Dolar
32.31
Euro
34.87
Altın
2,193.05
ETH/USDT
3,572.20
BTC/USDT
70,416.00
BIST 100
8,971.28
Eğitim, arşiv

Yurt dışı eğitime vakıf formülü

Milli Eğitim Bakanı Avcı, Türkiye'nin yurt dışındaki eğitim hizmetlerine yapacağı katkının, vakıf bünyesinde yapılmasının daha uygun olacağı görüşünün öne çıktığını bildirdi.

29.01.2015 - Güncelleme : 29.01.2015
Yurt dışı eğitime vakıf formülü

ANKARA

Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, yurtdışındaki okulların dönüştürülmesine ilişkin Bakanlar Kurulundaki sunumda, Türkiye'nin yurtdışındaki bütün eğitim hizmetlerine yapacağı katkının bir vakıf bünyesinde yapılmasının daha uygun olacağı görüşünün daha ön plana çıktığını bildirdi. 

Avcı, Sakıp Sabancı Basın Merkezinde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. 

Yurtdışındaki okulların dönüştürülmesinde "vakıf" ve "ajans" seçeneklerine ilişkin haberlerin hatırlatılması üzerine Avcı, yurtdışındaki okullar denildiğinde 150'yi aşkın ülkedeki kurumlardan söz edildiğini belirtti. 

Değişik isimler altında açılmış okulların bazılarının yerel bir sivil toplum örgütü görüntüsü altında, bazılarının bir ticari kuruluş statüsünde, bazılarının da o ülkenin yetkili makamlarının izniyle o ülkenin eğitim otoritesine bağlı olarak açıldığını anlatan Avcı, şöyle devam etti:

"Özellikle o ülkenin eğitim otoritesinin iznine bağlı olarak açılan okulların büyük bölümü de bizim hükümet olarak gerek bir önceki cumhurbaşkanımızın gerek şimdiki Cumhurbaşbakanımızın gerek başbakanlarımızın dışişleri bakanlarımızın müzaheretleriyle o ülkeler nezdinde kefalet beyan eden ifadeleri nedeniyle açılmış okullardır. Dolayısıyla her birinin açılması, kapanması veya dönüştürülmesi de o ülkelerin mevzuatına göre yapılacak demektir. Bizim üzerinde yüzde 100 tasarruf yetkimiz olan okullar, elçiliğimize bağlı olan okullardır. Yani Türkiye Cumhuriyeti Büyükelçiliklerinin bünyesinde açılmış olan Türk okulları var. Bunların sayısı 66. Onlarla ilgili dolayısıyla yapılacak yeni düzenlemede bu okulların da büyükelçiliklerimize bağlı Milli Eğitim Bakanlığının açtığı ve bugüne kadar da Milli Eğitim Bakanlığının denetiminde görev yapan, öğretmenleri, Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenleri arasından seçilip gönderilen okullarımızla ilgili de düzenlemeyi bu çerçevede ele almaya niyetliyiz. Çok farklı statüdeki yüzlerce okul veya kurum. Sadece okul da değil, bunların bir kısmı kurs statüsünde açılmış olabilir. Yani farklı ülkelerde farklı statülerde açılmış kurumlar var."

Bakanlar Kurulu sunumu

Bakan Avcı, Bakanlar Kurulunda yaptığı sunumda, Türkiye'nin yurtdışındaki bütün eğitim hizmetlerine yapacağı katkının bir vakıf bünyesinde yapılmasının daha uygun olacağı görüşünün daha ön plana çıktığını bildirdi.

Bugüne kadar zaten devlet olarak büyükelçilikler aracılığıyla resmi okulların açıldığını ifade eden Avcı, şunları belirtti:

"Şimdi farklı statüdeki okullarda farklı mevzuatlara yönelik bir çalışma yapılacağı için değişik ülkelerde, her biri farklı bir mevzuatı olan, her biriyle ilişkilerimizin dozu, tonu, kapsamı farklı olan ülkelere götürülecek veya yapılmakta olan eğitim hizmetlerinin dönüştürülmesine ilişkin düzenlemelerin de sivil bir yapılanma içerisinde olmasının daha makul olacağı... Dünyadaki uygulamaların da zaten bu doğrultuda olduğu, yani ABD'lilerin de İngilizlerin de Almanların da yurt dışında yaptıkları eğitim çalışmalarında, eğer devlet bir şekilde işin bir tarafında her zaman vardır ama aynı zamanda vakıflar üzerinden daha esnek bir yapılanmayla bu hizmetler götürülür. Dolayısıyla burada da böyle bir yapılanmanın daha esnek ve dolayısıyla daha fonksiyonel olacağı görüşü ağır bastı. Buraya kadar konuştuklarım, geçen haftaki Bakanlar Kuruluna yaptığımız sunum ve oradan aldığımız dönüşler ve değerlendirmelerin ışığında söyleyebileceklerim. Dolayısıyla Bakanlar Kurulunda önümüzdeki hafta da bu çerçevede görüşler tekrar müzakereye açılacak. O zaman ortaya çıkacak olan daha ayrıntıları bilgileri paylaşırız."

Bakan Avcı, "66 okul, büyükelçilik bünyesinde açılan ve MEB'in ilk planda dönüştürebileceği okullar. Geriye kaç okul kalıyor" sorusuna şu yanıtı verdi:

 "160 ülkedeki bir şekilde Türkiye'ye atfedilebilecek, Türkiye'nin eğitimiyle irtibatlandırılabilecek veya Türk okulu olarak anılabilecek okulların sayısının 2 bine yaklaştığını biliyoruz. Ama bunların bir kısmı Türkler tarafından kurulmuş olmakla birlikte tamamen o ülkenin mevzuatına uygun bir yabancı okul statüsünde olanlar da var. Yani bunların istisnasız hepsinde aynı eğitim programları, aynı yönetim modelleri, aynı finansman modelleri uygulanıyor değil. Dolayısıyla her birinin özel bir durumu var. O nedenle zaten bunların bir vakıf çalışmasıyla envanterinin çıkartılması ve uygun olanlarının sadece eğitim amaçlı olmak üzere bu kapsamda yeniden düzenlenmeleri düşünülüyor." 

"Eğitim dışı çalışmanın kendi ülkelerinde de yapılmasından endişe ediyorlar"

Bakan Avcı, bir soru üzerine yurtdışındaki okullarla ilgili çalışmanın vakıf üzerinden yürütüleceğini ifade ederek, şöyle konuştu:

"Vakıf esnek bir yapılanmadır. Yurtdışındaki okulların büyük bir bölümü, 'elçilik okulları dışındakileri söylüyorum, bu okullar da dolaylı olarak milletin okullarıdır.' Yani bunlar milletten değişik adlar altında toplanan paralarla yapılmış yani milletin emeğine dayanan yapılanmalardır. Bunların kötü amaçlı kullanıldığına dair farklı ülkelerden Türkiye'ye de şikayetler gelmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı, Afrika gezisinde bunun bir örneğini söyledi. Bunun gibi farklı ülkelerde bir de Türkiye'de olup bitenlere bakarak o ülke otoriteleri, benzer bir uygulamanın benzer bir eğitim dışı çalışmanın kendi ülkelerinde de yapılmasından endişe ederler, ediyorlar, ettiklerini de bize zaman zaman ifade ediyorlar."

"Bu okulların büyük bir bölümü, ya cumhurbaşkanı ya başbakan ya bakan ya elçilik düzeyinde verilmiş referanslarla bugünlere gelmişlerdir" ifadesini kullanan Avcı, bu referansların tekrar teyidini istemenin bu ülkelerin de hakkı olduğunu vurguladı.

Avcı, "Bu teyit verilir mi? Hayır bu teyit bugün verilmiyor. Yaşananlardan sonra böyle bir tekeffül, böyle bir kefalet hiçbir makam tarafından verilmiyor, verilmez. Bunlarla ilgili yapılacak düzenlemelerde eğer o ülkenin otoriteleri bizden yardım isterlerse ki istiyorlar. O yardım kendilerine nasıl verilir? Nasıl örgütleyebiliriz, nasıl bir kurumsallaşma içinde bu destek sürdürülebilir? Onun arayışı içerisinde bu çalışmalar yapılmıştır. Bunun da en uygun yönteminin sivil bir yapılanma, bir vakıf yapılanması olduğu, devletin de bu yapılanmaya eskiden olduğu gibi destek olması..." diye konuştu. 

Bakan Avcı, bir başka soru üzerine vakfın içinde devletin de katkısının olacağını ancak o katkının genel bütçeden mi karşılanacağı, başka bir kaynaktan mı buraya aktarılacağının ayrıntı olduğunu söyledi. 

Bir takvimin belirlenip belirlenmediğine ilişkin bir soru üzerine de Bakan Nabi Avcı, çalışmaların herhangi bir aksaklık olmaması için olabildiğince hızlı bir şekilde yürütüleceğini kaydederek, "Önümüzdeki ders yılında da olabildiğince eğitim amaçlı çalışan kurumlar zarar görmeden asli misyonlarına uygun çalışır hale getirilsinler. Mümkün olan en kısa zamanda bütün yurt dışındaki eğitim kurumlarının gerçekten sadece eğitim veren kurumlar haline gelmesi için ne mümkünse yapmak..." dedi. 

"40 yaş koşulunu kaldırdık"

Bakan Avcı, öğretmen atamalarına ilişkin bir soruyu yanıtlarken, yönetmelikte dün yaptıkları değişiklikle öğretmen atamalarında "40 yaş" şartının kaldırıldığını anımsatarak, "Özellikle 28 Şubat döneminde öğretmen adaylarından hak kazandıkları halde bir bölümünün o günün koşullarıyla göreve başlatılmadığını ve bir mağduriyet oluştuğunu, o mağduriyetleri de giderecek bir düzenleme olması için yönetmelikten 40 yaş koşulunu kaldırdık. Böylece herkes müracaat edilebilecek" dedi.

Avcı, "Öğretmen eşleri aynı şehirde buluşturma formülü var. Bunun detayları nedir?" sorusuna karşılık da eş durumu yer değiştirmeleri için ellerinden geleni yaptıklarını, eşlerin çok büyük bir bölümünü birleştirdiklerini söyledi.

Bakan Avcı, geliştirmeye çalıştıkları formülü şu sözlerle anlattı:

"Diyelim ki ne karısının ne kocasının bulunduğu yerde, norm kadro müsait değilse ve dolayısıyla eşlerden birinin olduğu yerde onları birleştiremiyorsak, o zaman bakalım çevre illerde, il içinde de başka ilçelerde onları birleştireceğimiz bir üçüncü yer varsa, onlar da kendileri açısından bu çözümü uygun buluyorlarsa, o zaman üçüncü bir yerde birleştirelim diye bir çalışmamız var.

Biz boş yerleri ilan ediyoruz. Diyelim ki Nevşehir'de hem karısının hem kocasının branşında uygun kadro var. Biri Konya'da, Biri Samsun'da ise diyelim Nevşehir'de her ikisinin kadrosuna uygun bir imkan varsa, o zaman ikisi de Nevşehir için müracaat ederler ve biz de onları Nevşehir'de buluştururuz." 

"Eğitimin yazboz tahtasına döndüğü" yorumu

"Açıklamalarınız, bazı yayın organlarında  'eğitim yazboz tahtasına döndü' şeklinde yansıdı" sözleri üzerine, Bakan Avcı, zaman zaman açıklamalarında, bazen de esprili ifadelerle konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamaya çalıştığını belirterek, "Fakat görüyorum ki bazen bu açıklamaların içerisinden bir cümle cımbızla çekiliyor ve sonra onun üzerinden bir algı operasyonu inşa ediliyor" dedi. 

Antalya’da Özel Okullar Birliği’nin düzenlediği "Geleceğin Öğretmeni" konulu bir sempozyumun açılışına katıldığını anımsatan Avcı, şöyle konuştu:

"Bu konuyu konuşurken, gelecek dediğimiz büyük bir belirsizlikten söz ettiğimizi, oysa özellikle eğitim alanında bütün dünyada çok ciddi değişiklikler olduğunu, teknolojilerin, eğitim süreçlerinin hızla değiştiğini ve bu değişim hızının gittikçe arttığını, o yüzden dünyada eğitim alanında pek çok yeni uygulamaların başladığını ve dolayısıyla her şeyin sürekli değiştiğini, bundan sonra daha da hızlı değişeceğini söyledikten sonra dedim ki, ‘Hani hep bize söyleniyor Türkiye’de eğitim yazboz tahtasına döndü deniyor, bakın bütün dünyada bu böyle’. Yani Türkiye’de bize niye insanlar ‘Eğitim yazboz tahtasına döndü’ filan derken, neyi kastediyorlar eğitim alanında yapılan değişiklikleri kastediyorlar. Biz de ısrarla anlatmaya çalışıyoruz ki dünyada olup biten bütün değişiklikleri bizim yakından izlememiz gerekir eğitim sistemimizi onlarla uyumlu hale getirmemiz gerekir. Onun için de hiçbir şey sabit kalmaz sürekli bu değişiklikleri gözlemek zorundayız, görevimiz bu. Milli Eğitim Bakanlığı olarak da bu, başka kamu kuruluşlarında da değişiklikleri izlemek zorundasınız ve ona göre ülkenizin ihtiyaçlarını siz de en iyi nasıl karşılayabilirim ona uygun değişiklikleri yapmak zorundasınız. Bu, yazboz tahtası demek değildir."

Bakan Avcı, bugünkü konuşmasında da bütün dünyada da eğer bir yazboz tahtasından söz edilecekse eğitimin bütün dünyada yaş gruplarına, cinsiyetlere, eğitim süreçlerine, eğitim finansmanına yönelik modellerin sürekli değiştiğini ifade etti.

Avcı, "Eğer bir yazboz tahtasından söz edilecekse dünyadaki eğitimin bütününde bu manzarayı görüyoruz. Türkiye’de istisnai bir şey yok. Bunu yapmazsak biz görevimizi yerine getirmemiş oluruz" diye konuştu. 

Başka bir konuşmasında da dizüstü bilgisayarların, ses kayıt cihazlarının, cep telefonlarının kullanılmasını örnek göstererek, "Hiçkimsenin ‘iletişim yazboz tahtasına döndü, ne güzel eskiden 40 kiloluk kameralarla çalışıyorduk" demediğini, dile getiren Avcı, "Değişime siz de mesleğinizin gereği olarak elinizden geldiği kadar uymaya çalışıyorsunuz. Biz de eğitimde aynı şeyi yapıyoruz" ifadesini kullandı. 

Bakan Avcı, eğitimde de yeni teknolojilerin eğitimde nasıl değerlendirebileceği, yeni eğitim modellerini farklı kurumlarda uygulanmasının, kademeler arası geçişin, müfredatın düzenlenmesinin, daha nitelikli öğretmen yetiştirmenin nasıl başarabileceğinin, uzaktan eğitim olanaklarından yararlanılmasının yazboz tahtası olmadığını vurguladı.

Eğitimde bu yeniliklerin yapılmamasının, görevlerini yapmamış olmaları anlamına geleceğini vurgulayan Avcı, "Bunlar hiç değişmesin, her şey olduğu gibi kalsın' demek, biz eğitimin mevcut halinden çok memnunuz, hiçbir şeye dokunmayın, hiçbir şeyi değiştirmeyin, her şey olduğu gibi gitsin, eskiden nasıl idiyse öyle sürsün demektir" diye konuştu. 

Bakan Avcı, şunları kaydetti:

"Eğitim yazboz tahtasına dönmüş değil, kastedilen o değil ama özellikle belli bir kesimin medyasında, açıkça adını söylüyorum paralel medyada, bu konular cımbızla seçilerek ve bağlamından kopartılarak, saptırılarak, çarpıtılarak farklı biçimlere, farklı yönlere çekilmeye çalışılıyor. Eğitimde yaşanan en küçük bir olumsuzluk Van’da’ki bir köy okulunun penceresinin kırık olması, Nevşehir’deki bir okulumuzun bahçe duvarının yıkık olması yani yerinde çözülebilecek pekçok ufak tefek sorun bile ‘Eğitimin içler acısı hali’, ‘Türk milli eğitimi çöktü’ gibi sloganlar eşliğinde bir propaganda ve dezenformasyon malzemesi olarak kullanılıyor. Bunun özellikle son iki yıldır sistematik ve yoğun bir biçimde sürdürüldüğünü biz görüyoruz, biliyoruz.

Belli bir kesimin özellikle bunları Milli Eğitim Bakanlığını ve dolayısıyla Milli Eğitim Bakanlığında yapılan icraatı kötülemek, yanlış göstermek, çarpıtmak için özellikle kullandıklarını da biliyoruz. Bu da onlardan bir tanesi ‘Milli Eğitim Bakanı itiraf etti, eğitim yazboz tahtası dedi’. Hayır öyle demedik, dediğimiz şu eğitimde bütün diğer sektörler gibi çok hızlı değişiyor, en hızlı değişen sektörlerden biri dolayısıyla bütün dünyada eğitim sürekli yapılıp yapılıp yeniden kurgulanıyor. Her değişiklik eğitimde bir yeni alan açıyor. Türkiye’de de böyle ve bundan sonra da böyle olacak. Bu işte meşhur misalde olduğu gibi ‘Namaza yaklaşmayın’ biçiminde yorumlanıyor, yani Milli Eğitim Bakanı, ‘Öğretmen arkadaşlarımız hastayken okula gelmesinler’ dese bu medya yapılanması bunu Milli Eğitim Bakanı öğretmenlere okula gelmeyin dedi’ biçiminde yansıtacak kadar işi çığırından çıkarmış vaziyette."

Milli Eğitim Bakanlığından milletvekilli seçimlerinde aday adayı olacak bürokratların bulunup bulunmadığına ilişkin bir soruya karşılık da Bakan Avcı, "Bizde de siyasete atılmak isteyen, milletvekili olmak isteyen arkadaşlarımız var. Daha da olur. Dolayısıyla bir hareketlilik yaşanır" dedi.  

Bakan Avcı, bir gazetecinin "Bakanlık içerisinde bir kan kaybınız olacak gibi gözüküyor" şeklindeki esprisine karşılık da "Kan kaybı değil de taze kan" esprisiyle yanıt verdi. 

Muhabir: Selma Kasap

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın