Dolar
32.35
Euro
34.90
Altın
2,220.48
ETH/USDT
3,557.90
BTC/USDT
70,554.00
BIST 100
9,079.97
Dünya, arşiv

ABD ile Küba arasında tarihi yakınlaşma

ABD Başkanı Obama, Kübalılara seslenerek, "Amerika dostluk elini uzatıyor" derken, Küba lideri Castro "Diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması için anlaştık" ifadelerini kullandı.

17.12.2014 - Güncelleme : 17.12.2014
ABD ile Küba arasında tarihi yakınlaşma

WASHINGTON

ABD Başkanı Barack Obama, ABD'nin Küba'yı izole etme politikasını "zamanı geçmiş yaklaşım" şeklinde değerlendirerek, Amerika'nın Küba halkına dostluk elini uzattığını söyledi.

ABD, bugün sürpriz biçimde, Küba ile diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi sürecine başlayacağını duyurdu.

Obama da Beyaz Saray’da kameraların karşısına geçerek, Amerikan çıkarlarına hizmet etmeyen "zamanı geçmiş yaklaşıma" son verdiklerini açıkladı.

İki ülkenin ilişkilerinin normalleşmeye başlayacağını belirten Obama, bunun da Amerikalı ve Kübalılar'a daha fazla fırsat sunacağını bildirdi.

ABD ile Küba arasındaki ilişkilerin karmaşık bir tarihe sahip olduğunu belirten Obama, kendisinin 1961 yılında, Fidel Castro’nun Küba’da iktidara gelmesinden tam iki yıl sonra ve rejimi yıkmaya çalışan Domuzlar Körfezi Çıkartması’ndan birkaç ay sonra dünyaya geldiğini hatırlatarak, iki ülke ilişkilerinin uzun yıllar Soğuk Savaş ortamına göre devam ettiğini hatırlattı.

Birbirinden sadece 145 kilometre uzakta olmasına rağmen ABD ile Küba arasındaki ideolojik ve ekonomik bariyerlerin yıllar içinde arttığını dile getiren Obama, bu dönemde ABD’deki Kübalı göçmenlerin ülkeye birçok katkılar sağlayarak, aslında iki ülke arasında eşsiz bir bağ kurduğunu bildirdi.

Obama, ABD'nin Küba’daki insan hakları ve demokrasiyi desteklemeyi, ülkeyi izole ederek yaptığını anımsatarak, bu politikaların tamamen iyi niyetlerle yapılmasına rağmen hiçbir ülkenin yaptırımları uygulamada ABD’ye katılmadığını ve bu nedenle de bu uygulamanın çok etkisinin olmadığını anlattı.

Küba’nın bugün hala 50 yıl önce iktidara gelen Castro kardeşler tarafından yönetildiğine dikkati çeken Obama, "Birçoğumuz doğmadan önce getirilen katı yaptırımlar ne Amerikalılar'a ne Kübalılar'a hizmet etti" dedi.

Obama, ABD’nin diğer bir komünist ülke olan Çin ile 35 yıldan uzun süredir ilişkisi bulunduğuna ve Soğuk Savaş döneminde en fazla Amerikalı'nın ölmesine neden olan savaşı yaşadıkları Vietnam ile 20 yıl önce ilişkilerin düzeltildiğine işaret ederek, bu nedenle başkan olduğunda Küba politikasını gözden geçireceğini söylediğini kaydetti.

Papa Francis devreye girdi

Amerikalı Kübalılar'ın, Küba’daki aileleriyle yeniden birleşmeleri için onlara seyahat yasağını geçmişte kaldırdıklarını belirten Obama, zaman zaman daha fazla adımlar atmak istediğini ama Küba’daki Amerikan vatandaşı Alan Gross’un tutuklu kalmasının ana engeli oluşturduğunu söyledi.

Obama, Gross’un durumunu uzun süredir Küba ile konuştuklarını ve Papa Francis’in de kendisi ve Küba Devlet Başkanı Raul Castro’ya ulaşarak, Gross’un ve ABD’de tutuklu olan 3 Kübalı’nın bir an önce serbest bırakılması noktasında kendilerine çağrı yaptığını kaydetti.

Gross’un bugün serbest bırakıldığını hatırlatan Obama, bunun yanında ABD’deki 3 Kübalı’nın değişimi karşısında da Küba’nın, 20 yıldır hapiste tutulan ABD’nin Küba’daki en önemli istihbarat ajanlarından birini serbest bırakmayı kabul ettiğini söyledi.

"50 yıllık izolasyon işe yaramadı"

Obama, tüm bunların sonucunda, ABD Dışişleri Bakanlığına en kısa zamanda Küba ile diplomatik ilişkilerin normalleştirilmesi için görüşmelere başlanması direktifini verdiğini ve Havana’da büyükelçilik açacaklarını belirterek, üst düzey yetkililerin Küba’yı ziyaret edeceğini bildirdi.

Obama, "50 yıllık izolasyon işe yaramadı, yeni yaklaşıma ihtiyacımız var" diye konuştu.

Küba’nın terörizm sponsoru ülkeler listesindeki yerinin de gözden geçirileceğini ifade eden Obama, iki ülke arasındaki seyahat ve bilgi akışını da artıracaklarını dile getirdi, ekonomi alanındaki adımlara değindi.

Obama, Kongre ile de Küba’ya yönelik ambargonun kaldırılması için diyaloğa gireceğini bildirdi.

Küba Devlet Başkanı Raul Castro ile dün telefonda konuştuğunu da ifade eden Obama, Küba’nın bazı siyasi tutukları serbest bırakmasından duydukları memnuniyeti de söyledi. Obama, Kübalılar'ın özgürlüklerine yönelik bariyerlere dair yanılsamaya da sahip olmadığını, hiçbir Kübalı’nın evrensel haklarını kullandıkları için taciz ve tutuklamaya tabi tutulamayacaklarını bildirerek, ülkedeki insan hakları ihlallerine yönelik eleştirilerini dile getirdi.

Obama, bugünkü açıklamalarının Küba toplumunu bir gecede değiştiremeyeceğini bildiğini ama bunların Küba halkına destek sağlayacağını söyledi. 

Bu yeni adımlara karşı çıkanlara da seslenen Obama, onların görüşlerine saygı duyduğunu, demokrasi ve özgürlüklere yönelik taahhütlerini paylaştığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"50 yıldan fazla süredir yaptığımız şeyleri yapmaya devam edip, farklı sonuçlar alabileceğimize inanmıyorum. Küba’yı yıkıma sürüklemek, Amerikan çıkarlarına da Küba haklına da hizmet etmiyor. 50 yıldır işe yaramadı ama yaradığını bile farz etsek, deneyimlerimizden biliyoruz ki, ülkeler, insanları kaosa sürüklenmediği durumlarda  daha iyi ve kalıcı değişimlere yöneliyor. Siyasi, sosyal ve ekonomik alanda gereksiz kısıtlamaları kaldırarak, Küba’ya11 milyon nüfusu için potansiyelini kullanma fırsatı sunuyoruz. Bu nedenle, yardım etmek istediğimiz Küba halkına, ABD’nin yaptırımlarıyla daha fazla yük getirmemeliyiz.

Küba halkı, Amerika dostluk elini uzatıyor. Kiminiz bize umudun kaynağı olarak bakıyor, bazılarınız bizi sömürgeci olarak görüyor. Size dürüst olacağım, aramızdaki tarihi hiçbir zaman silemeyiz. Fakat sizin kendi kararınızı alabilmeniz ve onurunuzla yaşamanız gerektiğine inanıyoruz. Bugün ABD, sıradan Kübalı'nın hayatını biraz daha iyileştirmek, biraz daha özgür ve refah kılmak için partner olmak istiyor."

Amerika kıtasındaki ülkelere, kolonyalizm ve komünizmin mirasını, uyuşturucu kartellerinin tiranlığını, diktatörlüğü ve sahte seçimleri arkada bırakma çağrısı yapan Obama, çabalarından dolayı Papa Francis’e, Kanada hükümetine ve kendilerine destek verdiği için Kongre’deki bazı üyelere teşekkür etti.  

50 yıldan sonra diplomatik yakınlaşma

ABD ve Küba, 50 yılı aşkın aradan sonra diplomatik ilişkileri normalleştirmek için görüşmelere başlayacak.

ABD ve Küba arasındaki ilişkiler, Fidel Castro’nun 1959’daki devriminden sonra giderek bozulmuş, ABD’nin Küba’ya uyguladığı yaptırımlarla, 50 yılı aşkın süredir diplomatik ilişkiler durmuştu.

İki ülke arasındaki ilişkilerin yönünü değiştiren tarihi kararın açıklaması bugün Beyaz Saray’dan geldi.

Beyaz Saray’dan üst düzey bir yetkili, ABD ve Küba’nın diplomatik ilişkileri  tamamen normalleştirmek için görüşmelere başlayacağını bildirdi. Küba’nın bu anlaşmanın parçası olarak, Amerikan vatandaşı Alan Gross’u serbest bıraktığı belirtildi.

Yetkili, ABD Başkanı Barack Obama’nın da Küba Devlet Başkanı Raul Castro ile dün 45 dakika süren telefon görüşmesi yaptığını ve burada iki ülkenin ilişkilerinin normalleşmesini konuştuğunu söyledi.

Küba'ya ambargonun işe yaramadığını ifade eden yetkili, ilişkilerin düzeltilmesi kararının Obama ve Castro tarafından birlikte alındığını dile getirdi.

Yetkili, ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda geçen bahar ayından itibaren iletişime geçilmeye başlandığını ve görüşmelerin Kanada ve Vakitan’da, Papa Francis’in de kişisel katılımıyla yapıldığını kaydetti.

Beyaz Saray da yayınladığı açıklamada, Küba’ya uyguladığı politikanın "ABD’nin kendisini bölgesel ve uluslararası partnerlerden izole ettiğini, Batı Hemisfer’deki gelişmelere etkisini kısıtladığını ve Küba’da olumlu değişimi teşvik etmeye yönelik araçları kullanmasına zarar verdiğini" kaydetti.

ABD büyükelçilik açıyor

Beyaz Saray, ABD’nin yaptırımlarını "zamanı geçmiş yaklaşımlar" şeklinde nitelendirerek, ülkeleri "aciz devlet" durumuna düşürecek yaptırımlar uygulamak yerine reformları desteklemek ve teşvik etmenin daha iyi sonuçlar verdiğini, zorlu deneyimlerle öğrendiklerini ifade etti. Bu nedenle Beyaz Saray, Küba halkına ABD yaptırımlarıyla daha fazla yük yüklemek istemediklerini bildirildi.

ABD’nin yeni Küba yaklaşımlarının ana başlıkları şöyle:

- ABD Dışişleri Bakanlığı, Küba ile 1961 yılından bu yana bozulan diplomatik ilişkileri yeniden kurmak için görüşmelere en kısa zamanda başlayacak.

- ABD, gelecek aylarda Havana’da büyükelçilik açacak ve iki hükümet arasında ilişkilerin normalleşmesinin parçası olarak üst düzey ziyaretler ve değişimler başlayacak.  

- ABD Dışişleri Bakanlığı, Batı Hemisfer’den sorumlu Müsteşar Yardımcısı başkanlığındaki ABD delegasyonu, gelecek ay Havana’da ABD-Küba göçmenlik görüşmelerinin gelecek turunu yapacak.  

- Küba’daki insan hakları durumu ve demokratik reformlar ABD’nin Küba ile diyaloglarına eklenecek. ABD, Küba ile karşılıklı kaygılar ile göçmenlik, uyuşturucuyla mücadele, insan kaçakçılığı gibi ABD’nin ulusal çıkarlarının geliştirilmesi konularında çalışacak.

Seyahatlere sınırlı izin

Beyaz Saray, yeni dönemde, ABD’den, Küba’ya aile ziyareti, ABD hükümeti, yabancı hükümetler ve belirli uluslararası organizasyonların yetkililerinin resmi ziyaretleri, haber amaçlı ziyaretler, profesyonel araştırma, eğitim ve dini ziyaretler, yarışma ve sergi, Küba halkını destekleme amaçlı veya insani projeler bazlı, bilgilerin ihracı, ithali veya iletilmesi gibi çeşitli nedenlerle ziyaretlere izin verilecek.

Ancak Amerikalı üst bir yetkili, ABD’den Küba’ya turistik seyahatlerin ise hala yasak olduğunu bildirdi.

Yeni dönemde, ABD’lilerin Küba’ya gönderebildikleri banka havalelerinin miktarı da yükseltilecek.

Düzenlemeyle 2 bin dolara kadar havale gönderilebilecek ancak bu düzenlemeden hükümet veya Komünist Parti'nin belirli yetkilileri faydalanamayacak. Havale gönderenlerden artık özel izin belgesi istenilmeyecek.

Değişikliklerin kısa süre içinde ABD Hazine ve Ticaret bakanlıkları yoluyla uygulanmaya başlanacak. Beyaz Saray, “Yeni politika değişikliği Küba nüfusunu güçlendirmeye yönelik hedefimizi daha da iyileştirecektir” ifadesini kullandı.

Seyahat ve havale prensiplerinin Kübalılara alternatif bilgi kaynağı sunma ve serbest meslek ile mal varlığı edinme noktasında fırsat sağladığı kaydedilirken, bu tedbirlerin halklar düzeyinde iletişimi artıracağı, Küba’daki sivil toplumu destekleyeceği ve Kübalı insanlara, Kübalılar arasında özgürce bilgi akışını sağlayacağı dile getirildi.

Bazı ithalat ve ihracat kalemlerine izin

ABD ve Küba arasındaki ilişkilerin normalleşmesinin önemli ekonomik etkileri de olacak.

Yeni düzenlemeler çerçevesinde ABD, Küba'ya inşaat malzemeleri ve tarım ekipmanları gibi bazı mal ve hizmetleri ihraç edilebilecek. Bu gelişmenin, Kübalıların daha çeşitli ürünlere daha ucuza ulaşmasını sağlayarak, ülkedeki yaşam standardını yükselteceği öngörülüyor. 

Bu arada, Amerikan vatandaşları da Küba'dan 400 doları aşmayacak mal ithalatı yapabilecek. 

Yeni düzenlemeler, iki ülke arasındaki finans işlemleri ve ödemeleri de kolaylaştıracak. ABD'li finans kuruluşları, ilişkilerin normalleşmesiyle Küba'daki bankalarda hesap açabilecek.

Bununla birlikte, Küba'yı ziyaret eden Amerikalılar, ülkede yaptıkları harcamalar için ABD'li bankaların kredi ve bankamatik kartlarını kullanabilecek.

Kübalıların ABD bankalarında bulunan hesaplarına uygulanan kısıtlamalara da son verilecek. 

Kübalılar internete daha iyi ulaşacak

ABD ayrıca, dünyada en düşük internet kullanım oranına sahip olan Küba'nın iletişim sistemlerini güçlendirecek ürünlerin ihracına da izin verecek.

Bunlar, tüketicilere yönelik cep telefonları ve bilgisayar programları gibi çeşitli ürünleri kapsayacak. 

ABD'li telekomünikasyon şirketlerinin, Küba'da ticari iletişim sistemlerinin güçlendirilmesini sağlayacak altyapı çalışmaları yapmasına izin verilecek. 

Diğer ülkelerde faaliyet gösteren Amerikalı şirketlere de yine bu ülkelerdeki Kübalı firmalar ve kişilerle finansal ilişkiler kurma yetkisi tanınacak. 

Küba’nın terörizme desteği yeniden gözden geçirilecek

ABD, Küba ve Meksika ile de ortak deniz sahası sınırlarını konuşacak.

Küba, 1982 yılından bu yana ABD’nin terörizme sponsor ülkeler listesinde yer alıyor. İlişkilerin normalleşmesinin önemli bir adımı olarak Obama, Dışişleri Bakanlığına Küba’nın bu konudaki konumuna yönelik bir gözden geçirme yapması ve 6 ay içinde rapor sunmasını istedi.

Bunun yanında Obama, gelecek yıl Panama’da, ana gündem başlıkları insan hakları ve demokrasi olan Amerika Zirvesi’ne katılacak. Zirveye, Küba’daki sivil toplum örgütlerinin de katılımı noktasında zirveye katılacak hükümetlerle diyaloğa girilecek. 

Öte yandan ABD, ilişkilerin normalleşmesi sürecinde Küba’daki insan hakları ve demokratik reformalar yönelik çağrılarına ve bunlara güçlü desteğine de devam edecek. Kongre’nin fonladığı Küba’ya yönelik demokrasi programlarının uygulanması da sürdürülecek.

Küba’daki tutuklu ABD vatandaşı serbest bırakıldı

Öte yandan, Küba’da 5 yıldır tutuklu bulunan ABD’li iş adamı Alan Gross, serbest bırakıldı.

Beyaz Saray üst düzey yetkilisinin verdiği bilgiye göre, Küba’da yasa dışı yollardan internet erişimini genişletme girişiminde bulunduğu için 2009'dan beri hapiste olan ABD’li iş adamı Alan Gross, Küba ile varılan mutabakat neticesinde serbest bırakıldı.

Yetkili, Gross’un insani sebeplerden dolayı Washington’ın isteğiyle Küba hükümeti tarafından bırakıldığını kaydetti. Gross, ABD uçağı ile Küba’dan ayrılırken, söz konusu anlaşma çerçevesinde ABD’de tutuklu bulunan 3 Kübalı da salıverildi.

ABD'nin anlaşma çerçevesinde Gross'un salıverilmesine karşılık, Miami'de tutsak bulunan "Küba Beşlisi"nin kalan son 3 üyesini serbest bıraktığı kaydedildi. Salıverilen Kübalıların isimleri açıklanmadı. 

ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı'nda (USAID) taşeron olarak çalışan Gross, 2009'da Küba'daki küçük bir Yahudi topluluğu için internet erişimi kurarken göz altına alınmıştı. Önce casuslukla suçlanan Gross, daha sonra yasa dışı ve gizli iletişim sistemleri kurarak Küba yasalarını çiğnemekten hüküm giymiş, 15 yıl hapse mahkum edilmişti.

Serbest bırakıldıktan sonra geldiği başkent Washington’da eşi Judy ile basın toplantısı yapan Gross, ABD bayrakları önünde yaptığı açıklamasında, bayraklara dönerek “Bu ülkenin vatandaşı olmak büyük bir lütuf” diyerek, salıverilmesinde emek harcayanlara teşekkür etti.

Kongre'de Obama'ya tepki

ABD Başkanı Obama'nın Küba ile diplomatik ilişkilere yönelik açılımı, Kongre'de özellikle Küba kökenli senatörler ve Cumhuriyetçilerden tepki gördü.

İsmi 2016 başkanlık seçimlerinde olası aday adayları arasında geçen Cumhuriyetçi Marco Rubio, "Obama hayatımda gördüğüm en kötü müzakereci" ifadelerini kullandı.

Senato Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Demokrat Robert Menendez ise "Tutuklu takası, diktatör rejimlere Amerikalıları pazarlık kozu olarak kullanmaya davet çıkaran aşırıcı derecede tehlikeli bir örnek" dedi.

Temsilciler Meclisi Başkanı John Boehner da "Zalim diktatörlüklere verilen anlamsız tavizlerden bir yenisi" şeklinde konuştu.

ABD-Küba ilişkilerinde Vatikan'ın rolü

Katolik aleminin ruhani lideri Papa Franciscus, ABD ile Küba’nın 50 yılı aşkın süreden sonra diplomatik ilişkileri yeniden kuracak tarihi karardan "derin memnuniyet duyduğunu" açıkladı.

Vatikan Devlet Sekreterliğinden (Başbakanlık) Papa Franciscus adına yapılan yazılı açıklamada, “ABD ve Küba hükümetlerinin, vatandaşlarının çıkarına olan son yıllarda onlara zorluk yaşatan bu durumu aşmak için aldıkları tarihi karardan derin memnuniyet duyuyorum” denildi.

Açıklamada, Papa Franciscus’un son aylarda hem Küba Devlet Başkanı Raul Castro’ya hem de ABD Başkanı Barack Obama’ya yazdığı ayrı ayrı mektuplarda, tarafları ortak insani çıkarlar, bazı tutukluların durumları ve iki ülke ilişkilerinde yeni bir dönemi başlatmaya yönelik çağrıda bulunduğu bilgisi verildi.

Devlet Sekreterliğinin açıklamasında Vatikan’ın, iki ülke heyetlerinin geçen ekim ayında ağırlandığı ve hassas konularda tatmin edici bir çözüme ulaşmak için yapıcı bir diyalog ortamı sunduğu ifade edilirken, “Vatikan, iki ülke ilişkilerini ilerletme ve iki ulusun refahını artırmak için verdiği desteği sağlamayı sürdürecektir” ifadesi kullanıldı.

İtalyan basınına yansıyan haberlerde de Küba Devlet Başkanı Raul Castro’nun da Vatikan’ın oynadığı arabuluculuk rolünden dolayı Papa’ya teşekkür ettiği belirtildi.

Başkan Obama da yaptığı tarihi açıklamada Papa Franciscus’un süreçte oynadığı role dikkati çekti. Obama, Küba’da tutuklu ABD  vatandaşı Alan Gross’un durumunu uzun süredir Küba ile konuştuklarını, bu noktada Papa Franciscus’un kendisi ve Raul Castro’ya ulaşarak, Gross’un ve ABD’de tutuklu olan 3 Kübalının bir an önce serbest bırakılması noktasında kendilerine çağrı yaptığını kaydetti.

Küba Devlet Başkanı Castro, ''Eşit bir şekilde diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması konusunda anlaşmaya vardık" dedi.

Küba Devlet Başkanı Castro

Küba Devlet Başkanı Raul Castro, ülkesi ile ABD arasındaki tarihi değişime ilişkin, ''Eşit bir şekilde diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması konusunda anlaşmaya vardık. Bu, sorunun çözüldüğü manasına gelmiyor. Ülkemiz için büyük büyük bir insani ve ekonomik hasara neden olan ekonomik, ticari ve finansal abluka son bulmalı'' dedi.

 ABD Başkanı Barack Obama'nın kameraların karşısına geçip, iki ülke halkına seslenerek, Amerika'nın Küba'ya ''dostluk eli''ni uzattığını söylediği sırada, Küba Devlet Başkanı Castro da eş zamanlı olarak bir televizyon kanalında, ABD'yle "normalleşme" adımı attıklarını açıkladı.

Castro, Obama’yla görüştüklerini ve ABD ile Küba arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için adımlar atılmaya başlandığını bildirdi.

 ''Kahraman Küba halkı''nın adanın bağımsızlığını savunmaya devam edeceğini belirten Castro, Başkan Obama'yla yaptığı telefon konuşması dahil, diyaloğun en üst seviyede yapılmasının sonucu olarak iki ülkeyi ilgilendiren bazı sorunların çözümünde ilerleme sağlayabileceklerini ifade etti.

Yaklaşık 9 dakika süren konuşmasında Castro, ''ABD vatandaşı olan Alan Gross'un insani nedenlerden dolayı'' ülkesine döndüğünü bildirirken, ABD ile Küba arasında insan hakları, dış politika, egemenlik gibi konularda ayrılıkların devam ettiğini kaydetti.

Castro, ekran karşısındaki konuşmasında şunları dile getirdi:

''Eşit bir şekilde diplomatik ilişkilerin yeniden kurulması konusunda anlaşmaya vardık. Bu, prensibin (problemin) çözüldüğü manasına gelmiyor. Ülkemiz için büyük büyük bir insani ve ekonomik hasara neden olan ekonomik, ticari ve finansal abluka son bulmalı.''

 ABD'yi özellikle posta ve telekomünikasyona ilişkin iki ülke halkları, aileleri ve vatandaşları arasındaki bağlantıları engelleyen kısıtlamaları kaldırması konusunda cesaretlendirdiklerini anlatan Castro, Küba'nın, ''müreffeh ve sürdürülebilir bir sosyalizmi inşa etmek niyetinde'' olduğunu söyledi.

ABD vatandaşı Alan Gross'un ülkesine döndüğünü hatırlan Castro, "ABD hükümetine BM Şartı ve Uluslararası Hukuk prensipleri temelinde iki ülke ilişkilerinin normalleşmesi konusunda ilerleme için karşılıklı adımların atılmasını öneriyoruz'' değerlendirmesinde bulundu.

Muhabir: Barışkan Ünal, Gülbin Yıldırım, Erkan Avci, Barış Seçkin, Mehmet Ö. Toroğlu, Selçuk Acar

Anadolu Ajansı web sitesinde, AA Haber Akış Sistemi (HAS) üzerinden abonelere sunulan haberler, özetlenerek yayımlanmaktadır. Abonelik için lütfen iletişime geçiniz.
İlgili konular
Bu haberi paylaşın