Dolar
32.37
Euro
34.96
Altın
2,233.04
ETH/USDT
3,571.20
BTC/USDT
70,474.00
BIST 100
9,079.97
Politika, arşiv

"Kürt'ü Kürt'e öldürttüler"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6-7-8 Ekim'de 50 kişinin öldüğünü belirterek "Kürt'ü Kürt'e öldürttüler. Bu ihanet şebekesine Kürt kardeşlerim evet der mi?" diye sordu.

03.06.2015 - Güncelleme : 03.06.2015
"Kürt'ü Kürt'e öldürttüler"

BİNGÖL

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bingöl PTT Kavşağı'nda vatandaşlara hitap etti. 

Terör ve fitne tohumlarının Bingöl'ün manevi harcı kuvvetli topraklarında hiçbir zaman kök salamadığını, Bingöllülerin Türkiye'nin en kritik dönemlerinde safını milletten, milli iradeden yana seçtiğini kaydeden Erdoğan, Bingöl'ün darbecilerin karşısında dimdik durarak, milletin değerlerini yok etmek isteyenlere fırsat vermediğini ve tüm ülkeye örnek olduğunu söyledi. 

Ezanın Türkçe okunduğu dönemleri hatırlatan Erdoğan, "Bu ülkede 1932 yılından sonra dünyaya gelen nesiller sadece minarelerden 'Tanrı uludur, Tanrı uludur' sesini duydular" dedi. 

Eski başbakanlardan rahmetli Adnan Menderes'in 1950 yılında en önemli seçim vaatlerinden birinin ezanın aslına döndürülmesi olduğunu anımsatan Erdoğan, seçimden sonraki ilk icraatlarından birinin bu olduğunu vurguladı. 

Ezanı aslına döndüren 10 yıl boyunca milleti tarihi nitelikte hizmetlerle buluşturan Adnan Menderes'in bunun bedelini canıyla ödediğini ifade eden Erdoğan, Menderes'in uyduruk davalarla, asılsız ithamlarla, iftiralarla dar ağacına gönderildiğini söyledi.  

Erdoğan, "Dün Menderes'i köpek, bebek iftiralarıyla mahkeme önüne çıkarmışlardı, bugün benzer bir oyunu, altın klozet kapağı gibi iftiralarla yapmaya çalışıyorlar" dedi. 

Bu iftiraya atana hemen cevabını verdiklerini ve ispat etmesini istediklerini anlatan Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Hemen yazılı gönderdim; gel, gez. Eğer bir tane altın klozet kapağı bulursan ben cumhurbaşkanlığı makamını bırakacağım. Sen CHP'nin başını bırakabilecek misin? Ama bunlarda yalan çok. Bunların hepsi birbirinin aynı. Bunun üzerine ne dedi? 'Ben öyle demedim.' Çark etmeye başladı. Millet boşuna 'çarkçı Kemal' demiyor. Öyle. Bu millete yutturamazsınız. Her defasında olduğu gibi bu defa da millete rezil oldu. Ama 'Yarabbi şükür' deyip yoluna, yalanlarına, iftiralarına devam ediyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Birisi 18 yıl ezanı Türkçe okutmak suretiyle zulmetti,  şimdi biri de ezanı Kürtçe okutmak suretiyle zulmetmek istiyor. Ezanın aslı bellidir; 'Allahu Ekber, Allahu Ekber', böyle devam eder. Bunu değiştiremezsiniz, buna hakkınız yok. Bu uğurda eski Türkiye artığı kim varsa işbirliği yapmaktan çekinmiyorlar. Çağlayan Adliyesi'nde savcımızı şehit eden terör örgütü bunları destekliyor. Paralel örgütün gazeteleri bunları yere göğe sığdıramıyor, darbeci Doğan medyası derseniz en büyük müttefikleri. Ermeni lobisi, eşcinseller, Ali'siz Alevilik,  bütün bu fitne temsilcileri bunların baştacı. Türkiye'yi kendi müstemlekeleri gibi gören bazı uluslararası basın yayın kuruluşlarının desteğini de almış. Bütün bu olaylar karşısında kararlı bir şekilde inşallah Pazar gününe halkımın en ideal şekilde hazırlandığını görüyorum." 

Cumhurbaşkanı  Erdoğan, "6-7-8 Ekim'de ne yaptı bu terör örgütünün arkasındaki partinin başındaki, dedi ki 'dökülün sokağa' ve 50 kardeşimiz öldü mü? Kimdi ölenler? Kürtler. Öldüren kim? Kürtler. Kürt'ü Kürt'e öldürttü bunlar. Bu ihanet şebekesine benim Zaza kardeşlerim, benim Kürt kardeşlerim evet der mi?" diye sordu.

HDP'nin bölgede baskıyla, korkutmayla oy toplamaya çalıştığını anlatan Erdoğan, HDP'nin Meclis'e girememesi halinde kriz çıkacağı yönünde milleti tehdit ettiğini vurguladı. Erdoğan, "Biz bunlara eyvallah etmeyiz. Hiçbir şey yapamazlar. Devlet tüm gücüyle, tüm imkanlarıyla vatandaşımızın yanındadır. Herkes gitsin, gönlü hangi partiyi çekiyorsa oyunu ona versin" dedi.

"Çözüm sürecini devam ettireceğiz"

Seçim sonuçlarıyla Çözüm Süreci arasında hiçbir ilişki olmadığını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Çözüm Süreci'ni biz bunlarla başlatmadık ki bunlar olmadan süreç bitsin. Biz 'demokratik açılım' diyerek, 'Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi' diyerek devam ettik, daha sonra çözüm süreciyle sürdürdük. Çözüm Süreci'ni milletimiz için, milletimizle başlattık, aynı şekilde devam ettireceğiz. Şimdiye kadar ne yaptıysak bunlara rağmen yaptık. Ret politikalarını, inkar politikalarını, asimilasyon politikalarını biz kaldırdık. Bu ülkede Türk'üyle, Kürt'üyle, Zaza'sıyla, Arap'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Roman'ıyla, Arnavut'uyla, Boşnak'ıyla, aklınıza kim gelirse gelsin biz hepsini yaradılanı severiz Yaradan'dan ötürü anlayışıyla sevdik. Ben Türk'ü Türk olduğu için sevmiyorum, Zaza'yı Zaza olduğu için sevmiyorum, Kürt'ü Kürt olduğu için sevmiyorum, beni yaradan Allah onları da yarattığı için seviyorum. Üstünlük Türklükle değil, Kürtlükle değil, Zazalıkla değil. Kitabımız Kur'an'da Allah, 'Biz sizleri kavimler halinde yarattık, üstünlük takvadadır.' Üstünlük bu. Ne Acem'in Arap'a, ne Arap'ın Acem'e üstünlüğü yoktur. Üstünlük takva iledir. İşte ben Bingöl'de bunu görüyorum. Onun için Çözüm Süreci'yle ülkemizde yeni dönemin kapılarını açtık. 

Eğer onların bir hesabı varsa Allah'ın da, milletin de bir hesabı vardır. Onların tuzağı varsa, Allah'ın da, milletin de tuzağı vardır. Allah'a hamdolsun başladığımız hiçbir hayırlı işi yarım bırakmadık. İnşallah Çözüm Süreci'ni de tamamına erdireceğiz. Paralel örgüte rağmen, provokatörlere rağmen bunu gerçekleştireceğiz." 

Muhabir: Seval Güler, Melda Çetiner Karagöz, Ali Hakan Der

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın