Gündem, arşiv

Hepinizin yanımda durmanızı istiyorum

Başbakan Davutoğlu, "Bu grupta tecelli ve tecessüm etmiş kollektif iradenin,aklın temsilcisi ve sözcüsü olacağım. Bunu yaptığım sürece yanımda durmanızı istiyorum" dedi.

01.09.2014 - Güncelleme : 01.09.2014
Hepinizin yanımda durmanızı istiyorum

TBMM

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Dünya Barış Günü'nde, AK Parti'nin hem iç hem bölgesel hem de uluslararası barışın teminatı olduğunu ifade etti.

AK Parti TBMM Grubu'nda, Genel Başkan ve Başbakan olarak ilk konuşmasını yapan Davutoğlu, her yeni başlangıcın heyecan verici olduğunu söyledi.

Her yeni başlangıcın en heyecan verici yönünün o başlangıcı birlikte gerçekleştiren yol arkadaşlarının ortak psikolojisi olduğunu ifade eden Davutoğlu, o anlamda AK Parti Grubu'nun kahramanlar topluluğu olduğunu ifade etti.

Davutoğlu, şu andaki grup üyeleri, vefat eden 13 ve değişik mevkilerde bulunan 731 eski grup üyelerinin tamamının, son 12 yıl içinde çok çetin mücadele içinden geçtiğini, büyük ahlak sınavlarından test edildiğini belirtti. Davutoğlu, "Bugün eğer Türkiye, 12 yıl sonra sağlıklı cumhurbaşkanı seçimi yapabilmiş, cumhurbaşkanı devir-teslimi yapabilmiş, son derece suhuletli ve sağlıklı genel başkan değişimini gerçekleştirebilmişse, bunun kahramanları AK Parti Grubu üyeleridir. Hepinizi saygıyla, minnetle selamlıyorum" dedi.

Salonda bulunanların, "Türkiye'nin gururu, mağdurların umudu" sloganlarına Davutoğlu, "Dünyanın her yerindeki mağdurların umudu, Türkiye'nin ortak aklını temsil eden TBMM'dir ve bu anlamda onun merkezini oluşturan AK Parti Grubu'dur" karşılığını verdi.

"İstiklalimizi daim eylesin" 

Tarihi süreçlerin, tarihi sınavları beraberinde getirdiğini ifade eden Davutoğlu, bugün iki özel anlamı olan günü birlikte yaşadıklarını dile getirdi.

Bugün Uşak'ın kurtuluş yıldönümü olduğuna işaret eden Davutoğlu, bütün Uşaklılar'a kutlu olmasını temenni etti. Davutoğlu, bugünün aynı zamanda Dünya Barış Günü olduğunu anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bir eşrefi mahlukat olarak yaratılan insanoğlunun onuru, iki şeyle teminat altına alınır, iradesini teminat altına alacak iki şeyle; özgürlük ve güvenlik. Bağımsızlığını kaybetmiş hiçbir insan topluluğu, irade kullanamaz. Aynı şekilde güvenlik sıkıntısı çeken insanlar da özgürlüğün tadına varamazlar. Bu anlamda baktığımızda anlamlı bir günde grup toplantısını yapıyoruz. 1 Eylül Uşak'ın kurtuluşu, aynı zamanda İstiklal Harbimizin, bağımsızlık idealinin gerçekleşmesinin son aşamalarından biridir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin müjdecisi olmuş bir olaydır. Çünkü o gün Yunan Komutan, Uşak'ta silahını teslim etti.

Aynı şekilde Dünya Barış Günü de özgürlüğün de teminatı olacak güvenliğin ve barışın sağlanması açısından özel anlam taşıyan bir gün. İnsanlık onurunu teminat alma bakımından TBMM'nin üstlendiği iki önemli fonksiyon, bugün, bu özel günde grubumuzla devreye giriyor ve grubumuza özel anlam katıyor. Uşak'ın kurtuluşunu sağlayan o milli iradenin arkasında Ankara'daki TBMM hükümeti ve TBMM Grubu, milletvekilleri vardı. Allah bize o Birinci Millet Meclisi'nin çalışma azmini, istiklal aşkını temsil etme gücü ve kudretini versin. Bir daha milletimize, hangi şartlarda olursa olsun esaret tattırmasın, istiklalimizi daim eylesin. Bugün ve gelecekte bu istiklalin, nihai tecessüm ettiği makam TBMM'dir. Gurur ve iftiharla söylüyoruz ki, bugün itibariyle Türk istiklalinin en önemli garantisi, AK Parti Grubu'nda tecelli eden milli iradedir. AK Parti, bu anlamda istikbalimizin teminatıdır."

"İstiklal bilincini tekrar ihya etmek"

Başbakan Davutoğlu, AK Parti'nin, Dünya Barış Günü'nde hem iç hem bölgesel hem de uluslararası barışın teminatı olduğunu vurguladı. İç barışın teminatı olduğunu belirten Davutoğlu, "Çünkü 30 yıldır süren bir kardeşlik kavgasına son verme iradesini, mührünü AK Parti vurmuştur" dedi.

Davutoğlu, bundan sonra nasıl Uşak'ın kurtuluşunda omuz omuza savaşanların, etnik ve mezhebi ayrımlarla ayrılmamışsa, hiçbir kudretin bu milleti, bir daha etnik ve mezhebi temelle bölme gücüne ulaşamayacağını vurguladı. Bu niyetle çalışanlar varsa onların karşısına önce TBMM, onunla birlikte AK Parti kadrolarının duracağını bildiren Davutoğlu, istiklal bilincini tekrar ihya etmek için ortaya çıkmış bir kadro olduklarını dile getirerek, "Bu istiklal bilincini Mehmet Akif Ersoy'un en güzel şekilde temsil ettiği şiiridir. Bu istiklal bilincini korumaya kararlıyız" dedi.

Davutoğlu,  sadece iç barışı değil, bölgesel barışı da savunan, gereken her türlü adımı atmaya hazır olan, atan bir ülke varsa, onun Türkiye Cumhuriyeti Devleti olduğunu belirtti.

Ortadoğu ateş çemberi içindeyken, Balkanlar'da etnik bazı gerilimler yaşanırken, Ukrayna'da, Karadeniz'in kuzeyinde sıcak bir savaş devam ederken, Kafkaslar'da her an kırılgan ateşkes sürerken, bu ateş çemberinin ortasında bir barış adası bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, bu barış adası, bugün bir barış adasıysa bunda son 12-13 yıl içinde verdikleri mücadelenin, başta AK Parti Grubu olmak üzere gösterdiği gayretin temel katkısı bulunduğunu vurgulayarak, kimsenin bunu unutamayacağını, yok sayamayacağını söyledi. Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İnşallah bir gün nasıl Türkiye'de iç barış sağlanmışsa, çevre havzalarda da barış ve istikrarın sağlanması için bütün bu kardeş, halk ve toplulukların, tarihte olduğu gibi aynı şehirlerde, aynı bölgelerde, aynı beldelerde etnik, mezhebi, dini ayırım gözetmeden, yan yana yaşayabilmelerini sağlayacak barış ortamının sağlaması için ne gerekiyorsa yapacağız. Kim ne derse desin, bu barış yolundan geri dönmeyeceğiz. Dünya Barış Günü vesilesiyle bir kez daha vurgulamak istiyoruz ki Türkiye, uluslararası barışın öncü ülkelerindendir, kurduğu bir çok mekanizmayla da buna katkı sağlamıştır. Gerek özgürlüğün ve güvenliğin teminat altına alınması, gerek Türkiye'deki barış ortamının çevre bölgelerde yaşanır kılınması, gerekse uluslararası sistemde gerçek bir istikrar ve barışın, adaletçi bir barışın sağlanması için AK Parti Grubu'nun da şimdi olduğu gibi bundan sonra da dimdik ayakta durması lazım. Heyecanını kaybetmeden, tarihten aldığı mirasla ilgili olarak hiçbir tereddüt taşımadan, geleceğe yürümemiz lazım."

 "Gönül kırıklığı olmadan" 

Başbakan Davutoğlu, son 10 günde yaşadıklarının AK Parti hareketinin ne kadar sağlam temellere dayandığını gösterdiğini bir kez daha gösterdiğini, bundan sonra da göstermeye devam edeceğini belirtti.

Davutoğlu, ileride siyaset bilimciler, son 10-15 günde yaşananları analiz ettiğinde, kanaat önderleri bugünlere baktığında, daha sonra bu sıralarda oturacak olan milletvekillerinin bugünleri tefekkür ettiğinde, 15 günlük AK Parti kadrolarının ve özellikle AK Parti Grubu'nun sergilediği tutumu, örnek tutum olarak tarihe geçireceğini vurguladı. 

15 gün içinde 2 büyük değişim yaşandığına işaret eden Davutoğlu, cumhurbaşkanı devir-teslimi ve AK Parti içinde de genel başkan devir teslimi yaşandığını anımsattı. Davutoğlu, "En ufak bir sarsıntı olmadan, en ufak bir gönül kırıklığı olmadan, en ufak bir tereddüt yaşanmadan eğer bu süreç aşılabilmişse, bundan başta Sayın Cumhurbaşkanımızın dirayetli yönetimi, AK Parti Grup Başkanı ve Başbakan olarak burada sergilediği dirayetli yönetim, onun yanında da bütün kadrolarımızın sahip olduğu derin ahlaki irfanla..." diye konuştu.

"İki dava arkadaşı arasında" 

Davutoğlu, 10 Ağustos'ta tarihi devrim yaşadıklarını dile getirerek, ilk defa bütün tarih boyunca milletin, kendi cumhurbaşkanını, doğrudan seçimle belirlediğini anımsattı.  Davutoğlu, bir takım oyunlar, komplolar, kumpaslar, değişik cenderelerin içinden geçerek, bu büyük başarıya aziz milletin imza attığını ifade etti.

Bir başka ilkin daha yaşandığını vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"İlk kez aynı kadro içinden iki cumhurbaşkanı, birbirine bu yüce makamı büyük bir onurla, uluslararası anlamda çok büyük katılımla gerçekleştirdiler. Daha önce hiçbir cumhurbaşkanlığı devri, aynı çizgiden, aynı siyasi kadrolar arasından gelen cumhurbaşkanı arasında yapılmadı. Atatürk ve İnönü, CHP'dendi. Ama Atatürk vefat ettikten sonra, bir çok çalkantıdan sonra İnönü cumhurbaşkanlığına gelebildi. İlk kez, Çankaya Köşkü, onurla, bir cumhurbaşkanının diğer cumhurbaşkanına bu yüce bayrağı teslim etmesine şahitlik etti.

Yemek sırasında, yanımda oturan dost bir ülkenin cumhurbaşkanı, 'Türkiye'nin Afrika'da bu kadar etkili olduğunu bilmiyordum' dedi. Yemek masasının etrafında çok sayıda Afrikalı, Latin Amerikalı, Asyalı lider var. Dedim ki; işte bu küresel toplum. Türkiye'nin küresel topluma yönelik olarak verdiği mesajların sonucu. 95 ülke ve uluslararası örgüt temsilcisi, o gün o salonda, resepsiyonda ve yemekteydi. Bununla sadece AK Parti kadroları değil, 11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, 12. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan değil, bütün bir millet gurur duymalı. Çünkü ilk kez Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bu kadar geniş katılımlı, böylesine onurlu bir törenle cumhurbaşkanlığı devir teslimi yapıldı. Ve aynı çizgiden, aynı düşüncelerle hareket etmiş, iki dava arkadaşı arasında. Biz 11. Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül'e geçmiş dönemde verdiği demokrasi mücadelesi dolayısıyla teşekkür ediyoruz. 12. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a, halk desteğiyle gelen ilk cumhurbaşkanı olarak, önümüzdeki dönemde millet iradesini tecelli ettirmesi bağlamında her türlü desteği vereceğimizi ifade ediyor ve başarılar diliyorum. "

 "Kaya gibi sağlam durmasaydı" 

Davutoğlu, 2007'de cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşanılanları bildiklerini belirterek, eğer o gün AK Parti kadroları, AK Parti Grubu kaya gibi sağlam durmasaydı, bugün bu sonucu alamayacaklarını kaydetti.

E-muhtıralar verildiğini, dolaylı, doğrudan tehditler edildiğini, hatta aralarından bazılarının dahil, bunları uyarak, safları terk ettiklerini belirten Davutoğlu, "Ama AK Parti, kadronun omurgası, miğferi olarak dimdik durdu. Herkes şunu bilsin ki bundan sonra hangi zorlukla karşılaşırsak karşılaşalım bu dik duruşumuz değişmeyecek. Ne içerideki vesayetçiler ne dışarıdaki onların işbirlikçileri, Türkiye'de bir daha millet iradesini tahakküm altına alacak bir ortam bulamayacaklar" diye konuştu.

Davutoğlu, Türkiye'de bir ilk yaşandığını, bir iktidar partisi içinde genel başkanlığın, hiçbir tartışma, çatışma, fraksiyon mücadelesi olmadan gerçekleştiğini dile getirdi.

Turgut Özal, Süleyman Demirel'in cumhurbaşkanlığı dönemlerinde yaşanan tartışmalara işaret eden Davutoğlu, "Bizde aksine tam bir birlik ve beraberlik içinde bu süreç tamamlandı. Bu sürecin her biri, kendi doğası içinde tamamlandı. Hiçbir olağanüstülük olmadan. Kongremizin adı olağanüstü kongreydi. Bir  çok vasıfları olağanüstüydü, oradaki atmosfer, katılım, hatta sıcağı, terlemesi bile olağanüstüydü. Ama sürecin kendi içinde hiç olağanüstülük yaşanmadı. İstişare süreci sağlıklı oldu. Bütün kademelerimiz, MYK, MKYK, grubumuz, milletvekillerimiz, il başkanlarımız, gençlik, kadın kollarımız, belediye başkanlarımız, hepsi istişare sürecine katıldı" dedi.

"Yargı mensuplarına inancımız tamdır"

Öte yandan, Başbakan Ahmet Davutoğlu, Davutoğlu, adli yıl açılışı dolayısıyla yayımladığı mesajda, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin barış, huzur ve emniyetinin, adaletin etkin şekilde tesisiyle mümkün olduğunu vurguladı.

Bu bağlamda, tarafsız ve bağımsız bir yargının, "Yeni Türkiye" hedeflerine ulaşma yolunda atılacak her adımı sağlamlaştıracağını belirten Davutoğlu, şunları kaydetti:

"İnanıyorum ki tüm yargı kurumlarımız ve değerli mensupları, ülkemizin ve milletimizin ortak değer ve çıkarlarına ket vurmaya çalışan her türlü girişime karşı güçlü ve sağlam bir irade ile karşı koyacaklardır. Zira yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı, her şeyden önce, yargı mensuplarının bağımsız ve tarafsız kararlar alabileceği ortamın sağlanmasıyla mümkündür.

Yargı mensuplarının belirli bir siyasi, ideolojik veya zümrevi çıkar amacıyla hareket etmeyeceklerine olan inancımız tamdır. Bu bakımdan, yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını sağlamaya çalışırken, yargı zırhına bürünen vesayet odaklarının siyaseti ve bürokrasiyi baskı altına alma girişimlerine karşı ortak bir irade sergileyeceğimize yürekten inanıyorum. Hiç şüphesiz, adaleti hakkaniyetli bir şekilde tesis etmek, hakim, savcı ve avukatlarımızın, hukuk etiği çerçevesinde hareket etmeleri ile mümkündür. 

Bu düşünceler eşliğinde, 2014-2015 adli yılının ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olması temennisiyle, başta yüksek mahkemelerimizin başkan ve üyeleri olmak üzere, hakim, savcı ve avukatlarımız ile tüm yargı çalışanlarına başarılar diliyorum."

Muhabir: Meltem Öztürk, Ferdi Türkten

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.