Dolar
32.32
Euro
34.81
Altın
2,301.87
ETH/USDT
3,116.90
BTC/USDT
63,894.00
BIST 100
10,276.88
arşiv

Kültür Hazinesi Müzelerimiz

10.08.2009 - Güncelleme : 10.08.2009
Kültür Hazinesi Müzelerimiz




Yeşilin ve mavinin iç içe geçtiği, ilk çağlardan günümüze pek çok uygarlığın yaşadığı Karadeniz Bölgesi'ndeki müzeler tarihe ışık tutuyor. Trabzon'dan Giresun'a, Rize'den Amasya'ya arkeoloji müzeleri, geçmişin izlerini günümüze taşıyor.

Trabzon'da Zeytinlik Caddesi'nde bulunan Trabzon Müzesi, 1900'lü yılların başlarında banker Kostaki Teophylaktos tarafından yaptırıldı.
Milli Mücadele yıllarında karargah, 1927-1931 yılları arasında Hükümet Konağı, 1931-1937 yılları arasında Genel Müfettişlik, 1937 yılından itibaren ise 50 yıl süreyle Kız Meslek Lisesi olarak hizmet veren yapı, 1987 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığına tahsis edildi.
1987-2001 yılları arasında yapılan restorasyon sonucunda aslına uygun olarak yenilenen konak, 22 Nisan 2001'de Trabzon Müzesi olarak ziyarete açıldı.
Müzenin arkeolojik eserler bölümünde, Erken Tunç döneminden Osmanlı dönemi sonuna kadar taş, pişmiş toprak, metal, cam gibi eserler, sikkeler ve ikonalar sergileniyor.
Müzenin etnografik eserler bölümünde ise İslami eserler ile silahlar, yazma eserler, dokumalar, takılar ve giysilerin yanı sıra 5. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay seksiyonu ve Büyük Önder Atatürk'ün yatak odası bulunuyor.
Ulusal müze ilan edilen Trabzon Müzesi'nde, giriş salonu olarak kullanılan birinci mekanda, 1997 yılında Trabzon'un Tabakhane mevkisinde Trabzon Müze Müdürlüğünce yapılan kurtarma kazısında çıkarılan, MS 2. Yüzyıla ait Roma Dönemi bronz Hermes heykeli yer alıyor. Normal insan boyutundaki heykel, müzenin en önemli eserlerinin başında gelirken, müzenin bir diğer önemli eseri ise Asur dönemi silindir mühür olarak biliniyor.
Trabzon'un en önemli tarihi ve turistik mekanlarından biri olan Ayasofya Müzesi ise Trabzon Ayasofya Kilisesi olarak 1. Manuel Komnenos zamanında (1238-1263) inşa edilmiş.
Fatih Sultan Mehmet'in 1461 yılında Trabzon'u fethini takiben camiye çevrilen ve vakıf eser olan müzede, yalnızca açık mekanlarda teşhire sunulan Doğu Roma ve İslami döneme ait mezar taşları bulunuyor.

GİRESUN MÜZESİ'NDE 9 BİN ESER VAR
18. Yüzyılın ortalarından 1924'e kadar kilise olarak kullanılan yapı, bu tarihten itibaren Giresun Müzesi olarak kullanılmaya başlandı. 1948-1968 yıllarında bir süre cezaevi olarak hizmet veren yapı, 1982 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesine alındı ve 1988'deki restorasyonun ardından müze olarak faaliyete geçti.
Yaklaşık 9 bin eserin bulunduğu müzede, eserlerin çoğunluğunu sikkeler oluşturuyor. Müze koleksiyonuna ait eserler, tarihi kilise binası ve mahzen bölümünde sergileniyor. Müzede Roma, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait yöreye has arkeolojik, etnografik eserler yer alıyor. Bunların arasında pişmiş toprak heykelcikler ve kaplar, mimari parçalar, amforalar, Erikliman kurtarma kazısına ait buluntuları yer alıyor.
Müzenin etnografya koleksiyonu, 19. yüzyıla ait giyim, mutfak ve hamam eşyaları, silahlar, kilimler ve takılardan oluşuyor.

AKKOYUNLULARIN İZLERİ RİZE MÜZESİ'NDE
Tarihi Tuzcuoğlu Konağı olarak bilinen ve 19. yüzyılda inşa edilen 3 katlı bina, 1998 yılından beri Rize Müzesi olarak kullanılıyor.
Müzenin zemin katı sergi salonu işlevini görürken, birinci katta Tunç devrine ait savaş baltaları, mühürler, Roma dönemine ait testiler ve heykeller yer alıyor.
Müzenin ikinci katında ise Osmanlı dönemi silah, kılıç ve tabancaların yanı sıra el yazması Kuran ve dini kitaplar sergileniyor. İkinci katın büyük bölümünde 1129 yöresel etnografik eser bulunuyor. Bu bölümde feretiko (Rize bezi) dokumacılığı, gelin odası, misafir odası bölümleri ile 19. yüzyıl yöresel Rize evi yaşam alanları tasvir ediliyor.
Arkeolojik eserler arasında Akkoyunlular döneminden kaldığı tahmin edilen koyuna benzeyen mezar taşı ile savaş baltaları, ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

KURTULUŞ SAVAŞI'NIN İZLERİ GAZİ MÜZESİ'NDE
Kurtuluş mücadelesinin başlatıldığı Samsun'daki Gazi Müzesi'nde Atatürk'e ait eşyalar ve fotoğraflar sergilenirken Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde, bölgede 1974 yılından bu yana sürdürülen kazılardan elde edilen eserler yer alıyor. Bir yol açma çalışması sırasında ortaya çıkarılan Amisos Hazineleri ise Samsun Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'ndeki en göz alıcı eser olarak yerini koruyor.

GAZİ MÜZESİ
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Samsun'a gelişinde kaldığı Mıntıka Palas adlı bina, Büyükşehir Belediyesince 1995 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığına devredildi ve Gazi Müzesi olarak hizmete açıldı.
İki katlı müze binasının alt katında Atatürk'e ait silah ve giysilerin yer aldığı bölümün duvarlarında 1919 yılından Cumhuriyet'in ilanına kadar geçen dönemi yansıtan fotoğraflar sergileniyor.
Müzenin girişindeki seramik çalışma, Atatürk'ün 1919'da Samsun'a çıkışını simgeliyor. İki katlı müzenin alt katında Atatürk'e ait eşyalar ve fotoğraflar yer alırken, üst katında Atatürk ve 18 silah arkadaşının bal mumu heykelleri sergileniyor.
Üst katındaki diğer bölümlerde ise, Atatürk'ün Mıntıka Palas'ta kaldığında kullandığı belirtilen dinlenme, yatak ve çalışma odalarıyla birlikte bir banyo yer alıyor.

SAMSUN ARKEOLOJİ VE ETNOGRAFYA MÜZESİ
Valilik binasının yan tarafında bulunan ve 1981 yılında hizmete açılan müze, 3 bölümden oluşuyor.

Müzenin girişinde yer alan orta salonda Roma dönemi olarak tarihlenen MS 3. yüzyıla ait Amisos Antik Kenti'nden çıkarılan mevsimler mozaiği yer alıyor.
Aynı bölümde 1995 yılında yol çalışmaları sırasında ortaya çıkarılan mezar odalarında yapılan kurtarma kazılarında gün yüzüne çıkarılan Amisos Hazinesi de burada sergileniyor. Bir erkek, bir kadın ve bir kız çocuğunun altın takılarından oluşan ve ziyaretçilerin ilgisini çeken hazinede taç, işlemeli bilezikler, kolyeler, gerdanlık, düğmeler ve süsler yer alıyor. Yine aynı bölümde klasik çağdan Cumhuriyet dönemine kadar kullanılan sikkeler dikkati çekiyor.
Müzenin sağ salonu olarak adlandırılan bölümündeki MS 1. yüzyılla tarihlenen genç bronz atlet heykeli, Bafra ilçesindeki İkiztepe kazılarında ortaya çıkarılan ve üzerlerinde ameliyat izleri taşıyan kafatasları ve batıklardan çıkarılan amforalar görülmesi gereken eserler arasında.
Müzede sol salon olarak değerlendirilen bölümde de etnografik eserlerin yanı sıra yöresel kültürleri yansıtan çeşitli eşyalar bulunuyor. Bu bölümde ayrıca Vezirköprü ilçesinde Hititler'in kutsal kenti Nerik'in izlerini bulabilmek için sürdürülen Oymaağaç kazılarında ortaya çıkarılan eserler sergileniyor.

MÜZE GEMİ BANDIRMA VAPURU
Kurtuluş mücadelesinin simgesi Bandırma Vapuru, aslına sadık kalınarak bire bir ölçülerde inşa edilip Doğu Park sahiline yerleştirildikten sonra, Müze Gemi olarak halkın ziyaretine açıldı.
Milli Mücadelenin sembolü gemide Atatürk'ün kullandığı silahı, eşyaları ve fotoğrafları sergileniyor.

AMASRA'NIN 3 BİN YILLIK TARİHİ
Türkiye'nin en zengin müzeleri arasında gösterilen Bartın'ın Amasra ilçesi müzesi, yaklaşık 5 bin eseriyle ilgi görüyor.

Sesemos adıyla MÖ 12. yüzyılda Fenikelilerin kıyılar boyunca oluşturduğu kolonilerle kurulan ve İranlı prenses Amastrist'in yönetimi döneminde en parlak zamanını yaşayan Amasra, 3 bin yıllık tarihin izlerini taşıyor.
Arkaik dönemden Selçuklu ve Osmanlı dönemleri dahil çok sayıda eserin bulunduğu Amasra'da, genellikle inşaat kazılarında tesadüfen bulunan ve mezarlardan çıkartılan eserler müzede sergileniyor.
Mezarlarda ele geçen pişmiş toprak ve cam gözyaşı şişeleri, altın ve bronz süs eşyaları, inşaat temel kazılarında bulunan heykelcikler, bilezikler, olta iğneleri, haçlar, silahlar, kandiller ve kaplar yer alıyor.
Müzede mitolojide sağlık tanrısı olarak bilinen Asklepios'u simgeleyen yılan heykeli, ziyaretçilerin en çok ilgisini çeken eserler arasında bulunuyor.

KRISPOS'UN KİTABESİ EREĞLİ MÜZESİ'NDE
Zonguldak'ın Ereğli ilçesinde 19. yüzyılda bölgenin ileri gelenlerinden Halil Paşa Karamahmutoğlu'nun yaptırdığı konakta hizmet veren Ereğli Müzesi'nde, eski Tunç Çağı'ndan Osmanlı dönemine, birçok medeniyete ait eserler sergileniyor. Müzede sergilenen 7 bin 569 eser, bölgeye gelen yerli ve yabancı turistlerin ilgisini çekiyor.
Sikkeler arasında ''Herakleia sikkesi'' olarak bilinen Ereğli'nin antik dönemlerinde kullanılan bronz sikkeler ve Hıristiyanlığın yayılması ile Roma İmparatorluğu'nda kullanılmaya başlayan altın sikkeler dikkati çekiyor.
Müze bahçesinde farklı dönemlere ait sütun başları, mezar gövde ve kaideleri ile çeşitli mimari parçalar, lahitler ve 29 yaşında beklenmedik şekilde hayatını kaybeden Mısırlı pandomim sanatçısı Krispos'un anıt mezar taşı kitabesi ilgi görüyor.
Yöreye özgü erkek ve kadın giysilerinin etnografik eserler arasında sergilendiği müzede, Ereğli'ye özgü elpek kumaşı ve ipliği, çıkrıklar, mendil, bohça ve örtü gibi dokuma kumaş örnekleri yer alıyor.
Osmanlı dönemine ait eserler arasında ise çakmaklı tabancalar, kılıç ve hançer gibi silahlar, mühürler, tütün ile ilgili eşyalar ve yazma eserler görülebiliyor.

MUMYALARIYLA ÜNLÜ AMASYA MÜZESİ
Anadolu'nun en eski yerleşim merkezilerinden biri olarak gösterilen Amasya'da bulunan müzede 14 medeniyetin izlerinin yanı sıra mumyalar da sergileniyor.
Üç katlı Amasya Müzesi arkeoloji ve etnografya bölümlerinden oluşurken müzenin bahçesindeki 1. Mesut Türbesinde İlhanlı Dönemine ait özel mumyaları görmek mümkün. Kentin bilinen 7 bin 500 yıllık geçmişini barındıran Amasya Müzesi'nde kayıtlı 23 bin eser bulunuyor. Müzenin arkeoloji bölümünde lahitler, amforalar, sikkeler, defineler, heykeller sergileniyor.
2 bin 700 metre karelik kapalı alana sahip müzede en ilgi çeken eserin başında Fırtına Tanrısı olarak bilinen Teşhup heykeli ve İlhanlılar döneminden kalan ve özel bir mumyalama tekniği ile iç organları çıkarılmadan mumyalanan mumyalar yer alıyor.
Merkeze bağlı Doğantepe beldesinde 1962 yılında tesadüfen bulunan bin 300 gram ağırlığında bronzdan yapılmış Hitit İmparatorluğuna ait Fırtına Tanrısı Teşhup'un dünyada başka bir örneğinin bulunmadığı ifade ediliyor.
Müzeye ait bahçede Sultan 1. Mesut Türbesi'nde sergilenen İlhanlı Dönemine ait mumyaları yılda 100 bine yakın yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor.
Mumyalama tekniği açısından dünyadaki diğer örneklerinden farklı olduğu belirlenen Amasya mumyalarının, 14. yüzyıl İlhanlı yöneticilerinden Anadolu Nazırı Şehzade Cumudar, Anadolu Nazırı Emiri İşbuğa Noyin, Amasya Emiri İzzeddin Mehmed Pervane Bey, eşi ve çocuklarına ait oldukları biliniyor.
Amasya Müzesinde son yıllarda Kültür ver Turizm Bakanlığı ile çeşitli üniversiteler tarafından bölgede başlatılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkartılan eserler de sergileniyor.

ŞEHZADELER MÜZESİ
Amasya Valiliği İl Özel İdaresi tarafından Yalıboyu'nda yaklaşık 2 milyon TL harcamayla oluşturulan Şehzadeler Müzesi, 2008 yılı sonunda ziyarete açıldı.
Müzede, Amasya'da valilik yapmış Osmanlı padişahlarından Yıldırım Bayezid, Çelebi Sultan Mehmet, II. Murad, Fatih Sultan Mehmet, II. Bayezid, III. Murad ve Amasya doğumlu Yavuz Sultan Selim ile şehzadelerden Mehmet Çelebi, Alaaddin Çelebi, Ahmet Çelebi, Bayezid Çelebi ve Mustafa Çelebi'nin bal mumu heykelleri sergileniyor.
Müzede padişah ve şehzadelerin animasyonlar aracılığıyla konuşturulduğu dev ekrandaki görüntüleri ziyaretçilere aktarılıyor.
Hatuniye Mahallesi'nde müze ev olarak kullanılan eski konakta ise, geleneksel Osmanlı konut mimarisinden örnekler sunuyor. Konakta o döneme ait ev eşyaları sergileniyor.

SARAYDÜZÜ KIŞLASI
Amasya Tamimi'nin hazırlandığı ve imzalandığı bina aslına uygun olarak inşa edilerek 2007 yılında ziyarete açıldı.
Milli Mücadele'nin hatıralarının yeniden yaşatılması için inşa edilen Saraydüzü Kışlası'nda, eski kışlanın fotoğrafları, o döneme ait yazılar, Amasya Tamimi'nin özel kumaş üzerine işlenmiş metni ve Atatürk'ü Amasya'ya gelişinde karşılayan heyet ile Büyük Önder ve silah arkadaşlarının bal mumu heykelleri yer alıyor.

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın