Dolar
32.50
Euro
34.86
Altın
2,329.54
ETH/USDT
3,151.00
BTC/USDT
64,186.00
BIST 100
9,716.77
Politika, arşiv

Pakette en ufak bir kısıtlama yok

İçişleri Bakanı Ala, "güvenlik paketi" ile ilgili "Pakette, kurallara uyan hiçbir vatandaşımızın özgürlüğüne ve hakkına yönelik en ufak bir kısıtlama ya da düzenleme yoktur" dedi.

22.10.2014 - Güncelleme : 22.10.2014
Pakette en ufak bir kısıtlama yok

ANKARA

İçişleri Bakanı Efkan Ala, TRT Haber'de katıldığı "3 Gün" programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Güvenlik paketini hangi amaçla çıkardınız? Güvenlik paketine neden ihtiyaç duyuldu? Bu paketi güvenlik paketi olarak mı yoksa içinde Jandarmaya ilişkin maddeler veya vatandaşın işini kolaylaştırıcı maddeler var, bundan dolayı reform paketi mi diyelim?" sorusu üzerine Ala, düzenlemenin reform paketi olarak adlandırılabileceğini söyledi.

Paketin vatandaşların hayatını kolaylaştırıcı bazı düzenlemeler içerdiğini ifade eden Ala, İçişleri Bakanlığının vatandaşa karşı siyasi sorumluluğunun bulunduğunu, bu nedenle pakette, asayiş hizmeti sunan Jandarma ve Sahil Güvenlik Teşkilatına ilişkin yetki, sorumluluk ve görevlerin berraklaştırılmasını, İçişleri Bakanlığının daha etkili, beraber çalışacağı mekanizmalar üzerinde yetkin olmasını sağlayan düzenlemeler bulunduğunu aktardı.

Bakan Ala, Emniyet teşkilatında bazı rütbelerde gereğinden fazla personel bulunduğunu, vatandaşa doğrudan hizmet sunan bazı rütbelerde ise yeterli personel olmadığını, pakette, polis teşkilatının çalışmasını olumsuz etkileyen bu durumun da düzeltilmesini sağlayacak düzenlemeler yaptıklarını aktardı. Ala, vatandaşa, daha az maliyetle daha kaliteli güvenlik hizmeti sunmayı amaçladıklarını bildirdi.

Uyuşturucuyla ilgili ciddi bir mücadele içinde bulunduklarını, pakette uyuşturucuya ilişkin de ciddi yaptırımlar olduğunu aktaran Bakan Ala, "Pakette kurallara uyan hiçbir vatandaşımızın özgürlüğüne ve hakkına yönelik en ufak bir kısıtlama ya da düzenleme yoktur. Burada tamamen kanun dışı, yasa dışı faaliyetler içinde olup, vatandaşımızın can ve malına kasteden kişilerin, şiddetlerinin hem önlenmesi, hem de cezalandırılmasına yönelik düzenlemeler var" diye konuştu.

Aramalarla ilgili soru üzerine Ala, düzenlemede toplu aramadan bahsedilmediğini söyledi.

Ala, şöyle devam etti:

"Burada bir kişi veya bir araç için savcıya ulaşması, daha üst birimlere ulaşması zor. O zaman ne yapıyor? Ya görmemezlikten geliyor ya da bekletiyor. Bu polisin varlık nedeni. Eğer ciddi emare varsa aracına bakabilecek. Şimdi bakamıyor. Bir kere polis içinde de görevlendirilmiş amirlerin kararıyla bu aramalar yapılacak. Her polis memurunun o aramaları yapma ya da gözaltı yetkisi yok. Ancak belirlenmiş amirleri olacak ve suçüstü halinde olabilecek. Kolluğun gözetim ve denetim mekanizması kurduk. Sivil bir mekanizma. Avrupa ülkelerinde de var. Bu paketle o da çıkacak. Orada sivil mekanizmalar devreye girecek ve polisin gereksiz bir işlemi varsa bu ciddi bir şekilde sonuçlandırılıp vatandaşımıza da sonuç bilgilendirilecek. Daha önce her kolluğun gözaltı yetkisi vardı. Biz bunu kaldırdık. Görevlendirilmiş amirler olacak, yetmez, suçüstü hali olacak, yetmez belli suçlarda bu olacak. Yani durdurulan her kişiyle ilgili böyle bir yetki yok. Nedir? Uyuşturucu, gasp, yankesicilik, yaralama, şiddet kullanma bu tür suçüstü halinde bunlar uygulanacak. Keyfiliği önleyecek her türlü mekanizmayı kaldırıyoruz. Suç işlememiş vatandaşımızın can ve mal emniyetini korumak, toplumsal huzuru sağlamak bizim görevimiz. Bunları önleyici güvenlik hizmetleriyle daha etkili sağlayacağız. Gözaltı müessesesinin bütün kuralları duruyor. Telefon etme hakkı gibi. Bunlar hukuki boşluğu gideren düzenlemeler. Anında adli merciler haberdar edilecek, sanığın hakları korunacak ama vatandaşın da huzuru korunacak."

Polis devleti olmuyor ama kargaşa devleti de olmayacak

AK Parti hükümetleri döneminde hiçbir zaman demokratik adımlardan geriye gidilmediğini vurgulayan Bakan Ala, "Demokrasi budur. Demokrasi şiddet kullananların önünü açmak, anarşi demek değildir" diye konuştu.

Türkiye'de, yetkinin siyasetten alınıp bürokrasiye transfer edilmesine "demokrasi" denildiğine dikkati çeken Ala, "Batıda bu tam tersidir. Bürokrasiden alınıp siyasete, seçilmişlere eğer transfer ediliyorsa bir yetki, bunun adı demokrasidir. Yani halkın seçtikleri yetkilidir, halkın seçtiklerinin atadıkları görevlidir" diye konuştu.

Bakan Ala'nın yeni düzenlemeye ilişkin verdiği bilgilerin ardından "Yani Türkiye polis devleti olmuyor" denilmesi üzerine, şu karşılığı verdi:

"Polis devleti olmuyor ama kargaşa devleti de olmayacak. Türkiye kamu düzenini sağlayan, o düzen içerisinde, güvenlik içinde insanların temel hak ve özgürlüklerini kullandıkları, ticaretlerini yapabildikleri ve şiddete maruz kalmadıkları bir düzeni inşa ediyoruz."

Jandarmanın yeni üniformaları

Düzenlemede Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığıyla ilgili bölümlerin olduğu hatırlatılarak, "Bunlar komutanlık olarak kalacaklar mı? Üniformalarının değişiminde nasıl bir yöntem uygulanacak, modacılar mı yapacak yoksa başka bir ülkeden beğenilen bir üniformanın benzeri mi yapılacak?" sorusu üzerine Ala, "Komutanlık olarak kalacak. Önemli olan fonksiyonu ve sorumlu olduğu yer. Sivil otoriteye karşı sorumlu olmaları ve bağlı olmalarıdır" karşılığını verdi.

Kıyafetlerin de değişeceğini belirten Ala, "Aynı zamanda askerlik görevleri de var. Yine askeri, Türk Silahlı Kuvvetleriyle Genelkurmay ile değerlendireceğiz, daha sivil çağrışımı olan, yani asayiş hizmetini, görüldüğü zaman çağrıştıran bir kıyafet olacak. Onu tabii daha profesyonel insanlarla çalışarak zannediyorum bu sene içerisinde de geçilir" diye konuştu.

Tek bir hatla Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığına bağlanmış

Paralel yapıyla mücadelede gelinen noktanın sorulması üzerine Ala, şunları kaydetti:

"Devlet içinde bir grup insan, görevli kendilerine verilen yetkiyi ve görevi kötüye kullanarak ve çoğu zaman da ulusal güvenliği tehlikeye sokarak, 'casusluk' denilebilecek. Nerelere verildi, nerelere servis edildi? Bunların bir kısmı bulunuyor, bir kısmı bulunacak, görünüyor. Düşünün TİB'de Jandarmanın, MİT'in, Emniyet istihbaratın, kaçakçılığın, terörün, bunların dinlemeleri var. Bunlar bir birimde, TİB diye, uçları var, oradan dinleniyor. Alınan kararların çoğu zaten sahte belgelerle, usulsüzce, yetkileri olmadığı halde alınmış. Daha da başka bir şey yapılmış, bütün oradan, tamamen hiçbir karar almadan, paralel bir biçimde tek bir hatla Emniyet İstihbarat Daire Başkanlığına bağlanmış ve oradan dışarıya servis edilmiş, yani uyduyla. O araştırılıyor şimdi. Uyduya da bağlamış, bu servis edilmiş. Bunun hiçbir tutar tarafı yok. Dolayısıyla Türkiye ciddi bir sorunla karşı karşıyaydı, onun biz üzerinde ciddiyetle, kamuoyunu da bilgilendirerek durduk. Şimdi de bunlarla ilgili açılan soruşturmalar sonucunda ortaya çıkan kişiler, suçlar, ilgili adli mercilere gönderiliyor. Onların kendi başlattıkları soruşturmalar da var ayrıca. "

Muhabir: Sarp Özer, Serdal Açıl

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın