Dolar
32.37
Euro
35.00
Altın
2,233.04
ETH/USDT
3,554.40
BTC/USDT
70,182.00
BIST 100
9,098.06
Dünya

Brexit'i sonbahara erteleyen İngiltere'yi 'hararetli' bir yaz bekliyor

Avrupa Birliği ile uzlaşarak Brexit tarihini ikinci kez erteleyen İngiltere, toplumsal ve siyasi bölünmüşlük nedeniyle "hararetli" döneme giriyor.

Tayfun Salcı  | 11.04.2019 - Güncelleme : 11.04.2019
Brexit'i sonbahara erteleyen İngiltere'yi 'hararetli' bir yaz bekliyor

Londra

Avrupa Birliği (AB) ile uzlaşarak Brexit tarihini ikinci kez erteleyen İngiltere’yi toplumsal ve siyasi bölünmüşlük nedeniyle "hararetli" bir yaz bekliyor.

Dün Brüksel'de toplanan AB liderleri, İngiltere Başbakanı Theresa May’in Brexit’i erteleme talebini uzun ve tartışmalı bir gecenin ardından değiştirerek kabul etti.

May, AB’den Brexit’in 30 Haziran’a ertelenmesini ancak ülkesine parlamentoda reddedilen Brexit anlaşmasının onaylanması halinde daha erken bir tarihte Birlik’ten ayrılma opsiyonunun verilmesini talep etti.

AB liderleri ise İngiltere’ye Brexit için 31 Ekim’e kadar süre tanıma ancak Brexit anlaşmasının daha erken onaylanması halinde, sonraki ayın ilk gününde Birlik’ten ayrılma imkanı vermeyi kabul etti.

AB liderleri arasında erteleme tarihiyle ilgili görüş farklılıkları da ortaya çıktı. AB Konseyi Başkanı Donald Tusk’un başını çektiği bir grup Brexit’in gelecek yılın mart ayına ertelenmesini savunurken, bir diğer grup da 31 Aralık tarihini ileri sürdü.

Her iki kanadın da amacı, Brexit’in siyasi ve toplumsal bir krize dönüştüğü İngiltere’nin yeni erteleme talepleriyle AB’yi meşgul etmemesiydi.

Kararda Fransız damgası

Fransa’nın başını çektiği bir grup ülke ise daha kısa bir ertelemeden yana tutum aldı. İngiltere’nin kasıtlı olarak AB’nin iç işleyişini bozmasından duyduğu endişeyi açıkça dile getiren Fransa Cumhurbaşkanı Emanuel Macron, diğer liderleri ikna ederek İngiltere’ye sadece 6 aylık bir uzatma verilmesinde kilit rol oynadı.

İngiltere’deki sert Brexit yanlıları kısa süre önce AB ülkelerini, Brexit sürecinin uzaması halinde Avrupa Parlamentosundaki mevcudiyetiyle Birlik’in işleyişini bloke etmekle tehdit etmişti.

Başbakan May liderler zirvesinin ardından düzenlediği basın toplantısında, amacını Brexit anlaşmasını mayıs ayının ilk üç haftası içinde parlamentodan geçirip, 1 Haziran’da da AB’den resmen ayrılmak olarak açıkladı. May, böylelikle 23 Mayıs’ta yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimlerine girmekten de kaçınmayı amaçladığını vurguladı.

Bununla birlikte İngiliz hükümeti her ihtimale karşı Avrupa Parlamentosu seçimleri için hazırlık yapacağını açıklamış bulunuyor.

Brexit anlaşmasına onay hala kolay değil

İngiltere’deki dengeler parlamentonun daha önce üç kez reddettiği Brexit anlaşmasının dördüncü seferde onaylanacağının garantisi olmadığını gösteriyor.

AB tarafı anlaşma metninin nihayi olduğunu ve değiştirilmeyeceğini her fırsatta yineliyor. Bu da anlaşmanın reddine neden olan unsurların baki kalacağı anlamına geliyor.

Bu unsurların başında da Kuzey İrlanda sınırına ilişkin “tedbir maddesi” bulunuyor.

“Tedbir maddesi" Brexit’in ardından İngiltere’nin parçası Kuzey İrlanda ile AB üyesi İrlanda Cumhuriyeti arasına fiziki bir sınır girmesini engellemeyi amaçlıyor.

AB tarafı İngiltere ile kapsamlı bir ticaret anlaşmasını müzakere etmeyi Brexit’in resmen gerçekleşmesinden sonraya bıraktığı için İngiltere’nin AB’den herhangi bir tedbir alınmaksızın ayrılması böyle bir sınırı kaçınılmaz kılacak.

Bunu önlemeye dönük olarak formüle edilen “tedbir maddesi” İngiltere ile AB arasında İrlanda sınırına çözüm getirecek kapsamlı bir ticaret anlaşmasına varılana kadar ülkenin bütününün Gümrük Birliği içinde kalmasını ancak Kuzey İrlanda'nın ilave bazı AB kurallarına tabi olmasını öngörüyor.

Maddeye karşı çıkan sert Brexitçiler İngiltere'nin tek yanlı çekilmeyeceği bu düzenlemenin ülkeyi AB ile sonu gelmez müzakerelerde mahsur bırakacağını ve Kuzey İrlanda'yı da kademeli olarak ülkeden koparacağını savunuyor.

Bu endişeyle hareket eden Brexit anlaşmasına en sert muhalefeti yapan da May’in azınlık hükümetine dışarıdan destek veren Kuzey İrlanda’nın İngiltere ile birlik yanlısı Demokratik Birlik Partisi (DUP) oldu. DUP’un ve onu izleyen önemli sayıda Muhafazakar Parti milletvekilinin Brexit anlaşmasına muhalefeti sürüyor.

Yeni referandum

May bu engeli aşmak amacıyla ana muhalefetteki İşçi Partisi ile ortak bir formül bulmak üzere müzakerelere başladı. İşçi Partisi AB ile kalıcı bir Gümrük Birliği formülünü savunuyor.

Parti içindeki hatırı sayılır sayıda milletvekili varılacak herhangi bir anlaşmanın yeni bir referandumla halk oyuna da sunulmasını istiyor. Böyle bir referanduma gidilmesi halinde, oylanacak seçenekler arasında AB üyeliğinin sürmesinin de bulunması bekleniyor.

AB’nin İngiltere’ye verdiği yeni Brexit tarihi olan 31 Ekim böyle bir referandum için yeterli süreyi sağlıyor. Bu tarih, İngiltere’de yeni Brexit referandumu için kampanya yürüten grupları cesaretlendirmiş bulunuyor.

İngiliz parlamentosu aralarında yeni referandum ile Brexit’in iptalinin de yer aldığı bir dizi senaryoyu iki defa oyladı ancak hiçbir senaryo çoğunluk desteği alamadı. Bununla birlikte, yeni referandum seçeneği çoğunluk desteğini almaya en çok yaklaşan senaryolardan biri oldu.

Parlamentoda en geniş taban ise AB’den anlaşmasız ayrılmaya karşı oluştu. 650 sandalyeli parlamento, anlaşmasız Brexit’i önlemeye dönük bir tasarıyı 390 oyla geçen hafta yasalaştırdı.

Ülkede geçen ay yeni referandum talebiyle yapılan bir yürüyüşe yaklaşık 1 milyon kişi katılmış, Brexit’in iptalini isteyen bir online dilekçeye de 6 milyonu aşkın imza atılmıştı.

Avrupa Adalet Divanı aralık ayında aldığı kararla İngiltere’nin Brexit’i tek yanlı olarak iptal edebileceğine hükmetmişti.

Brexit siyasetçilere güveni aşındırdı

Bu düzeyde kalabalık toplamayı başaramasa da ülkede Brexit’in ne pahasına olursa olsun gerçekleşmesini isteyen geniş bir toplum kesimi de bulunuyor. Bu kesim, hükümeti ve parlamentoyu “halkın iradesine ihanet”le suçluyor. Brexit’in 31 Ekim’e ertelenmesi, ülkedeki siyasi elitin süreci sabote ettiğini düşünen bu grubun gerilimini artırması kaçınılmaz görünüyor.

Brexit süreci İngiltere’de siyasete olan güveni genel olarak da çok aşağıya çekmiş bulunuyor. Araştırmalara göre, İngilizlerin yüzde 72’si ülkedeki siyasi sistemin geliştirilmesi gerektiğini düşünürken, yüzde 52’si siyasetçilerin halkı umursamadığı görüşünü savunuyor.


Halkın sadece yüzde 25’i parlamentonun Brexit performansından memnunken, yüzde 42’si hükümetin parlamentoyu umursamak zorunda olmasa ülkenin sorunlarını daha kolay çözebileceğine inanıyor.


Ülkenin sorunun sistem mi, yöneticiler mi olduğu sorusuna İngilizlerin yüzde 38’i “her ikisi de” yanıtını verirken, yüzde 29’u sistemin iyi ancak yöneticilerin yetersiz olduğuna inanıyor.

Erken seçime yeni partiler damga vuracak

Geleneksel siyasi partilere güvenin zayıfladığı ülkede şubat ayında aşırı sağcı siyasetçilerin öncülüğünde Brexit Partisi kurulurken, AB taraftarları da geçen ay “Change UK” (“Değişim İngiltere”) adı altında partileşti.

İngiliz hükümetinin Brexit krizini aşamaması ve ülkenin yaz aylarında bir erken seçime gitmesi durumunda, yeni kurulan iki siyasi partinin böyle seçime damga vurması bekleniyor.

Başbakan Theresa May’in Brexit’i iki kez ertelemeyle sonuçlanan performansından şikayet eden Muhafazakar Partili milletvekillerinin muhalefetle birlikte hareket ederek May’e güvensizlik oyu vermesi halinde erken seçim kaçınılmaz olacak.

Ülkeyi erken seçime götürecek bir diğer ihtimal de May kabinesinde yaşanması muhteşem yeni istifalar olabilir. Hükümet Brexit sürecinde aralarında iki Brexit bakanı, bir dışişleri bakanı ile bir çalışma bakanının da yer aldığı 40’a yakın üst düzey istifayla sarsıldı.

Öte yandan İngiltere'nin AB'den anlaşmasız ayrılması da seçenekler arasında yer almayı sürdürüyor. Ülkenin bu yolu izlemeye mecbur kalması halinde Kuzey İrlanda'da İrlanda Cumhuriyeti ile birleşmek, İskoçya'da da İngiltere'den ayrılmak için referandumların gündeme gelmesi kaçınılmaz görünüyor. Her iki bölgede de halkın çoğunluğu Brexit referandumunda AB'den kalınmasından yana oy kullanmıştı.

İngiltere 23 Haziran 2016'da yapılan referandumla yüzde 48'e karşı yüzde 52 ile AB'den ayrılma kararı almış, 2 yıl sürmesi öngörülen ayrılık süreci 29 Mart 2017'de resmen başlatılmıştı.

İngiliz hükümetinin AB ile vardığı Brexit anlaşmasının İngiliz parlamentosunda üç kez reddedilmesinin ardından 29 Mart'ta gerçekleşmesi gereken Brexit, 12 Nisan'a ertelenmişti.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.