Dolar
32.57
Euro
34.88
Altın
2,315.08
ETH/USDT
3,136.10
BTC/USDT
63,904.00
BIST 100
9,722.09
Politika, arşiv

Kürecik'teki istasyonun şalterini indirin

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "Gerçekten orantısız güç kullanan İsrail'e ders vermek istiyor musunuz? O zaman Malatya Kürecik'teki istasyonun şalterini indirin. Çünkü bu, sürekli İsrail'e bilgi taşıyor" dedi.

25.07.2014 - Güncelleme : 25.07.2014
Kürecik'teki istasyonun şalterini indirin

ANKARA 

Kılıçdaroğlu, NTV'nin canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı. 

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a, "Cesaret ödülü" veren Amerikan Yahudi Kongresi'nin bu ödülü geri istediği belirtilerek, değerlendirmesinin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, daha önce Gazze'de yaşanan dram nedeniyle Başbakan'a bu ödülü iade etmesi yönünde bir çağrıda bulunduğunu hatırlattı.

Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"(İade edersen daha şık olur) demiştim. Ama hiç ses çıkmadı. İade de etmedi, 'oranın İsrail'le ne ilgisi var' denildi. Eğer iade etseydi, kendi iradesiyle iade etmiş olacaktı. Ama şimdi onlar karar aldılar, 'bize geri ver' diyorlar. Ben merak ediyorum, Erdoğan hangi yüzle götürüp verecek ve nasıl verecek. Eğer bizim sözümüzü dinleseydi, çünkü o bizim yaptığımız her eleştiriyi kendi aleyhinde bir eleştiri olarak algılıyor, oysa dış politika iç politikaya malzeme edilmeyecek kadar önemli bir alandır. Dış politikanın milli olması şarttır, bütün siyasi partilerin dış politika konusunda ortak söylem geliştirmesi gerekir ama öyle bir dış politika izlediler ki Türkiye'ye zarar verir noktaya getirdiler. Biz, kendisini defalarca uyardık, sadece madalya bunun çok küçük örneğidir, Suriye, Mısır, Mavi Marmara konusunda uyardık ama her seferinde 'sizin söylediğiniz, yanlış bizim dediğimiz doğrudur' dedi. Bugün yalnızlaşan bir Türkiye var. Şimdi yarın madalyayı iade edip etmeyeceğini ben de merak ediyorum ve nasıl iade edecek onu da merak ediyorum. Kendi özgür iradesiyle iade edebilseydi inisiyatif kendinde olacaktı, şimdi inisiyatif kendinde yok ve diyorlar ki 'size verdiğimiz madalyayı bize iade edin.' Bu da tıpış tıpış götürecek, iade edecek." 

Kılıçdaroğlu, bir soru üzerine kendilerinin öngördüğü dış politikanın yürürlükte olması durumunda, Suriye'de, Irak'ta, Filistin'de ve Mısır'da yaşanan tabloların olmayacağını savundu.

Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın Türkiye ziyareti ve ateşkesle ilgili açıklamalarını hatırlatan Kılıçdaroğlu, Türkiye ile Katar'ın ateşkese engel olduğunu ileri sürdü. 

''Kürecik'teki radar istasyonunun şalterinin indirilmesi gerektiğini'' ifade eden Kılıçdaroğlu, "Gerçekten orantısız güç kullanan İsrail'e ders vermek istiyor musunuz? O zaman Malatya Kürecik'teki istasyonun şalterini indirin. Çünkü bu, sürekli İsrail'e bilgi taşıyor" dedi. 

İstasyonun 2014 sonunda NATO'ya devredileceğini belirten Kılıçdaroğlu, ''Buradan İsrail'e bilgi gitmediği'' yönündeki açıklamaların doğru olmadığını ileri sürdü. 

ABD ile İsrail arasında 2012'de ortak bir tatbikat yapıldığını anımsatan Kılıçdaroğlu, "Amacı neydi biliyor musunuz? Kürecik'le benzeri olan İsrail'deki radar istasyonu arasındaki bilgi iletişimi test edildi, karşılıklı. Erdoğan çok konuşuyor, konuşmakla dış politikada sorunlar çözülseydi şimdiye kadar çözülürdü. Dış politikada iş yapacaksınız" diye konuştu. 

-"Biz bunların filmlerini de yayınlayacağız"-

Kılıçdaroğlu, IŞİD'in elindeki silahların Türkiye'den gönderildiğini savunarak, şöyle devam etti:

"Yargıdaki dosyanın içinde savcının ifadesi var, polisin ifadesi var. Düşünün tırlar yakalanıyor, MİT'e ait olduğu söyleniyor, MİT Adana Bölge Başkanı o tırların MİT'e ait olduğunu bilmiyor. Ama Erdoğan biliyor. Silahlar Esenboğa'dan yüklendi. Yabancı bir uçaktan. Nereden geliyor bunlar? Katar'dan geliyor. 90 yıllık cumhuriyet tarihinde hiçbir zaman biz, başka Müslüman ülkeye, birbirlerini öldürsünler diye silah göndermedik. Erdoğan hükümeti dönemi hariç. Erdoğan, kalkıp 'bunlar yalandır' diyemiyor artık. Derse emin olun biz bunların filmlerini de yayınlayacağız."

Mısır'ın Ortadoğu'nun en önemli ülkelerinden biri olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu, yanlış politikalar nedeniyle bu ülkenin tamamen devre dışı bırakıldığını söyledi. 

Ortadoğu'da herhangi bir sorun olması durumunda eskiden Türkiye'nin kapısının çalındığına değinen Kılıçdaroğlu, "Şimdi hiçbir ülke Türkiye'nin kapısını çalmıyor" değerlendirmesinde bulundu. 

İsrail'i eleştirirken, bu ülke halkını eleştirmediklerini de vurgulayan Kılıçdaroğlu, Musevi vatandaşlara yönelik "linç girişiminin" ise yanlış olduğunu, savunulamayacağını aktardı.

Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı seçimi için yoğun bir program uyguladığını dile getirerek, seçime kadar bütün günlerinin dolu olduğunu söyledi. Dokuz siyasal partinin bir araya gelerek, Ekmeleddin İhsanoğlu'na destek verdiğini belirten Kılıçdaroğlu, bunun demokrasiye yapılmış en büyük katkı olduğunu ifade etti. 

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun tarafsız, sakin bir kişi olduğuna işaret eden Kılıçdaroğlu, İhsanoğlu'nun "öfke dilini" kullanmadığını vurguladı.

İhsanoğlu'nun hem Ortadoğu'yu hem de Batı'yı çok iyi bildiğini savunan Kılıçdaroğlu, ayrıca yüksek ahlaki vasıflara sahip olduğunu ve arkasında "kara bir leke" bulunmadığını aktardı. 

Bakıldığında İhsanoğlu'nun sağ kökenli bir kültürden geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, "Ama biz Türkiye'nin geleceğini düşünüyoruz, yoksa biz CHP'yi düşünmüyoruz" ifadesini kullandı. 

-"O zaman hiç konuşmayacaksın"

"Zamanında en dikkati çekici açıklamanızdan biri, 'tıpış tıpış oy vereceksiniz' çağrınız oldu. Bu, ne kadar yankı buldu?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Düşündüğümden daha fazla yankı buldu. Eleştirenler de oldu, 'iyi yaptın' diyenler de oldu. Onu şunun için söyledim, yeri zamanı gelince hepimiz konuşuyoruz, eleştiriyoruz eyvallah. Ama gereğini de yapalım, hem sandığa gitmeyeceğim hem konuşacağım, o olmaz. O zaman hiç konuşmayacaksın" yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, seçime katılım ne kadar yüksek olursa, o kadar sağlıklı bir sonucun ortaya çıkacağını söyledi.

"Tatilcilerin sandığa gitmesi konusunda işaretler geliyor mu size?" sorusuna karşılık ise Kılıçdaroğlu, pek çok ilçeye ve beldeye gittiğini, birçok vatandaşın seçmen kütüklerini tatil yörelerine aldığını, bir kısmının da ikametlerinin olduğu yerde oy kullanacağını öğrendiğini, bunun kendisini mutlu ettiğini söyledi.

Bazı aydınların, "sandığa gitmemeyi" düşündüğünü ifade eden Kılıçdaroğlu, "Bir şeyi protesto etmek acaba kimin işine yarar? Kendisinin düşündüğünü gerçekleştirebilecekse protesto ettiği zaman gitmesin ama kendi düşündüğünün tam aksi bir sonucu ortaya çıkaracaksa, o zaman sandığa gitmeyerek öbür tarafa zaten katkı yapmış oluyor" dedi.

-"Sembolik bir makamdır"

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun ve Selahattin Demirtaş'ın banka hesaplarına yatırılan yardım paralarını açıkladığına değinen Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın, kendi kampanyasına gelen parayı açıklamadığını söyledi.

Kılıçdaroğlu, bir soruya karşılık, "Eğer cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturacak kişi, sabah, akşam başbakanın işine karışırsa, devlette kriz çıkar. O zaman o başbakan konumu gereği 'kukla başbakan' olmuş olur. Bizim demokrasi tarihimize yeni bir sıfat eklenmiş olur" diye yanıtladı.

Ekmeleddin İhsanoğlu'nun, "Hükümete müdahale etmem" dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, teamüllerin, geleneklerin önemli olduğunu dile getirdi.

Vatana ihanet dışında cumhurbaşkanının sorumluğunun olmadığının altını çizen Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanlığının devleti, bayrağı, ülkeyi temsil eden sembolik bir makam olduğunu belirtti.

-"Erdoğan'ın tavrına kendini mahkum etti"

"Abdullah Gül dönemi sona eriyor. Ne söylemek istiyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Sayın Abdullah Gül, devletin geleneklerine, yani cumhurbaşkanlığı makamının bugüne kadar oluşan geleneklerine bağlı kaldı. Devlet kurumları arasında zaman zaman ortaya çıkan sorunlar vardı, o sorunların çözme konusunda belli iradeyi koyduğunu biliyorum. Zaman zaman özel görüşmelerde aktarılırdı. Ben, sadece Sayın Gül'ün hükümetten gelen her tasarıyı, 1-2 istisna hariç, aynen onaylayıp ki anayasaya aykırılığı çok olan tasarılar, Resmi Gazete'de yayımlanmasını doğru bulmadım. En azından onaylasa bile kendisi Anayasa Mahkemesi'ne başvurup dava açmalıydı veya bir kez daha görüşülmek üzere gerekçelerini yazarak Parlamentoya göndermesi gerekirdi. Bunu yapabilseydi toplumun tüm kesimleriyle daha sağlıklı bir diyaloğun yolu açılmış olurdu. Sayın Gül, buna pek itibar etmedi. Bir de Gül'ün şöyle bir özelliği çıktı ortaya. Sayın Gül, büyük ölçüde cumhurbaşkanlığı sonrasındaki siyasi hayatını şekillendirmede Erdoğan'ın tavrına kendisini mahkum etti, geleceği ona bağladı. 'Cumhurbaşkanlığı makamından sonra benim siyasette yolumu veya önümü Erdoğan açacaktır' diye beklenti içine girdi. Bu beklenti onun sağlıklı bir cumhurbaşkanlığı görevi yapmasını engelledi ve kendisini bir anlamda Erdoğan'a bağımlı kıldı."

Cumhurbaşkanlığının yüce bir makam olduğuna dikkati çeken Kılıçdaroğlu, "O makamdan sonra insanlar, bir köşede oturmalılar. Siyasete girebilirler ama o makamın gereğini yerine getireceksiniz, kendinizi başbakana bağımlı kılmayacaksınız, kendinizi içinden çıktığınız siyasi partinin bir unsuru haline getirmeyeceksiniz. Çünkü orası tarafsızlığı öngörülen bir makam. Ve o tarafsızlığı koruyacaksınız. Ben Gül'ün bu tarafsızlığı koruduğu kanısında değilim" diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, Gül'ün cumhurbaşkanlığını belli bir çıtanın altına düşmeden götürdüğünü vurguladı.

-"Şimdi sorun yok"

"Cumhurbaşkanlığı seçiminin, sistem ya da rejim referandumu olacağı yorumu var. Buna katılır mısınız?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, başkanlık sistemine geçmek isteyen Erdoğan'ın, siyaseti değerlendirirken hep kendi kişisel kariyerini düşündüğünü ve buna göre bir yapı oluşturmaya çalıştığını ileri sürdü.

Türkiye'nin 200 yıllık bir parlamento geleneğinin bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, devleti devlet yapanın, kurumlar ve gelenekler olduğunu söyledi.

Parlamenter sistemde yanlışlık ve aksaklıkların olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Aksaklığı doğuran nedir? 12 Eylül düzeni, Siyasi Partiler Yasası. Bir lidere sultanlık görevi veriyorsunuz, diyorsunuz ki 'sen bütün milletvekillerini belirleyebilirsin.' O parlamentoda sultanın, liderin sözüne karşı çıkılabilir mi? Çıkarsa bir dahaki seçimlerde aday gösterilmeyecek. Nerede irade" dedi.

"Ekmeleddin İhsanoğlu'nun adaylığına CHP'de  itiraz olmuştu. Bu, ne durumda?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, başta tepkilerin olduğunu ancak şimdi herhangi bir sorunun bulunmadığını kaydetti.

Çifte standart uygulayan bir parti değiliz

Kemal Kılıçdaroğlu, "Biz, Ergenekon, Balyoz davasında bir sürü operasyonlar yapıldı, sabahın körlerinde evlerin basılmasına karşıydık. Biz çifte standart uygulayan bir parti değiliz, polis şeflerinin evine de sabahın köründe baskın yapılmasını doğru bulmayız" dedi.

"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı seçilirse, sizlerin Çankaya Köşkü ile ilişkilerinizde ne öngörmeliyiz" sorusuna, Kılıçdaroğlu, "Erdoğan'ın seçileceğine ihtimal vermiyorum. O nedenle noktayı koyuyorum. Neden biliyor musunuz? Bu ülke kavgadan çok çekti, ülkenin huzura ihtiyacı var. Sandığa giden her vatandaşın huzura ihtiyacı olduğunu o da hissedecektir ve oyunu ona göre kullanacaktır" yanıtını verdi.

"Bu ülkede kavga olsun deniyorsa zaten adres bellidir" diyen Kılıçdaroğlu, toplumun büyük bir kesiminin huzurdan, barıştan, birlikten ve dirlikten yana oy kullanacağına inandığını söyledi. 

"Polis şeflerinin gözaltına alınmasını nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna, Kılıçdaroğlu, şu yanıtı verdi:

"Polis şefleri hangi gerekçeyle gözaltına alındı? Casusluk iddiasıyla. Bakıyoruz polis şeflerinin tamamı 17 Aralık soruşturmasını savcının verdiği talimatla yapan kişiler. Demek ki bunların casuslukla falan ilgileri görülmüyor şu anda. Kaldı ki casusluk soruşturması yapıyorsan niye 17 Aralık'tan önce yapmadın? Ben şu sorunun yanıtını bekliyorum: Erdoğan diyor ki: 'Ben çoki iyi yöneticiyim, başbakanım' diyor. Çoğu yurttaşımız da buna inanıyor. Peki iyi bir başbakansa bu ülkeyi o değil, paralel devlet yönetti? Sen kendini yönetemiyorsun, paralel devlet seni yönetiyor? Sen 12. yılın sonunda rüşvet ve yolsuzluk ortaya çıktıktan sonra öğreniyorsun. Adama gülerler. Sen iyi bir yönetici değilsin. Şimdi bir de kalkmışsın, 'ben cumhurbaşkanı olacağım' diyorsun."

"Bunu Batman'da da doğru bulmadım"

Ergenekon ve Balyoz soruşturmaları sırasında da çok sayıda operasyon yapıldığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şimdi de o zaman da sabahın köründe evlerin basılmasına karşı olduklarını söyledi. CHP Lideri Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:"

"Biz, çifte standart uygulayan bir parti değiliz, polis şeflerinin evine de sabahın köründe baskın yapılmasını doğru bulmayız. Çoluk çocuğunun önünde, eşinin önünde, arkadan insanların bileklerini kelepçeleyeceksiniz ve götüreceksiniz biz bunu doğru bulmayız. Ben bunu Batman'da da doğru bulmadım, orada da belediye başkanları kelepçelenmiştir, sıraya dizilmiştir fotoğrafı çekilip medyaya servis edilmiştir ben onu da doğru bulmadım."

"Yanlış tekrar ediliyor"

Yapılanların insan haklarına aykırı olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, "Ergenekon da Balyoz da da yanlış yapıldı. Burada yanlış tekrar ediliyor. Kin üzerinden siyaset kin üzerinden adalet aranmaz ve bulunmaz, intikamla yola çıkarsanız ben adaleti sağlıyorum diyemezsiniz. Siz kendi kafanızdaki adaleti sağlıyorsunuz, bir intikam duygusuyla yola çıkıyorsunuz. Bu operasyon 17 Aralık 25 Aralık operasyonunun intikamıdır" diye konuştu.

Operasyonun sadece Başbakan Erdoğan ve bakanların yolsuzlukları ortaya çıktığı için yapıldığını, bunun intikamının alındığını öne süren Kılıçdaroğlu, "Bizi rahatsız eden de bu" ifadesini kullandı.

"Onun paralel devlet demeye hakkı yok"

"Cemaatin özeleştiri yapması gerekmez mi" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, "Erdoğan şunu söylemişti: 'Ne istediniz de biz vermedik?' Ben de şu soruyu sormuştum: 'Senden ne istediler ve sen neleri verdin.' Şu ana kadar bu sorunun yanıtını almış değilim. Onun paralel devlet demeye hakkı yoktur, o hakimleri ben atamadım, o savcıları da ben atamadım. bu operasyon samimi bir operasyon değil" diye konuştu.

"Adalet elbette olmalı, kim suç işlemişse elbette gidip hesabını vermeli ama hukuk ölçüleri içinde" değerlendirmesini yapan Kılıçdaroğlu, "Erdoğan hatırlarsanız o davanın savcısıydı, şimdi bakın geçen gün bu davayla ilgili 'başka alanlara da sıçrayacak' diyor. Şimdi bu davanın da savcısı. Nereden biliyorsun sıçrayacağını hani soruşturma gizliydi" dedi. 

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın