Analiz

Taliban'ın Afgan hükümetini tanımaması barış sürecini tehdit ediyor

Taliban sahadaki tüm güç kaybına karşın hala barış müzakerelerine başlamak üzere Afgan hükümetini Afganistan'ın meşru temsilcisi olarak tanımayı kabul etmiyor.

20.01.2019 - Güncelleme : 20.01.2019
Taliban'ın Afgan hükümetini tanımaması barış sürecini tehdit ediyor

KABİL - ŞADİ HAN SAİF

Afganistan'da barış görüşmelerinin başlatılması konusunda kritik aşamaya gelinirken, Taliban hala barış müzakerelerine başlamak için Afgan hükümetini resmi olarak tanımaya yanaşmıyor.

Afgan yetkililer ve analistler, yıllardır savaş halindeki ülkede müzakerelerin kimler arasında yapılacağına dair tartışmanın barış sürecini baltalama tehlikesi taşıdığı uyarısında bulundu.

Taliban, salı günü yaptığı açıklamada, ABD'nin, örgütün Afgan hükümetini müzakerelerin resmi tarafı olarak tanıması için yaptığı baskılardan rahatsızlık duyduğunu belirtmişti.

Örgüt, ABD'yi, Doha'da Kasım 2018'de üzerinde anlaşmaya varılan, yabancı askerlerin ülkeden çekilmesi ve Afganistan topraklarının üçüncü ülkelere yönelik kullanılmasının engellenmesine ilişkin müzakere çerçevesine tek taraflı yeni gündem maddeleri eklemekle suçlamıştı.

Taliban, ABD'yi, 1996-2001 yıllarında Afganistan'da Taliban idaresini tanıyan tek ülkeler olan Pakistan, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri'ni (BAE) kendilerini mevcut Afgan hükümetini tanımaya ikna için kullanmakla itham etmişti.

Taliban'ın açıklamasında, ABD'nin "barış kisvesi altında sömürgeci askeri hedeflerine ulaşmaya çalıştığı ve bu amaçla diğer ülkeler üzerinde hukuk dışı baskılar uyguladığı" iddiaları yer almıştı.

Taliban'ın bu açıklamasının, ABD'nin Afganistan Özel Temsilcisi Zalmay Halilzad'ın Kabil ziyaretine denk gelmesi dikkati çekti.

Halilzad, geçen yıl Taliban temsilcileriyle BAE'de görüşmüş ancak örgüt temsilcileri Afgan hükümetinden yetkililerle bir araya gelmekten kaçınmıştı.

Kendisini hala 2001'de ABD işgaliyle devrilmiş olan Afganistan'ın tek meşru hükümeti olarak gören Taliban, bu sebeple Cumhurbaşkanı Eşref Gani liderliğindeki Kabil hükümetini herhangi bir şekilde tanımaya yanaşmıyor.

Pakistan, Suudi Arabistan ve BAE'den baskı

Taliban yönetimini geçmişte tanıyan Pakistan, Suudi Arabistan ve BAE ise son dönemde örgütün Afgan merkezi yönetimini tanıması ve onlarla müzakere masasına oturması yönündeki çağrılarını arttırdı.

Afgan yetkililer, özellikle Pakistan'ın Taliban üzerindeki nüfuzunu kullanmasının kritik olduğu değerlendirmesini yapıyor.

Afgan hükümetinin 2010'da Taliban ile müzakere etmek üzere kurduğu Yüksek Barış Şurası'nın sözcüsü Seyit İhsan Tahiri, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Pakistan hükümetinin Taliban'ı Afgan hükümetiyle müzakere masasına oturtmaya ikna etme çabalarını son derece olumlu karşılıyoruz." dedi.

Pakistan'ın tutumundaki değişimden ABD'yi sorumlu tutan Taliban yönetimi ise salı günü yaptığı açıklamada şu ifadelerle tepki göstermişti:

"Çatışmanın çözümünün kimler arasında ve nasıl gerçekleşeceğine dair tercih yapma hakkı tamamen bize aittir. Bu sorunu baskılarla veya taktik manevralarla çözmek mümkün değildir. Ayrıca hiçbir ülkenin Afganistan sorununu başka ülkelerle bağlarını güçlendirmek ve kendi çıkarlarını geliştirmek için kullanması kabul edilemez."

İran ile yakınlaşma

Taliban da ABD'nin Pakistan ve Körfez ülkelerini kullanarak örgütlediği baskıya karşı diplomatik hamle olarak son birkaç haftada başta İran olmak üzere üçüncü ülkelerle temaslarını arttırdı.

Afganistanlı yazar ve siyasi yorumcu Muhammed İkbal, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Taliban'ın İran ile yakınlaşmasına karşılık ABD'nin ve Arapların yalıtma hamlesiyle karşılaştığını savundu.

Taliban'ın Afganistan meselesinde İran'ın yardımına başvurmasının Arapları tedirgin ettiğini ifade eden İkbal, Körfez ülkelerinin, Taliban üzerindeki nüfuzunu, örgütü, Kabil hükümetini Afganistan'ın meşru temsilcisi olarak tanımaya zorlaması için Pakistan'a ekonomik yardımlarını artırdığına dikkati çekti.

BAE ile Pakistan arasında geçen hafta 6,2 milyar dolarlık ekonomik yardım anlaşması imzalandı. Öte yandan Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın şubatta Pakistan'ı ziyaret etmesi bekleniyor. Ziyarette Gwadar Limanı'nda kurulması planlanan 10 milyar dolarlık su altı petrol rafinerisi projesi kamuoyuna açıklanacak.

Söz konusu projeler sıkıntıdaki Pakistan ekonomisini düze çıkarabilmek için hayati nitelik taşıyor.

Taliban 1 Ocak'ta yaptığı açıklamada temsilcilerinden oluşan bir heyetin İran'da temaslarda bulunduğunu doğrulamıştı. Açıklamada, "Heyet, Taliban'ın işgal sonrası senaryoları ile Afganistan'da ve bölgede barış ve güvenliğin sağlanmasına ilişkin görüşlerini İranlı yetkililerle paylaşmak üzere Tahran'ı ziyaret etmiştir." ifadeleri yer almıştı.

Öte yandan İran Dışişleri Bakan Yardımcısı Abbas Arakçi, ay başında Kabil'i ziyaret ederek Taliban'la yapılan görüşme hakkında Afgan hükümetine bilgi vermişti. Arakçi'nin, görüşmede, Afgan barış sürecinin sahipliği ve liderliği konusunda Afgan hükümetine duydukları güveni vurguladığına işaret edilmişti.

18 yıldır işgal altında bulunan Afganistan'da çatışmalarda yıllar içinde binlerce kişi hayatını kaybetti ve milyonlarca kişi yurtlarını terk etmek zorunda kaldı.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.