Dolar
32.33
Euro
34.88
Altın
2,220.79
ETH/USDT
3,570.60
BTC/USDT
70,797.00
BIST 100
9,079.97
Politika, seçim 2015, arşiv

'Seçimin güvenliği birinci gündemimiz'

Hükümet Sözcüsü Arınç "Seçimin güvenliğinin ne şekilde sağlanabileceği, olası istihbaratlara karşı vatandaşların güvenle nasıl oy verebilecekleri konusu birinci gündemimizdir" dedi.

20.04.2015 - Güncelleme : 20.04.2015
'Seçimin güvenliği birinci gündemimiz'

ANKARA

Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında üçüncü kez toplandı.
 
Toplantı Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda, saat 11.30'da başladı ve 9,5 saat sürdü.
 
Toplantı devam ederken, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.
 
Bülent Arınç, Avrupa Parlamentosu'nun 1915 olaylarıyla ilgili kararının hatırlatılması ve 24 Nisan'da ABD'den de bu yönde bir açıklama gelmesi halinde alınacak önlemlere ilişkin soruya Arınç, şu yanıtı verdi:

"Bu, sadece bu yıl 24 Nisan'da beklenen bir şey değil, geçtiğimiz her 24 Nisan'da biz nasıl Çanakkale Savaşlarını büyük bir zafer olarak kutluyor, o savaşların ülkemize ve insanlığa kazandırdığı değerlerden bahsediyorsak, Ermeni Diasporası da her yıl 24 Nisan'ı kendileri için bir soykırım olarak düşünüyorlar ve bu konuda çaba sarf ediyorlar. Biz tarihimizde böyle bir kara sayfanın olmadığına inanıyoruz. Biz mazlum milletlerin hamisiyiz. Hiç bir zaman da ihanet de etmedik. Birinci Dünya Savaşı içerisinde isyan edenler varsa, millet-i sadıka diye kabul görürken daha sonra isyan noktasına gelmiş olan çeteler varsa bu çetelere karşı alınan inzibati tedbirler karşısında trajik olayların yaşandığını da biliyoruz. Bilerek, kasıtla ve isteyerek soykırım yapmadık. Dünyada soykırım yapanlar da bellidir, kayıtlar altına alınmıştır, uluslararası ceza mahkemelerinde de karşılığı görülmüştür. Birleşmiş Milletlerin soykırım tarifi içerisine Türkiye'de 1915 tarihinde yaşanan olaylar girmez. Dolayısıyla biz kendimizden eminiz ve bütün dünyaya da bu tezlerimizi inanarak haykırıyoruz, bunun arkasında duruyoruz." 

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılış döneminde hayatını kaybeden Osmanlı Ermenilerine ilişkin açıklamasının Başbakanlık'ın internet sitesinden yayınlandığına dikkati çeken Arınç, açıklamayı, "24 Nisan'a yaklaşan günlerde yapılan dostane bir açıklama" olarak niteledi. 

Birinci Dünya Savaşı koşullarında trajik olaylar yaşanan Anadolu'da, Osmanlı'nın, savaşın çıkmasında dahli olmasa bile büyük kayıplar yaşadığına, Osmanlı milletleri içerisindeki farklı unsurların da çok derin acılar ve trajik olaylar yaşayarak hayatlarının son bulduğuna işaret eden Arınç, sözlerine şöyle devam etti:

"Bunu, bir kısım kişiler, gruplar, devletler belki 'soykırım' olarak nitelendiriyor ama BM'in hukuki tariflerinde de 'soykırım' olarak anılan pek çok olayda örneklerini gördüğümüz gibi Ermeni yurttaşlarımızın, Osmanlı Ermenilerinin 1915'lerde Anadolu toprakları üzerinde yaşadığı acıların 'soykırım' olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığını çünkü bu acıları farklı etnik grupların da birlikte yaşadığını ifade eden, yaptığımız katkıları ve yapacağımız çalışmaları ifade eden mükemmel bir açıklama oldu."

'Kararlı ve inançlıyız'

Bülent Arınç, Avrupa Parlamentosu'nun kararına karşı başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve TBMM Başkanı Cemil Çiçek olmak üzere hükümet yetkililerinin ve siyasi parti temsilcilerinin yanıt verdiğini hatırlattı. Arınç, "Onu yok hükmünde kabul eden Sayın Cumhurbaşkanımızdan başlayarak bu cevapları tekrar ederiz. Amerika Birleşik Devletleri'nde veya başka bir ülkenin parlamentosunda farklı bir karar alınırsa da bugüne kadar inandığımız doğruları söylemekten çekinmeyiz. '24 Nisan'da ne olacak, buna karşı neyiniz var' derseniz, buna karşı birikimli, kararlı, inançlı olduğumuzu tekrar ifade etmek isterim" ifadelerini kullandı. 

"Jandarma Komutanından gerektiğinde bilgi alınıyor"

Son dönemlerde siyasi partilere yapılan saldırıların hatırlatılması ve Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Abdullah Atay'ın toplantıya neden katıldığı sorusuna karşılık Hükümet Sözcüsü Arınç, bundan önceki Bakanlar Kurulu toplantısına da Jandarma Genel Komutanı Atay'ın katıldığını hatırlattı. 

Son günlerde yaşanan olayların "provokatif eylemler" olduğunu söyleyen Arınç, bunların bir kısmının, panik yaratmak, ses getirmek, dikkatleri başka yerlere çekmek amacıyla yapıldığını anlattı. 

Bülent Arınç, "Kolluk kuvvetlerimiz, emniyet güçlerimiz, hem bu tür olayların yaşanmaması hem de eğer bir olay yaşanmışsa, mani olunamamışsa sorumluların bir an evvel yakalanması, adaletin önüne çıkarılması konusunda da ciddi bir takibin içerisindedirler" dedi.

Ağrı'da yaşanan olayların aydınlatıldığını ifade eden Arınç, şöyle devam etti:

"Bunlar HDP'nin ısrarla göstermek istediği noktada değil, bizzat valinin, Sayın Bakanımızın, bizzat güvenlik güçlerinin ve yargının önüne götürülen dosyadan da görüleceği gibi silahı ve şiddeti kendileri için tek güç bilenlerin yaptığı eylemdir. İnsanlar ölmüştür, polisten, askerden yaralananlar olmuştur. Seçim güvenliğini mutlak ölçüde, kamu düzenimizi de koruyarak sağlayacağız. Bundan hiç kimsenin endişesi olmasın. Herkes müteyakkız durumdadır. Herkes görevinin başındadır."

"Herkesin meselesi değildir" 

Seçim döneminde olası elektrik kesintilerine ilişkin alınacak önlemlere ilişkin detayların sorulması üzerine Arınç, şu karşılığı verdi:

"Kapsamlı bir görüşmeden sonra neler yapılacak, hangi tedbirler alınacak size sayacak durumda değilim, herhalde uçağı kaçırtmaya niyetiniz var. Bunları söylemek de doğru değil bir ölçüde. Çünkü bu işin güvenlik, istihbarat boyutu, neler yapılabileceği konusu herkesin meselesi değildir, bu işin başındaki insanların bilmesi gereken hususlardır. Bizim vaadimiz şudur: Seçime giden bir ülkede kimsenin provokatif eylemde bulunmasına izin ve imkan vermeyeceğiz. Bunun için ne gerekiyorsa da yapılacaktır." 

Arınç, seçim takviminin işlediğine, kesin aday listelerinin açıklanacağı günlerin yaklaştığına, yurt dışında 8 Mayıs'ta oy kullanma işleminin başladığına işaret ederek, şunları söyledi: 

"Anayasamız gereği seçimler temel haklardandır. Seçme ve seçilme özgürlüğümüzün dürüst, güvenli, eşit bir ortamda gerçekleşmesi yüksek yargının da teminatı altındadır. Dolayısıyla seçimin güvenliğinin ne şekilde sağlanabileceği, olası istihbaratlara karşı vatandaşların güvenle nasıl oy verebilecekleri, sandık seçim bölgesindeki güvenliğin herkes tarafından hissedilebilir bir hale nasıl geleceği konusu birinci gündemimizdir. Bu, hükümetimizin üzerine düşen büyük bir görevdir.

Dolayısıyla seçim güvenliği konusu, sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesine dair 6222 sayılı yasanın gözden geçirilmesi ve özel güvenlik uygulamalarının faydalı veya zararlı yönlerinin, özellikle Çağlayan Adliyesi'ne yapılan baskında, Savcımızın şehit edilmesiyle daha çok dikkat çeken özel güvenlik uygulamasında hangi noktada olduğumuzu, olası ihtimaller ve bu özel güvenliğin güçlendirilmesi ve denetim altına alınması konuları geniş bir perspektif içerisinde görüşüldü. Bakan arkadaşlarımız da görüşlerini ifade etti."

"Üzerinde çalışma yapılmasına karar verilmiştir" 

Özel güvenliğin kaldırılmasına ilişkin düşüncenin somutlaşıp somutlaşmadığının sorulması üzerine Arınç, konunun enine boyuna görüşüldüğünü söyledi.

Arınç, bu konuda yapılacakları hükümetin gerçekleştireceğini belirterek, şunları kaydetti:

"Hükümetimiz, Meclisin de şu anda kapalı bulunduğunu bildiğimize göre, seçimlerden sonra gündemine bu konuyu alacak ve doğru, anlaşılır, makul bir şekilde özel güvenlik konusunu bir yasayla ancak çözebilecektir. Bu, bugün ve yarının meselesi değil parlamento yasama görevine başladıktan sonra alınacak tedbirler manzumesinden birisidir. Sayın Cumhurbaşkanımız işaret buyurmuşlardır, Bakanlar Kurulumuz da değerlendirmiştir, üzerinde çalışma yapılmasına da karar verilmiştir."

Muhabir: Aylin Sırıklı, Sarp Özer, Eda Ünlü Özen

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.