Dolar
32.48
Euro
34.94
Altın
2,333.41
ETH/USDT
3,160.10
BTC/USDT
64,511.00
BIST 100
9,716.77
Politika, arşiv

Şişli'yi bile idare edemiyorsunuz

Başbakan Davutoğlu, "CHP 4 dakika ülke yönetiminde bulunsa birbirleriyle mücadele etmekten milletin yüzüne bakamaz. Daha siz Şişli'yi bile idare edemiyorsunuz" diye konuştu.

20.12.2014 - Güncelleme : 20.12.2014
Şişli'yi bile idare edemiyorsunuz

RİZE

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti Rize 5. Olağan İl Kongresi’nde partililere hitap etti.

Rize’nin insanlarının her zaman başını dik tuttuğunu, bunun en güzel örneğinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu ifade eden Davutoğlu, "Nasıl Rize’nin dağları, Karadeniz’in dalgaları hiçbir güç karşısında eğilmemişse, durmamışsa biz de bu yolda hiçbir güç karşısında eğilmeyiz, durmayız inşallah" diye konuştu.  

Rize’nin ilçelerini tek tek sayarak, vatandaşlara selam gönderen Davutoğlu, "Sayın Cumhurbaşkanımız ne kadar Rizeliyse o kadar da Konyalıdır. Ben de ne kadar Konyalıysam o kadar da Rizeliyim inşallah" ifadesini kullandı. 

Davutoğlu, Rize’nin AK Parti için her zaman baş taçı olduğunu, Rize’nin de AK Parti’ye her zaman en yüksek desteği verdiğini, haziran ayında yapılacak seçimlerde de Rize’den yine rekor beklediklerini dile getiren Davutoğlu, Rizelilerin, AK Parti’nin siyaset sahnesinde yaşadığı zorlukları, engellemeleri en iyi bilenlerden olduğunu söyledi.

AK Parti Genel Başkanlığı görevini, Erdoğan’dan devraldığında gözünün önüne Erdoğan’ı Pınarhisar cezaevinde ziyaret ettiği günün geldiğini anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Allah şahit ki ne o ne de ben yıllar sonra bir büyük emaneti birbirimize tevdi edeceğimizi düşünmemiştik. Ama o hapishanenin görüşme odasından, o emaneti birbirine tevdi eden ve o emaneti taşıma kararlılığını gösteren iki kardeş, iki dava arkadaşı çıktı. Allah’a hamd-ü senalar olsun. Pınarhisar’da o görüşmemizde, dışarıda yazılan şuydu: 'Muhtar bile olamaz'. Onların muhtar bile olamaz dediği yiğit adam Cumhurbaşkanı oldu mu? Demek ki milletin kararını manşetler vermiyor, demek ki birileri perde arkasında toplantılar yaparak, kumpaslar yaparak kaderi belirleyemiyor. 'Kaderin üstünde kader var' diye inanan bizler kaderimizi Rabbimize, geleceğimizi milletimize emanet ettik." 

AK Parti’nin kuruluşu ve iktidara gelme sürecinde yaşananları anlatan Davutoğlu, tüm engellemelere, yasaklamalara rağmen AK Parti’nin başarıyla yoluna devam ettiğini, kendisinin de yaklaşık 7 yıl başdanışman olarak Erdoğan ile tüm süreçleri yaşadığını dile getirdi.

Davutoğlu, AK Parti’nin girdiği seçimlerde aldığı başarıları hatırlatarak, milletten başka hiçbir güç odağının AK Parti’nin çalışmalarını engelleyemeyeceğini belirtti. Davutoğlu, şöyle devam etti:

"2011 seçimlerinden sonra engelleyemedikleri hareketi başka provokasyonlarla engellemeye çalışıyorlar. Gezi provokasyonları… 8-10 ağacın bir yerden bir yere taşınması için ülkeyi kaosa sürükleyen o provokatörler, Yalova’da asırlık çınarlar kesildiğinde seslerini çıkarabildiler mi? Çünkü mesele, tam da onların dediği gibi, ağaç meselesi değildi. Mesele milletten güç alan bir iktidara darbe yapma, milletten güç alan bir hükümeti bulunduğu makamdan uzaklaştırma çabasıydı. Engelleyebildiler mi, hedeflerine ulaşabildiler mi? Ulaşamadılar. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız ve AK Parti kadrolarının arkasında sadece millet vardı. Sadece Allah’a ve millete güvenerek yola çıkmıştı.

Gezi olaylarında başarılı olamayınca 17 Aralık ve 25 Aralık provokasyonları başladı. Bu sefer başka bir maskeyle, dini görünüm altında olan bir paralel çeteyle bu işe yeltendiler. Bu çete üzerinden halkın iradesiyle iş başına gelmiş hükümeti yerinden etmeye çalıştılar ve yargı adına aynen 27 Mayıs darbesi gibi ileride bir utanç belgesi olacak şekilde görevini sürdürmekte olan bir Başbakan için 'dönemin başbakanı' diye iddianame hazırladılar. O kadar emindiler ki bu tuzaktan sonra Başbakanımızı yerinden edecekler ve kendi istedikleri tür bir yönetim kuracaklar. Onlar kapalı kapılar ardında bu tuzakları kurarken, bu milletin aziz fertleri alnı secdede bu parti ve lider için dua ediyordu, hesap edemedikleri oydu. Onlar bedduaların arkasına saklanırken zillet içinde, vatandan uzakta bir diyarda vatan aleyhine beddualar yaparken alnı secdedeki aziz milletimiz AK Parti ve Sayın Cumhurbaşkanımız için dualar ediyorlardı. Durduramadılar, engelleyemediler 30 Mart’ta halk gerekli mesajı verdi." 

Aynı güçlerin, 30 Mart seçimlerinin ardından Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasını engellemeye çalıştığını belirten Davutoğlu, "Her türlü oyunu, her türlü tuzağı kurdular. Yetmedi bütün partiler bir araya geldi ve çatı aday çıkardılar. Onlar çatı aday çıkartırken, çatı adayla uğraşırken biz sadece ve sadece milletin kendisiyle iletişime geçtik ve milletin kendisiyle yol yürüme kararlılığını gösterdik" diye konuştu.

"Eğer hukuk devleti varsa bırakın, bu yargı süreci işlesin"

Davutoğlu, tuzaklar, kirli oyunlar karşısında 2015 Haziran'daki seçimlerde Rizelilerin en az yüzde 80 ile "yeter söz de karar da milletindir" diyeceğini söyledi.

Rize'nin geçmişte çok büyük hizmetler aldığını belirten Başbakan Davutoğlu, gelecekte de büyük hizmetler göreceğini kaydetti.

Davutoğlu, şimdiye kadar her zaman manipülasyon ve aldatmacayla kamuoyunun yanıltılmaya çalışıldığını vurgulayarak, 14 Aralık'ta yargının işlettiği sürece itiraz edilirken "gazeteciler tutuklanıyor" denildiğinin altını çizdi.

İstanbul merkezli "paralel yapı" soruşturmasıyla ilgili olarak Avrupa Birliği'nden gelen açıklamayı eleştiren Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Pazar günü herkes tatildeyken başka bir konu olsa karar alması haftalarca sürecek olan Avrupa Birliği, pazar günü daha olayın aslını bilmeden, araştırmadan hemen Türkiye'yi kınayan açıklamalar yaptı çünkü içeride ve dışarıda yürütülen kampanya açık. Eğer yargı, bu çetelere dokunuyorsa hemen yargısal sürece müdahale edilmesi isteniyor. Eğer hukuk devleti varsa bırakın, bu yargı süreci işlesin. Kimse gazetecilik ve yaptığı basın görevi dolayısıyla şu anda soruşturma altında değildir. Ama bir çete, basın üzerinden de örgütlenerek yine emniyet ve yargıdaki araçlarıyla mazlum ve mağdur bir başka topluluk üzerine kumpas kurmuşsa, onların yaptığı yasal faaliyetlerin ötesinde, onları bir terör örgütü gibi gösterip, koydukları bazı silahlarla, el bombalarıyla o masum insanları 17 ay mahkum etmişlerse ve onlar da bu konuda bir şikayette bulunmuşsa, bu şikayeti yapmak yargının bir görevidir. Bu, hükümetin veya herhangi bir siyasinin müdahil olduğu bir konu değildir. Aksine insan hakları açısından mağdur edilmiş, vatandaşlarımızdan gelen bir şikayetin yargı tarafından takip edilmesidir."

"Dünyaya şikayet edenler bilsinler ki..."

Davutoğlu, İstanbul merkezli "paralel yapı" soruşturmasının hemen saptırıldığına dikkati çekerek, "Sanki basına dönük bir operasyon yapılıyormuş gibi bunu, dünyaya şikayet edenler ve bu şikayet üzerinden Türkiye'yi dışarıda mahkum etmek isteyenler bilsinler ki; Türkiye her açıdan özgürlükler ülkesidir, demokratik özgürlüklerin korunduğu bir ülke olmaya devam edecektir. Bu özgürlükler de AK Parti iktidarları döneminde sağlanmış ve teminat altına alınmıştır. Ama yine bilsinler ki basın mensupları da dahil olmak üzere, toplumda hiç kimse hesap vermez konumda değildir, herkes yaptıklarının hesabını vermek durumundadır. Türkiye'de milli iradeye karşı yapılan her tuzağın, her kumpasın hesabı sorulacaktır" değerlendirmesinde bulundu.

 Yargı ya da emniyette örgütlenmeler suretiyle diğer vatandaşların haklarını gasp edenlerden bunun hesabının sorulacağını belirten Davutoğlu, bu kararlılıkla yola devam edeceklerini dile getirdi.

Davutoğlu, "Kimse milli iradeyi gölgede bırakacak şekilde bir faaliyet içerisine giremeyecek, buna hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz" dedi.

"Rize üzerinden bütün Ortadoğu'ya selam gidecek"

Ovit Tüneli'nin en kısa sürede tamamlanacağını bildiren Başbakan Davutoğlu, tünelin, dünyanın çift tünelli en büyük ikinci tüneli olduğunu ifade etti. 

Davutoğlu, projenin yüzde 46'sının tamamlandığını ifade ederek, "Bu proje tamamlandığında Rize'den Erzurum'a, Erzurum'dan da Mardin'e kadar inecek yol, bir dostluk, milli birlik, beraberlik yolu olacaktır. Rize üzerinden bütün Ortadoğu'ya selam gidecek" diye konuştu.

Rizelilerin lojistik merkez kurulması yönündeki beklentilerine de değinen Başbakan Davutoğlu, çalışmaların yürütüldüğünü ve proje için gerekli talimatları verdiklerini aktardı. 

Davutoğlu, Rize'de havalimanının da en kısa sürede yapılacağı bilgisini verdi.

Başbakan Davutoğlu, Trabzon'da da AK Parti kongresi olduğunu belirterek, "Buraya kadar gelmişken Sayın Cumhurbaşkanımızın mekanını ziyaret etmeden gitmek olmaz. Sayın Cumhurbaşkanımızın, o yiğit Rizeli dava adamının nesline, ecdadına dua etmek üzere Güneysu'yu ziyaret edeceğim" dedi. 

''Bu topraklarda hiçbir zulme izin vermeyeceğiz'' 

Rize'nin başı dik, vakur bir şehir olduğunu belirten Davutoğlu, tek parti döneminde, 14 Aralık 1925'te, sadece şapka giymedi diye 8 Rizelinin idam edildiğini hatırlattı. 

Davutoğlu, Şair Arif Ay'ın "Başımızı göğe, boynumuzu ipe, sakallarımızı yele verdik, biz ölümlerden çok zulüm gördük" dizelerini okuyarak, ''Şimdi her türlü baskıyı geçmişte yaptılar ama ne Rizelilerin ne de aziz milletimizin başını öne eğdiremediler, eğdiremeyecekler" diye konuştu.

Gençlerden o günleri unutmamalarını isteyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"İşte o zor günlerde Fatih dersiamı Yusuf Karali Hoca, Kıbledağı'ndan Yusuf Yılmaz Hoca... Selam olsun o ilim irfan sahibi hocalara ki bütün o zorluk dönemlerinde, baskı dönemlerinde, Rize'nin dağlarında, yaylalarında imanın bayraktarlığını yaptılar, Rizeliler de bugün o bayraktarlığı en iyi şekilde, en onurlu şekilde sürdürüyorlar. Allah Rize'den, Rizelilerden razı olsun. Rahmetle anıyorum benim de yakın dostum İsmail Bey, Mustafa Kara ve Hüseyin Kara'nın babası Kutuz Hocaefendi rahmetli. Cenazesinde bulunma şerefine nail olmuştum, Mehmet Kara Hocaefendi'nin. Ezanın aslına döndüğü günü anlatırken, öylesine dokunaklı bir şekilde anlatıyor ki cemaatin nasıl fevç fevç camiye doğru yürüdüğünü,  şükür duaları ettiklerini. Allah rahmet eylesin. Bir daha bu Ezan-ı Muhammediyi bu semalardan hiçbir zaman eksik etmesin."

Kutuz Hoca ve diğer hocaların emanetini devraldıklarını anlatan Davutoğlu, "Bir daha bu topraklarda inancı, örfü, düşüncesi dolayısıyla hiçbir vatandaşımızın, hiçbir kardeşimizin tahkir edilmesine, başını öne eğdirmesine sebep olacak hiçbir zulme izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.

Davutoğlu, CHP zihniyetinin, tek parti döneminde yapılan zulümlerle, yakın dönemde, 28 Şubat döneminde yapılan zulümlerle hesaplaşmak zorunda olduğunu vurguladı.

''Ölümle de bitmez"

Başbakan Davutoğlu, AK Parti kadrolarının iktidara geldikleri günden beri bir yandan tüm tuzaklara karşı omuz omuza durduklarını, birlik ve beraberliklerini koruduklarını, diğer taraftan da yeni bir Türkiye inşa ettiklerini anlattı.  

Erdoğan'ın cumhurbaşkanı olmasının ardından AK Parti içinde huzursuzluk çıkacağı beklentisinde olanların bulunduğunu belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:

"İşte bakınız, 3 ayı aşkın zaman geçti Aziz Rizeliler, tek bir gönül kırıcı süreç ya da söz sarf edilmedi. AK Parti kadrolarının farkı budur. Biz istişare eder, karar verir ve yola çıktığımızda bütün zorluklar karşısında omuz omuza dururuz. 

Sayın Kılıçdaroğlu, bütçe görüşmesinde o dar aklıyla, o küçük hesapla Sayın Cumhurbaşkanımızla benim arama kendince bir görüş farkı veya fitne sokmaya çalıştı. Orada söylediğimi bir kez daha Sayın Cumhurbaşkanımızı bağrından çıkaran Rizelilelerin huzurunda söylüyorum. Bizim Sayın Cumhurbaşkanımızla ilişkimiz, dava arkadaşlığımız, siyasetle başlamadı, siyasetle bitmez, ölümle de bitmez. Bu, dünya ahiret kardeşlik davasıdır."

Davutoğlu, "Aziz Rizeliler, emin olun, zikrettiğiniz bütün o beldelerde, o mazlumlar, Filistin'de, Myanmar'da, Somali'de, dünyanın her bir köşesinde bu al bayrağı, dalgalandırdığınız bu al bayrağı, kendi bayrakları, kendi istiklal sembolleri olarak görüyorlar. Aramızdaki fark bu" değerlendirmesinde bulundu.

''Daha siz Şişli'yi bile idare edemiyorsunuz''

Bir tarafta olağanüstü kongreden sonra, Rize'de olduğu gibi  tam bir demokrasi şöleni halinde kongreler yapan AK Parti kadroları olduğunu, diğer taraftan Şişli Belediyesinde olduğu gibi birbirini tehdit eden, birbirine hakaret eden, birbirini kamuoyunda aşağılayan bir CHP zihniyeti bulunduğunu ifade eden Davutoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:

''Gitsinler kendi evlerini önce düzene koysunlar. Hatırlarsanız Kılıçdaroğlu bir şey demişti bundan bir ay önce 'Biz de Türkiye'yi idare edebiliriz, nasıl büyük şehirleri idare etmişsek geçmişte biz de idare edebiliriz'. Allah muhafaza bu millet Kılıçdaroğlu'na değil 4 yıl 4 dakika bile bu ülkeyi emanet etmez, vermez. Düşünün, Şişli'de yaşananlardan sonra 4 dakika, bu ülke yönetiminde bulunsalar, birbirlerini tehdit ederler, birbirlerinin koltuklarına göz dikerler, birbirleriyle mücadele etmekten milletin yüzüne bakamazlar. Daha siz Şişli'yi bile idare edemiyorsunuz. Bırakın İstanbul'u, bırakın Türkiye'yi, Şişli'yi bile idare edemeyenler, nasıl milletin huzuruna çıkarlar, nasıl bir siyasi hareket gibi milletten oy isteyebilirler?"

"Hepsi bir araya gelse bir AK Parti eder mi"

CHP'nin son dönemde aslında kendi içinde yaşadığı her bir çalkantıyla bir siyaset dersi oluşturduğunu ifade eden Davutoğlu, partinin farklı düşüncelere sahip olduğu için bir milletvekilini ihraç ettiklerini hatırlattı.

Başbakan Davutoğlu, şu ifadeleri kullandı: 

''Bakın bir CHP milletvekili bir itirafta bulundu ve 'Biz geçmişte bu cemaatle işbirliği yapmaktan dolayısıyla hata ettik' dedi. Aslında bir itirafta bulundu. Son 1,5 yıldır bu topraklarda milli iradeden ümidini kesmiş olan bütün siyasi partiler, bir şekilde kirli oyunların içine girdiler, kirli koalisyonlar kurdular. Şimdi 2015 Haziranı'na doğru giderken bu koalisyonlarını tekrar oluşturma çabası içindeler. CHP, HDP ve diğer çevrelerde acaba yeni bir koalisyon oluşturabilir miyiz? Şimdi Rizeliler size soruyorum hepsi bir araya gelse bir AK Parti eder mi? Hepsi ve arkasındaki paralel çete harekete geçse, bizi bir saniye daha durdurabilir mi?"

AK Parti Rize 5. Olağan İl Kongresi’ne Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları Süleyman Soylu, Mehmet Muş, eski Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, Rize ve çevre illerin AK Partili milletvekilleri katıldı.

Salona asılan Osmanlıca yazılmış, "Osmanlı'nın yiğit oğlu, Hoca Ahmet Davutoğlu" yazılı pankart dikkat çekti.

Davutoğlu Güneysu'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aile kabristanlığını ziyaret etti

Başbakan Davutoğlu, AK Parti Rize 5. Olağan Kongresi'nin ardından Rize Valiliği'ne geçti. Vali Ersin Yazıcı tarafından valilik binasının girişinde karşılanan Başbakan Davutoğlu, polis tören mangasını selamladı.

Valilikte yaklaşık 10 dakika kalan Davutoğlu daha sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın baba ocağı Rize'nin Güneysu ilçesine geldi.

Davutoğlu'nu ilçe merkezinde Kaymakam İhsan Selim Baydaş, Belediye Başkanı Halil Turan ve AK Parti Güneysu İlçe Başkanı Mehmet Akif Karslı ile kalabalık bir vatandaş grubu karşıladı. Vatandaşların sevgi gösterilerinde bulunduğu Davutoğlu, makam aracından inerek bazı vatandaşlarla sohbet etti ve hatıra fotoğrafı çektirdi.

Başbakan Davutoğlu, buradan Dumankaya köyüne geçerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aile kabristanlığını ziyaret etti. Davutoğlu, Erdoğan'ın aile büyüklerinin mezarları başında dua etti.

"Bizim için her yer Trabzon"

Başbakan Davutoğlu, Hayri Gür Spor Salonu'nda düzenlenen AK Parti Trabzon 5. Olağan İl Kongresi'nde yaptığı konuşmada da, Yavuz Sultan Selim, Trabzon'da dünyaya gözlerini açan Kanuni Sultan Süleyman, Ahi Evran Dede, Yahya Efendi'yi andı. Trabzon'un ilçelerine ve Trabzonlular'a da selam gönderen Davutoğlu, "Bizim için her yer Trabzon. Çünkü her şehrimizin bizim gönlümüzde yeri var ama Trabzon'un bir farkı şu ki; Türkiye'de nereye giderseniz gidin ya da dünyada nereye giderseniz gidin mutlaka bir Trabzonlu'ya rastlarsınız. Çünkü Trabzon'un insanı hareketlidir. Yerinde durmayı, pasif kalmayı, edilgen olmayı, nesne olmayı sevmez. Aynı AK Parti gibi" diye konuştu. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı zamanında Pınarhisar'da ziyaret ettiğini hatırlatan Davutoğlu, "Ziyaret odasında yıllar sonra kendisinin cumhurbaşkanı benim de başbakan olarak emaneti kendisinden alacağımı belki hesap etmemiştik ama şunu hesap etmiştik. Nereye kadar olursa olsun yolumuz, kaderimiz bir diye hesap etmiş ve ahdetmiştik" dedi.  

Trabzonspor Kulübü olağan mali genel kurulunun da bugün yapıldığını hatırlatan Davutoğlu, "İstanbul'da veya herhangi bir yerde olup da Anadolu'ya şampiyonluk kupasını ilk götüren takım olarak Trabzonspor'a muhabbet duymayan hiç kimse yoktur. Bu anlamda hepimiz Trabzonsporluyuz" dedi. 

Karadeniz'in coşkulu dalgalarının insana ilham verdiğini anlatan Davutoğlu, "İşte biz AK Parti olarak coşkulu Karadeniz dalgaları gibi heyecanımızı hiç kaybetmedik. Hiçbir engel karşısında akışımızı, yürüyüşümüzü değiştirmedik. Aynen Karadeniz'in dağları  gibi duruşumuz sabittir, ayağımız yere bastı mı Allah'ın izniyle hiçbir güç o ayağı o yerden oynatamaz. İşte 12 yıl oldu. İçeride  ve dışarıda nice mücadeleler verdik ama hiçbir zaman zihnimiz geride olmadı" diye konuştu. 

Başbakanlık görevinden önce bakan olarak son ziyaretini Trabzon'a yaptığını aktaran Davutoğlu, Trabzonlular'ın büyük bir muhabbetle kendisini kalplerine bastığını söyledi.

Davutoğlu, "Eğer, biz ve bizden sonrakiler bizim gibi ağır bir sorumluluk alacaklarsa almadan önce mutlaka Trabzona gelip Trabzon'dan hem dava aşkını hem devlet ahlakını almaları lazım. Önce Trabzon'un huzuruna gelecek coşkulu dalgalarda dava aşkını, Trabzon'un geleneğinden Fatih Sultan Mehmet'ten, Yavuz Sultan Selim Han'dan, Kanuni Sultan Süleyman'dan da devlet ahlakını almaları lazım" diye konuştu. 

 "Merkezlerin karanlık odalarında iktidar yapma planları"

Davutoğlu, gerek dava coşkusu gerekse de siyasi ahlak bakımından son 1,5 senenin herkes için bir sınav olduğunu söyledi.

Son 12 yılda Türkiye'de her alanda milletin gönlünü kazanıp, büyük devrimler yapıldıktan sonra Gezi provokasyonların başlatıldığını vurgulayan Başbakan Davutoğlu, ardından 17-25 Aralık provokasyonlarının başlatıldığını dile getirdi.

Davutoğlu, daha sonda "çatı adayı" adı altında bir koalisyonla, o zaman Başbakan olan Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığının engellenmeye çalışıldığını belirtti.

Bu olaylar sonrasında iki yolun çıktığına işaret eden Başbakan Davutoğlu, "Bir AK Parti'nin tercih ettiği yol. Bu yol, Anadolu'yu karış karış dolaşarak milletimizden izin ve dua alarak yola çıkma tercihi. Diğeri ise ya Ankara'nın ya Pensilvanya'nın ya da başka şehirlerin, merkezlerin karanlık odalarında iktidar yapma planları. Bütün bu iktidar planlarını boşa çıkardık, boşa çıkaracağız. Çünkü bizim için millet, bana ama benimle birlikte bütün AK Parti kadrolarına ve sizlere emanet" ifadesini kullandı.

Davutoğlu, 10 Ağustos'tan sonra hükümet programını hazırladıklarını, 24 saat esaslı devlet işiyle ilgilendiklerini ve geçen üç ayda da 30'a yakın vilayeti gezdiklerini dile getirdi.

"Ulusalcılar, şucular, bucular diye ayrıldılar"

"Tek devlet, tek millet, tek bayrak, tek vatan derken birileri oturdukları yerde başka karanlık planlar içine girmeye kalkıştılar" diyen Başbakan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"CHP, bizden sonra kongre yaptı. Bizim kongremiz bir vefa, erdem kongresiydi. CHP'nin kongresiyse parçalanma, ayrışma, hakaret kongresi oldu. 3 aydır CHP'nin içinde fırtınalar dinmiyor. Ulusalcılar, şucular, bucular diye ayrıldılar. Biz hiçbir partinin problem yaşamasın istemeyiz ama bir parti, kendi içinde böylesine problemler yaşıyorsa milletten kopuk olmasıdır. Millete rağmen siyaset yapma arzusudur."

Meclis'teki bütçe görüşmelerinde CHP'nin Mısır darbesini savunduğunu dile getiren Davutoğlu, şunları söyledi:

"Dönüp, 'darbecisiniz' dediğimizde sinir uçlarına dokunmuş bir şekilde ayağa kalktılar. Sanki onların ayağa kalkmasından biz korkacağız, çekineceğiz gibi. Biz zaten hem kendimiz ayağa kalkmışız hem milletimizi ayağa kaldırmışız. Ama o günden bugüne 'Biz darbeye karşıyız" diyebildiler mi? Biz '27 Mayıs'a, 28 Şubat'a karşıyız' diyebildiler mi? Diyemediler. Ne oldu biliyor musunuz? Baktılar Türkiye'de darbe yapamıyorlar, darbecilik bulaşmış ya, Şişli Belediyesinde darbe yapmaya kalkıştılar birbirlerine karşı. Baktılar ki demokrasi Türkiye'de kökleşti ve artık AK Parti döneminde darbe yapmak mümkün değil, alışkanlık bu ya terkedemediler, birbirlerine karşı Şişli Belediyesinde darbe yapmaya kalkıyorlar."  

Allah'ın, tekbiri ve ezanı bu toprakların üzerinden hiçbir zaman eksik etmemesi dileğinde bulunan Davutoğlu, "Bu Zigana Dağları şahittir, Kutuz Hoca hatıratında zikrettiği gibi; Türkçe'den aslına ezan döndürüldüğünde bu Karadeniz dağlarında nasıl bir heyecan yaşandığını herkes bilir. Bunlar hep tek parti hastalıkları" dedi.

"Demokrasi geleneğine de düşman"

Davutoğlu, CHP'nin bu milletin hem kültürüne ve geleneğine hem de  demokrasi geleneğine de düşman olduğunu ifade etti. Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İşte onun için bakınız 1,5 yıldır, bu şer odakları her türlü koalisyonu deniyorlar. MİT tırlarına operasyon yapıp, sonra uluslararası medyayla koalisyon halinde Türkiye Cumhuriyeti devletini dünyada suçlu duruma düşürmek istediler. Ne yaparlarsa yapsınlar, Türkiye'nin mazlumlara kapısını açan Suriye politikasını gözardı edemeyecekler ve Türkiye her zaman Suriye'de, Filistin'de, Somali'de, Myanmar'da, Bosna'da mazlumlara yardım etmeye devam edecek. Yine öyle koalisyonlar kurdular ki içerde ve dışarda, Türkiye'de siyaseti dizayn etmeye çalıştılar. 17-25 Aralık komplolarından sonra 30 Mart'a kadar acaba 'AK Parti sendeler mi' 'Milletin desteği kaybeder mi' diye sokak sokak dolaştılar. Bütün şehirlerde koalisyona yöneldiler, paralel çetenin orkestrasyonunda değişik alternatifler ve koalisyonlar denediler. Ama 30 Mart'ta milletimiz 'Bütün bu kumpasları görüyorum, bütün bu tuzakları görüyorum ve bu tuzakların karşısında yiğit insanları, milletten güç alan destek alan AK Parti kadrolarını desteklemeye devam edeceğim' dedi." 

Aynı güçlerin cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında ise "çatı aday" etrafında koalisyonlar kurduklarını aktaran Davutoğlu, şimdi de perde arkasında bu koalisyonların devam ettiğini kaydetti. 

CHP'li Güler'in açıklamaları

Başbakan Davutoğlu, CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler'in, "30 Mart'ta biz paralelcilerle koalisyon yapmıştık. Hata yaptık" şeklinde sözler sarf ettiğini anımsattı.

Bu sözü kendilerinin değil CHP'li bir milletvekilin söylediğine işaret eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Sayın Kılıçdaroğlu, şimdi çık ve açıkla. Paralelcilerle koalisyon yaptınız mı, yapmadınız mı? İttifak yaptınız mı, yapmadınız mı? Millet iradesini ipotek altına almak için kimlerle kapalı kapılar ardında ne konuştunuz? Dikkat edin. Bu paralel çete mazlum ve mağdur insanlara karşı yaptığı operasyonlar, 2009-2010'da, şimdi su yüzüne çıktığında, ona da ilk kez, bu çeteye de sahip çıkan yine CHP oldu. Biz herkesin maskesini indirmeye devam edeceğiz. Kim ne koalisyon yaparsa yapsın. Aynen Cumhurbaşkanlığı seçiminden olduğu gibi istedikleri kadar ittifak etsinler, bizim ittifakımız sadece ve sadece aziz milletimizledir."

Salondaki gençlere seslenen Davutoğlu, "2015 Haziranı'nda bütün bu tuzaklara, koalisyon çabalarına karşı inşallah Trabzon'dan rekor düzeyde bir millet desteği sağlamaya hazır mısınız? Trabzon'da en az yüzde 75 almaya hazır mıyız" diye sordu.

Davutoğlu, aldığı evet cevabı üzerine, "İşte duymak istediğimiz bu. Trabzon'u biz arkamızda istiyoruz, yanımızda istiyoruz. Çünkü Trabzon bizim gönlümüzde, Trabzon bizim zihnimizde" dedi. 

"Trabzon'u Basra'ya bağlayacağız"

 Aşılmaz zannedilen dağları aşıp Zigana Tüneli ile Trabzon'u güneye, Doğu, Güney Doğu Anadolu'ya, Basra'ya kadar bağlayacaklarını anlatan Davutoğlu, "Salmankaş Tüneli zaten yakında açılıyor inşallah. Kanuni Bulvarı'nı da inşallah 4 kilometresini 2015'te, geri kalanı da 2016'ya kadar tamamlanacak. 17 tünel açılacak Kanuni Bulvarı üzerinde. Kanuni Sultan Süleyman'a layık bir şekilde Trabzonumuzu en gelişmiş hayat şartlarına sahip şehrimiz yapmaya kararlıyız. Trabzon bize kutsal bir emanettir. Trabzon'u koruyacağız, Trabzon'u ihya edeceğiz, Trabzonlunun gönlüne, zihnine hitap etmeye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. 

Uyuşturucuyla mücadele

Avrasya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesinde de konuşan Davutoğlu, ülkenin istiklalini ve istikbalini etkilemesini engelleyecek şekilde uyuşturucuyla mücadele verme kararı aldıklarını, ilk günden itibaren uyuşturucuyla mücadeleyi terörle mücadeleyle eş, hatta ondan daha önemli gördüklerini söyledi.

Bu çerçevede 3 aşamalı bir planı devreye soktuklarını belirten Davutoğlu, bunlardan ilkinin koruyucu aşama olduğunu ifade etti.

Toplumsal duyarlılığı artırarak, üniversiteleri, okulları, uyuşturucuyla mücadelenin merkez üsleri haline getireceklerini dile getiren Davutoğlu, "Onlar buraları kendi kötü emelleri için merkez üssü haline getirmek istiyor. Biz de onlara karşı mücadele etmek için üniversitelerimizi, eğitim kurumlarımızı seferberlik ilan edilen mekanlar haline getireceğiz" diye konuştu.

Davutoğlu, koruyucu aşamada yapılacak her ihmalin daha sonra önlenemez bir takım sonuçlar doğurduğuna dikkati çekerek, bununla ilgili yasal düzenlemeleri yaptıklarını, kurumları tekrar yapılandırdıklarını ve koruyucu aşamada daha farkındalık oluşturacak çalışmaları hızlandıracaklarını anlattı.

Eşi Sare Davutoğlu'nun da içinde olduğu Kadın Sağlıkçılar Vakfı'nın Avrasya Üniversitesiyle bu konuda yaptığı çalışmayı anımsatan Davutoğlu, hem Başbakan olarak aynı zamanda eşini temsilen burada bulunduğunu söyledi.

"İkinci aşama önleyici faaliyetler"

Uyuşturucuyla mücadele konusunda ikinci aşamanın önleyici faaliyetlerden oluştuğunu belirten Davutoğlu, koruyucu aşamada bir şekilde başarılı olunamaması halinde, uyuşturucuya erişimin engellenmesinin planlandığını ifade etti.

Davutoğlu, bunun emniyet ve asayiş tedbirlerinin artırılmasının yanında, mümkün olduğu kadar önleme aşamasında herhangi bir sızmaya fırsat vermeyecek şekilde resmi ve sivil toplum kuruluşlarının örgütlenmesiyle mümkün olacağını kaydetti.

Narko timlerin göreve başladığını da hatırlatan Davutoğlu, narko timlerde tamamıyla uyuşturucuyla mücadele konusunda ihtisaslaşmış ve mahalle düzeyine kadar inerek faaliyet gösterecek, eğitilmiş, emniyet görevlileri, psikologlar ve bu konuda uzmanlaşmış diğer görevliler ve çalışanlar bulunduğunu anlattı.

Davutoğlu, narko timlere görevlerine başlarken, "Çocuklarımız, gençlerimiz size emanettir. Onlara şefkatle yaklaşacaksınız. Ola ki yanlış şekilde deneme aşamasında olan bir genci görürseniz onu kardeşiniz gibi, evladınız gibi göreceksiniz, şefkatle yaklaşacaksınız. Bir suçlu gibi görmeyeceksiniz. Fakat uyuşturucu tacirlerine ise onları o tuzağa düşürenlere ise en kararlı, en sert muameleyi yapacaksınız. Kesinlikle müsamaha göstermeyeceksiniz" diye seslendiğini aktardı.

Mücadelede üçüncü aşamanın tedaviye yönelik olacağını dile getiren Davutoğlu, bunun için tedavinin en etkin şekilde ve mümkünse ilk aşamada temin edilmesine çalıştıklarını söyledi.

STK'larla bir araya geldi

Başbakan Davutoğlu, Akçabat'ta bir restoranda, Trabzon'daki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle de bir araya geldi. Davutoğlu, her şehrin, Türkiye'nin 2023 hedefleri doğrultusunda geleceğe dönük vizyonu olması gerektiğini, Trabzon'un stratejik vizyonun omurga şehirlerinden bir tanesi olduğunu söyledi.

Karadeniz'in coşkulu dalgaları ve sırtını verdiği dağların Trabzon'un insanının karakterine etki ettiğini ifade eden Davutoğlu, "Coşku ararsanız Trabzonlu'da var, heyecan ararsanız var, bitmek bilmeyen enerji arıyorsanız var, bıkmadan, usanmadan bir hedefe vurmak gerekiyorsa o hedefi vuracak kararlılık Trabzonlu'da var. Aynen  Karadeniz'in dalgaları gibi bıkmadan, usanmadan coşkulu şekilde vurur, toprakla aşkla buluşur gibi buluşur ama hiç hızını kesmez" diye konuştu.

Davutoğlu, Trabzonlular'ın her zaman kararlı ve geleceğe bakan bir yapısı olduğunu ve  bunun 12 yıllık siyasetlerinin de bir özelliği olduğunu belirterek, "Biz istiyoruz ki bu milletin fertleri dünyanın neresine giderse gitsin, kimliklerini saklamadan, utanç duymadan, 'acaba benim hakkımda ne düşünecekler' demeden hakkı söylesin, doğruyu söylesin, başı dik dursun, aynı Zigana Dağları gibi" ifadelerini kullandı.

 Fatih Sultan Mehmet, Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman'da Trabzon'un havasının, ikliminin, mekanının etkisi olduğunu değerlendiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Trabzonumuz'un güzel hasletlerini Türkiye'nin siyasetindeki kararlılıkla bütünleştiren bir tecrübeden geçiyoruz. Sizin enerjinize ihtiyacımız var, sizin özgüveninize, sizin durmak bilmeyen kararlılığınıza ihtiyacımız var. Zor, çetin süreçlerden geçtik. 12 yıl önce Trabzon'da, bu kararlı insanların diyarında dahi Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi bir karamsarlık vardı. Rize'de de… Şimdi gördüğüm her yerde büyük bir heyecan var. Gelecek anlamında büyük iddia var. Bakın bizim etrafımızdaki en az 7-8 ülke idare edilemez durumda. Ateş çemberinin içindeyiz. Suriye, Irak, Ukrayna, Lübnan, Yemen, Mısır, Libya. Etrafımıza bir bakın. Bunların içinde Türkiye yükselen bir yıldız, yükselen bir güneş. Mazlum milletlere baktığımda, onların yüreklerini ısıtan bir muhabbet kaynağı durumunda elhamdülillah. Trabzon'da sokağa çıktığımda aldığım enerji, bize büyük bir güven veriyor."

"Başka ülkelerde olsa çalkantı sebebi olacak geçiş süreçleri suhuletle geçti"

Başbakan Davutoğlu, devlet ve hükümet işleyişinde bir aksama olmaması için yoğun bir çalışma içinde olduklarını dile getirerek, şunları söyledi:

"Türkiye’de bir cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık değişimi yaşandı. Şunu iftiharla söylüyorum, cumhurbaşkanımız adına da söylüyorum, yurt dışına gittiğimizde son aylarda en fazla söylenen şeylerden birisi 'Başka ülkelerde olsa çok ciddi çalkantı sebebi olacak geçiş süreçleri Türkiye’de son derece sakin, suhulet içinde geçti. Bu suhuleti bozmak isteyen komplocular olmasına rağmen 17 Aralık, 25 Aralık arka arkaya gelen Kobani olayları... Ama bizim hükümet olarak ve AK Parti olarak en çok önem verdiğimiz istikrar, istikrar, istikrar ve güven. Onun için hafta içi Ankara'da çalışıp, yurt dışı ziyaretleri yaparken hafta sonu doğuda, batıda, güneyde, kuzeyde, ülkenin her yerine yetişmeye çalışıyoruz. Şunu göstermek için, her yerde biz varız, her yerde hükümet var, devlet var, her yerde, o mekanlara ruh katan bir ruh sahibi perspektif var." 

Başbakan Davutoğlu, geçen haftalarda makro ekonomik programları açıkladıklarını anımsatarak, tek tek bunları gerçekleştireceklerini bildirdi.

Gelecek haftalarda sosyal boyutlu, sektörel-yapısal dönüşüm programını açıklayacaklarına dikkati çeken Davutoğlu, bu programların reel sektörde büyük bir canlanma, sosyal alanda büyük bir dönüşüm sağlayacağını vurguladı.

Davutoğlu, "12 yıl önce IMF önünde borç bekleyen bir Türkiye'nin yerini G-20'ye ev sahipliği yapan, dünya ekonomisine yön veren bir Türkiye aldı" dedi.

Türkiye’de, tüm siyasi, etnik ve mezhepsel farklılıklarına rağmen herkesin aynı gemide olduğuna işaret eden Davutoğlu, bu geminin dalgalara rağmen sarsılmadan yoluna devam etmesi gerektiğini kaydetti.

Davutoğlu, "Çözüm süreci, milli birlik projeleri derken, Türkiye’nin doğusuyla batısını, kuzeyiyle güneyini tek bir bilinçte, şuurda, bir araya getirmeyi hedefliyoruz. Ekonomik kalkınma derken insan odaklı ekonomik kalkınmayı hedefliyoruz. Aktif dış politika ve dünyada itibarlı bir ülke derken Karadeniz'in vakur insanının o izzet halini yaşamasını öngörüyoruz" diye konuştu.

"Biz, o günlere hazırlanmalıyız"

Davutoğlu, Trabzon'u sadece Türkiye'nin değil, Karadeniz'in, Kafkaslar'ın ve Mezopotamya'nın önemli bir ulaşım ve giriş noktası olarak gördüklerini söyledi.

Geçmişte bütün Karadeniz Havzası'nın Kırım ile Trabzon, Köstence ile Trabzon'un aynı ülkenin parçaları olduğunu, ticaretin burasının üzerinden yürüdüğünü kaydeden Davutoğlu, şöyle konuştu:

"100 sene önce dahi, tam imparatorluğumuzun dağılma sürecinde Köstence'yle Trabzon, Köstence'yle Batum arasında seferler vardı. Çünkü Afro-Avrasya'nın en kısa yolu, Avrupa'yı Hint Okyanusu'na indiren yol Tuna-Karadeniz-Trabzon ya da Batum'du, aynı havzadır, buradan bir kolla Basra'ya diğer kolla Orta Asya'ya geçen, İran üzerinden ve Hint'e inen yoldur. Yani Köstence'den kalkan bir gemi eğer İstanbul Boğazı'ndan, Süveyş'ten, Kızıldeniz'den, Hint Okyanusu'na gitse yapacağı mesafe çok uzundur ama aynı geminin Trabzon'a gelip Karadeniz yolları ve demir yolu bağlantısını da inşallah buna katacağız, güneye doğru bu yolla uzandığında çok daha kısa sürede bu eksen Avrupa, Hint Okyanusu'na iner."

Gerek ulaştırma gerek lojistik stratejisiyle bunun altyapısını kurduklarını kaydeden Davutoğlu, "Birgün bu problemler geçer, Azerbaycan-Ermenistan sorunu çözülür, Dağlık Karabağ işgalden kurtulur. Biz o günlere hazırlanmalıyız. Kafkasya'nın giriş kapısı o zaman Trabzon olur. Birgün Irak istikrara kavuşur o zaman İran'ın ve Irak'ın Karadeniz üzerinden Avrupa'ya bağlantı hattının merkezinde Trabzon olur. Birgün Ukrayna krizi çözülür Kırım'la Samsun, Kırım'la Trabzon arasında trafikler olur" değerlendirmesinde bulundu.

Bu nedenlerle gelir gelmez Karadeniz Sahil Yolu'nu tamamladıklarını belirten Başbakan Davutoğlu, Karadeniz Otoyolu'nu da tamamlamaya çalıştıklarına değindi.

"Bütün komşu ülkelerle bunu yapmak istiyoruz"

Davutoğlu, tabiri caizse köstebekler gibi dağların altından Karadeniz'i delerek, Karadeniz limanlarını karayoluyla en kısa hat üzerinden Erzurum'a, Bayburt'a, Gümüşhane'ye ve birgün de demiryoluyla Erzincan'a, oradan da daha güneylere ve doğuya ulaştıracaklarını dile getirdi.

Gürcistan'la karşılıklı geçişlerde pasaport uygulamasına son verildiğini de hatırlatan Davutoğlu, "Eğer çevremizde istikrarlı yapılar olursa bütün komşu ülkelerle bunu yapmak istiyoruz" dedi. 

Rusya ile de vizelerin kaldırıldığını anımsatan Davutoğlu, "Birgün inşallah Avrupa Birliğine ki yakında, iki üç yıl içinde, Shengen sistemine girersek oradan da vizeler kalkarsa, Suriye'de bu zulüm yaşanmasaydı onunla da vizeleri kaldırmıştık, pasaportları da kaldırmayı düşünüyorduk. Bütün bunlar olduğunda bizim insanımız ve bizim mekanlarımız çevre havzalarla bütünleşecek" değerlendirmesinde bulundu. 

Batum'la Trabzon'un tekrar buluşmasını istediklerini anlatan Davutoğlu, bölgenin ekonomik bakımdan kalkınması için "iç göçün" yavaş yavaş durması gerektiğini söyledi. 

Gönüllülük faaliyeti esasında yanlış bir iş yapıldığında belediye başkanına, valiye iletilmesini isteyen Davutoğlu, "Özel mülk olabilir ama özel mülklerin bazen böylesine istismar edilmesine sebep olan şeyler de verilen emsallerden kaynaklanıyor. Onun için hep beraber sahip çıkalım şehrimize, ülkemize" dedi.

Bu arada, Davutoğlu, konuşması sırasında kürsüye gelip "Demiryolu istiyoruz" diyen yaşlı bir kişiyi dinledi ve bunun da birgün gerçekleştirileceğini söyledi. Davutoğlu, bu olay üzerine, "Trabzonlu karar vermişse kimse onu engelleyemez" diyerek espri yaptı.

Esnaf ziyareti

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dışişleri Bakanı olduğu dönemde Trabzon ziyaretinde tanıştığı, 25 yıllık kunduracı Alpaslan Bakır'ı iş yerinde ziyaret ederek, bir süre sohbet etti.

Alpaslan Bakır, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Dışişleri Bakanı olduğu dönemde Trabzon'u ziyaretinde tanıştığını belirterek, "Bir akşam geç saatte biz yine dükkanda çalışıyorduk. Başbakanımız Ahmet Davutoğlu da caddeden geçerken bizi gördü ve arabasından inerek yanımıza geldi. Birbirimize bir anda ısındık. Yaklaşık 20 dakika sohbet ettik. Güzel bir tanışma olmuştu" dedi.

Başbakan Davutoğlu ile aralarında çok güzel diyaloglar geçtiğini dile getiren Bakır, "Başbakanımız bize babasının mesleğinin de kunduracılık olduğunu söyledi. Kunduracılığın değerli bir meslek ve alın teri olduğunu söyledi. Aramızda çok güzel diyaloglar geçti ve hatıra fotoğraf çektirdik" diye konuştu.

Bakır, Davutoğlu'nun kente ikinci ziyaretinde de kendisini unutmamasından mutlu olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ben gelmesini bekliyordum aslında. Çalışırken bir kalabalığın bu yöne geldiğini gördüm ve anladım ki Başbakanımız buraya geliyor. Ona doğru yöneldim ve kollarımı açtım. Çok duygulandım ve bir anda sarıldım ona. O insanlar her noktada bizleri temsil ediyor. Öyle bir insanın yanıma gelmesi, beni ziyaret etmesi çok farklı bir duygu. Toplumda çok fazla yer kaplamıyoruz ve bir toz tanesi kadar fakirhane iş yerimiz var. Bir Başbakanın gelip ziyaret etmesi bizi mutlu etti ve onurlandırdı."

Başbakan Davutoğlu'na önceki ziyarette çektirdikleri hatıra fotoğrafını da gösterdiğini anlatan Bakır, Davutoğlu'nu çok sevdiğini sözlerine ekledi.

Muhabir: Ekip

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın