Dolar
32.33
Euro
34.89
Altın
2,211.69
ETH/USDT
3,584.20
BTC/USDT
70,707.00
BIST 100
8,979.33
Politika, arşiv

'İdeolojik gruplar meseleyi zorlaştırdı'

Başbakan Yardımcısı Akdoğan, 'Hz Ali' diye 'Alevilik' diye bir derdi olmayan ideolojik grupların meseleyi ne kadar zorlaştırdığını gördüklerini ifade etti.

23.05.2015 - Güncelleme : 23.05.2015
'İdeolojik gruplar meseleyi zorlaştırdı'

ANKARA

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, "İdeolojikleşmiş, ideolojik örgütlerin çöreklendiği birtakım yapıların yani 'Hz. Ali' diye bir derdi olmayan, 'Alevilik' diye bir derdi olmayan, 'Aleviler' diye de bir derdi olmayan birtakım ideolojik grupların meseleyi ne kadar zorlaştırdığını, direnç oluşturduğunu da gördük" dedi.

Akdoğan, Sürmeli Otelde Anadolu Türkmen Alevi Bektaşi Vakfı Genel Merkezince düzenlenen yemekteki konuşmasında, her zaman gönül bağının öne çıktığını, Anadolu insanı ve burada yeşeren bütün inanışların bunun üzerine yoğrulduğunu söyledi.

Bu topraklarda hep birlik, beraberlik ve kardeşliğin olduğunu, önemli olanın bunu devam ettirmek olduğunu belirten Akdoğan, "Bu kültür ve anlayış bize horasan erenlerinden mirastır. Sünnilik, Alevilik ve Bektaşilik bu topraklarda birbirine karşı olamaz, tam aksine birbirine karışır, birbiriyle hemhal olur, birbirini tamamlar" ifadesini kullandı.

Akdoğan, ortaklık bilincinin aslında biraz da ortak acılarla şekillendiğini vurgulayarak, "Biz acıyı bal eylemiş bir medeniyetin mensuplarıyız, bir neslin evlatlarıyız. Bu anlayışı sürdürmemiz gerekiyor. Asla dönmek, öze dönmek bu açıdan büyük önem taşıyor. Bizim çizgimiz aslında Hacı Bektaşi Veli'nin, Pir Sultan Abdal'ın, Mevlana'nın, Yunus Emre'nin çizgisidir, gönül yoludur" diye konuştu.

"Eskiden bu kadar rahat bu meseleler ele alınamıyordu"

AK Parti'nin bu anlayışla 2005'te "demokratik açılım" diye bir süreç başlattığına işaret eden Yalçın Akdoğan, "Bu topraklarda birtakım acılar yaşanmış olabilir, birtakım yanlışlıklar yapılmış olabilir, bütün bunların üzerine cesaretle gidelim. Kim kendini ötekileştirilmiş, itilip kakılmış, dışlanmış hissediyorsa, kendisini ifade edemiyorsa birtakım kimlik özelliklerinin bastırıldığını düşünüyorsa işte bunların hepsinin üzerine cesaretle, kararlılıkla ve samimiyetle gidelim" diye konuştu. 

Akdoğan, devletin sorunları çözmek için var olduğunu dile getirerek, temel prensiplerinin hangi kimlik özelliğine sahip olursa olsun, kişilerin meselelerinin çözülmesi olduğunu bildirdi.

Türkiye'nin geçmişte yaşadığı ne kadar mesele varsa, hangi etnik kökenden, mezhepten, dinden olursa olsun bu meselelerin samimiyetle gündeme taşınmasını ve çözülmesini istediklerini kaydeden Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunu devlet yapmasın, dayatmasın; o toplum kesimleri öncelikle onlar ortaya çıksınlar, bugüne kadar söyleyemediklerini söylesinler, kendilerini ifade etsinler ve bir şekilde bir netice alalım istedik. Bu konuda da önemli yenilikler oldu. Öncelikle ezberler bozuldu, tabular yıkıldı, her şey konuşulabilir oldu. Eskiden bu kadar rahat bu meseleler ele alınamıyordu. Herkes özgürce içinde ne varsa ortaya koysun.

Bunun için ezber bozan birtakım adımlar oldu. Alevi dergahlarına, sofralarına devlet büyükleri eskiden katılmazlardı. Bu konuların çok konuşulmasından da insanlar rahatsız olurdu. 2013'te Cumhurbaşkanımız o dönem Abdullah Bey ilk cemevi ziyaretini gerçekleştirdi. 2014'te Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olduktan sonra muharrem aşı iftar yemeği düzenledi ve Başbakan Ahmet Davutoğlu da ilk cemevi ziyaretini gerçekleştirdi. Bunlar büyük şeyler değil ama ilk olması, daha önce yapılmaması bu yüzden sembolik önemi ve anlamı var. İlk adımlar her zaman daha değerlidir. Bu meselelerin meşrulaşması, devlet nezdinde konuşulabilir olması, herkesin samimiyetle taşın altına elini koyması açısından bir anlam ifade eder."

"Vakıflar düşüncelerini samimiyetle ortaya koydular"

"Türkiye'de hangi insanın bir meselesi varsa onu konuşmak bizim boynumuzun borcudur, hiçbir zaman da o hesabı yapmadık" diyen Akdoğan, asla bir ayrımcılığın içerisine girmediklerini dile getirdi.

Akdoğan, eski Türkiye'nin eski alışkanlıklarının tarihe karıştığını artık Alevi vatandaşlarının daha rahat bir şekilde inançlarını ortaya koyabildiklerini vurgulayarak, yeni Türkiye'nin ötekisi olmayan bir Türkiye olması gerektiğinin altını çizdi.

Akdoğan, Alevi çalıştaylarına da değinerek, bunu başlattıklarında yadırgayanların olduğunu, buna rağmen birçok kesimi dinlediklerini bildirdi.

Buradan belli sonuçların çıktığına işaret eden Akdoğan, "Meselenin çok kolay olmadığı da görüldü çünkü çok parçalı bir yapı. Özellikle ideolojikleşmiş birtakım yapıların, ideolojik örgütlerin çöreklendiği birtakım yapıların yani 'Hz. Ali' diye bir derdi olmayan, 'Alevilik' diye bir derdi olmayan, 'Aleviler' diye de bir derdi olmayan birtakım ideolojik grupların meseleyi ne kadar zorlaştırdığını, direnç oluşturduğunu da gördük. Buna rağmen farklı dernekler, cemiyetler, vakıflar geldiler düşüncelerini samimiyetle ortaya koydular, bunun üzerinden birtakım gelişmeler kaydetmeye çalıştık" değerlendirmesinde bulundu.

Akdoğan, Alevi klasiklerinin basıldığını, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi'nde birtakım bölümlerin girdiğini, Nevşehir Üniversitesine Hacı Bektaş isminin verildiğini, Madımak Oteli'nin dönüştürüldüğünü, Tunceli'de bütün ziyaret yollarının yapılmasıyla ilgili 10 milyonluk bir yatırımın yapılacağını ve her türlü imkanın seferber edildiğini anlattı.

Daha sonra Hz. Ali'nin "Zülfikar" ismindeki kılıcı hediye edilen Akdoğan, bu kılıcın dostluk, kardeşlik ve barış kılıcı olduğunu sözlerine ekledi.

Yemeğe, AK Parti Ankara milletvekili adaylarından Mücahit Arslan, Haydar Şahin, Murat Köse ve Barış Aydın da katıldı.

Muhabir: İlkay Güder

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.