olmadığını söyledi.

Cemal Beni Avde, "Bu, Ürdün Vadisi'nde iki yol üzerinden ilerleyen sessiz bir ilhak sürecinin ilk adımıdır." dedi.

Bölgede 10 bin dönümden fazla araziyi çitle çeviren bir Yahudi yerleşimcinin koyunlarıyla dolaştığını söyleyen Cemal Beni Avde, "Her gün ırkçı uygulamalar ve saldırılarla karşı karşıyayız." diye konuştu.

Cemal Beni Avde, planın hayata geçirilmesi halinde toprak kaybı, işsizlik ve yüzlerce Filistinli ailenin geçim kaynaklarının yok olması gibi ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacaklarını vurguladı.

Atuf’taki çiftçiler, İsrail'in söz konusu planının 30 bin dönümden fazla alanı tehdit ettiğini tahmin ederken, planın tüm kuzey Ürdün Vadisi'ni kapsayan yaklaşık 190 bin dönümlük bir alanı içerdiğini ve bunların tamamının tarım arazisi olduğunu ifade ediyor.

Ürdün Vadisi'nin kuzeyini Batı Şeria'dan ayıracak yeni bir utanç duvarı

Tubas Valiliği'nde Ürdün Vadisi dosyasından sorumlu yetkili Mutez Bişarat ise "Hukuki inceleme, söz konusu yolun İsrail ordusunun iddia ettiği gibi askeri bir güzergâh olmadığını, Ürdün Vadisi'nin kuzeyini Batı Şeria'dan ayıran bir duvarın güzergâhı olduğunu net biçimde ortaya koydu." dedi.

Bişarat, duvarın Ayn Şibli'den başlayarak El-Baka Ovası, Tammun ve Tubas topraklarından geçip Teyasir bölgesinin doğusuna kadar uzanacağını, 22 kilometre uzunluğa ve bazı noktalarda 1000 metreden fazla genişliğe sahip olacağına dikkati çekerek, en tehlikeli yönün ise yolun doğusunda kalan 190 bin dönümden fazla tarım arazisinin tamamen koparılması olduğunu vurguladı.

Yaklaşık 600 aileden oluşan 22 Filistinli topluluğun yıkım tehditleriyle karşı karşıya kaldığını belirten Bişarat, bunun "toprak gaspının ötesinde, Filistin varlığını hedef alan bir süreç" olduğunun altını çizdi.

"Bu planla işgal yönetimi, su kaynaklarının tamamını ele geçirmeyi amaçlıyor"

Bişarat, Ürdün Vadisi'nin, Batı Şeria'daki ikinci büyük su kaynağı olan Doğu Akiferi'ni barındırdığına dikkati çekerek, "Bu planla işgal yönetimi, su kaynaklarının tamamını ele geçirmeyi amaçlıyor." dedi.

Kendisinin de yaklaşık 200 dönüm araziye sahip olduğunu aktaran Bişarat, duvarın inşa edilmesi halinde ailesinin bu topraklara erişiminin tamamen kesileceğini belirterek, "Bu, Batı Şeria'nın tahıl ambarını ve Filistin'in en verimli tarım alanını hedef alan yayılmacı bir yerleşim projesidir." değerlendirmesinde bulundu.

Bişarat, "Ürdün Vadisi olmadan bir Filistin Devleti mümkün değildir. Bugün yaşananlar Filistin varlığına karşı bir savaştır ve dünyanın sessizliği kabul edilemez." ifadeleriyle sözlerini tamamladı.