Dolar
32.37
Euro
34.96
Altın
2,233.04
ETH/USDT
3,573.50
BTC/USDT
70,522.00
BIST 100
9,079.97
Politika, arşiv

Elini kolunu bağlayan yok ki gel

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Pensilvanya açıklama yapıyor. Onların yerinde olmak isterdim diyor. Senin elini, kolunu bağlayan yok ki gel onların yanına, gel onların yerine" dedi.

17.12.2014 - Güncelleme : 17.12.2014
Elini kolunu bağlayan yok ki gel

KONYA

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Konya-İstanbul arası Yüksek Hızlı Tren (YHT) seferlerinin başlaması dolayısıyla Konya Tren Garı’nda düzenlenen törende vatandaşlara hitap etti.

Başlatılan Konya-İstanbul Yüksek Hızlı Tren seferlerinin hem Konya’ya hem İstanbul’a hayırlı olmasını dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mevlana’yı vefatının, “maşukun vuslatı”nın 741. yıl dönümünü de hürmetle yad ettiklerini söyledi.

Pakistan’ın Peşaver kentinde düzenlenen okul baskınında hayatını kaybeden öğretmen ve öğrencilere rahmet, yaralılara da acil şifalar dileyen Erdoğan, Pakistan Cumhurbaşkanı ve Başbakanı'nı aradığını, acılarını paylaştığını, yaraları sarma, terörle mücadele konusunda Pakistan ile her türlü işbirliğine açık olduklarını onlara ilettiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu coğrafyada terörle en kararlı mücadele konusunda kardeşimiz Pakistan ile işbirliğimiz sarsılmadan devam edecek. Bu elim hadise, bir okuldaki masum, tertemiz çocukları hedef alan bu alçakça saldırı umuyorum ki bölgedeki tüm ülkelerin tüm dünyanın terörün karanlık yüzünü bir kez daha görmelerine sebep olur” diye konuştu.

"Kapanışı Konya’da yaptık ama açılışı ve devamı da Konya’da yaptık" 

Konya’nın cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 75 oy oranıyla kendisine destek verdiğini, 81 vilayet arasında Konya’nın kendisine en yüksek desteği sağlayan dördüncü, büyükşehirler arasında ise birinci il olduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“Bu büyük desteğiniz için, teveccühünüz, ahde vefanız için her birinize tek tek teşekkür ediyorum. Allah sizlerden razı olsun, Rabbim bundan sonra da bizi birbirimize mahcup etmesin. Konya’da Hatime yaptığımız gibi Konya’da tekrar Fatiha’yı da okuduk. Kapanışı Konya’da yaptık ama açılışı ve devamı da Konya’da yaptık. Konyalı bir kardeşimizi, o zaman Dışişleri Bakanımız olan Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu kardeşimize, Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanlığını görevini tevdi ettik. Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın ardından Konya bir başbakan daha çıkarmış oldu. 3,5 ay oldu ve hamdolsun, maşallah Sayın Başbakanımız çok büyük azim, gayretle milletin ve Konya’nın emanetini iftiharla, hakkıyla taşıyor. Kendisine bir kez de buradan, hemşehrilerinin arasında Konya’da başarılar diliyorum, Allah’tan muvaffakıyet diliyorum. Konya’nın, dualarıyla, gayretleriyle, desteğiyle her zaman Sayın Başbakanımızın ve elbette bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bizim arkamızda olacağına gönülden inanıyorum. Rabbim sizlerden razı olsun, Rabbim yol arkadaşlığımızı, uhuvetimizi, muhabbetimizi daim etsin inşallah.”

"Hasret bugün vuslata dönüşüyor"  

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mevlana’nın 741. vuslat yılında, Şeb-i Arus’ta, Konya’da farklı bir vuslatın heyecanını yaşadıklarına vurgu yaparak, bu yıl Şeb-i Arus törenlerinin Konya’nın en büyük kapalı spor salonunda kutlanacağını söyledi.

“Anadolu Selçuklu Devleti’nin kadim başkenti Konya’yı, Osmanlı cihan devletinin kadim başkenti İstanbul’a Yüksek Hızlı Tren ile bağlıyor. İki kadim başkentin vuslatını gerçekleştiriyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2009'da Cumhuriyet'in başkenti Ankara ile Türk dünyasının başkenti Eskişehir’i Yüksek Hızlı Tren ile buluşturduklarını, 2011'de Ankara ile Konya’nın, Cumhuriyet ile Selçuklu'nun, Hacı Bayram Veli ile Hazreti Mevlana’nın vuslatını gerçekleştirdiklerini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen sene Konya- Eskişehir YHT seferlerinin başladığını belirterek, “2014'te Ankara, Eskişehir, İstanbul buluştu. Bugün bu güzel halkaya artık Konya ile İstanbul’u ekliyoruz. Başta Eyüp Sultan Hazretleri olmak üzere İstanbul’un manevi mimarları bugün başta Mevlana Hazretleri olmak üzere Konya’nın manevi mimarlarıyla kucaklaşıyor. Hasret bugün vuslata dönüşüyor. Bugünden itibaren Konya ile İstanbul arası artık ne 10 saat, ne 13 saat... 4 saat 15 dakika. Kısa bir süre sonra inşallah Rabia olacak. Daha sonra daha da aşağıya inecek” ifadelerini kullandı.

"Türkiye'yi ulaşımda çok daha yüksek bir safhaya kavuşturmuş olacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2009'dan bugüne bütün yüksek hızlı tren hatlarında 18 milyon yolcu taşındığını bildirdi. 

Sadece Ankara-Konya hattını 5,5 milyon vatandaşın kullandığını belirten Erdoğan, "Tabii durmuyoruz, sırada Bursa var, sırada İzmir var, Karaman, Mersin, Antalya, Adana, Osmaniye, Gaziantep var. Yozgat, Sivas, Erzincan hattı var. Durmak yok, yola devam. Devam edeceğiz. İnşallah kısa süre zarfında tüm bu hatları da bitirecek, inşallah Türkiye'yi ulaşımda çok daha yüksek bir safhaya kavuşturmuş olacağız" şeklinde konuştu.

Konya-İstanbul seferlerinin Konyalı ve İstanbullulara hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, "Başta Başbakanımız, ardından Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız olmak üzere, halef-selef olunan geçmiş Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldırım olmak üzere, bu hatların tamamlanmasında, sefere başlamasında emeği geçen herkese, her kurumumuza teşekkür ediyorum. Yeni tren setlerimizde çalışacak arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Yolcularımıza hayırlı yolculuklar diliyorum. Kazasız, sorunsuz bir şekilde varacakları yerlere ulaşmalarını Rabbimden niyaz ediyorum" dedi.

"SSK'nın malum genel müdürlerinin olduğu zamanları düşünüyorum"

Konyalıların hassasiyetlerini bildiğini söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu ülke yakın tarihinde çok büyük acılar çekti, çok büyük sorunlar yaşadı. Bizim dedelerimiz, annelerimiz, babalarımız, onların ardından bizler, bu ülkede ağır sorunları, derin sorunları yaşamak zorunda bırakıldık. Dünyada, özellikle Batı'da yaşanan hızlı kalkınmayı, refahı, demokrasiyi, on yıllar boyunca sadece seyretmek zorunda kaldık. Ulaştırmada, o dar yollarda büyük sıkıntılar çektik, çok sayıda can verdik. Eğitimde modern imkanlardan mahrum bırakıldık. Sağlıkta insanımız insan yerine konmadı. Şöyle gençlik yıllarımı düşünüyorum, o SSK'nın malum genel müdürlerinin olduğu zamanları düşünüyorum. Affedersiniz, sağlam girip de hasta çıktığımız hastanelerin halini düşünüyorum. Adalette aynı şekilde, emniyette aynı şekilde. Daha nice alanda başka ülkeleri maalesef hayranlıkla izlemek zorunda bırakıldık. Hızlı trenleri, sadece televizyon ekranlarında görebiliyorduk. Uçağı, sırt üstü yere yatıyor, gökyüzünde izliyorduk. Modern, temiz hastaneleri, kaliteli, temiz, güzel okulları sadece yabancı filmlerde görebiliyorduk, o da renkli değil ha, siyah beyaz. İnsanın insan gibi yaşadığını maalesef uzaktan seyrediyorduk. İtirazlarımız dikkate alınmıyordu, isteklerimizi, arzularımızı, taleplerimizi maalesef kimse duymuyordu. Bu ülkenin yoksulluğunu kimse görmüyor, yasaklara, yolsuzluklara hiç kimse dur diyemiyordu.

İşte şimdi gelirken iniyoruz Konya Havalimanına. Konya Havalimanından buraya gelirken hamdolsun 3 şeritli, 3 hatlı gidiş-geliş, Konya'ya giriş, etrafında gayet güzel peyzaj çalışmaları, ağaçlandırma çalışmalarıyla bakıyorsunuz, modern bir şehre giriyoruz. Bu kötü gidişi durdurmaya yönelik siyasi hareketlerin önü kesiliyor, partiler kapatılıyor, darbelerle Türkiye'nin yürüyüşü sürekli kesintiye uğratılıyordu. Ama biz umudumuzu yitirmedik, biz mücadele azmini kaybetmedik. Milletimize hizmet etme aşkımızı, sevdamızı daima diri tuttuk. 'Onların bir hesabı varsa, Allah'ın da bir hesabı vardır, milletin de bir hesabı vardır' dedik, sabırla, sebatla mücadele ettik."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "12 yıl önce milletten emaneti devraldıklarını, kolları sıvadıklarını ve çok büyük bir kalkınma, ilerleme, demokratikleşme hamlesini başlattıklarını" anlatarak, "Darbeler planladılar, geçit vermedik. Tuzaklar kurdular, o tuzaklara düşmedik. Senaryolar yazdılar, o senaryoları yırttık, attık. Milletle beraber olduk, milletle beraber yürüdük" dedi.

"Türkiye'yi hayalleriyle buluşturduk"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 12 yılda Türkiye'ye çok büyük bir değişim yaşattıklarını belirterek, eğitimden sağlığa, adaletten emniyete, ekonomiden demokrasiye, dış politikadan sosyal hayata kadar Türkiye'yi ilklerle, rekorlarla tanıştırdıklarını, hayalleriyle buluşturduklarını ifade etti. Sadece bunları yapmakla kalmadıklarını, Türkiye'nin önünü açtıklarını, yolunu sağlamlaştırdıklarını, Türkiye'ye engin bir ufuk kazandırdıklarını ve milletin her ferdine, heyecan, umut, özgüven aşıladıklarını kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:

"Türkiye'nin büyük bir devlet olduğunu, güçlü bir devlet olduğunu, Türkiye'nin medeniyetler inşa eden, medeniyetlere yön veren bir devlet olduğunu milletimize hatırlattık, dünyaya gösterdik. 12 yıl boyunca her ne yaptıysak, önce sizin için, önce milletimiz için yaptık. Ne yaptıysak ülkemiz için, vatanımız için, bayrağımız için, itibarımız için yaptık. 12 yıl boyunca milletimiz için olduğu kadar, mazlumlar için, mağdurlar için, dünyanın neresinde olursa olsun garipler için, yüz üstü bırakılmışlar için, sesi hiç duyulmayanlar için mücadele ettik. Göreve geldiğimizde bu tür ülkelere 45 milyon dolar destek verebilirken, şimdi 4,5 milyar dolar destek verebilen bir ülke konumuna geldik. Biz şunu söyledik: 'Bu millet azizdir, bu ülke azizdir. Tarihimiz, ecdadımız, medeniyetimiz azizdir. Bu aziz millet durdurulamaz. bu aziz ülke horlanamaz, bu kutlu yürüyüş engellenemez' dedik. 'Bu millete hiç kimse boyun eğdiremez, diz çöktüremez, bu ülkeye hiç kimse istikamet çizdiremez. Bizim gündemimizi kimse belirleyemez' dedik. 

Bizim 12 yıl içinde millet için yaptığımız her eser, millet için attığımız her adım elbette birilerini çok rahatsız etti. Eski Türkiye'nin karanlığından beslenenler, aydınlıktan rahatsız oldular. Eski Türkiye'nin yüksek faizinden, yüksek enflasyonundan, yoksulluğundan, yolsuzluğundan beslenenler, büyüyen ekonomiden rahatsız oldular. Eski Türkiye'nin akan kanından beslenen vampirler kardeşlikten, kesinlikle umuttan rahatsız oldular. Eski Türkiye'ye istedikleri gibi istikamet çizenler özgüvenimizden, mazlumların sesi olmamızdan rahatsız oldular. Biz ne dedik? 'Bu dünyada biz de varız' dedik. Biz ne dedik? 'Bu denklemde biz de varız' dedik. Biz ne dedik? 'Dünya 5'ten büyüktür' dedik. 'Yüz yıl boyunca horladığınız, dışladığınız, aşağıladığınız Türkiye, ayakları üstünde doğruldu' dedik ve 'Artık haddinizi bilin' dedik. 'O kirli ellerinizi Türkiye'nin üzerinden çekeceksiniz' dedik. Kirli emellerinizden vazgeçeceksiniz' dedik. 'Türkiye'ye gündem belirleme, Türkiye'ye istikamet çizme alışkanlığınızdan artık vazgeçeceksiniz' dedik. İşte bundan rahatsız oldular. 12 yılda 3 kattan fazla büyüyen ekonomiden, 5 kata yakın ihracattan, tek haneli oranlara düşen faizden rahatsız oldular. IMF borçları ödememizden, sıfırladık biliyorsunuz, 23,5 milyar dolar IMF borcu sıfırlandı. Şimdi IMF'ye borç verir hale geldik. Merkez Bankası rezervi 27,5 milyarken 133 milyar dolara çıktık. Bundan rahatsız oldular. Hızlı tren hatlarından, modern okullardan, hastanelerden, yollardan, köprülerden, tünellerden rahatsız oldular. Boğazın altından Marmaray geçecek, bundan rahatsız oldular. Boğazın üzerinde üçüncü köprü yapılıyor. 4 gidiş, 4 geliş ve ortasından da hızlı tren geçecek, bundan rahatsız oldular. Boğaz'ın altından ikinci bir hat daha yapılıyor, oradan da otomobiller geçecek, bundan rahatsız oldular. Yeni havalimanlarından, dünya ölçeğinde büyük projelerimizden rahatsız oldular. 'Filistin' dememizden, 'Suriye' dememizden, Mısır'da darbeye karşı çıkmamızdan, 'Irak'ta kardeşlik' dememizden, Suriye ile ilgili oradaki olanları lanetlememizden, terörün karşısında dimdik durup, 'Milli birlik' dememizden, 'Çözüm' dememizden rahatsız oldular.

Defalarca bizi engellemek istediler, defalarca tuzak kurdular, defalarca kirli oyunlarla, kirli operasyonlarla üzerimize geldiler. Allahımıza sonsuz hamdü senalar olsun, yılmadık, yıkılmadık, vazgeçmedik, boyun eğmedik ve bütün tuzaklarını, bütün kumpaslarını bozduk, alt üst ettik."

Bugüne kadar her 17 Aralık'ta Konya'ya gittiğini hatırlatan Erdoğan, ''Yine geçen yıl Konya'ya gelmiştim. Yargı, emniyet ve medya el ele verdiler, o gün bir operasyon başlattılar. Bir yandan gözaltılar yapılıyor, bir yandan da medya üzerinden sistemli bir şekilde önceden hazırlanmış düzmece haberler servis ediliyordu. Hem Türkiye'de hem dünyada çok kirli bir algı operasyonu devreye girmişti. Adına yolsuzluk operasyonu dediler. Ama çok kısa süre içinde, daha o gün meselenin yolsuzluk olmadığı ortaya çıktı. Çok açık bir şekilde, çok net bir şekilde Hükümeti devirmeye yönelik bir adım atılmıştı. Emniyet, yargı içindeki, medyadaki, iş dünyasındaki, sivil toplum örgütlerindeki birtakım o karanlık güçler işbirliği yapmış, bir senaryo yazmış, uygulamaya başlamışlardı. İşte dikkat ederseniz yönetmenlerden bir tanesi açıkladı. Ne dedi, 'Senaryoyu yazdılar, elimize verdiler, biz de oynadık.' Bizim o gün boyun eğeceğimizi, o gün darbe girişimine razı olacağımızı zannettiler'' diye konuştu. 

"Konya'nın hayır duası, manevi havası üzerimizdeydi" 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, o gün Konya'da olduklarını belirterek, "Konya'nın hayır duası üzerimizdeydi. Konya'nın manevi havası üzerimizdeydi. Oyunu anında fark ettik. Bunun bir yolsuzluk operasyonu olmadığını, bunun millete, ülkeye yönelik bir tuzak olduğunu gördük. Hemen tedbirlerimizi aldık, bu kirli oyunu boşa çıkarmak için hemen harekete geçtik. Ne dedik, 'Onların bir tuzağı varsa Allah'ın da bir tuzağı vardır' dedik. 'Onların bir hesabı varsa milletin de bir hesabı vardır' dedik. Allah'a hamdolsun o tuzak bozuldu. Asıl niyetleri de çok kısa sürede ortaya çıktı" ifadelerini kullandı.  

"17 Aralık'ın hemen ardından, 25 Aralık'ta planlanan asıl tezgahın, polislerin bilgisayarlarından çıkarıldığını" kaydeden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"O kadar ki Başbakan'ı kesin devireceklerini düşünerek sonradan kullanacakları fezlekeye, 'dönemin başbakanı' ifadesini yazmışlar. Ben görevdeyim. 17-25 Aralık sonrasında bunların asıl niyetlerini, çirkin yüzlerini daha net olarak gördüm. İddialarının, itiraflarının, çirkefliklerinin nasıl sınır tanımadığını milletçe müşahede ettik. Sizler bu oyunu bu tuzağı gördünüz. Sizler önce 30 Mart'ta ardından 10 Ağustos'ta bizim yanımızda durdunuz. Sizden aldığımız güçle bu darbe girişimini boşa çıkardık. Yapılan hukuksuzlukların hesabı sorulmaya başlandı. 

Gerek 17 Aralık'ta gerek bugün kimlerin yan yana durduğunu, kimlerin ittifak yaptığını, kimlerin kucaklaştığını görün. Asıl meseleyi de asıl niyeti de o zaman daha iyi anlayacaksınız. Eski Türkiye'nin, o karanlık Türkiye'nin ne kadar aktörü varsa şu anda kucaklaşıyorlar. Birbirlerine methiyeler düzüyorlar. Düşman kardeşler seçimlerde birbirlerini destekliyorlar. Birbirlerine diyet ödüyorlar diyet. Kasetlerin diyetlerini ödüyorlar. Şantaja boyun eğerek, tehditlere boyun eğerek, üst aklın talimatlarına boyun eğerek birbirlerine diyet ödüyorlar."

"Elini kolunu bağlayan yok ki" 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Pensilvanya açıklama yapıyor. Bakıyorsunuz şahsıma yönelik çok çirkin benzetmeler, beddua seansları ve şimdi daha da enteresan bir açıklama yaptı. Gazetelerden alınan, onun kendi takımı için 'onların yerinde olmak isterdim' diyor. Senin elini, kolunu bağlayan yok ki gel onların yanına, gel onların yerine. Hiç kimse sana 'gelme' demiyor, gel. Çoktandır sana 'gel' diyoruz zaten. Pensilvanya'da koruma altında olanlar buraya gelemez. Neler yaptıklarını biliyorlar."

Ödenecek bir diyet varsa bunu sadece millete ödeyeceklerini dile getiren Erdoğan, "Bırakın onlar Türkiye düşmanlarıyla birlikte hareket etsin. Bırakın onlar, Türkiye düşmanı medyayla, uluslararası kirli odaklarla hareket etsin. Biz buraya milletle geldik, miletle yürüyoruz ve daima milletle yürüyeceğiz" dedi. 

"İhanetlerini tescilledik daha da fazlasını yapacağız"

"Haşhaşiler hesap soracağız' dedik, 'Uluslararası çevrelerin maşası olan bu paralel yapıdan hesap soracağız' dedik, 'İnlerine gireceğiz' dedik" ifadelerini kullanan Erdoğan, verdikleri sözü tuttuklarını söyledi. 

İhaneti tescillediklerini belirten Erdoğan, "Daha da fazlasını yapacağız" diye konuştu. 

Yolsuzluk iftirası altında darbe girişiminde bulunanlardan hesap sorduklarını daha da soracaklarını ifade eden Erdoğan, "Basın özgürlüğü kısıtlanıyor' iftirasıyla Türkiye'yi dünyada karalamaya çalışanların oyunlarını da bozacağız. Emniyet'te oyunu bozduk, yargıda oyunu bozup yargıyı tehdit ve şantajdan da inşallah kurtacağız. Kurumlarımızı bunlardan temizledik ve temizliyoruz. Kaynaklarını kurutmaya devam ediyoruz'' dedi. 

"Beyler geçti o günler"

Dünyada bazı ülkelerden, özellikle de AB içinden bazı kişilerin Türkiye'de hukuk içinde yapılan bir operasyonla ilgili peşin hükümler verdiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Beyler geçti o günler. İstediğiniz manşeti atın, istediğiniz yalan haberi yazın, istediğiniz tweti atın, istediğiniz kadar Türkiye aleyhine açıklama yapın, biz kendi istikametimizi kendimiz belirleriz, kendi rotamızı kendimizi çizeriz. Mürebbiye edasıyla parmağını sallayarak Türkiye'ye akıl vermeye çalışanlar, karşılarında o eski Türkiye'nin olmadığını artık anlasınlar. Türkiye'ye demokrasi dersi vereceklermiş, bir zahmet buraya gel de Türkiye sana demokrasi dersi versin. Türkiye'ye özgürlük dersi vereceklermiş, sen önce git AB içinde yükselen ırkçılığın, İslamofobinin, ayrımcılığın hesabını ver."

"AB olarak önce aynaya bakmaları lazım"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa'da, Sabancı cinayetini işleyen teröristin elini kolunu sallayarak dolaştığını, aynı şekilde 7 Türk'ü öldürenlerin yargı sürecine, basın mensuplarının dahil edilmek istenmediğini hatırlattı.

Türklerin oturduğu evlerin kundaklandığını ve hala faillerinin bulunamadığını dile getiren Erdoğan, "AB olarak önce aynaya bakmaları lazım. Mısır için susanlar, Suriye'de, Irak'ta... 1 milyon 600 bin insanı kendi evimizde barındıran Türkiye'ye bunların hiçbirisinin söyleyeceği sözü yoktur. Şu ana kadar 5 milyar doları aşkın para harcadık. Sadece yanımıza geldikleri zaman, 'Sizin bu ev sahipliğiniz unutulmaz'. Birisi de kalkıp, 'Ya biz de şu kadar destek verelim demiyor. Yurtdışından bugüne kadar gelen destek 200 milyon dolar harcadığımız 5 milyar dolar. Bunlardan sadece nasihat dinlersiniz" diye konuştu.

Erdoğan, Suriye'de gözlerini kapatanların, Filistin'de katliama sırtını dönenlerin Türkiye'ye demokrasiden, insan haklarından bahsedemeyeceklerini vurguladı. 

Bundan 55 yıl önce 1959'da Türkiye'nin AB'ye üyelik başvurusunda bulunduğunu anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, 17 Aralık 2004'te müzakerelere başlama kararının alındığını ve imzaların atıldığını söyledi.

Erdoğan, 55 yıldır özellikle son 10 yıldır AB'nin Türkiye'yi oyaladığına işaret ederek, "Daha doğrusu oyalamanın gayreti içindeler. Hiç kusura bakmasınlar. Biz, Avrupa Birliğinin kapı kulu değiliz. Bizi bir defa millet olma şuuru ve idraki içerisinde alacaklarsa alırlar, almayacaklarsa almazlar. Bu sözlerimizden de rahatsız oluyorlar. Niye rahatsız oluyorsunuz? 'Uluslararası adalet' denilen bir anlayış var. Mısır'da sustunuz, Ukrayna'da sustunuz, Suriye'de sustunuz, Irak'ta sustunuz, Filistin'de sustunuz. Ne zaman adaleti haykıracaksınız? Türkiye'de sadece susmakla kalmıyor, darbe girişimlerine destek oluyorsunuz" ifadelerini kullandı.

"Hoca görüntüsü altındaki şaklabanlara teslim etmeyeceğiz"

Türkiye'yi maşalara asla teslim etmeyeceklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu ülkeyi uluslararası çevrelerin taşeronu olan ihanet şebekelerine, paralel devlet yapılanmalarına, hoca görüntüsü altındaki şaklabanlara asla teslim etmeyeceğiz. İşte terör örgütleri çıkıyor değil mi? Şu anda Pakistan'daki olayı gördünüz, 130'u aşkın yavruyu, öğrenciyi şehit ediyorlar. DEAŞ diye bir şey çıktı onun da neler yaptığını görüyorsunuz. DEAŞ, Irak'ta neler yaptı, şu anda Suriye'de neler yapıyor?  Ne adına, sorarsanız 'İslam' adına yapıyormuş. Böyle bir İslam yok. İslam, barıştır ve İslam'a gölge düşürüyorsunuz. Sizin yaptıklarınız sebebiyle bugün dünyada bir İslamofobi girişimi başladı. Herhangi bir taksiratı olmayan insanları acımasızca öldürmek, savunmasız insanları öldürmek bizim dinimizde bunlar yok. Ben inanıyorum ki millet, bütün kazanımlarına özellikle de istiklaline sımsıkı sahip çıkmaya devam edecektir. Onlara rağmen bu rahatsızlara, hazımsızlara rağmen biz Türkiye'ye eserler kazandırmaya, Türkiye'yi daha da büyütmeye devam edeceğiz."

"Onlar 'basın özgürlüğü' deyip timsah göz yaşı dökecek"

Erdoğan, İzmit'te önceki gün özel sektöre ait 3 milyar dolarlık yeni bir yatırımı açtıklarını hatırlatarak, Türkiye'nin milli uydusu olacak Türksat 6-A uydusunun inşa projesinin imzalarını attıklarını kaydetti.

Konya'da yüksek hızlı tren seferlerini başlatacaklarını bildiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Onlar 'basın özgürlüğü' deyip timsah göz yaşı dökecekler, onlar 'yolsuzluk' deyip iftira atacaklar, onlar darbelere kol kanat gerecekler, onlar Türkiye düşmanlarıyla iş tutacaklar. Ama biz işimizi yapacak, milletimize hizmet üretmeye devam edeceğiz" diye konuştu.

Erdoğan, Konya-İstanbul arasındaki hızlı trenin 1 hafta süreyle ücretsiz olarak hizmet vereceğini bildirdi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan'a teşekkürlerini ileten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bir hafta süreyle gerek Konya'dan İstanbul'a gerek İstanbul'dan Konya'ya gelecek kardeşlerimiz hakikaten farklı bir huzuru yaşasınlar" dedi.

Erdoğan, Konyalılara da seslenerek, "Büyük Türkiye'ye yeni Türkiye'ye destek olduğunuz için, yalanlara, iftiralara değil Hakk'a inandığınız için sizlere şükranlarımı sunuyorum" ifadesini kullandı.

Erdoğan ve Davutoğlu, tören alanına beraber geldi

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, tören alanına Cumhurbaşkanlığı otobüsüyle yol güzergahında bekleyen vatandaşları selamlayarak geldi. Konuşma yapılan platforma eşleriyle çıkan Erdoğan ve Davutoğlu, vatandaşları selamladı.  

Törene İçişleri Bakanı Efkan Ala, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım bazı Konya milletvekilleri ile çok sayıda vatandaş katıldı.

Muhabir: Kadir Karakuş-Barış Kılıç-İlkay Güder

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.