Dolar
32.37
Euro
34.92
Altın
2,233.04
ETH/USDT
3,566.30
BTC/USDT
70,754.00
BIST 100
9,079.97
Politika, Politika, arşiv

Suriye ve Irak konusunda yüksek beklenti var

TBMM Başkanı Çiçek, "Suriye ve Irak konusunda yüksek beklenti var. 'Türkiye bunu yapsın' diyenler, Türkiye'nin yerine kendilerini koymadan beklenti içerisinde oluyorlar" dedi.

17.09.2014 - Güncelleme : 17.09.2014
Suriye ve Irak konusunda yüksek beklenti var

TBMM

TBMM Başkanı Cemil Çiçek, "Türkiye'den, Suriye ve Irak konusunda yüksek beklenti var. Herkes bizim yerimize kendisini koyarak, bizden beklenti içerisinde olmalıdır. Uzaktan göründüğü kadar çok kolay bir sorunla karşı karşıya değiliz. Çok karmaşık bir konuyla karşı karşıyayız" dedi.

Çiçek, Meclis'te Danimarka Parlamentosu Başkanı Mogens Lykketof ve ve beraberindeki heyet ile görüştü.

Cemil Çiçek, yaptığı konuşmada, Türkiye'nin, AB üyelik sürecinde, "kapıların oldukça sıkı kapanmasına" rağmen, ilişkileri sürdürmeye devam edeceğini söyledi. Çiçek, Türkiye'nin AB üyesi olmasının, her iki tarafa da sayısız fayda sağlayacağını vurguladı.

Türkiye'nin ve Danimarka'nın NATO'un iki önemli üyesi olduğunu belirten Çiçek, "İçinden geçtiğimiz sürece baktığımızda, bölgenin sorunları, NATO'nun karar vermesi gereken bir çok sorunları hesaba kattığımızda, Türkiye-Danimarka ilişkileri daha önemli hale geliyor" ifadesini kullandı. 

 "Ya tam üye oluruz ya da hiç olmayız"

Danimarka'dan bazı konularda destek beklediklerini vurgulayan Çiçek, bunlardan birinin, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği olduğunu ifade etti.

Bazı AB üyesi ülkelerinin, Türkiye'ye tam üyelik dışında başka tekliflerde bulunduklarını anlatan Çiçek, şunları söyledi:

"Bunları çok da doğru bulmuyoruz. Ya tam üye oluruz ya da hiç olmayız. Dostlarımızdan beklentimiz özel bir destek vermeleri değil, bize karşı objektif olmalarıdır. Bir kısım iç siyaset mülahazaları ile müzakere sürecinde Türkiye'nin önüne engel çıkarmamalarıdır. 

Şu an Türkiye'nin müzakere edeceği başlık kalmadı. Bir kısmına Güney Rum kesimi, bir kısmına Fransa engel oluyor. Bir kısım müzakeresi yapılacak başlıklarla ilgili kriterler bize bildirilmedi. Fasıllar açıldı, kapanış kriterleri bildirilmedi. Ama dış görüntüden bakıldığında, Türkiye müzakere eden bir ülke... Ortada trajikomik bir durum var. Türkiye bunu hak etmiyor.

Türkiye'de AB Bakanlığı var. Ne yapacak bu Bakanlık? Kapılar kapalı. Kalın duvarlarla örülmüş. Ama bir Bakanlık var. Ne iş yapacak bu Bakanlık?"

Vize konusuna da değinen Çiçek, Gümrük Birliği'ne üye olmayan bazı ülkelere sağlanan vize kolaylığının, Gümrük Birliği üyesi olan Türkiye'ye sağlanmadığını ifade etti. Çiçek, bunun ciddi bir ayrımcılık olduğuna dikkati çekti. 

Danimarka'nın insan hakları konusundaki hassasiyetini takdir ettiklerini belirten Çiçek, "Türk toplumumun, sünnet meselesi gibi konularda bir kısım beklentisi var. Bunlar inançla ilgili hususlardır. İnanç özgürlüğünün ritüelleridir bunlar. Bu konuda vatandaşlarınızın önemli bir kısmının kolaylaştırıcı yaklaşımının gerçekleşmesini ümit ediyoruz" dedi. 

"AB, sözlerini yerine getirmedi" 

 Çiçek, Kıbrıs sorunun, BM'nin önündeki en uzun, çözülememiş ihtilaflardan biri olduğunu söyledi. Halk oyuna sunulan Annan Planı'nını Türk tarafının kabul ettiğini ancak Rum tarafının kabul etmediğini anımsatan Çiçek, 2004 yılındaki bu fırsatın böylece kaçtığını ifade etti. 

Bu olumsuz tablo karşısında KKTC'de yaşayan insanların tecritten kurtarılması konusunda AB'nin verdiği sözlerin olduğunu hatırlatan Çiçek, bu sözlerin halen yerine getirilmediğini kaydetti.

"PKK'nın, batı toplumlarına sempatik görünme çabaları var"

Terör örgütü PKK'nın halen Türkiye'de kanunsuz eylemlerine devam ettiğini belirten Çiçek, şunları söyledi:

"PKK yol kesiyor, adam kaçırıyor, fırsat buldukça bombalama eylemelerini yapmaya devam ediyor. PKK, bu özelliğini halen korumaya devam ediyor. Dün üç tane okul yaktılar. Bundan daha vahşice bir şey olabilir mi? Orada çocuklar. Hayatlarını kaybedebilirlerdi. Ancak şimdi kendisini bir hayır kurumu gibi gösterme çabaları var, özellikle Irak'ta yaşanan gelişmelerden sonra. Kaldı ki o günden bugüne Suriye'de ve Irak'ta yaşananlar, bölgenin, terör örgütlerinin uygulama yaptığı, eğitim yaptığı, eylem koyduğu alan haline geldi. 

PKK'nın, IŞİD'e karşı verdiği mücadeleden bahisle batı toplumlarına sempatik görünme çabaları var. Böyle bir illüzyona inşallah batı toplumları inanmaz. Bu örgüt, terör örgütü olmaya devam ediyor.

Biz Türkiye olarak, terörün her türlüsüne karşıyız. İster etnik ister ideolojik ister radikal terör... Hangisi olursa olsun. Çünkü Türkiye bu üç terörden de çok çekmiş olan dünyada belki de tek ülkedir. Bunun için terörün her türlüsüne karşıyız. İsminin bir önemi yok.

Uluslararası toplumun, Suriye'de ve Irak'ta olanları iyi değerlendirip, geçmişte yaptığı hataları yapmaması lazım. Terör örgütleri karşısında kararlı bir duruş sergilemesi lazım."

"Kendi tarihimizle yüzleşmeye açığız"

Cemil Çiçek, 1915 olaylarının 100. yılı yaklaşırken, Ermeni diasporasının Türkiye aleyhine karalama kampanyası başlattığını söyledi.

Bu konuda hedef kuruluşların parlamentolar olduğunu anlatan Çiçek, "Parlamentolarda karara bağlayarak bir karalama kampanyası sürdürmek istiyorlar. Parlamentolar bu işe alet olmamalıdır. Bu, tarihçilerin işidir. Biz bu konuda açığız. Kendi tarihimizle yüzleşmeye açığız. Hangi ülkenin tarihçileri bu konuyu araştırmak istiyorsa bir ortak komisyon kurmaya hazırız. Her türlü belgeyi vermeye hazırız. Parlamentoların işi geçmişi karıştırmak değil. Öyle olursa herkes herkesle ilgili bir çok kararı alabilir. Parlamentolar, bugünü ve geleceği inşa etmelidir" diye konuştu.

"Türkiye'nin yerine kendilerini koysunlar"

Cemil Çiçek, Türkiye'den, Suriye ve Irak konusunda yüksek beklenti olduğunu kaydederek, "Herkes bizim yerimize kendisini koyarak, bizden beklenti içerisinde olmalıdır. Uzaktan göründüğü kadar çok kolay bir sorunla karşı karşıya değiliz. Çok karmaşık bir konuyla karşı karşıyayız. 'Türkiye şunu yapsın, bunu yapsın' diyenler, Türkiye'nin yerine kendilerini koymadan beklenti içerisinde oluyorlar" dedi. 

Suriye ve Irak'ta yaşanan olayların ardından Türkiye'ye yönelik göçe değinen Çiçek, bu rakamın 1,5 milyonun üzerine çıktığına işaret etti.

Cemil Çiçek, şöyle devam etti:

"Dışarıdan bakıldığında bir göç sorunu gibi gözüküyor. Ama bizim açımızdan kriminal sorunu var, sosyal boyutu var, güvenlik boyutu var, ekonomik boyutu var. Bunun dışında sayısız problemler var. Acaba bu 1,5 milyon kitle, Türkiye'ye değil de tüm Avrupa ülkelerine dağılsaydı nasıl bir sorunla karşı karşıya kalırlardı? Bunun için Türkiye'nin iyi anlaşılması lazım. Bir kısım gelişmelerle ilgili, 'Türkiye şunu yapsın, böyle bir beklenti içerisindeyiz' diye batı basınında, özellikle Amerikan basınında yazılar çıkıyor. Kendilerini Türkiye'nin yerine koyup, hariçten şarkı söylemek yerine, gelip bu acıları bizzat Türkiye'nin bir kasabasında, bir köyünde, sınır ilinde yaşamaları lazım. Çünkü bu konularda değerlendirme yapılırken Türkiye'ye haksızlık yapılıyor. Şimdi Irak'tan 36 bin Yezidi geldi. Bu da yeni bir dalga. Bir insanlık dramı yaşanıyor bu bölgede. Herkes bu konuya ciddi yaklaşmalı."

"Türkiye'nin de bu konuda söyleyeceklerini dinlemek istiyoruz"

Danimarka Parlamentosu Başkanı Mogens Lykketof da Türkiye'nin sınırları etrafında yaşanan ciddi durum ışığında, NATO içindeki ortak sorumlulukların ve işbirliğinin son derece önemli hale geldiğini ifade etti.

ABD Başkanı Barack Obama'nın oluşturduğu koalisyona katılmayı taahhüt ettiklerini belirten Lykketof, "Hem Suriye hem de Irak'tan gelen mülteciler sorunu ile uğraşan Türkiye'nin de bu konuda söyleyeceklerini dinlemek istiyoruz" diye konuştu.

Türkiye'nin AB üyelik sürecine değinen Lykketof, Türkiye'nin Avrupa'daki işbirliğine katacağı çok şey olduğuna inandığını söyledi. Bu konuda AB içinde ve Türkiye içinde tartışmaların farkında olduklarını anlatan Lykketof, Danimarka olarak, daha önce üyelik süreci ile ilgili alınmış olan kararlara bağlılıklarının devam ettiğini söyledi. 

Lykketof, Almanya ve Fransa'da, Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği konusundaki endişelerin farkında olduklarını belirterek, "Türkiye'nin AB'ye tam üye olarak kabul edilmesi konusunda verilmiş olan taahhütler konusunda bizim aklımızda hiç şüphe yok. Tabii ki müzakerelerde yeni bir ivme aramamız gerekiyor. Müzakereleri engelleyen bir takım işlemlerden kaçınmamız gerekiyor. Ama bunların bir kısmı Kıbrıs ile alakalı. Biz Kıbrıs'ta yeni bir barış süreci görme konusunda çok istekliyiz" diye konuştu.

"Böyle bir geleneğimiz yok"

Terörle mücadele konusunda işbirliği yapılması gerektiği fikrine katıldığını kaydeden Lykketof, "Türkiye'deki Kürt toplumunun daha militan kesimleriyle bir çözüm sağlanması yolunda yürütülen çabaları destekliyoruz. Bu militan kesimin yasa dışı aktivitelerini durdurma konusunda çabaları olduğunu biliyorum" dedi.

 Lykketof, 1915 olaylarına ilişkin, "Bizim, Danimarka Parlamentosu'nda tarihi olaylar üzerinde karar verme gibi bir geleneğimiz yok. Türkiye'nin 1915'te meydana gelen bu trajik olaylar konusunda kendi içine bakması, kendini sorgulaması, kendi tarihinde neler olduğunu araştırmasını son derece takdire şayan buluyoruz" diye konuştu.

İnsan hakları konusuna da değinen Lykketof, değişik medeniyetlerin değişik hassasiyetlerinin dikkate alınması gerektiğini vurguladı.

Heyet daha sonra yemek için TBMM Başkanlığı Resmi Konutu'na geçti. TBMM Başkanı Cemil Çiçek, yeni konutta ilk misafirlerini ağırlamış oldu.

Muhabir: Kubilay Çelik

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.